Altum Meleklerim
Bir süre sonra diğer çift,onun 1 hafta ardından da 3.çift yumurtlamış.Yavruları artemia başlayarak büyütmüş.
[/QUOTE]
[QUOTE=rastlantısal][QUOTE=gozturk][QUOTE=rastlantısal]Merhabalar.
Birinci sayfa:
Altum Meleklerini Yumurtlatmak
Jim Robinson, yazarın fotoğraflarıyla
İkinci sayfa:
10 Ocak 1992, Hafızamda sonsuza dek yaşayacak bir gün. Sadece karım Linda’nın doğum günü olmakla kalmayıp, aynı zamanda altumlarımın yumurtladığı gün oldu. Umarım, balıkların yumurtladığı gün dediğimi fark etmişsinizdir. Bir hobici balıkları yumurtlatamaz, balıklar bunu kendileri yaparlar. Hobici sadece uygun koşulları sağlayabilir, fakat sonuçta, bu hikayede de görüleceği gibi, sonucu balıkların işbirliği belirler.
Resimler
(ilk sayfadaki) Sürü halinde Pterophyllum Altum.
(ikinci sayfadaki küçük resim) Ayırdedici iki özelliğini gösteren P. Altum: Göz çizgisi ile dorsal çizgi arasında kahverengiden siyaha renk değiştiren bir çizgi (ki bu ifadeyi ben de anlamadım o bölgede bir değil çok çizgi var), ve solungaç kapağı üzerinde bir leke (koyu renk noktacıktan bahsediyor).
Üçüncü sayfa:
Bir Parça Tarih:
Altı küçük vahşi altum meleğini büyük bir yerel evcil hayvan mağazasından satın aldım. İhracatçıdan (1) tam olarak hangi bölgeden toplandıklarını öğrenmeyi denedim, ancak maalesef balıkları ona yerli toplayıcılar getirmiş ve Orinoco’nun hangi kolundan olduğunu hatırlamıyorlarmış. (2) Çift oluşturma umuduyla balıklar 3 erkek ve 3 dişi olmak üzere çift çift seçildiler. Küçük boyda iken bile balıkların cinsiyet tayinini yapmak oldukça kolay, fakat o konuyu en iyisi mi başka bir makaleye bırakayım. (3)
Balıklar 65 galonluk bir tanka yerleştirildiler. Donmuş artemia, kan kurdu, ve kendi tarifim ev yapımı dana yüreği ile hızla büyüdüler. Baharda olabildiğince çok canlı yemle beslendiler. Su piresi, sivrisinek larvası, kan kurdu, fairy karides (bunun Türkçesi’ni bilmiyorum) gibi canlı yemleri buldukça diyetlerine dahil ettim. Ancak, bu yiyeceklerin yumurtlamalarında etkisi olduysa bile fazla olmamıştır, çünkü yumurtlama olayı bu canlı yemlerin bulunmadığı Ocak ayında gerçekleşti.
Tank içeriği minimumda tutulmuştu: kum, bir parça kök, ve birkaç bitki. Görsel bir tank değil, sadece altumları besleyebilmek için hazırlanmış bir tanktı. Üç buçuk yıl sonunda, bu güzelleri yumurtlatabilme umudum artık kalmamıştı, dolayısıyla tank sadece balıkları barındırma amacına hizmet ediyordu.
Filtrasyon içlerinden çok miktarda hava geçen iki adet çift taraflı sünger filtre ile sağlanıyordu. Balıkların yumurtlamalarında etkili oldukları iddia edilen tüm pahalı ekipmanlarımı yumurtlamalarından halen ümidimi kesmediğim başka balıklarıma kaydırmıştım, çünkü bu kadar zamandan sonra artık altumların yumurtlamayacakları hissine kapılmıştım.
Toronto çevresindeki suyu sıvı kaya olarak kategorize edebiliriz. Musluktan 8.2 ile 8.4 pH arasında ve 480-610 ppm sertlik seviyesinde su akar. Eğer gökküşağı balıkları, Afrika göl cichlidleri veya canlı doğuran üretmeye çalışıyorsanız bu su harikadır, ancak yumuşak asidik su balıkları için iyi değildir. Yumurtlamamaları dışında, altumlar su şartlarından rahatsız görünmüyorlardı. (4) Su değişimleri haftada bir sıcaklığı tankın 2-3 derece (Fahrenheit) üzerinde olacak şekilde ayarlanmış musluk suyu-RO suyu karışımı ile yapılıyordu. Tankın normalde tutulduğu sıcaklık 78 ile 80 F arasındaydı.
Resimler
Birinci resim: P. Altum erkeği. Görüldüğü gibi altumun rengi her zaman kahverengi ve beyaz değildir. Burada scalare melek gibi gümüşi bir renkte görülüyor.
İkinci resim: Genç bir altum çifti. (5)
Üçüncü resim: Kök üzerindeki yumurtlama alanlarını cüce vatoza karşı savunan bir altum çifti.
Dördüncü sayfa:
Şansım Döndü:
Yumurtlamanın olduğu gün tembellik yaptım ve tanktan çektiğim %40 suyu, musluk suyu karıştırmadan saf RO suyu ile yeniledim. Tembelliğim, şansım olmuş olabilir. Aynı zamanda boşanmama da neden olacaktı çünkü haftasonunun geri kalanını dünyadan uzak yumurtaları koruyarak geçirdim.
Balıklar yumurtlamak için çok garip bir yer seçmişlerdi. Filtrenin T şeklindeki parçasının altına baş aşağı yüzerek yumurtaları dizmişlerdi. Yumurtlama neredeyse iki saat sürmüştü ve anaçlar diğer dört balık tarafından sürekli rahatsız edilmişlerdi. Özellikle de çorbada benim de spermim bulunsun diyen erkekler tarafından. Buna rağmen anaçlar yumurtlama alanını korumayı başardılar. Gerçek saldırganlıktan çok blöf ve göz dağı ile bunu yaptılar.
Yumurtlama tamamlandıktan bir saat sonra yumurtaları ayırdım. Anaçlar yumurtaları korumakta ve üzerlerinden yüzgeçleriyle su akışı sağlamakta çok başarılı olsalar da, yapılacak en bilgece şeyin yumurtaları ayırmak olduğuna karar verdim. Eğer yumurtaları yeselerdi, bana kim inanırdı ki? Kendi talihime inanmakta ben bile zorlanıyordum!
Kıymetli Yumurtaların Bakımı:
Yumurtaları klorlu musluk suyu ile doldurulmuş 5 galonluk bir tanka aldım. Işığın zar zor geçeceği koyu mavi bir renk alana kadar metilen mavisi ekledim. Ek olarak galon başına bir damla hesabıyla %33lük formalin ekledim. Yumurtaları tabandan yukarıda askıda yerleştirip, üzerlerine temas etmeyen bir hava akışının etkisine bıraktım. Klorun enfeksiyonları engellemede olumlu etkisi ispatlanmamış olmakla birlikte, beni rahat ettirdiği için kullanıyorum. Anladığım kadarıyla metilen mavisi bakterileri öldürmüyor, ama DNA’larını etkileyerek üremelerini engelliyor. Formalin ise bakterileri öldürüyor, ve aslına bakılırsa oldukça ağır ve tehlikeli bir kimyasal. 1992’de bunu bilmiyordum ve kullanırken özel dikkat göstermedim. Bugünlerde ise kanserojen olduğundan bahsediliyor, ben de daha çok dikkat ediyorum. Sonraki günlerde şunları tatbik ettim:
2.gün: Suyun yarısını musluk suyu ile değiştirdim, 4 damla formalin/galon ve yeterli miktarda metilen mavisi ekledim.
3.gün: Suyun yarısını musluk suyu ile değiştirdim, 3 damla formalin/galon ve yeterli miktarda metilen mavisi ekledim.
4.gün: Suyun yarısını musluk suyu ile değiştirdim, 2 damla formalin/galon ve yeterli miktarda metilen mavisi ekledim.
5.gün: Suyun yarısını musluk suyu ile değiştirdim, 1 damla formalin/galon ve yeterli miktarda metilen mavisi ekledim.
6.gün – 7. gün: Suyun yarısını musluk suyu ile değiştirdim.
8.gün – 9. gün – 10. gün: Suyun yarısını dinlendirilmiş su ile değiştirdim.
Resimler
Birinci resim: Sonunda ! Taze dökülmüş P. Altum yumurtaları.
İkinci resim: Larvalar, yumurtalar çatladıktan altı gün sonra.
Beşinci sayfa:
Bu noktada sudaki boya neredeyse yok olmuştu, kalanı da takibeden su değişimleriyle tamamen temizlendi.
Yavruları Büyütmek:
Yumurtalar çatladıktan sonra yavrular kafalarından anaçların yumurtaları bıraktıkları objeye yapışık olarak kalıyorlar. Kıvranıyorlar ve sallanıyorlar, bu nedenle “wrigglers” (kıvrananlar) terimi kullanılıyor. (6) Bir süre sonra tabana düşüp tabanda yayılmış guruplar halinde kıvranmaya devam ediyorlar. Bir sonraki gün artemia larvası ile beslenmeye başlıyorlar (sanırım 10.günden sonraki 11. günü kastediyor).
Yavrular çok hızlı büyürler ve kısa sürede erişkinlerle aynı yiyeceği yerler. Üç haftalık iken 5 galonluk tanktan 10 galonluk tanka taşıdım. Dime (10 cent) (yaklaşık 5 kuruş) boyutundayken 30 galonluk tanka taşındılar. Quarter (25 cent) (yaklaşık 50 kuruş) boyunda ise 65 galonluk tanka taşındılar.
Neden mi bu kadar uğraştım? 5 galondan direk 65 galona taşısam ve aradaki zahmetten kurtulsam olmaz mıydı? Buna verilecek klasik cevap, yavruların yemi daha kolay bulabildikleri ve yem ararken enerji harcamadıklarıdır. Başka balık türleri için bu cevap doğru olabilir, ancak scalare veya altum olması farketmez, melekler için doğru değildir. Melek yetiştiren herkes bilir ki, tank boyu ne olursa olsun, melekler yemi bulmakta zorlanmazlar.
Dürüst olmak gerekirse, küçük boydayken büyük tanklara konulduklarında neden iyi büyümediklerini bilmiyorum. Sadece, binlerce melek yetiştirirken edindiğim kendi tecrübemden, mantıklı olsa da olmasa da, bunun böyle olduğunu biliyorum.
Başka Başarılar:
Sonraki haftalar heyecan verici olmaya devam etti. İki hafta içinde başka bir erkek ve dişi yumurtladılar. Bu defa, çiftim üzerine yumurtlasın diye plastik bir parçayı akvaryuma yerleştirmiştim, ancak yumurtlayan çift farklı bir çiftti. Bir hafta sonra, son iki altum da yumurta dizdi. Mutluluğa bak. Neşeye bak. Üç tane yumurtlayan çiftim vardı. Hayat güzeldi. (7)
Resimler
Birinci resim: Yumurtalar açıldıktan sekiz gün sonra.
İkinci resim: Serbest yüzen yavrular.
Altıncı sayfa:
Verimi arttırmak için üç çifti de ayrı tanklara almaya karar verdim. İyi fikir diye düşünmüştüm. Ancak, çiftleri ayırmadan önce garip birşey oldu. İlk çiftin erkeği ikinci çiftin dişisiyle eşleşti. Daha sonra ilk dişi üçüncü erkekle yumurtladı. Altı altum da eş değiştiriyorlardı, bunun üzerine onları rahat bırakmaya ve sadece yumurtaları toplamaya karar verdim. Bu davranışı meleklerde ilk kez gözlemliyordum fakat daha önceleri çiftler oluşur oluşmaz ayırdığım için bunu görememiş olabilirim.
Doğadan Yakalanmış Erişkinler:
Kısa süre önce altumlarımı küçükken aldığım dükkandan dört erişkin altum daha aldım. İç parazitlerini temizlememden iki hafta sonra, pul yem dahil verdiğim her türlü yemi yemeye başladılar. Discus, regani, ancistrus ve farklı tür apistogramma çiftleriyle paylaştıkları 85 galon tanklarına yerleşmelerinden iki hafta sonra bir çift yatay bir kök üzerine yumurtlamaya karar verdi. Yumurtlamaya pencereden sızan ilk gün ışıklarıyla birlikte başlamışlardı ancak ilk rahatsızlıkta yumurtaları yediler.
Yine de, bu yumurtlama, ileride yabani erişkinlerin de başarıyla yumurtlayabileceklerine iyi bir işaret oldu. Gene de, bazen balıklar değişik ortamlarda yumurtlarlar, ve fakat bir daha hiç yumurtlamayabilirler.
Gelecek:
Bir çift yabani altumu akvaryum ortamında 500 kadar yavrularını güderken görmek heyecan verici olurdu. Ancak altum yavrularının çok değerli olmaları nedeniyle bu görüntü uzun bir süre ihtimal dışı olarak kalacaktır. Altumlarla çalışan üreticiler, yumurtaları anaçlardan ayırmakta hiç tereddüt etmeyeceklerdir. Çünkü bu yumurtalar riske atılmayacak kadar çok değerliler.
Resimler
Birinci resim: Bu yakın çekimde serbest yüzen yavrularla ilgili daha fazla detay görülebilir.
İkinci resim: Gelişmekte olan genç P. Altum.
(1) Abi 6 tane küçük melek aldı pet storedan, bir anda ihracatçıyla kontağa geçti (G. Amerika’da ve adam buna balıkların yakalanış hikayesini anlattı, bence gerçek dışı bir hikaye.)
(2) Mişli geçmiş zamana girdik.
(3) Abi alıştı ya sallamaya artık bir tane de o konuda yazacak makale gözüne kestirdi. Şaka bir yana, ne kolaymış küçük altumların cinsiyetini ayırmak. Benim elimden toplam 33 tane küçük altum geçti bu güne kadar ne hikmetse bana hepsi aynı göründü, herhalde bu abinin baktığı yere bakmayı bilmiyordum ben.
(4) Bu konuda abiyle aynı durumdayız, benim de altumlar 8-8.5 pH’da yaşıyorlar ve bir sıkıntıları yok bu konuda.
(5) Ben bunu anlamadım balıklar 3.5 yaşında yumurtladılar ondan önce bir faaliyet görmemiş ki yazmamış, umudumu kesmiştim falan diyor. Ama burada da genç çift diyor. Çift olduğunu nasıl anlamış, muamma...
(6) İngilizce kaynaklarda yumurtalar açıldıktan serbest yüzene kadarki evredeki larvalara wriggler denmektedir.
(7) Adam artık iyice inandırıcılığını kaybetti.
Teşekkür Edenler: [T]150810,mcetindas[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ercan abi resimleri çektim. Altum ve diskuslarla ilgili söyleşi tarzında sorular sordum. Şuan işyerideyim. Eve geçince herkesle paylaşacağım.
Saygılarımla.
[QUOTE=E_C_N]Ümit bey, merakla bekliyoruz. [/QUOTE]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir