Apistogrammalar hakkında (Makale)
Apistogrammalar, ülkemizde daha yeni yeni tanınmaya başlanan, cüce cichlid türleridir. Gerek tank ihtiyaçları, gerekse tür ve renk çeşitliliği yüzünden, bir çok ülkede popüler akvaryum balığı sıralamasında üst sıraları almışlardır.
Bu türler hakkında yeterli Türkçe kaynağın olmadığını düşünen arkadaşlar için, temel bilgilerin olduğu bir makale yazmayı uygun gördüm. Bu yazıdaki bilgiler, araştırmalarımın kendi tecrübelerimle sentezlenmiş halidir.
Amazon nehri
Apistogrammaların geneli, Güney Amerika'daki Amazon nehrinin yavaş akan, sığ sularında ve suların alçalmasıyla oluşmuş, yine bu nehrin yakınlarındaki göletlerde yaşarlar. Geniş bir coğrafi alana yayıldıklarından, değişen su değerlerine göre çeşitlilikler gösterirler. Bu çeşitliliklerin başlıcaları; Boyut, renk, davranış, biçim ve yüzgeç yapısıdır.
Apistogramma türleri, bilinen 12 ana gruptan oluşur.
1-Apistogramma agassizii grubu
2-Apistogramma borelli grubu
3-Apistogramma cacatuoides grubu
4-Apistogramma gibbiceps grubu
5-Apistogramma macmasteri grubu
6-Apistogramma pertensis grubu
7-Apistogramma regani grubu
8-Apistogramma steindachneri grubu
9-Apistogramma trifasciata grubu
10-Apistogramma balzfleck grubu
11-Apistogramma diplotaenia grubu
12-Apistogramma sp. Rotpunkt grubu
Bu gruplardaki türler kendi aralarında, yukarda saydığım gibi farklılıklar gösterirler. Her grubun içinde kısmen aynı özellikleri taşıyan farklı alt gruplar ve varyeteler vardır. Gruplar arası eş tutma ve üreme olmazken, alt grup varyetelerinde bu duruma rastlanmıştır.
Hali hazırda yeni apisto türleri keşfedilmektedir. "Apistogramma sp. (species)" diye başlayan tür isimleri, resmi adlarını almamış (literatüre girmemiş) türlerdir.
Bu türlerin beslenmesi ve bakımında dikkat edilmesi gerekenleri, başlıklar altında toplayıp, açıklmak istiyorum.
Cinsiyet belirleme:
Cinsiyet ayrımı genelde kolaydır. Erkekler dişilere göre daha büyük olurlar ve çok renklilik gösterirler. Dişiler üreme dönemlerinde renklerini sarartırlar. Alt ön yüzgeçlerdeki siyah ışınlar dişilerde daha belirgindir. Bu özellikler, yine apisto türüne göre değişkenlik gösterir. Çekinik erkekler, dominant erkeklerin yanında dişi gibi görünmeye çalışabilirler. Bu durum cinsiyet tainini zorlaştırmaktadır.
Boy ve yaş:
Maksimum boyları, erkeklerde 10-11 cm, dişilerde 5-6 cm. dir. Ortalama ömürleri 5-6 yıldır.
Üreme ve eş seçimi:
Üreme olgunluğuna, 3-4 aylık olduklarında erişirler.Eşlerin birbirine olan sadakati balıkların karakterine göre farklık gösterir. Dişiler yumurtalarını, kaya altlarına ve korunaklı yuvalara dizerler. Ortamına göre yaprak ve kütük dallarına dizdikleride bilinmektedir. Yumurta sayısı dişinin erişkinliğine ve beslenmesine göre 20-200 arasında değişkenlik gösterir. Yumurtalar 3. günde çatlar. Yavruların serbest yüzmeye başlaması, bir haftayı bulur. Dişiler ortamın koşullarına göre, bu süreyi uzaltıp kısaltabilirler. Yavrular serbest yüzmeye başladıkları anda artemia yiyebilecek durumdadırlar. Yavrulara anne ve baba beraber bakar. Erkeğin bazı durumlarda yavruları yediği bilindiğinden, dikkatli takip edilmesini öneriyorum. Böyle bir durumda erkeği ayırabilirsiniz. Yavrular en az bir aylık olmadan başka tanka alınmamalıdır. Tank değişiminde kendi sularıyla taşınmalı ve yeni tankları %100 eski sularından olmalıdır. Erkekler birden fazla dişi ile eş tutup üreye bilirler. Erkek yuvaların hepsini sahiplenir. Düzenli aralıklarla her yuvanın güvenliğini sağlar. Doğada, bu yuvaların arasındaki mesafe çok yakındır. Akvaryumlarda bu tankın büyüklüğüne ve popilasyona göre farklılıklar gösterir. Dişiler genelde aynı zamanlarda yumurtlar. Bunu ilk dişinin suya salgıladığı hormonlar sebep olmaktadır. Aynı zamanlarda çıkan yavrular zamanla dominant olan dişinin koruması altına geçer. Bu dönemde şiddetli kavgalar ve karşılıklı yavru çalmalar yaşanır. Yavrularını kaybeden dişi, karşılaştığı yavrulara artk yem muamelesi yapacaktır. Tekrar üreyebilmesi için güç toplamasına ve zamana ihtiyacı olduğundan, ben ayrılması taraftarıyım.
Sağlıklı apisto bulmak:
Bu türlerdeki en önemli husus sağlıklı balık bulabilmektir. Ülkemizde bu türlerin getirilmesi ve teşhrinde gerekli özen gösterilmediğinden, bulduğumuz apistoların çoğu hasta veya yıpranmış durumda oluyor. Güvenmediğiniz yerden bu balıkları almayın. Balıklar ithal geldilerse, en az bir hafta aynı tankta kalmış ve hala canlılığını koruyor olmasına dikkat edin. Tanka yem attırın ve verdikleri tepkilerri takip edin. Uyuşuk, yüzgeçleri kapalı ve soluk renkli balıkları almayın. Mümkünse yerli üretimi tercih edin.
Suya alıştırılmaları:
Bu balıklar su değişimlerine karşı çok hassastırlar. Bu yüzden, ilk şoku zararsız atlatmaları için adaptasyon süreçlerini uzun tutmalısınız. Ortam ışığı loş olmalı. Ben ilk alıştırmada, balıkları getirdiğim poşeti bir kovaya yavaşça boşaltıyorum. Fazla suyu döküyorum. Kovada sadece balıkların yüksekliği kadar su kalıyor (yaklaşık 2-3 cm). Daha sonra tankımdan bir hava hortumuyla su ilave etmeye başlıyorum. Hortumun ucunda bir vana takıp, saniyede bir damla su gelecek şekilde ayarlıyorum. Yaklaşık bir saat sonrada balıklarımı tankıma alıyorum.
Sitres:
Dikkat edilmesi gereken bir diğer hususta sitrestir. Ortamını veya tanktaki tür çeşitliliğini sevmeyen, taşınma ve adaptasyon esnasında hırpalanan, eşi ölen, sık yer değişimine maruz kalan apistolarda bu sık gözlemlenir. Bu durumun çözümü hemen alınmaz ise sonucu ölümle bitebiliyor.
Su değerleri:
Bu balıklar doğalarında çok farklı su değerlerini telore edebilmiş balıklardır. Dikkat edilmesi gereken, ani değişimlere sebebiyet vermemektir. Tavsiye edilen değerler kısaca şöyledir; Ph 6-7, Gh 0-8, ısı 23-28 derece.
Tank seçimi ve dekarasyon:
Bir çift apisto için minimum tank 50 litre olmalıdır. Apistolar bitkilere zarar vermediğinden, her türlü bitki ile tankları dekore edilebilir. Doğal yaşam alanları genelde loş olduğundan tankınızda karanlık bölgeler oluşturmalısınız. Bunu kütükler, kütük dalları, kayalar ve çeşitli yuva dekorlarıyla sağlayabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken, suyun ph'ını arttırmayan materyaller kullanmanızdır. Taban malzemesinde de bu durum geçerlidir. Ben aquaclay kulanıyorum. Hem bitkiler hemde balıklarım için hiç bir zararı yok.
Tank bakımı:
Bu konuda yine dikkat edilmesi gereken bir husus. Su değişimlerini haftada bir kez yapmanızı öneririm. Su dipten çekilmeli ve mümkünse bitkilerin sık köklerinin arasından çekilmeli. (Bu bölgelerde sirkülasyon azdır ve zararlı gazların birikmesine sebep olur.) Haftalık su değişimini için % 20-30 yeterlidir. Bu durum Yavrular serbest yüzmeye başladığında haftada 2-3 e çıkarıla bilir. Su değişimlerinizi, en az 2 gün dinlendirilmiş ve ısısı eşitlenmiş su ile yapın. Suyu, tanka mümkün olduğu kadar yavaş ilave edin. İç filtrelerinizi haftada bir, dış filtrelerinizi ise ayda bir olmak şartıyla mutlaka temizleyin. Suda ölü balık ve bitki yaprağını bekletmeyin.
Yemleme:
Bu balıkların doğalarındaki ana besinleri böcek larvalarıdır. Bu sebeple protein ağarlıklı yemlerle beslenmelidirler. Yem tavsiyelerim; Kan kurtu, sivrisinek larvası, beyaz kurt, mikro kurt, artemia, su piresidir. Kuru yem olarak ise; kaliteli bits çeşitleri ve pul yemlerdir. Arada yosun içerikli yemlerle besin çeşitliliği sağlanmalıdır.
Karakter ve agresiflik:
Bu balıklar cichliddir ve üreme katagorisine göre yumurta dizen sınıfındandır. Her yumurta dizen cichlid gibi bunlarda üreme dönemlerinde agresifleşirler. Üreme dönemi harici çok uysal ve barışçıldırlar. Üreme dönemlerindeki agresiflikleride korudukları bölgeyle sınırlıdır.
Yanına tür seçimi:
Apistolar, kendilerini sitrese sokmayacak ve su değerleri uygun her türle beraber bakılabilirler. Üretip yavru büyütmek isteyenler için ise bu çeşitlilik çok sınırlı rakkamlara düşmektedir. Bunun sebebi yavruların sürü sadakatinin az olması ve kolay yem olmalarıdır. Tavsiye ettiğim türler; Nannostomus marginatus (Kalem balığı), Chinese Hillstream Loach (kelebek vatoz),Ottocinclus affinis, hatchetfish (balta balığı).
Popilasyon:
Kalın yaprak örtüsünün olduğu bölgelerde yaşayan apistoların bir metre karelik alanda 500 civarında sayılara ulaştığı bilinmektedir. Bu konuda size kendi tecrübelerimden iki örnek vereceğim. 240 litrelik tankımda 3-4 ay gibi bir süre 60 civarında ve 5 farklı türden damızlık apisto baktım. İçlerinden üç türü bu tankta yavruladı. Kalabalık olma sebebiyle yavrular büyüyemeden yem oldular. İkinci örneğim ise şuan yaşadığım bir durum. 50 litrelik tankımda en az 200 adet cacatuoides yavrusu var. Boyları 1 ila 3 cm arasında. Bu durumlar tavsiye ettiğim durumlar değil. Fakat tecrübeli ellerde kalabalık nüfusu, ne kadar telore ettiklerini göstermek için söylemek istedim. Tavsiye ettiğim. 50 litreye 2 dişi 1 erkek oranıdır. Daha büyük tanklarda bu sayı arttırılacaksa, en az dişi balık sayısı kadar yuva ve saklanma bölgesi tankta hazır olmalıdır.
Deneyim:
Hobiye yeni başlayanlara bu türleri önermiyorum. En az 1-2 yıllık hobi tecrübesi olanlar, iyi bir araştırma ve bilir kişilerden alacakları tiyolarla bu türleri rahatlıkla besleyebilirler.
Not: Makale alıntı değildir. İsmim ve haberim olmadan başka yerde kullanılmamasını rica ediyorum.
Beğenenler: [T]204792,hasanumut[/T][T]215939,Kamil009[/T][T]205105,çulsuz[/T][T]137082,emregök[/T][T]44449,Uzay[/T][T]221846,Korhan Bekar[/T][T]230216,mustafatekeli[/T]
Teşekkür Edenler: [T]215939,Kamil009[/T][T]44449,Uzay[/T][T]221846,Korhan Bekar[/T][T]230216,mustafatekeli[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ersel Bey merhaba...
Volkan Bey geçirdiği bir trafik kazası sonucunda hobiye ara vermek durumunda kaldı. Daha sonra taşındı felan bir çok özel nedenden ötürü bir daha pek alâkadar olamadı hobiyle. Uzun süredir forumlara dahil olmuyor.. Sorularınıza bu sebeple cevap veremez...
Apistolar hassas balıklardır. Hatta şöyle söyliyeyim discus beslemişsiniz ve bilirsiniz ki discus için hassas derler. Aslında discus apistoların yanında çok daha sağlam ve dayanıklı bir balıktır... Hızlı solumanın sebebi solungaç paraziti olabileceği gibi yeni aldığınızda kaybetmişseniz su kimyasıyla alakalıdır.. Ancak yavru aldım demişsiniz.. Sanırım sorun sonradan ortaya çıktı. Bu da daha çok solungaç paraziti olma durumunu aklıma getiriyor..
Ancak su değerleri de test etmeden normal diye düşünmekle yetmiyor malesef.. Sorun su değerlerinden de kaynaklanıyor olabilir.. Dişilerle erkeklerin hassasiyetleri farklı oluyor.. Nedense cüce cichlidlerde hep dişiler daha dayanıklı olmaktalar... Erkeklere en ufak bir aksilikte akvaryumun bir kenarında hızlı solurken rastlanılabiliyor.. Sonuç genelde ölüm oluyor malesef...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gündüz uygun saatlerde görüşelim. İstanbul'da nerelerden ne alabileceğiniz konusunda yönlendirme yaparım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir