capcanlı kırmızı renkli plati için
Gönderim Zamanı: 25 Temmuz 2012 18:56
Lepisteslerin doğalarında ilk
besin kaynağı sivrisinek larvaları,diğer böcek larvaları yavru küçük
balıklar,su böcekleri ve yosundur.Ağzı diğer bitkisel besinler için
yeterli güçte değildir.Sivrisinek larvaları lepisteslerin yaşadıkları
yerde sürekli ve bol bulunan bir besindir.Lepistes otçul diyerek yanlış
bilgi veriyorsunuz.Hayvansal besinlerle beslenen canlılar doğal olarak
protein ağırlıklı beslenir.Ancak evet protein bitkisel ve hayvansal
olarak ayrılabilir orası başka.Bütün canlı doğuranlar otçul demekte ne oluyor? Lepistes plati ve kılıcın yosun haricinde başka bir bitkisel besin almak için yeterli güçte ve genişlikte ağız yapısı yoktur.Bu balıklar doğada ağızlarına girebilecek her türlü hayvanı avlar.Moliler ve veliferalar geniş dudaklarıyla mükemmel yosun kazıyıcısıdırlar. Ancak veliferalar moli gibi bitkisel ağırlıklı beslenirse doğadaki gibi büyük boyutlara ulaşamazlar bunun için hayvansal besin gerekir. Ayrıca buna dikkat edin.Yağlanma alınan kalorinin harcanmamasından olur.Otçul hayvanlar o zaman yağlanamazdı. Gereğinden fazla yem sonucu yağlanma bitkisel yemde de hayvansal yemde de olur.Moli hariç diğer canlı doğuranlara arada bir bitkisel besin verdiğiniz sürece ya da yeterli yosun yiyebiliyorsa hayvansal yemle % 99 sağlık sorunu yaşanmaz sadece hakiki otçul olan molide yaşanır.% 1 lik dilimde aynı doğadaki gibi güçlü bir sindirim sistemine sahip olmayan güçsüz balıklardır.Bitkisel yemi attığınızda yiyor ya da camlardaki yosunları yiyor diye balık otçul olmaz.
malawi_cheart 2012-07-25 18:58:10
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Temmuz 2012 08:49
Sami kardeşim merhaba, anlattığın sistem doğal ortam yani iki ucu açık bir sistem ve bu ortamda sadece canlı doğuranlar yok. Her türlü canlı var ve büyük bir rekabet var o doğada. Tabiki larva yiyecekler. Ama bunu senenin 12 ayı yiyemezler. Sivrisinekler yılın belli bir dönemi larvalarını bırakır ve daha sonrada bu larvalar canlıya döner. İşte bu dönemde bu larvaları her balık yer. Bizim konuştuğumuz, kapalı sistem yani akvaryum. Burada larva yok, yosun yok. Doğum yaptıktan sonra kendi yavrularını yerler.Neden yerler?Çünkü bu genlerinde vardır ve içgüdü ile yaparlar bunu. hayvansal besin ihtiyaçları olduğu için değil. Doğada karınlarını doyurmak için yerler, akvaryumlarda ise tamamen içgüdüsel olarak yaparlar bunu. Bahsettiğimiz canlı doğuranların hepsi tropical balıktır. Yani bol bitkili, her tür canlının bulunduğu, sıcaklığın yüksek ve asla 18 derecelerin altına inmeyen bir ortam. Bu ortamda yaşayan balıklar karınlarını doyurmak için her tür yiyebilecekleri yiyeceği yerler. Bu hayvansal da olur bitkisel de. Ama Bitkisel oran çok daha yüksektir diğerine göre. Yağlanma alınan kalorinin harcanmamasından olur, doğrudur. Eğer çok fazla yem verilirse, canlı doğuran bunu hiçbir zaman reddetmez. Ha bire yer ve dışkılar. Bitkisel de versen canlı yağlanır, fazla yerse. Neden, çünkü kapalı bir sistemde yaşıyor. Doğal ortamda değil. Ağız yapısı ile beslenmenin bir ilgisi yok. Ben lepisteslerime ıspanak veriyorum, marul veriyorum hafif haşlanmış. Severek yiyorlar, tırtıklayarak. Sonuçta ısırma yetisi olan her canlı , her boyuttaki yiyeceği yer. belki bütün canlı doğuranlar otçuldur diyerek çok iddialı bir cümle kullandım ama bunu yüzdeye vurursak % 90 ı bitkisel beslenir. Tabiki hayvansal da beslenirler, verdiğin zaman red etmez yerler. Neden artemia veriyoruz? Buda bir hayvansal proteindir ve de yüksek bir protein oranına sahiptir. Çok fazla detaya girmek istemiyorum burda. Çünkü zamanla, bu hobiyi severek yaptıkça bu detayları sende öğrenecek ve uygulayacaksın. lepisteslerde yavrulara mutlaka günde 2 kez artemia vermek gerekir ki çabuk gelişsinler ve sağlıklı olsunlar. Ama bunu damızlık altı için yapamayız. Gelişme bir müddet sonra ters etkiler gösterir. Gövde çok büyür, kuyruk gelişmez vs. , detay dediğim bunlar. Camlarımda hiçbir zaman yosun oluşmadı ve oluşmaz. Çünkü oluşmaması için gerekli olanları yaparım. Yosun, yesinler diye olmasını istediğimiz birşey değildir çünkü akvaryumlarda. Velhasıl güzel kardeşim, canlı doğuranlar bitkisel beslendiklerinde, sindirim sistemleri düzgün çalışır ve iç parazit, dropsy gibi hastalıklar oluşmaz, renk ve formları en üst düzeyde olur. Doğa ile akvaryumu birbirine karıştırmamak lazım. Sevgi ve saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Temmuz 2012 10:30
Balığın beslenme biçimini bilecek kadar tecrübem var.Öncelikle ilk bilmeniz gereken şey tüm canlı doğuranlar tropikal değildir.Lepistes,moli,velifera,kılıçkuyruk,plati türlerinin hepsi subtropikal yani yarı tropikal ortamda yaşar. Bu ortamlarda her yer bitki dolu değildir. Doğada dişilerle erkekler ayrı yaşarlar. Subtropikal nehirlerde çoğu yer çakıl ve düz kumluktur.Dişiler bitkili derin ve yavaş nehirlerde yaşarken erkekler dar hızlı akan çakıllı bölgelerde yaşar. Çiftleşmek ve doğurmak için dişiler göç eder.Doğada sadece bir sivrisinek türü yoktur. Bir kaç tür vardır ve hepsinin ayrı üreme dönemleri vardır ve her tür yılda 1 kezden fazla larvalar.Türkiye deki gibi yılda 1 kere değildir.Bu nedenle yılın 12 ayı olmasa da çoğu zamanı bulunan bir besindir.Beslenmenin ağız yapısıyla ilgisi yok demeniz çok anlamsız.Ağız yapısı tüm canlıların beslenmesini belli eder.Piranhaya muz verdiğinizde oda yiyor.Ama hayvan tamamen etçil.Üstelik ne zaman yiyecek geleceğini bilmeyen balık tabiki bitkisel hayvansal ayırmadan ne verirseniz yiyecektir.Ancak doğada bu besinler öyle birden ortaya çıkmaz.Ayrıca kibar ağız yapıları doğada yosun ve belki çok yumuşak bitkiler hariç(yumuşak bitki belkide yoktur doğalarında olduğu meçhul) diğer bitkileri yiyemezler.Ispanağı bile zor ısırıyorlar.Aksine akvaryumunuzu mümkün olduğunca doğayı yakalamalısınız.Hareket kısıtlılığını belli bir akıntı vererek karşılayabilirsiniz. Yetişkin balıklarımada sürekli artemia veriyorum. Balığın gelişmeyle ilgili fonksiyonları doğuştan bozuk değilse yağlanma hariç hiç bir şey balığın formunu bozamaz. Öyle bir şey yok.Ayrıca sindirim hastalıklarına yakalanmak otçul olduğu anlamına gelmez.Piranha bile bu problemleri yaşıyor. Balık doğada nasıl yaşıyorsa akvaryumada bunu mümkün olduğunca taşırsanız balık o kadar sağlıklı olur.Yanlış bilgi vermeyi sürdürerek insanları yanlış yönlendiriyorsunuz. Bir canlının ağız yapısına bakarak nasıl beslendiği anlaşılır.Ağız yapısına göre canlı doğuranlar çoğunlukla yüzeyden beslenen(diptende beslenebilirler bu aksi kanıt olmaz ayrıca dikkat edin yüzeyden bitki yemiyordur muhtemelen) yırtıcı özelliği taşımayan(mikro dişlere sahip) ancak ağızları bitki yapraklarını koparacak güçtede olmadığından otçulda olamayacağını ve bulundukları doğadaki besin kaynaklarını göz önünde bulundurarak bahsi geçen geçen canlıların hepçil ve moli(geniş dudakları ve düz ve sivri olmayan mikro dişleriyle tam bir yosun yiyicisidir) hariç bu balıkların hayvansal ağırlıklı beslendiği söylenebilir.
malawi_cheart 2012-07-26 10:44:02
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Temmuz 2012 11:34
Sami kardeşim, birincisi verdiğin bilgiler yanlış diyerek bana saygıda kusur ettiğini belirtmek isterim. Dönüp dolaşıp aynı şeyleri yazıyorsun ve hep doğal hayatla akvaryum hayatının aynı olması gerektiğini belirtiyorsun. Bildiğin teorik bilgilere yada seyrettiğin belgesellere göre konuşmamalısın. Biz burada doğal hayatta ki beslenmeyi değil, akvaryumlarımızdaki balıklarımızın beslenmelerinden bahsediyoruz ve konumuz kırmızı balığın nasıl daha kırmızı olabileceği ve renklerinin parlak olmasıdır. 41 senelik hobici olarak senin edindiğin tecrübelerin kat be katını edinmiş birisiyim. Burada seninle polemiğede girmem çünkü yazdıklarına saygı göstermek zorundayım. Fikirler farklı olabilir. Saygı göstermek gerekir. Ben nasıl senin yazdıklarına saygı gösteriyorsam, yazdıklarına yanlış demedim hiçbir mesajımda. Senden de aynı şeyi beklerim. Tecrübe ile sabittir en başlarda yazdıklarım. Yem konusunda, kırmızılık konusunda, form ve parlaklık konusunda. Bunlara katılırsın yada katılmazsın, o ayrı mesele. Renklendiriciler balıktaki renk pigmentlerinin ortaya çıkması için yardımcı olurlar ve gerçektende faydaları çoktur. Bunu yavruyken uygulamaya başlarız. Ben lepisteslerimde bunu uyguluyorum. Astaksin, kril, spirulina gibi katkı maddelerini yemlerime karıştırarak yapıyorum bunu. Daha sonra da seçicilik giriyor işin içine. Her doğan yavru ebeveynlerine benzemiyor. Doğal hayatı değil, kapalı bir sistem içerisindeki, artık doğal ortamda bulunmayan balıkları konuşuyoruz. Benim yazdıklarım, kullandığım, tecrübe ettiğim ve sonuçlarını aldığım bir öneriydi sadece. Bunu uygularsın yada uygulamazsın, buna karışamam. Bir önerim olacak sana, bitkili bir tankın vardır mutlaka. Hiç harici yem verme ve balıklarının gelişimini izle. Bakalım sonuç olarak nerelere geleceksin? Bunlarıda burada bizlerle paylaş ki bizde tecrübelerini öğrenelim diyor ve bu konu ile ilgili noktamı koyuyorum. Sevgilerimle.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Temmuz 2012 12:18
[QUOTE=zerkus][QUOTE=malawi_cheart] Platiler protein ağırlıklı beslenirler sadece bitkisel besinler vermeyide ihmal etmemek gerekir.Plati,kılıçkuyruk,lepistes,halfbeak,endler,velifera ve moli içinden sadece moli bitkisel ağırlıklı beslenir.Yanlış bilgi vermemeye dikkat edelim.
[/QUOTE]Merhaba, protein ağırlıklı beslenme diye birşey yoktur. Hayvansal ve bitkisel beslenme vardır ve bunların içerikleri sonucu bir protein değeri çıkar ortaya. Bitkisel yemdede protein vardır, hayvansal yemdede. Sadece moli değil tüm canlı doğuranlar bitkisel ağırlıklı yemler ile beslenirler. Burada dikkat edilmesi ve senin de bilmediğin bir konu var. Buda canlı doğuranlara protein değeri çok yüksek yemler verildiğindei bu hayvansal yada bitkisel , fark etmez. Canlıda yağlanmaya ve şişmanlığa neden olur. O yüzdendirki, tüm yemleri inceleyin, özellikle de canlı doğuranlar için olanları. Tüm markalarda protein değerleri %40 ila %48 arasındadır. Bu değerin normali %45 tir. Bu yüzden yanlış bilgi dediğiniz doğru, ama sizin verdiğiniz bilgi yanlıştır.Sevgi ve saygılarımla.[/QUOTE]
Yusuf bey burda verdiğim bilgilere yanlış dediğiniz gözüküyor.Ayrıca yanlış bilgi veriyorsunuz derken amacım saygısızlık yapmak değildi.Eğer saygısızlık olarak algılandıysa bu konuda kusuruma bakmayın.Ben sizin tecrübenizi küçümsemedim.Sadece bu beslenme konusu hakkında fikir sahibi olacak kadar tecrübem olduğunu belirtmek istedim.Doğaya uygun beslenip beslenmemesi tabiki bir fikirdir.Ancak doğada hayvansal protein ağırlıklı beslenen bir balığı akvaryumda bitkisel ağırlıklı besleyip o balığa otçul demek bana yanlış geliyor.Nasıl besleyeceğiniz konusunda özgürsünüz ancak otçul diyerek insanları yönlendirmemelisiniz.Ben doğadaki beslenme biçimine göre konuşuyorum. Nasıl beslenmesi gerektiği yada herhangi bir öneri söylemedim. Canlı kırmızıya sahip plati konusunda da önerimi yaptım.Tetra bits doğal melanin içerdiği için sarı prensesi bile turuncu yapıyor mutlaka yardımı dokunacaktır. Arada bitkisel yem vermeyi ihmal etmediğiniz sürece bir sorun olmayacaktır dedim.Bu yemi plati beslediğim zamanlarda platilere ve şimdide kılıç ve veliferalarıma veriyorum.Kılıçların kırmızılaşmasına ve veliferaların sarı-turuncu renklerinin canlanmasına yardımcı oluyor.Hemde hormonlu yemler yerine bu doğal melanin içeren yemi kullanmak daha iyi olur diye düşünüyorum.Ayrıca kırmızının tonu genlerlede alakalı.Sürekli en kırmızı balıkları kendi aralarında çiftleştirmeli ve akraba çiftleşmelerinden uzak durulmalı diyede ekleyeyim.Uygulayıp uygulamamak sizinde dediğiniz gibi arkadaşa kalmış. Nasıl beslediğiniz evet bir görüştür.Ancak balığın beslenme şekli bir fikir değildir kesin bir bilgi düzeyindedir.Bu nedenle bu konu hakkında bir yargı belirtmek için akvaryum ortamına değil doğal ortamına, fiziksel özelliklerine ve doğadaki akranlarına bakmak gerekir.
malawi_cheart 2012-07-26 12:23:30
[/QUOTE]Merhaba, protein ağırlıklı beslenme diye birşey yoktur. Hayvansal ve bitkisel beslenme vardır ve bunların içerikleri sonucu bir protein değeri çıkar ortaya. Bitkisel yemdede protein vardır, hayvansal yemdede. Sadece moli değil tüm canlı doğuranlar bitkisel ağırlıklı yemler ile beslenirler. Burada dikkat edilmesi ve senin de bilmediğin bir konu var. Buda canlı doğuranlara protein değeri çok yüksek yemler verildiğindei bu hayvansal yada bitkisel , fark etmez. Canlıda yağlanmaya ve şişmanlığa neden olur. O yüzdendirki, tüm yemleri inceleyin, özellikle de canlı doğuranlar için olanları. Tüm markalarda protein değerleri %40 ila %48 arasındadır. Bu değerin normali %45 tir. Bu yüzden yanlış bilgi dediğiniz doğru, ama sizin verdiğiniz bilgi yanlıştır.Sevgi ve saygılarımla.[/QUOTE]
Yusuf bey burda verdiğim bilgilere yanlış dediğiniz gözüküyor.Ayrıca yanlış bilgi veriyorsunuz derken amacım saygısızlık yapmak değildi.Eğer saygısızlık olarak algılandıysa bu konuda kusuruma bakmayın.Ben sizin tecrübenizi küçümsemedim.Sadece bu beslenme konusu hakkında fikir sahibi olacak kadar tecrübem olduğunu belirtmek istedim.Doğaya uygun beslenip beslenmemesi tabiki bir fikirdir.Ancak doğada hayvansal protein ağırlıklı beslenen bir balığı akvaryumda bitkisel ağırlıklı besleyip o balığa otçul demek bana yanlış geliyor.Nasıl besleyeceğiniz konusunda özgürsünüz ancak otçul diyerek insanları yönlendirmemelisiniz.Ben doğadaki beslenme biçimine göre konuşuyorum. Nasıl beslenmesi gerektiği yada herhangi bir öneri söylemedim. Canlı kırmızıya sahip plati konusunda da önerimi yaptım.Tetra bits doğal melanin içerdiği için sarı prensesi bile turuncu yapıyor mutlaka yardımı dokunacaktır. Arada bitkisel yem vermeyi ihmal etmediğiniz sürece bir sorun olmayacaktır dedim.Bu yemi plati beslediğim zamanlarda platilere ve şimdide kılıç ve veliferalarıma veriyorum.Kılıçların kırmızılaşmasına ve veliferaların sarı-turuncu renklerinin canlanmasına yardımcı oluyor.Hemde hormonlu yemler yerine bu doğal melanin içeren yemi kullanmak daha iyi olur diye düşünüyorum.Ayrıca kırmızının tonu genlerlede alakalı.Sürekli en kırmızı balıkları kendi aralarında çiftleştirmeli ve akraba çiftleşmelerinden uzak durulmalı diyede ekleyeyim.Uygulayıp uygulamamak sizinde dediğiniz gibi arkadaşa kalmış. Nasıl beslediğiniz evet bir görüştür.Ancak balığın beslenme şekli bir fikir değildir kesin bir bilgi düzeyindedir.Bu nedenle bu konu hakkında bir yargı belirtmek için akvaryum ortamına değil doğal ortamına, fiziksel özelliklerine ve doğadaki akranlarına bakmak gerekir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 31 Ağustos 2012 03:44
Ben yem olarak aynı zamanda Tropheus için de kullanılabilen NLS Cichlid Formula yemini tavsiye ederim. Balıklardaki renk değişikliğini 1 hafta içerisinde fark edersiniz. Yemde kullanılan kaliteli krill sayesinde doğal ve hızlı renklenme sağlanmaktadır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir