Çorap kloru keser mi?
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2010 12:45
[QUOTE=Fery]
Bence de böyle egzotik denemeler yerine suyumuzu temiz tutmaya odaklansak daha iyi olur.ALmış gidiyor bir % 30 mevzusu bir türlü anlamıyorum ben.Her hafta dip çekimimi yaparım,20-30 litre dinlendirdiğim suyu tankıma eklerim.Akvaryumum tertemiz,balıklarım sağasağlam çok şükür.Hatta dip hortumuyla oynayanlar bile var içlerindeHerşeyi matematiğe göre yapanların başı dertten kurtulmuyor bunu biliyorum sadece.Üstatlar daha iyi bilir ama bence haftalık 20 30 litre dip çekimi,ve üzerine dinlenmiş su eklenmesi yeterli.Buharlaşan suyun da yine dinlenmiş suyla tamamlanması tabii.Yok biyolojik döngüymüş vs'ymiş riskli geliyor bana.100 litre suyu değiştirmek oturmuş bir tank için risk bence.Allah göstermesin içinde hastalık vs olsa 100 litre sudan bahsediyoruz.30 40 litre nerde,100 litre nerde.Hele hele sularımız bu kadar kalitesizken.Suyu dinlendirmek de çok ama çok basit.Damacanaya koyup ağzını açık bırakıyorsunuz 1 gün bekliyorsunuz.İşi trigonometriye döndürmeye gerek yok bence Ama illa ki su değiştirme merakında olanlara da saygı duymak lazım,kendi fikirleri kendi görüşleri.Ben akvaryumuma dinlendirmeden tek damla su eklemem onu bilir onu söylerim
[/QUOTE]
Şimdi ferhat kardeşim olayın trigonometriyle değil,kimya ile ilgisi var :)
%30 su değişimi yapabiliyorsan birkaç avantajı var bunun.
1) Bitkili akvaryumlarda eksilen elementlerin tamamlanması ve nitratın ve amonyağın uzaklaştırılması en önemli avantajıdır.
2) Balıklar açısından ise önemli minareller taze su ile yeniden akvaryuma kazandırılır,toksik atıklar uzaklaştırılr
3)Balıklar bu sayede çabuk ve hızlı gelişir
Amazon ormanlarının yada diğer göllerin tertemiz sularından gelen balıklarımızı doğal ortamlarında yaşatmak,onları rahat ettirmek amacımız.
Benim ana tankta 700 litre su var, 100 litre su değişimi sadece %15 yapıyor :) Akvaryum bol bitkili ve biyolojik filtrasyon alanım çok geniş.Sumpda kule sistemi var 3 gözlü,elyaf,sünger,bioball.Kum tabanı 1 senelik oturmuş.
Ha %30 değişimi ben kendim de herzaman yapmıyorum fakat, yaptığım zaman bitkilerimdeki ve balıklarımdaki pozitif değişikleri hemen farkediyorum.
Saygılar
Bence de böyle egzotik denemeler yerine suyumuzu temiz tutmaya odaklansak daha iyi olur.ALmış gidiyor bir % 30 mevzusu bir türlü anlamıyorum ben.Her hafta dip çekimimi yaparım,20-30 litre dinlendirdiğim suyu tankıma eklerim.Akvaryumum tertemiz,balıklarım sağasağlam çok şükür.Hatta dip hortumuyla oynayanlar bile var içlerindeHerşeyi matematiğe göre yapanların başı dertten kurtulmuyor bunu biliyorum sadece.Üstatlar daha iyi bilir ama bence haftalık 20 30 litre dip çekimi,ve üzerine dinlenmiş su eklenmesi yeterli.Buharlaşan suyun da yine dinlenmiş suyla tamamlanması tabii.Yok biyolojik döngüymüş vs'ymiş riskli geliyor bana.100 litre suyu değiştirmek oturmuş bir tank için risk bence.Allah göstermesin içinde hastalık vs olsa 100 litre sudan bahsediyoruz.30 40 litre nerde,100 litre nerde.Hele hele sularımız bu kadar kalitesizken.Suyu dinlendirmek de çok ama çok basit.Damacanaya koyup ağzını açık bırakıyorsunuz 1 gün bekliyorsunuz.İşi trigonometriye döndürmeye gerek yok bence Ama illa ki su değiştirme merakında olanlara da saygı duymak lazım,kendi fikirleri kendi görüşleri.Ben akvaryumuma dinlendirmeden tek damla su eklemem onu bilir onu söylerim
[/QUOTE]
Şimdi ferhat kardeşim olayın trigonometriyle değil,kimya ile ilgisi var :)
%30 su değişimi yapabiliyorsan birkaç avantajı var bunun.
1) Bitkili akvaryumlarda eksilen elementlerin tamamlanması ve nitratın ve amonyağın uzaklaştırılması en önemli avantajıdır.
2) Balıklar açısından ise önemli minareller taze su ile yeniden akvaryuma kazandırılır,toksik atıklar uzaklaştırılr
3)Balıklar bu sayede çabuk ve hızlı gelişir
Amazon ormanlarının yada diğer göllerin tertemiz sularından gelen balıklarımızı doğal ortamlarında yaşatmak,onları rahat ettirmek amacımız.
Benim ana tankta 700 litre su var, 100 litre su değişimi sadece %15 yapıyor :) Akvaryum bol bitkili ve biyolojik filtrasyon alanım çok geniş.Sumpda kule sistemi var 3 gözlü,elyaf,sünger,bioball.Kum tabanı 1 senelik oturmuş.
Ha %30 değişimi ben kendim de herzaman yapmıyorum fakat, yaptığım zaman bitkilerimdeki ve balıklarımdaki pozitif değişikleri hemen farkediyorum.
Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2010 13:55
Klor gibi suda çözünen kimyasal maddeler için sadece fiziksel arındırma olmaz.
Arındırma işlemi yapılacak maddeye göre farklı yöntemler uygulanması
gerekir. Kimi için basit, kimi içinse oldukça karmaşık kimyasal işlemler
gerekir. Klor için çözüm en basitlerindendir ki bunlar su ısıtmak ya da
belli bir süre havalandırmaktır. Klor havaya karışacak ve suda göz ardı
edilebilecek düzeyde çok çok düşük bir seviyede kalarak sorun
yaratayacaktır. Fiziksel gibi algılanan bu işlemlerle aslında arındırma
için gerekli olan basit düzeyde bir kimyasal işlem yapılmış olur.
Kadın çorabı gibi filtreleme yöntemleri kaba pislikleri arındırmak için kullanılabilir. Bu filtrelemelerde kullanılan fitrenin gözenek genişliği ne kadar küçükse kaba filtrelemenin kalitesi de o kadar yüksek olur.
Su değişimi yapılırken direk çeşmeden su konulması bir şehir efsanesine dönüşmüştür. Ancak arkasındaki en önemli gerçek çoğu kişi tarafından göz ardı edilmektedir. Kullanılan suyun bulunduğu şehir, kasaba, köy neresi ise oranın su değerlerine bakmak gerekir. Her yerin suyu aynı değildir. Üstelik bir yern suyu da her zaman aynı değildir. Büyük şehirlerde sağlık ve güvenlik açısından dönem dönem suya kimyasal karıştırılması çok görülen bir durumdur. Dezenfekte etmek için yapılır. Köye gittiğim zaman çeşmeden akan suyu kana kana içerim. Ama bir başka İstanbul'da evdeyken dişimi fırçalarken düşünürüm.
En düzgün yürüyen akvaryumlarda bile belirli dönemlerde kısmen su değişimi şarttır. En kötü ihtimalle eksilenin eklenmesi gerekir ama bu yeterli olmayacaktır. Konunun ideal örneği şöyle verilebilir: Sizi bir odaya kapattıklarını ve hiç hava geçirmediğini hayal edin. Bir süre sonra kendi nefes alıp vermenizden ve kendi atıklarınızdan dolayı odanın havası sorunlu hale gelecektir. Çözüm olarak size bir oksijen tüpü vermiş olduklarını da varsayalım. Okijen tüpünü açıp odaya bol oksijen verseniz yani oranı tuttursanız bile odada sizden çıkan co2 veya diğer atıklar hala duruyordur. Onlardan kurtulmak gerekir. Bir değişim olmadan orada sürekli kalamazsınız. Aynı durum akvaryumda da gereklidir. Su değişimi bu mantıkla ele alınmalıdır.
Dip çekimi ile su değiştirilir diye bir kural yoktur. Dip çekiminin en temel referansı özellikle camacam akvaryumlarda dibe çöken yenmeyen fazlalık yemlerle balıkların biriken dışkılarının dışarı alınmasını sağlamaktır. İster dipten ister üstten su değiştirildiğinde yapılan iş varolan sudaki nitrit/nitrat dengesini daha normal bir seviyeye çekmek ve aynı zamanda suda azalan minerallerin, içerik olarak fazla olmasa da, yeni su ile akvaryuma eklenmesidir.
Su değişimlerinde %30 diye bir kural yoktur. Hele bunu bir de 10 litre 50 litre veya 100 litre gibi sabit değerlerle vermek hiç mümkün değildir. Daha dün bir yazıda sadece 5 litre su değiştirmesini birisine önerdim. Bu kadar söyleyince çok az gibi görünebilir. Ama 14 litre su kapasiteli akvaryumda (kum ve malzeme payını da çıkınca) 5 litre oldukça yüksek bir orandır. Buna bir de bitkili ve oturmuş akvaryum kriterini eklerseniz su değişiminin miktarı ve oranının değişkenliği çok daha belirgin hale gelir.
Çeşme suyunu dinlendirip kullanmak su değişim için en ucuz yöntemdir. Su ağzı açık olarak diinlendirildiğinde içindeki gazlar buharlaşıp uçar. Varolan tortular dibe çöker. Isı oda ısısına gelerek en azından akvaryuma sorun yaratmayacak bir seviyeye yaklaşır. Suyu dinlendirmek için içme suyu damacanalarından ihtiyaca göre bir kaç tane almak da en ideal çözümdür. Normal bidonların plastikleri suy salınım yapabilir ama kaliteli damacanalar salınım yapmaz.
---------------------------------------------------------------
NOT:
Belki bunları ayrı bir başlıkta yazıp paylaşmalıydım ama burada bu kadar tartışılırken özet olarak tüm başlıklara değineyim dedim. Hızlıca yazdığımdan umuyorum ki atladığım veya hatam olan bir yer yoktur. Ama varsa ve bana özel mesajla dönerseniz gereken düzeltmeyi yaparım.
Kadın çorabı gibi filtreleme yöntemleri kaba pislikleri arındırmak için kullanılabilir. Bu filtrelemelerde kullanılan fitrenin gözenek genişliği ne kadar küçükse kaba filtrelemenin kalitesi de o kadar yüksek olur.
Su değişimi yapılırken direk çeşmeden su konulması bir şehir efsanesine dönüşmüştür. Ancak arkasındaki en önemli gerçek çoğu kişi tarafından göz ardı edilmektedir. Kullanılan suyun bulunduğu şehir, kasaba, köy neresi ise oranın su değerlerine bakmak gerekir. Her yerin suyu aynı değildir. Üstelik bir yern suyu da her zaman aynı değildir. Büyük şehirlerde sağlık ve güvenlik açısından dönem dönem suya kimyasal karıştırılması çok görülen bir durumdur. Dezenfekte etmek için yapılır. Köye gittiğim zaman çeşmeden akan suyu kana kana içerim. Ama bir başka İstanbul'da evdeyken dişimi fırçalarken düşünürüm.
En düzgün yürüyen akvaryumlarda bile belirli dönemlerde kısmen su değişimi şarttır. En kötü ihtimalle eksilenin eklenmesi gerekir ama bu yeterli olmayacaktır. Konunun ideal örneği şöyle verilebilir: Sizi bir odaya kapattıklarını ve hiç hava geçirmediğini hayal edin. Bir süre sonra kendi nefes alıp vermenizden ve kendi atıklarınızdan dolayı odanın havası sorunlu hale gelecektir. Çözüm olarak size bir oksijen tüpü vermiş olduklarını da varsayalım. Okijen tüpünü açıp odaya bol oksijen verseniz yani oranı tuttursanız bile odada sizden çıkan co2 veya diğer atıklar hala duruyordur. Onlardan kurtulmak gerekir. Bir değişim olmadan orada sürekli kalamazsınız. Aynı durum akvaryumda da gereklidir. Su değişimi bu mantıkla ele alınmalıdır.
Dip çekimi ile su değiştirilir diye bir kural yoktur. Dip çekiminin en temel referansı özellikle camacam akvaryumlarda dibe çöken yenmeyen fazlalık yemlerle balıkların biriken dışkılarının dışarı alınmasını sağlamaktır. İster dipten ister üstten su değiştirildiğinde yapılan iş varolan sudaki nitrit/nitrat dengesini daha normal bir seviyeye çekmek ve aynı zamanda suda azalan minerallerin, içerik olarak fazla olmasa da, yeni su ile akvaryuma eklenmesidir.
Su değişimlerinde %30 diye bir kural yoktur. Hele bunu bir de 10 litre 50 litre veya 100 litre gibi sabit değerlerle vermek hiç mümkün değildir. Daha dün bir yazıda sadece 5 litre su değiştirmesini birisine önerdim. Bu kadar söyleyince çok az gibi görünebilir. Ama 14 litre su kapasiteli akvaryumda (kum ve malzeme payını da çıkınca) 5 litre oldukça yüksek bir orandır. Buna bir de bitkili ve oturmuş akvaryum kriterini eklerseniz su değişiminin miktarı ve oranının değişkenliği çok daha belirgin hale gelir.
Çeşme suyunu dinlendirip kullanmak su değişim için en ucuz yöntemdir. Su ağzı açık olarak diinlendirildiğinde içindeki gazlar buharlaşıp uçar. Varolan tortular dibe çöker. Isı oda ısısına gelerek en azından akvaryuma sorun yaratmayacak bir seviyeye yaklaşır. Suyu dinlendirmek için içme suyu damacanalarından ihtiyaca göre bir kaç tane almak da en ideal çözümdür. Normal bidonların plastikleri suy salınım yapabilir ama kaliteli damacanalar salınım yapmaz.
---------------------------------------------------------------
NOT:
Belki bunları ayrı bir başlıkta yazıp paylaşmalıydım ama burada bu kadar tartışılırken özet olarak tüm başlıklara değineyim dedim. Hızlıca yazdığımdan umuyorum ki atladığım veya hatam olan bir yer yoktur. Ama varsa ve bana özel mesajla dönerseniz gereken düzeltmeyi yaparım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Ağustos 2010 23:39
Ağzınıza sağlık Köksal Bey :):)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir