Cüce Amerikan Dünyası


bilentungulÇevrim Dışı

Yönetici
[B]11883,3[/B]
Kayıt: 04/06/2012
İl: Yurtdisi
Mesaj: 1409
bilentungulÇevrim Dışı
Yönetici
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 09:04
[QUOTE=fahrisinan]Ben akarsu sistemindeki dipteki yaprak oranı ile akvaryumdakinin karşılaştırılmaması gerektiğine kesin katılıyorum. Yabancı forumlarda profesyonelce apisto yetiştiren insanlarla direk temastayım, 

Catappa yaprağı yerine mesela Norveçli arkadaşım Leif (facebook'ta Norwegian Apistogramma Forum kurucusu) profesyonel apisto yetiştiricisi ve akvaryumlarında çınar yaprağı kullanıyor. akvaryum fotoğraflarına defalarca baktım ve gördüm ki, 160lt'lik akvaryumlarında 4-5 yaprak var. Hepsinden yavru aldığı balıkları çok sağlıklı ve hemen hepsi doğadan yakalanma.

Sürekli taze yağmur suyu, kaynak suyu ile beslenen akarsu tabanına bakıp da, 40-50 tane yaprak koymak muhtemelen canlıları çok asidik bir ortamda zorlayacaktır. Can bu neticede dikkat etmek lazım.
[/QUOTE]
 
Leif'in olduğu mekanda çeşme suyu da içiliyor, hatta yakınında geçen ırmakta bile içiliyor  Eşim de onun tam tersi tarafında kalan farklı bir kasabada 2 yıl yaşamıştı onun anlattıklarından doğal ortamı detaylı olarak biliyorum.
Burada zaten amaç catappa değil, bunun gibi etkisi olan herhangi bir yaprak veya türevi.Zaten Catappa amazon kökenli bir bitki değil, Asya kökenli. Sadece peyzaj çalışmaları ile zamanında brezilyada çok fazla kullanıldığı ve sonra kendisinin yayıldığı belirtiliyor. Kısacası catappa yaprakları ile bir biyotop görürseniz (-ki benimki gibi :) ) ona eksi puan yazın bu ağaç yaprakları için
Benim şu anda yaşadığım yer esasında ağaçıklık ve çok fazla şeyi denem şansım var fakat pek uğraşamıyorum.
 
Unutulmaması gereken; "sizin kendi tecrübeleriniz" ben buna vurgu yapmak istiyorum. Eğer her okuduğum uyarıyı yapmasaydım, filtrede su değerlerini çok değiştireceğinden dolayı hiç torf kullanmamam gerekirdi.


[QUOTE=esref03]Bilen bey sizi pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da takdir ediyorum, genel tahammüller ne olursa olsun bunları çok önemsemiyorsunuz, genelde çılgın projeleriniz var  kim ne derse desin normalin 10 katı gibi bir sayıda yaprak kullanmayı düşünüyorsunuz sanırım, yapacağınızdan hiç şüphem yok açıkçası. Sayenizde bizde göreceğiz bu oranlarda catappa kullanımının etkilerini sabırsızlıkla bekliyorum.[/QUOTE]
 
Ne kadar kullanıcağım bende şu anda bilmiyorum biraz zaman göstericek, birazda elimde ph dışında bir test kiti olmasa da su değerleri diyebilirim.
Ama şunu söyleyebilirim ki takdir edilecek birşey değil, sadece "cahil cesareti" diyelim.  (zaten o yüzden de her seferinde yaptığımı yazdığım şeyleri yapmayın diye belirtiyorum ki balıkları ölünce bana gelmesinler )
 
Bu arada Filamentosus kesinlikle hem bizim sitemiz hem de bazı kaynaklarda belirtildiği gibi ürkek bir balık değil.(1 aylık gözlem bu tabiki) Diğer alan arkadaşlar da yazsa birşeyler esasında güzel olacak. Zaten bizlerde pek kaynak yok, sadece benim söylediğimden yola çıkarak "tüme varım" yanlış olur.
 
bilentungul2014-11-13 09:39:51

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

pekozgurÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 08/07/2014
İl: Izmir
Mesaj: 1375
pekozgurÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 09:21
Dünyanın en pahalı öğrenme yöntemi deneme yanılmadır. Ancak bazı şeylerde bunu yapmak şart.

Yine de, imkan varsa bunu önce ufak bir ortamda denemek daha sağlıklı olabilir. 40 yaprağın 100gr geldiğini varsayarsak 20lt'lik bir tankta 10gr yani 4 yaprak ile bir düzenek kurup, pH, GH, KH, iletkenlik gibi değerleri günlük, aynı saatlerde 2 kere ölçerek (örneğin ilk ölçüm sabah 8:00, ikinci ölçüm akşam 17:00 yani biri gece bitiminde diğeri gün bitiminde) takip etmek ve önce değerleri izlemek ardından canlılar üzerinde denemek en azından daha pozitif bir sonuç verebilir. 

Tabi buna zaman ayırabilecek durumda olmak çok önemli.

Bilen beyi yaptıklarından ötürü taktir ediyorum ben de... ancak tekrarlanabilir sonuçlar çıkartabilmek için bir şeyleri ölçmek gerek. Sonra insanları ikna etmek zor olur. Yani, kullandığım su şu değerlerde, 15 yaprak varken değerler şöyleydi, sonra şu kadar ekledim şöyle oldu, su değişiminde şu değere çıktı/düştü, ertesi gün şu değere geliyordu şeklinde yapabilirseniz çok çok daha verimli olur. En azından tekrarlanabilir olur. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

darkauraÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 02/11/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 4318
darkauraÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 09:44
Doğada balıklar çok fazla bitkisel artığın biriktiği yerlerdede yaşıyorlar. Su artık kutu kola seviyesinde asitleşiyor. Bu kadar çok yaprakda bence yaşarlar ama daha mutlu olurlarmı bunu takip etmek gerek. Netice bizdeki amazon balıklarının çoğu türkiye musluk sularındada uzun süreler yaşıyabiliyor ama daha mutlu ve sağlıklı olurlar mı? Bence esas takip edilmesi gereken nokta bu.

Birde su değişimleride problem olabilir. Su aşırı asitlendiğinden eklenecek her su parametrelerce ciddi oynama yapacaktır. 
darkaura2014-11-13 12:27:43

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

fahrisinanÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]12342,1[/B]
Kayıt: 24/09/2013
İl: Istanbul
Mesaj: 1348
fahrisinanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 10:39
Mesele suyun içilebilir olması değil, ben RO su kullanıyorum, az miktarda %10 kadar çeşme suyu da karıştırıyorum ancak hiçbir zaman senin kullandığın kadar yaprak kullanmam. 

Koskoca milyonlarca litrelik kübik hacmi olan bir nehirde ne kadar durgun olursa olsun, saf yağmur ve kaynak suyu alan yerde senin akvaryumundaki kadar tanen yoğunlaşamaz. 

Ben 100lt'ye 2-3 büyük, yahut 4-5 tane küçük yaprak konulması yeter diyorum. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

esref03Çevrim Dışı

[B]12465,3[/B]
Kayıt: 13/05/2006
İl: Afyon
Mesaj: 267
esref03Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 11:02
Fahri Bey ben bir süre sizin yaptığınız gibi %100 e yakın ölçüde ro su kullandım yaprak vs. Ama bir süre sonra balıklarda mineral eksikliği nedeniyle Head hole oluşmaya başladı. Acaba sizde aynı sorunlar baş gösterdi mi ? Bunun için herhangi önlem aldınız mı ?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

bilentungulÇevrim Dışı

Yönetici
[B]11883,3[/B]
Kayıt: 04/06/2012
İl: Yurtdisi
Mesaj: 1409
bilentungulÇevrim Dışı
Yönetici
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 11:05
Evet bahsettiğimde bu zaten;
- ben diyorum
- sen diyorsun
- o web sayfası diyor
 
ama bunu yaprakta litre/sayı olarak hesaplamak bir sürü etkene bağlı. Hatta 10 adet yaprağı aynı günde koymadığınız da erime süreleri birbirlerinden farklı ve hepsini aynı anda koymanız ile alacağınız sonuçta değişken olacaktır.
 
Ama genel kanı senin de yazdığın ve benimde sonra diğer arkadaş için eklediğim 50 lt 2 yaprak tarzı bir oran. Bu ve buna yakın bir sürü oranı internette bulabilirsiniz.
 
Amazon da bu su bulunamaz kısmı ile ilgili bölümde kişisel görüşümü söyleyecek olursam, yağmur dönemi haricinde kaldığı zamanlarda amazon nehri üzerindeki bazı kollara ait girintiler ve ufak bölgelerde bu tarzda çok fazla su topluluğu ve orada yaşayan cüce türleri var. Amazon ile ilgili de böyle bir genelleme yapılabileceğini düşünmüyorum açıkcası. Tahminim de bir çok kişi böyle yerlere ait resim ve videoda görmüştür.
 
Her mesajda tekrar tekrar belirtiyorum ama yine yazmak zorunda hissettim; ben gidip benim eklediğim kadar yaprak ekleyin demiyorum kesinlikle. Sadece araştırın ve/veya deneyin diyorum. Diğer tüm herşey de dediğim gibi. Leif'in 4 yaprakla başarılı olması bir kıstas değil. Bende şimdiye kadar ki tüm üretimlerimi bol su değişimli ve musluk su ile yaptım, şimdi bu bunu doğru yapmayacağı gibi yanlışta yapmayacaktır diye düşünüyorum.
bilentungul2014-11-13 11:08:56

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

fahrisinanÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]12342,1[/B]
Kayıt: 24/09/2013
İl: Istanbul
Mesaj: 1348
fahrisinanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 11:12
Ben GH+ mineral eklentisi de ekliyorum ayda bir az miktarlarda oluşmadı bir sorun...

Bu balıklar bizim sandığımızdan çok daha dayanıklı, rezil musluk suyuna bile katlanıyorlar ;)
fahrisinan2014-11-13 11:15:32

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

EldurmazÇevrim Dışı

Yönetici
[B]10260,1[/B] [C]2,2,119483[/C] [B]10743,3[/B]
Kayıt: 29/11/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 2187
EldurmazÇevrim Dışı
Yönetici
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 12:11
Konuya bir coğrafyacı olarak başka bir bakış açısı getireyim. Amazon Dünya'nın en büyük hidrografik sistemlerinden biri. Çok geniş bir coğrafyaya yayılmış, farklı özellikler gösteren ve gösterten tali kolları var. Bu yüzden tüm Amazon su parametreleri için genel bir şey söylemek yanlış. Bu yüzden beslediğiniz balığın yaşadığı kol,onun lokasyonu ve su parametreleri olarak kendinizi sınırlandırırsanız sonuca daha çabuk gider ve daha az hüsran yaşarsınız diye düşünüyorum. Uluslar arası yarışmalarda biyotop kavramı buna göre yapılıyor. Yani bizim ülkemizdeki gibi "Amazon Biyotop Akvaryumu" kurdum ben diyeni dövüyorlar. Aşağıda Amazon Hidrografya Haritası ile Heiko Bleher'in son çıkarttığı kitabının başındaki Amazon'dan bir biyotop akvaryumu kurmak isteyenlere yardımcı olması için çıkarttığı belli başlı kolların haritasını paylaşacağım.




Şimdi de Güney Amerika Kıtası'nın iklim haritası:



Bu iklim haritası en kaba ve en anlaşılır olduğu için kullandım. İsteyenlere çok daha ayrıntılı haritalar da atabilirim ama fikir oluşturması için yeterli diye düşünüyorum. 

Şimdi hidrografya ve iklim haritalarını aklınızda birleştirin ve hangi Amazon kolunun nasıl bir iklim bölgesinde bulunduğunu görün. Genel kanının aksine Amazon'da her yer sürekli yağışlı değildir. Yağış rejiminin değişmesi de akarsuyun su parametrelerini belirleyen en önemli etkendir. Bundan daha da profesyonel araştırma yapmak isteyen varsa topografya haritalarına bakıp beslediği apistogramma ya da farklı bir balığın yaşadığı akarsuyun/gölün bulunduğu coğrafyanın kayaç yapısını incelesin. Çünkü su değerlerini etkileyen diğer önemli faktör bu. 

Şimdi esas konumuza dönmeye başlarsak Amazon'da gün içinde buharlaşan suyun akşam hava serinlediğinde yağış olarak (konveksiyonel yağış mantığı) sisteme geri döndüğü Orinoco Nehri gibi (Orinoco aslında Amazon'un bir kolu değil ayrı bir nehir sistemidir) nehirler daha berrak,standart içme suyu parametrelerine yakındır. Rio Tahuayo gibi nehirlerde kurak mevsim vardır. Su seviyesi düşer,ph iyice düşer ve organik yük de artar. Su asidiktir, black water özelliği gösterir. Bazı nehirlerde kurak mevsim o kadar uzundur ki su resmen asidi kaçmış kola gibidir. Yani hepimizin temelde bildiği gibi Amazon kolları arasında black water-freash water ayrımı vardır. Siz freash water sistemlerinde yaşayan balıkları tanen oranı yüksek,organik yükü fazla balack waterlarda beslersiniz ama çok uzun ve sağlıklı olmaz. Meselea black water manyağı biri olarak ramireziyi hiçbir zaman balck water tanklarımda 1-2 aydan fazla yaşatamazken daha freash olan tanklarımda çok uzun süre besledim. Apistolardan sanıyorum macmaster sınıfı freash water balıkları. Yine kendimden bir örnek vereyim trifasciatanın yoğun bitkili freash water tanklarda çok güzel renk göstermesine rağmen black waterda daha huzurlu ve karakteristik özelliklerini yansıttığını gördüm.

İşin özü beslediğiniz balığın türü sizin kullanacağınız yaprak oranını belirleyici en önemli faktör olmalı bence. Tutup ramirezi daha mutlu olsun diye akvaryuma hunharca yaprak atmanın manası yok yani.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

darkauraÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 02/11/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 4318
darkauraÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 12:38
Fazla deneysel çalışmanında tehlikeleri var. Geçen haftalarda karbonat, sitrik asit düzüneği ile çalışan karbondioksit sistemini deniyordum. 1 hafta azar azar çalıştı, bir akşam eve geldiğimde co2 yi çoşmuş halde buldum. Bütün balıklar yüzeyde ters dönmüşler. Onca emekle büyüttüğüm ramirezi yavrularımda dahil. Hepsini kepçeyle toplayıp atacaktım, en azından ecelleriyle ölsünler diye kendi hallerine bıraktım. İyikide bırakmışım 2 günde toparlandılar, şimdi ceylan gibi sekiyorlar. Kaybım sadece electric blue ramirezi ve otocinclus oldu. 

Ramirezi konusunda Tolga'ya katılıyorum. Daha fresh water bitkili tankları seviyorlar. Aslında ramirezinin tüm olayı yumuşak su ve iyi beslenme. Bunları sağladınmı kolay kolay ölmüyorlar. Üzerlerine litrelerce CO2 püskürtseniz bile 
darkaura2014-11-13 12:40:17

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mnfcÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/04/2014
İl: Istanbul
Mesaj: 394
mnfcÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 13:14
[QUOTE=darkaura]Fazla deneysel çalışmanında tehlikeleri var. Geçen haftalarda karbonat, sitrik asit düzüneği ile çalışan karbondioksit sistemini deniyordum. 1 hafta azar azar çalıştı, bir akşam eve geldiğimde co2 yi çoşmuş halde buldum. Bütün balıklar yüzeyde ters dönmüşler. Onca emekle büyüttüğüm ramirezi yavrularımda dahil. Hepsini kepçeyle toplayıp atacaktım, en azından ecelleriyle ölsünler diye kendi hallerine bıraktım. İyikide bırakmışım 2 günde toparlandılar, şimdi ceylan gibi sekiyorlar. Kaybım sadece electric blue ramirezi ve otocinclus oldu. 

Ramirezi konusunda Tolga'ya katılıyorum. Daha fresh water bitkili tankları seviyorlar. Aslında ramirezinin tüm olayı yumuşak su ve iyi beslenme. Bunları sağladınmı kolay kolay ölmüyorlar. Üzerlerine litrelerce CO2 püskürtseniz bile 
[/QUOTE]

Ben de benzer sıkıntılar yaşadım, edindiğim tecrübe Cüce akvaryuma CO2 olmamalı şeklinde, olacaksa da DIY olmamalı kesinlikle kontrol edilebilir olmalı.
mnfc2014-11-13 13:14:47

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

darkauraÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 02/11/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 4318
darkauraÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 13:39
Tüplü co2 sisteminde şimdiye kadar hiç bir sorun yaşamadım. Selenoid valf ile co2 ışıkla beraber devreye girince ph da ciddi bir oynama olmuyor. En ufak sorun olsa, tankda elektric blue ramireziler var, hemen ağrızaya bağlayıp kararırlar. 

Bu yeni sisteminide kimyasal reaksiyonla co2 üretip, vana ile kontrol edilebildiği için denedim. Önce su şisesine 1 hafta çalıştırdım, test amaçlı. yarım litre su 1 hafta co2 ye maruz kaldıkdan sonra sekersiz gazoz kıvamına gelmişti. Tattım ordan biliyorum :) Tadı fena değildi. Sonradan tanka bağladım. 1 haftanın sonunda şunu gördümki co2 çıkışı istediğim kadar hassas kontrol edilemiyor. Özellikle gece gündüz sıcaklık farklarından çok etkileniyor. Özetlersek; tablet, maya, karbinatör bilinen tüm co2 tekniklerini denedikden sonra tüpden başkasının yalan olduğu sonucuna vardım. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

pekozgurÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 08/07/2014
İl: Izmir
Mesaj: 1375
pekozgurÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 15:11
Konu hakkında uzun uzun konuştuktan sonra çooook farklı bir yere çekeyim. 

Mustafa bey özellikle size sorayım. Electric blue'ları eşleştirebildiniz mi acaba?

Bende 1d1e var. Erkek dişiyi çok fena tartakladı, kuyruğunu yedi, gözümün önünde kuyruğundan tutup salladığını görünce akvaryumun içinde duran delik deşik ettiğim 5 litrelik bir pet şişe içine almak zorunda kaldım dişiyi ne yazık ki... Karantina tankımda endler'ler üreme çılgınlığı ile 2d3e olarak girip 24 yavru yaptıkları için çaresiz kaldım. Onları da ne yapacağımı bilmiyorum. Neyse...

Muhabbetim olan akvaryumcumdan ve internetten Electric Blue Ramirezi'lerin kendi türleri ile eşleştiğinde yavruların çıktığını ama yaşamadığını duydum. Benim çok yavru alma umudum yok ama eğer eş tutarlarsa yavru alabilir miyim? Ya da erkek ile Bolivian Ram ya da düz ramirezi dişisi eş tutar mı diye sormak istiyorum...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

JapoJupoÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 05/11/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 2097
JapoJupoÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 15:47
Genel kanı veya teamüller dediğimiz şey zaten birilerinin tecrübeleri ile yaşanmış olaylarla ortaya çıkan ve çoğunluk tarafından benimsenen şeyler.Yani ben eminim birileri bu zamana kadar zaten 50 lt ye 10 catappa yaprağınıda koymuş bizzat tecrübe etmiştir.Sonuçta bugün ulaşılan noktalara varılmıştır.

Bu nedenle bence hele de elde nadir ve narin bir tür varken riskli uygulamalar yapmamak lazım diye düşünüyorum.

Bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta ise CATAPPA diğer yaprak türlerine göre çok fazla organik yük içerir.Yani kabaca örneklemek gerekirse 1 catappa 5 çınar yaprağına eş değerdir ya da 6 meşe yaprağı diyelim.Oranı öylesine verdim bilimsel bir oran değil.Sadece çok daha etkili ve keskindir bunu anlatmak için verdim rakamları.Catappa diğer kuru yaprak türlerinden daha fazla tanen içerir.Dikkatli kullanılmalı.

Ben Ebayden zamanında almıştım kocaman kocaman catappa yaprakları ama 1 yaprak bile 50 lt tankı ciddi anlamda sarartıyordu.2 adet atsam ne olurdu bilemiyorum denemedim bile.Herhalde suyun rengi 1 bardak açık çay rengine dönerdi.

Yaprakları tabii aynı anda tanka koymak farklı etki gösterir 3-5 gün aralıklarla koymak farklı etki gösterir.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

darkauraÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 02/11/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 4318
darkauraÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 15:52
Bolivian ram farklı bir tür. Ama ramirezi ile aynı aileden yakın türler. Bu yüzden eş tutarlarsa hatta yavruda çıkarsa şaşırmam. Yavruları zayıf ve kısır olur ayrı. Tıpkı katır gibi. 

Electric blue ile düz ramirezi çaprazlamak henüz bana kısmet olmadı ama yapılmış bir sürü örneğini biliyorum. En son Taha geçen aylarda yavru almıştı. Sınavlardan ilgilenemiş, yavruları yemişler. Kadıköy akvaryumistde Rasim abi zamanında çaprazlamıştı. Yavrulardan hem düz hemde eb olanlar vardı. Yetişkin hallerini gördüm. Düz olanların bile çok farklı harika renkleri vardı. Tabi Rasim abi klasiği kimseye satmıyordu onları. 

Eb düz çaprazlamasının yavruların büyümediğini söyleyenler muhtemelen büyütemediklerindendir. Çünkü eb ramin kendi çok hassas zayıf bir tür yavruları emin olun çok daha beterd. Saf eb ramlerden yumurta almıştım. Yumurtasını açmak için bile 50ms 6,3ph kaynak suyu yeterli olmadı. Daha sonra Köksal abide osmos suyunda açıldılar ama yaşamadılar. Hatta bildiğim kadarıyla eb ramler, düz eb çaprazlamasından üretiliyorlar. Bu renge ulaştırmak için kardeş kardeşe çiftleştirildiklerinden gen havuzları çok zayıf. Başka türlü sağlıklı yavru elde etmek zor. 

Ram üretmede gözlemim; uzun süre birlikde duran çiftler üremeye pek istekli olmuyorlar. Aynı davranış hayvanat bahçelerinde başka hayvanlardada gözlemleniyor. Muhtemelen doğanın kardeş kardeşe, yakın akraba ile üremeyi engellemek için aldığı bir önlem. Uzun süre birliktelerse birbilerine ilgi duymuyorlar. Ne zamanki yeni bir tanka, özelliklede daha asidik bir ortama atılsınlar o zaman kısa sürede üreme dönemine giriyorlar. Akvaryumcudan aldığımız ramlerde bu neden olmuyor derseniz akvaryumcudan gelen balıklar hem çok genç oluyorlar hemde fazlasıyla yıpranmış ve zayıf. Ama bir hobiciden iyi beslenmiş formu girmiş ram alırsanız kendi tankınıza atar atmaz kurlaşmalarını görmeniz çok muhtemel. 

Örneğin bu aşağıdaki videoda, dişiyi isyerindeki tankdan eve gelirmiştim. Evdeki tankda bulunan erkek dişiyi görür görmez kura başladı, bir kaç hafta sonrasınada yumurtladılar. Videoda erkeğin sol gözünün üzerine dikkatli bakarsanız pamukcuk göreceksiniz. O pamukcuk bir süre sonra popeye dönüşüp erkeği öldürdü. İkinci batıma yatamadırlar. Sonrasında işyerindeki tankda aynı dişinin aylarca yanyana durduğu erkeği getirdim, gene aynısı oldu. Haftasına üremeye geçtiler. Benim gözlemlediğim ramlerde ilk görüşte aşk var. İlk görüşte bir şeyler olmazsa sonrasında kolay kolay olmuyor. 

[VID]http://www.youtube.com/watch?v=lv4pv2g5g6g[/VID]

(Videoda bir detay daha, dikkat ederseniz erkek ramin kur hareketlerine kardinal tetranın biri cevap veriyor  )




darkaura2014-11-13 16:09:42

Beğenenler: [T]186525,mirat[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir