Columnaris noodles
Gönderim Zamanı: 06 Ekim 2012 21:27
Fotoğraf:
Canlıdaki Belirtiler: Önce deri üzerinde beyazlama. Sonra Beyazlamanın ilerlemesi ve yayılması, pullarda dökülme, derinin ve et dokunun deforme olması, kaçınılmaz ölüm ve salgın.
Genel Bilgiler
Merhaba tüm akvaristler...
Havalar serinlemeye başladı, yakında forumda bir sürü "balıklarım neden ölüyor" sorularıyla karşılaşacağız. Özellikle de Lepistes, Endler, Plati, Kılıçkuyruk, Beta, Neon Tetra (ve diğer hassas Tetralar), ve Melek gibi balıkların salgın şeklinde toplu ölümlerine şahit olacağız.
Son yılların en tehlikeli, en zarar verici ve önlem alınamayan hastalığı olan Columnaris noodles'ten bahsedeceğim.
Bu bir bakteri hastalığı. Özellikle havaların soğuması ve sıcak-soğuk farkının oluşması sebebiyle patlak veren, hızla tüm akvaryumcuların dükkanına ve oradan da akvaristlere ulaşan bir hastalık.
Hastalık en çok Lepisteslerde görülür. Mutlaka rastlarsınız, resimleredikkatli bakın ve özellikle bu hobide yeni olan arkadaşlarım, bu hastalığı kafanıza yerleştirin.
Columnaris hastalığı ilk olarak İthal Lepisteslerde görülür. Farklı sularda yaşamış balıkların zor şartlarda ülkeye sokulup çok farklı su değerlerine getirilmesi sebebiyle hepsi çok çok hassaslaşan lepisteslerin neredeyse hepsi bu hastalığa yakalanır. Hasta balığı akvaryumunuza aldığınız andan itibaren toplu ölümleri görürseniz şaşırmayın. Bunun tedavisi yok. En iyi akteri ilaçlarını da kullansanız sadece yavaşlatıyor ve ölümleri erteliyor. Peki nasıl korunulacak?
* Öncelikle mümkün olduğunca kurulu düzeninize balık eklemeyin. Eklerseniz, aldığınız balığı bir hafta kadar farklı bir karantina akvaryumunda besleyin ve suyuna dezenfektan atın.
* Mutlaka ısıtıcı kullanın.
* Balıkları stresten uzak tutun.
* Kaliteli yemlerle besleyin, güçlendirin.
* Su değerlerinizi sabit tutun
* Dip çekim, filtre temizliği gibi konuları aksatmayın, daima temiz su kullanın.
Oldu ki balıklarınızda Columnaris'i gördünüz, ne yapacaksınız?
* Hasta balıklarınızı karantina akvaryumuna alıp kuvvetli dezenfektanlar kullanın
* Sıcaklığı 23 dereceye sabitleyin.
* Her gün % 30 - 40 Su değişimi yapın
* Kaya tuzu kullanın, balıklar "acı su" ortamında kalsın.
Bunları harfiyen uygulamanıza rağmen hastalık bulaşmış balıkların iyileşmesi çok küçük bir ihtimal. Yine de hastalanmamış balıklarınızı hastalıktan korumuş olursunuz.
Ana tankınızda hastalık bitmiyor mu?
Tüm malzemeleri çıkarıp dezenfekte etmekten başka çareniz yok. Özellikle kum ve Filtre malzemeleri. Bunları sıcak su ile yıkasanız bile bakteri ölmüyor. Kumu kimyasallarla dezenfekte edin, filtre içi malzemelerinizi kaynatın ya da tamamen değiştirin.
3-5 balığı olanlar için çok sorun olmaz bu hastalık ama 50+ tane balığınız varsa, özel türleriniz varsa bu hastalıktan korkmak hiç de saçma değil.
Ekstra bilgi, satın aldığınız balıklar bu hastalık için dayanıksız olsa da sizin elinizde doğmuş büyümüş balıklar hastalığa daha dirençli oluyor.
umutgunay 2013-10-10 09:59:00
Canlıdaki Belirtiler: Önce deri üzerinde beyazlama. Sonra Beyazlamanın ilerlemesi ve yayılması, pullarda dökülme, derinin ve et dokunun deforme olması, kaçınılmaz ölüm ve salgın.
Genel Bilgiler
Merhaba tüm akvaristler...
Havalar serinlemeye başladı, yakında forumda bir sürü "balıklarım neden ölüyor" sorularıyla karşılaşacağız. Özellikle de Lepistes, Endler, Plati, Kılıçkuyruk, Beta, Neon Tetra (ve diğer hassas Tetralar), ve Melek gibi balıkların salgın şeklinde toplu ölümlerine şahit olacağız.
Son yılların en tehlikeli, en zarar verici ve önlem alınamayan hastalığı olan Columnaris noodles'ten bahsedeceğim.
Bu bir bakteri hastalığı. Özellikle havaların soğuması ve sıcak-soğuk farkının oluşması sebebiyle patlak veren, hızla tüm akvaryumcuların dükkanına ve oradan da akvaristlere ulaşan bir hastalık.
Hastalık en çok Lepisteslerde görülür. Mutlaka rastlarsınız, resimleredikkatli bakın ve özellikle bu hobide yeni olan arkadaşlarım, bu hastalığı kafanıza yerleştirin.
Columnaris hastalığı ilk olarak İthal Lepisteslerde görülür. Farklı sularda yaşamış balıkların zor şartlarda ülkeye sokulup çok farklı su değerlerine getirilmesi sebebiyle hepsi çok çok hassaslaşan lepisteslerin neredeyse hepsi bu hastalığa yakalanır. Hasta balığı akvaryumunuza aldığınız andan itibaren toplu ölümleri görürseniz şaşırmayın. Bunun tedavisi yok. En iyi akteri ilaçlarını da kullansanız sadece yavaşlatıyor ve ölümleri erteliyor. Peki nasıl korunulacak?
* Öncelikle mümkün olduğunca kurulu düzeninize balık eklemeyin. Eklerseniz, aldığınız balığı bir hafta kadar farklı bir karantina akvaryumunda besleyin ve suyuna dezenfektan atın.
* Mutlaka ısıtıcı kullanın.
* Balıkları stresten uzak tutun.
* Kaliteli yemlerle besleyin, güçlendirin.
* Su değerlerinizi sabit tutun
* Dip çekim, filtre temizliği gibi konuları aksatmayın, daima temiz su kullanın.
Oldu ki balıklarınızda Columnaris'i gördünüz, ne yapacaksınız?
* Hasta balıklarınızı karantina akvaryumuna alıp kuvvetli dezenfektanlar kullanın
* Sıcaklığı 23 dereceye sabitleyin.
* Her gün % 30 - 40 Su değişimi yapın
* Kaya tuzu kullanın, balıklar "acı su" ortamında kalsın.
Bunları harfiyen uygulamanıza rağmen hastalık bulaşmış balıkların iyileşmesi çok küçük bir ihtimal. Yine de hastalanmamış balıklarınızı hastalıktan korumuş olursunuz.
Ana tankınızda hastalık bitmiyor mu?
Tüm malzemeleri çıkarıp dezenfekte etmekten başka çareniz yok. Özellikle kum ve Filtre malzemeleri. Bunları sıcak su ile yıkasanız bile bakteri ölmüyor. Kumu kimyasallarla dezenfekte edin, filtre içi malzemelerinizi kaynatın ya da tamamen değiştirin.
3-5 balığı olanlar için çok sorun olmaz bu hastalık ama 50+ tane balığınız varsa, özel türleriniz varsa bu hastalıktan korkmak hiç de saçma değil.
Ekstra bilgi, satın aldığınız balıklar bu hastalık için dayanıksız olsa da sizin elinizde doğmuş büyümüş balıklar hastalığa daha dirençli oluyor.
Beğenenler: [T]191343,alpae[/T]
Teşekkür Edenler: [T]191343,alpae[/T]
+1: [T]191343,alpae[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Ekim 2012 22:48
Bir ekleme yapayım: ekleme yapmayın Yani akvaryumu kurmadan önce hangi tür veya türleri besleyeceğinize karar verin, bir anda hepsini yerleştirin ve ondan sonra hiç bir suretle yeni canlı eklemeye kalkmayın.
Beğenenler: [T]134014,ata demirci[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Ekim 2012 23:27
Ekleme yapmayalım dedim ama gene ekleme yapmadan duramayacağım. Sadece iki tane hastalık bilirim: iç parazit ve dış parazit. Ve de sadece iki tane ilaç bilirim: flagyl ve andazol. Yok kuyruk erimesiymiş, yok solungaç parazitiymiş, yok beyaz benekmiş, bunlar sadece ayrıntı. Neticede hepsi dış parazit. Çözümü de Andazol. Eğer balığın karnında çökme varsa bunun nedeni de iç parazittir. Çözümü de flagyl. Ne ayrıntılarla uğraşmaya ne de yabancı ve pahalı ilaçları satın almaya hiç gerek yok.
Beğenenler: [T]96706,mfcmfc[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Ekim 2012 08:22
Öncelikle herkese teşekkür ederim. Hiç bir balık zarar görsün istemem, bir tanesi için yararlı bir şey yazsam mutlu olurum... Çok sağolun...
[QUOTE=Ozgur-Reyhan]Ekleme yapmayalım dedim ama gene ekleme yapmadan duramayacağım. Sadece iki tane hastalık bilirim: iç parazit ve dış parazit. Ve de sadece iki tane ilaç bilirim: flagyl ve andazol. Yok kuyruk erimesiymiş, yok solungaç parazitiymiş, yok beyaz benekmiş, bunlar sadece ayrıntı. Neticede hepsi dış parazit. Çözümü de Andazol. Eğer balığın karnında çökme varsa bunun nedeni de iç parazittir. Çözümü de flagyl. Ne ayrıntılarla uğraşmaya ne de yabancı ve pahalı ilaçları satın almaya hiç gerek yok. [/QUOTE]
Özgür Bey,
İç parazit ve dış parazit tamam, ilaçlar da tamam ama bu hastalık bakteriyel...
Hastalıkları 4 gruba ayırabiliriz:
1: Bakteriyel Hastalıklar:
Çoğu bakteriyel hastalık ilaçla kolayca tedavi edilebilir. Genelde öldürmeyip hırpalayan hastalıklardır. Columnea bakterisi bir istisna sayılabilir, çünkü tedavisi yok gibi.
Örnek verecek olursak:
Lepistes üreticileri son yıllarda kış boyunca çok fazla balık kaybediyor. Ölememeleri için özellikle Sera Baktopur kullanıyorlar. Bu ilaç tamamen hastalığı geçirmiyor, sadece ilerlemesini yayılmasını yavaşlatıyor (durdurmuyor bile). Böylece balıklar satış boyuna geldiği zaman hasta ama canlı olan bir sürü balık da akvaryumculara doğru yola çıkıyor. Bir kısmı orada, çoğu da akvaryumlarımızda ölüyor. Bununla da kalmayıp hastalık yayılıyor.
2: Fungal Hastalıklar (Mantar Hastalıkları)
Tedavisi yapılamayan bir mantar hastalığı yok şu anda. Çoğu basit hastalıktır. Kötü su şartlarından ve sıcak-soğuk farkından meydana gelir. Stresli balıklarda çok görülür. Çok ilerlemediği sürece balığı öldürmez.
3: Viral Hastalıklar (Virüs Hastalıkları)
İlaçla tedavisi mümkün değil. Sadece balığın iyi beslenmesini sağlayarak virüsü kendi içinde yok etmesini bekleyebiliriz. Antibiyotikler ya da diğer ilaçlar hiç bir virüs'e etki etmez, aksine balığın iç dengesini bozarak hastalığı yenmesine engel olur. Çok yaygın değildir. Nadiren görülür.
4: Parazitler:
Aslında parazitler hastalık konu başlığında toplanmamalıdır. Çünkü bu canlılar aslında hastalık yapmazlar. Parazitler için "Zararlılar" başlığı daha uygun. Yine de akvaryum açısından çok farklı olmadığı için buraya yazıyorum.
Parazitlerin tedavisinde bir çok ilaç, tuz ve sarımsak kullanılır. Amaç:
Deride ya da iç organlarad yaşayan küçük asalak canlıları öldürmek. Daha sonra balık kendini toparlar.
Bu konu şununla aynıdır:
Köpek pirelenir, sahibi "köpeğim hasta" demez. Çünkü bu parazittir.
Saygılar...
[QUOTE=Ozgur-Reyhan]Ekleme yapmayalım dedim ama gene ekleme yapmadan duramayacağım. Sadece iki tane hastalık bilirim: iç parazit ve dış parazit. Ve de sadece iki tane ilaç bilirim: flagyl ve andazol. Yok kuyruk erimesiymiş, yok solungaç parazitiymiş, yok beyaz benekmiş, bunlar sadece ayrıntı. Neticede hepsi dış parazit. Çözümü de Andazol. Eğer balığın karnında çökme varsa bunun nedeni de iç parazittir. Çözümü de flagyl. Ne ayrıntılarla uğraşmaya ne de yabancı ve pahalı ilaçları satın almaya hiç gerek yok. [/QUOTE]
Özgür Bey,
İç parazit ve dış parazit tamam, ilaçlar da tamam ama bu hastalık bakteriyel...
Hastalıkları 4 gruba ayırabiliriz:
1: Bakteriyel Hastalıklar:
Çoğu bakteriyel hastalık ilaçla kolayca tedavi edilebilir. Genelde öldürmeyip hırpalayan hastalıklardır. Columnea bakterisi bir istisna sayılabilir, çünkü tedavisi yok gibi.
Örnek verecek olursak:
Lepistes üreticileri son yıllarda kış boyunca çok fazla balık kaybediyor. Ölememeleri için özellikle Sera Baktopur kullanıyorlar. Bu ilaç tamamen hastalığı geçirmiyor, sadece ilerlemesini yayılmasını yavaşlatıyor (durdurmuyor bile). Böylece balıklar satış boyuna geldiği zaman hasta ama canlı olan bir sürü balık da akvaryumculara doğru yola çıkıyor. Bir kısmı orada, çoğu da akvaryumlarımızda ölüyor. Bununla da kalmayıp hastalık yayılıyor.
2: Fungal Hastalıklar (Mantar Hastalıkları)
Tedavisi yapılamayan bir mantar hastalığı yok şu anda. Çoğu basit hastalıktır. Kötü su şartlarından ve sıcak-soğuk farkından meydana gelir. Stresli balıklarda çok görülür. Çok ilerlemediği sürece balığı öldürmez.
3: Viral Hastalıklar (Virüs Hastalıkları)
İlaçla tedavisi mümkün değil. Sadece balığın iyi beslenmesini sağlayarak virüsü kendi içinde yok etmesini bekleyebiliriz. Antibiyotikler ya da diğer ilaçlar hiç bir virüs'e etki etmez, aksine balığın iç dengesini bozarak hastalığı yenmesine engel olur. Çok yaygın değildir. Nadiren görülür.
4: Parazitler:
Aslında parazitler hastalık konu başlığında toplanmamalıdır. Çünkü bu canlılar aslında hastalık yapmazlar. Parazitler için "Zararlılar" başlığı daha uygun. Yine de akvaryum açısından çok farklı olmadığı için buraya yazıyorum.
Parazitlerin tedavisinde bir çok ilaç, tuz ve sarımsak kullanılır. Amaç:
Deride ya da iç organlarad yaşayan küçük asalak canlıları öldürmek. Daha sonra balık kendini toparlar.
Bu konu şununla aynıdır:
Köpek pirelenir, sahibi "köpeğim hasta" demez. Çünkü bu parazittir.
Saygılar...
Beğenenler: [T]191343,alpae[/T]
Teşekkür Edenler: [T]191343,alpae[/T]
+1: [T]191343,alpae[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Ekim 2012 13:47
Umut Bey, 1. başlıkta bahsettiğiniz bakteriyel hastalıklar bildiğimiz bakteri çakışması mı? Çünkü bu özellikle Lepisteslerde sıklıkla görülebiliyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Ekim 2012 14:02
Özgür Bey, çok iyi bir noktadan yakalamışsınız... Tebrik ederim.
İthâl lepisteslerde bu hastalığın görülmeme ihtimali yok gibi... Her lepistesçi yaşamıştır, 4-5 cm'lik dev ve hamile dişi lepistesler hepimizin iştahını kabartır, 5-10 Lira yerine göre verilir alınır. Çoğu balık karnıı burnunda olmasına rağmen doğurmadan ölür. Genelde de bu hastalıktan ölürler. Bakteri çakışması durumu mutlaka var. Bizim sularımızda aslında devamlı Columnaris bakterisi var. Dışarıdan gelip su şartlarına ve yeni bakterilerin olduğu düzene alışamayan ve zaten çok zor şartlar geçirmiş stresli ithal balıkların bu hastalığa yakalanma riski tavan yapıyor. Hastalık ithâllerde başlayıp onlarda güçleniyor, oradan yayılıyor. Artık bir salgın durumuna gelince hiç bir şey durduramıyor.
Bir benzetme yaparsak:
Yaz kış Türkiyede grip virüsü mevcut. Kışın havalar soğuyup dengeler bozulunca insanlar grip virüsünü yenemiyor, normalde gelişemeden ölen virüs kışın zayıf bünyelerde güçlenip sayısını artırarak etrafa dağılıyor. Sonuç, hasta bir toplum, grip salgını... Biz gripten ölmüyoruz ama balıklarımız Columnaris yüzünden ölüyor... Bakteri çakışması da bu işin en başında büyük bir etki yapıyor.
İthâl lepisteslerde bu hastalığın görülmeme ihtimali yok gibi... Her lepistesçi yaşamıştır, 4-5 cm'lik dev ve hamile dişi lepistesler hepimizin iştahını kabartır, 5-10 Lira yerine göre verilir alınır. Çoğu balık karnıı burnunda olmasına rağmen doğurmadan ölür. Genelde de bu hastalıktan ölürler. Bakteri çakışması durumu mutlaka var. Bizim sularımızda aslında devamlı Columnaris bakterisi var. Dışarıdan gelip su şartlarına ve yeni bakterilerin olduğu düzene alışamayan ve zaten çok zor şartlar geçirmiş stresli ithal balıkların bu hastalığa yakalanma riski tavan yapıyor. Hastalık ithâllerde başlayıp onlarda güçleniyor, oradan yayılıyor. Artık bir salgın durumuna gelince hiç bir şey durduramıyor.
Bir benzetme yaparsak:
Yaz kış Türkiyede grip virüsü mevcut. Kışın havalar soğuyup dengeler bozulunca insanlar grip virüsünü yenemiyor, normalde gelişemeden ölen virüs kışın zayıf bünyelerde güçlenip sayısını artırarak etrafa dağılıyor. Sonuç, hasta bir toplum, grip salgını... Biz gripten ölmüyoruz ama balıklarımız Columnaris yüzünden ölüyor... Bakteri çakışması da bu işin en başında büyük bir etki yapıyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Ekim 2012 14:28
Umut Bey,öncelikle verilen yararlı bilgiler için teşekkürler.Hal böyle ise önlem olarak,mümkün olduğunca kışın balık alınmaması çok mantıklı değil mi ?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Ekim 2012 14:41
Evet, mecbur değilseniz toplu balıkların bulunduğu suyu akvaryuma bulaştırmamalısınız. Aynı ortamdan balık almamalı, orada kullanılmış aparatları kullanmamalısınız. Ya da iyice dezenfekte etmeli, aldığınız balıkları da 5 gün kadar ilaçlı bir karantina bölgesinde tutmalısınız.
Beğenenler: [T]191343,alpae[/T]
Teşekkür Edenler: [T]191343,alpae[/T]
+1: [T]191343,alpae[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Ekim 2012 13:13
Bu bakteri çakışması sorunu gerçekten oldukça ciddi bir sorun. Ben bunun tersi örnekleri de duymuştum. Yani bir üretici yurtdışından yeni bir tür balık ithalatı yapıyor, sonrasında elindeki yerli balıklar toplu olarak ölüyor. Yerli balıklar da yurtdışından gelen balıklardaki virüse bağışık olmayabiliyor. Peki bunun bir ilacı var mıdır? Örneğin bakteri çakışması durumunda Permasol veya bir antibiyotik türü işe yarayabilir mi?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Ekim 2012 13:51
Sanmıyorum... Şöyle;
Bu balıklar yaşadığı yerdeki su değerleri ve oradaki bakterilere karşı alışmış, ona göre bir bağışıklık sistemi oturtmuş durumda... Antibiyotik ve diğer dezenfektanlar balıkları ve suyu tüm bakterilerden arındırıyor, temizliyor. Ama sonuçta yeniden bir denge sağlanacak ve ithâl balık yeni bakterilerle mutlaka tanışacak... Dezenfektan kullanırsak dışarıdan gelen yabancı bakterilerden yerli balıkları kurtarırız. Ama dışarıdan gelen balığı akvaryumumuzdaki bakterilerden koruyamıyoruz.
Şöyle olabileceğini düşünüyorum:
İthâl balığı 1 hafta kadar düzenli su değişimlerinin yapıldığı, ve devamlı dezenfektan kullanılan bir akvaryumda tutarız, böylece ithâl bakterilerden arındırırız. Yeni bakterilerle tanıştırma kısmında;
Yine aynı akvaryumun suyunu yenileriz, ama bu kez dezenfektan kullanmayız. Böylece yerli bakteriler o suya yavaş yavaş yerleşirken, hastalık oluşturabilecek olan bakteri yoğunluğu olmayacak. Balık yeni bakterilerle tanışacak ama hasta olmayacak. Burada balığın bağışıklık sistemi de önemli tabi. Karantina boyunca onu güçlendirecek kaliteli yemlerle beslenmesi gerekiyor. Karantina akvaryumunda her gün su değişimleri yaparak bakteri yoğunluğunun önüne geçerken, zamanla su değişimlerinde bir miktar akvaryum suyu da takviye edilirse balığın yeni şartlara alışmasının daha kolay olacağını düşünüyorum.
Bu benim kendi tezim, daha büyük ustalar nasıl düşünürler bilmiyorum...
Bu balıklar yaşadığı yerdeki su değerleri ve oradaki bakterilere karşı alışmış, ona göre bir bağışıklık sistemi oturtmuş durumda... Antibiyotik ve diğer dezenfektanlar balıkları ve suyu tüm bakterilerden arındırıyor, temizliyor. Ama sonuçta yeniden bir denge sağlanacak ve ithâl balık yeni bakterilerle mutlaka tanışacak... Dezenfektan kullanırsak dışarıdan gelen yabancı bakterilerden yerli balıkları kurtarırız. Ama dışarıdan gelen balığı akvaryumumuzdaki bakterilerden koruyamıyoruz.
Şöyle olabileceğini düşünüyorum:
İthâl balığı 1 hafta kadar düzenli su değişimlerinin yapıldığı, ve devamlı dezenfektan kullanılan bir akvaryumda tutarız, böylece ithâl bakterilerden arındırırız. Yeni bakterilerle tanıştırma kısmında;
Yine aynı akvaryumun suyunu yenileriz, ama bu kez dezenfektan kullanmayız. Böylece yerli bakteriler o suya yavaş yavaş yerleşirken, hastalık oluşturabilecek olan bakteri yoğunluğu olmayacak. Balık yeni bakterilerle tanışacak ama hasta olmayacak. Burada balığın bağışıklık sistemi de önemli tabi. Karantina boyunca onu güçlendirecek kaliteli yemlerle beslenmesi gerekiyor. Karantina akvaryumunda her gün su değişimleri yaparak bakteri yoğunluğunun önüne geçerken, zamanla su değişimlerinde bir miktar akvaryum suyu da takviye edilirse balığın yeni şartlara alışmasının daha kolay olacağını düşünüyorum.
Bu benim kendi tezim, daha büyük ustalar nasıl düşünürler bilmiyorum...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir