Demasoni ölümleri...
Gönderim Zamanı: 16 Nisan 2012 22:35
Fotoğraf:
Canlıdaki Belirtiler:Ani ölüm.
Akvaryum Kapasitesi (litre):500 LT
Akvaryumdaki Diğer Canlılar:Frontoza
Bilinen Tüm Su Değerleri (pH, sıcaklık, amonyak, nitrat):25-27 arası sıcaklık diğer değerler tam olarak bilinmiyor.
Filitrasyon:Sump sistemi ile gayet iyi.
İlaç Kullandıysanız İsimleri ve Miktarları:İlaç kullanılmadı.
Diğer Genel Bilgiler (Su değişim sıklığı, akvaryumda en son yaptığınız değişiklikler vb.) :Akavaryumda bir gün önce su taşı vardı hortumları pis göründüğü için çıkardım beyaz kireç gibi parçalar akvaryumu pisletiyordu.
Arkadaşlar yardımlarınıza ihtiyacım var aldığım günden bu yana bilemediğim bir şekilde demasonilerim bir bir öldüler. Kısaca anlatacak olursam yeni aldığım akvaryumu hazır hale getirip 1 hafta boş çalıştırdım. 1 hafta sonra 2 duboisi ve 5 adet demasoni akvaryuma koydum ve bir hafta aradan geçti 5 demasoni ve 10 adet frontoza aldım ve dip çekimi yapıp suyu tamamlayıp balıkları saldım akvaryuma. Bu günden sonra önce duboisilerim öldü ve peşinden her gün bir tane demasonim öldü. 4 adet demasonim kaldı ve frontozalarım ölmeye başladı ve 4 adet frontozam aynı şekilde birer birer öldü. Sabah işe giderken gayet güzel yüzüyorlar iyiler fakat işe gidiyorum hanım msj atıyor bir tane daha öldü diye. Neyse 35 adet frontoza yavrusu aldım ve akvaryuma saldım ve 4 demasoni 41 forontozam oldu. Ertesi gün yine demasonimin biri aniden öldü, ertesi gün bir tane daha ve ertesi gün bir frontozam öldü. Akavryumda şu an 40 frontoza ve 1 demasoni kaldı bu mesajı yazmadan önce demasonimin birini daha kaybettim. Balık eve geldiğimde gayet sağlıklı yüzüyordu aradan bir dakika geçti dibe yan yatmış soluk alıyordu akvaryuma elimi soktum balığı yukarı çekerken yüzmeye çalıştı fakat döne döne gidiyordu ve yüzemedi dibe geri çöktü böyle bir iki denemeden sonra öldü. Karnının bir tarafında şişlik vardı. Bu konuda tecrübeli arkadaşlar lütfen yardımcı olun! Balıkları su değerlerinden mi yoksa yemleme yanlışmı yapıyorum bilemedim. Yemler JBL spurilina, JBL novo pleco ve JBL novo rift ve sera flora kullanıyorum. Sera florayı kestim balıklar pek ilgilenmedi, JBL novo riftide kestim hiç yemiyorlar. Spurilina ve pleco veriyorum şu an. Resim yarın yükleyeceğim en son ölen demasonimin
Canlıdaki Belirtiler:Ani ölüm.
Akvaryum Kapasitesi (litre):500 LT
Akvaryumdaki Diğer Canlılar:Frontoza
Bilinen Tüm Su Değerleri (pH, sıcaklık, amonyak, nitrat):25-27 arası sıcaklık diğer değerler tam olarak bilinmiyor.
Filitrasyon:Sump sistemi ile gayet iyi.
İlaç Kullandıysanız İsimleri ve Miktarları:İlaç kullanılmadı.
Diğer Genel Bilgiler (Su değişim sıklığı, akvaryumda en son yaptığınız değişiklikler vb.) :Akavaryumda bir gün önce su taşı vardı hortumları pis göründüğü için çıkardım beyaz kireç gibi parçalar akvaryumu pisletiyordu.
Arkadaşlar yardımlarınıza ihtiyacım var aldığım günden bu yana bilemediğim bir şekilde demasonilerim bir bir öldüler. Kısaca anlatacak olursam yeni aldığım akvaryumu hazır hale getirip 1 hafta boş çalıştırdım. 1 hafta sonra 2 duboisi ve 5 adet demasoni akvaryuma koydum ve bir hafta aradan geçti 5 demasoni ve 10 adet frontoza aldım ve dip çekimi yapıp suyu tamamlayıp balıkları saldım akvaryuma. Bu günden sonra önce duboisilerim öldü ve peşinden her gün bir tane demasonim öldü. 4 adet demasonim kaldı ve frontozalarım ölmeye başladı ve 4 adet frontozam aynı şekilde birer birer öldü. Sabah işe giderken gayet güzel yüzüyorlar iyiler fakat işe gidiyorum hanım msj atıyor bir tane daha öldü diye. Neyse 35 adet frontoza yavrusu aldım ve akvaryuma saldım ve 4 demasoni 41 forontozam oldu. Ertesi gün yine demasonimin biri aniden öldü, ertesi gün bir tane daha ve ertesi gün bir frontozam öldü. Akavryumda şu an 40 frontoza ve 1 demasoni kaldı bu mesajı yazmadan önce demasonimin birini daha kaybettim. Balık eve geldiğimde gayet sağlıklı yüzüyordu aradan bir dakika geçti dibe yan yatmış soluk alıyordu akvaryuma elimi soktum balığı yukarı çekerken yüzmeye çalıştı fakat döne döne gidiyordu ve yüzemedi dibe geri çöktü böyle bir iki denemeden sonra öldü. Karnının bir tarafında şişlik vardı. Bu konuda tecrübeli arkadaşlar lütfen yardımcı olun! Balıkları su değerlerinden mi yoksa yemleme yanlışmı yapıyorum bilemedim. Yemler JBL spurilina, JBL novo pleco ve JBL novo rift ve sera flora kullanıyorum. Sera florayı kestim balıklar pek ilgilenmedi, JBL novo riftide kestim hiç yemiyorlar. Spurilina ve pleco veriyorum şu an. Resim yarın yükleyeceğim en son ölen demasonimin
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Nisan 2012 22:43
Dostum öncelikle geçmiş olsun. Su değerlerini bir kontrol etmeni öneririm balıklar durup dururken ölmez çünkü. acaba aldığın yerdeyken balıklarda bir sorun vardı da sen fark etmemiş olabilir misin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Nisan 2012 13:23
Mehmet bey ben böyle bir durum yaşasam ilk önce derhal akvaryuma aquatan ekleyerek olabilecek ağır metallerin sudan uzaklaşmasını sağlarım, çünki bu maddeler zehirlidir. İkinci olarak ise akvaryuma bakteri kültürü ilave ederek azot döngüsünün sağlıklı bir şekilde oturmasını sağlarım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Nisan 2012 13:41
Akvaryum hobisine yeni başlayan pek çok amatör aynı yoldan geçmiştir herhalde:
50-60 litrelik bir akvaryum alınır. Satıcının tavsiyesi doğrultusunda kurulur, bir-iki gün çalıştırılır. (Bu süre bazen 1-2 hafta da olabilir). Sonra içine balıklar eklenir. İlk birkaç hafta boyunca herşey gayet güzel gitmektedir. Derken bir gün birden bire balıklar ölmeye başlar.
Görünüşte hiç bir neden yoktur. Birkaç gün öncesine kadar gayet sağlılıklı bir şekilde akvaryumun içinde oradan oraya yüzen zavallı balıklar, yemeden içmeden kesilmiş bir şekilde yüzgeçleri büzüşmüş vaziyette ya dibe çökmüştür, ya da yüzeyde, ağzlarını havaya açmış ölmeyi beklemektedir.
Ölen balıklar çıkartılır, yerlerine yenileri eklenir, ama bu yeni eklenen balıklar da süratle aynı semptomları gösterir ve ölürler.
Pek çok yeni başlayan hobi erbabı, akvaryuma avuç dolusu ilaç eklemeye başlarlar. Hiç bir faydası olmaz. Sağa sola sorarlar, birbirinden alakasız, beşibiryerde cevaplar alırlar:
-Parazit olabilir ?tuz ekle, ısıyı arttır.
-Silkon zehirlenmesidir, akvaryumu değiştir.
-Bulaşıcı hastalık var, akvaryumu komple boşalt dezenfekte et, yeniden kur.
Ne yazık ki bu yöntemlerin hiç birisi bir işe yaramaz.
Genellikle, şişeler dolusu ilacın hiçbir faydası olmadığını gören acemi akvaristler, yapılabilecek en yanlış işi yaparlar: Tüm akvaryum boşaltılır, kumu, taşları, dekorları kaynatılır, akvaryum tuzla ovulur, yeni baştan kurulur. Yeni balıklar eklenir.
Birkaç hafta herşey yine yolunda görünür. Ama derken sil baştan, balıklar yeniden ölmeye başlar.
Bu tür senaryoların çoğu, acemi akvaristin ?ben bu işi beceremiyorum? demesi ve akvaryumunu elden çıkartması, ya da balkonda saksı haline getirmesi ile son bulur.
Halbuki yeni kurulan bir akvaryumda birkaç hafta veya ay içerisinde görülen balık ölümlerinin hiç birisi sebepsiz değildir. Tam tersine çok güzel bir sebebi vardır: YENİ AKVARYUM SENDROMU.
Tabiatta, onmilyonlarca yıldır süregelen bir takım doğal döngüler vardır: Su döngüsü, oksijen döngüsü, Azot döngüsü gibi. Tüm bu döngüler, doğal hayatın (ve de insan hayatının) devamı için gereken dengeleri oluştururlar.
Akvaryum gibi yapay bir ortam, ilk oluşturulduğunda tüm bu döngülerin ve dengelerin dışındadır. İşin iyi tarafı, birtakım dengeler, biz istesek de istemesek de kendiliğinden oluşacaktır. Ama işin bir de kötü tarafı var: bu dengelerin oluşması zaman alır.
Akvaryum ilk kurulduğu anda, içinde sadece su (ve kum ve dekorasyon vs) bulunan bir fanustur ve bu fanusun içerisine bir canlı eklendiğinde, doğal olarak oluşacak atıkları parçalayacak ve de zararsız hale getirecek en önemli mekanizma olan AZOT DÖNGÜSÜ?nden yoksundur.
Peki nedir bu Azot Döngüsü?
Akvaryumda yaşayan her canlı (balıklar, salyangozlar, karidesler, bitkiler vs) atık üretir. Bu atıklar, ve de yenmeyen yemler gibi diğer organik maddeler çözülürken amonyak (NH3) denen gaz orta çıkarlar.
Doğal döngü içerisinde, Amonyak (NH3) tabiatta varolan ?nitrosomonas? türü bakteriler tarafından okside edilerek Nitrit (NO2)?e dönüştürülür. Ortaya çıkan nitrit, bu sefer ?nitrobakter? adı verilen bakteriler tarafından tekrar parçalanarak nitrata (NO3) çevrilir. Ortaya çıkan nitrat ise bitkiler tarafından besin olarak kullanılır ve döngü tamamlanır.
Yeni kurulan bir akvaryumda, bu döngüyü gerçekleştirecek nitrosomonas ve nitrobakter türü bakterilerin yeterli bir popülasyona ulaşması, kullanılan filtreye, akvaryumun büyüklüğüne, biyolojik yükün (canlı popülasyonunun) duruma göre 2 ila 4 ay sürer. Bakteriler, akvaryumda kullanılan filtre medyasında, kumda, kayaların ve dekorasyonların üzerinde ve diğer bilmum yüzeyde kolonileşirler.
Biofiltre veya biyolojik filtre olarak da bilinen bu yararlı bakteri populasyonu yeterli düzeye ulaşmadan önce ise, maalesef ortaya çıkan amonyak ve nitrit gazları, balıklar için son derece ölümcül bir tehlike arz eder.
Özellikle yeni başlayan acemi akvaristler, bir heves çok sayıda balığı akvaryuma doldurdukları için, akvaryum suyu süratle amonyak bakımından zengin bir hale gelir. Çoğunlukla tavsiye edilen haftalık %25-%30 su değişimi ise maalesef amonyağı seyreltmek için yeterli değildir. Biyolojik filtrenin yetersizliğinden dolayı, hızla artan amonyak miktarı, özellikle de yüksek PH sularda zehirden farksızdır.
Amonyak, balığın beynini, merkezi sinir sistemini ve tüm iç organlarını etkiler. Dokularda ciddi hasara neden olur. Balıklar iştah kaybeder, su yüzeyinde toplanırlar, bazen de dibe çökerler. Doku hasarı yüzünden pul kayıpları, galsamada kanama, gövdede kırmızı lekeler gibi belirtiler ortaya çıkar. Ne yazık ki bu belirtilerin bir kısmı, parazit veya benzer enfeksiyonlarla karıştırıldığı için, akvaryuma dezenfektan konulur (çok çok büyük bir hata). Bu dezenfektanlar, yeni yeni kolonileşmeye başlayan nitrosomonasları süratle öldüreceği için, döngüyü geriletip fayda yerine zarar verirler.
Bu belirtiler, balıkların türlerine göre, aniden ortaya çıkabileceği gibi, yavaş yavaş da görülebilir.
Maalesef, pek çok acemi akvaristin yaptığı ?suyu boşaltıp, kumu kaynatıp, kayaları dezenfekte etme? yolu, anlaşılacağı üzere hiç bir işe yaramayacağı gibi, döngüyü sıfır noktasına geri çevirdiği için ?en yapılmaması gereken? işlemdir.
Biyolojik yükü az, filtre mekanizmaları doğru bir şekilde kurulmuş, düzenli su değişimi yapılan ve düşük PH (<7-7.5) su kullanılan akvaryumlarda, dayanıklı balıklar bu ilk aşamayı atlatabilir. Ancak hemen ardından ikinci bir tehlike ile karşı karşıya kalırlar: NİTRİT.
Akvaryum ortamında yeterli popülasyona ulaşan nitrosomonas bakterilerinin açığa çıkardığı Nitrit (NO2), amonyak kadar olmasa bile, son derece tehlikeli bir kimyasaldır. Kanın oksijen taşıma kapasitesini kısıtladığı için, özellikle uzun süre yüksek değerlerde kalması durumunda balıkların (suda yeteri miktarda oksijen olsa dahi) boğularak ölmesine neden olur. İşin kötü tarafı, nitrobakter türü bakteriler, nitrosomonaslara oranla çok daha yavaş bir popülasyon artışı gösterirler.
Giderek yükselen nitrit oranlarına maruz kalan balıklar, aynı amonyak zehirlenmesinde olduğu gibi iştahlarını kaybederler, su yüzeyine toplanırlar, hızlı hızlı nefes almaya çalışırlar. Sanki bir parazitten kurtulmak istiyormuş gibi akvaryum içerisindeki dekorasyonlara, kumlara, taşlara sürtünerek "kaşınırlar".
Nitrit nedeni ile kanda biriken ?methemoglobin? maddesi, kan rengini kahverengiye çevirir. Bu yüzden balıkların galsamaları kararır, açık renkli balıklarda genel bir kararma, renkli balıklarda renk kaybı olur. (nitrit zehirlenmesi, kahverengi kan hastalığı olarak da bilinir)
Maalesef bu belirtiler de çeşitli enfeksiyon belirtileri ile karıştırılmaktadır. Eğer bu aşamada akvaryuma dezenfektan konulursa, zar zor kolonileşen nitrosomonaslar yok olacağından, hızla amonyak seviyeleri de artmaya başlayacaktır. Bu ikisinin bir araya gelmesi de haliyle en dayanıklı balıklar için bile ölümcüldür.
Yeni kurulan akvaryumlarda, biyolojik filtre (bakteri kolonileri) gelişip, azot döngüsü oturuna kadar görülen bu ölümlere ?Yeni Akvaryum Sendromu? denmektedir.
Peki, yeni akvaryum ?eskiyene? kadar balık ölümlerinden kaçınmak için ne yapılabilir:
- Öncelikle, genel olarak tavsiye edilen ?akvaryumu boş çalıştırma? olayının, su ısısının oturması dışında hiç bir faydası yoktur. Akvaryumda çözülen veya çürüyen organik madde olmadığı takdirde bakteri populasyonu gelişmez. Bu yüzden mutlaka organik atık üretecek birşeylerin olması veya suni olarak amonyak eklenmesi şarttır.
En sık uygulanan yöntem, akvaryuma bir ya da iki tane balık koyup, bir-iki ay boyunca sürekli ve düzenli su değişimleri ile azot döngüsünü başlatmaktır. Bunun ardından balıklar yine yavaş yavaş eklendiği takdirde, çok bir sorun olmadan akvaryum ?güvenli? bir hale getirilebilir. Maalesef yeni başlayan arkadaşların en çok yaptığı hata, bir anda çok sayıda balığı akvaryuma koymaktır. Bu da ölümcül bir hatadır.
- İkinci bir yol olarak, hiç balık koymadan, suya amonyak ekleyip döngünün oturmasını beklemektir. Her ne kadar bu yöntem, "en güvenli yöntem" olsa da, yeni başlayan birisinin 1-2 ay boyunca boş akvaryuma bakmayı istememesi yüzünden pek uygulama bulamamakta maalesef.
- Yeni kurulan bir akvaryum (çok istisnai durumlar haricinde) asla ve de kat?a tamamen boşaltılıp dezenfekte edilmemelidir.
- Akvaryum filtresi asla ve de asla, çeşme suyu ile yıkanmamalıdır. Çeşme suyunda bulunan klor, burada yaşamlarını sürdürmeye çalışan zavallı bakterileri efektif bir şekilde öldüreceği için biyolojik filtreyi etkisiz hale getirir ve de sudaki amonyak oranının süratle yükselmesine neden olur. Filtre medyası, dip çekme sırasında boşaltılan akvaryum suyunda çalkalanarak temizlenebilir.
- İlk bir kaç ay boyunca yemleme mümkün olduğu kadar az yapılmalı, yenmeyip dibe çöken yemler hızla akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır.
- Azot döngüsü oluşana kadar, dipte kesinlikle dışkı birikmesine müsade edilmemeli, bitkilerden dökülen yapraklar, dışkılar ve diğer organik atıklar günlük olarak akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır.
- Yine ilk birkaç ay boyunca, günlük %10-%15 su değişimleri yapılmalı, su değişimi sırasında mutlaka dip çekilmelidir. Amonyak ve nitrit gazları sudan ağır olduğu için dipte birikirler. Düzenli dip çekimi ile sudaki yoğunlukları kontrol altında tutulabilir.
- Test kitleri, her ne kadar pahalı da olsa, çok faydalıdır. Ama ne hikmetse yüzlerce liralık balıklarını kaybetmeyi göze alanlar, 60-70 lira verip sularının ne halde olduğunu kesin ve net bir şekilde söyleyebilecek test kitleri edinmekten kaçınırlar. Halbuki kaliteli bir Amonyak ve Nitrit test kiti ile, bu zehirli gazların sudaki yoğunluğu kontrol etmek ve su değişimlerini buna göre ayarlamak ve de balık ölümlerinden kaçınmak çok mümkündür.
50-60 litrelik bir akvaryum alınır. Satıcının tavsiyesi doğrultusunda kurulur, bir-iki gün çalıştırılır. (Bu süre bazen 1-2 hafta da olabilir). Sonra içine balıklar eklenir. İlk birkaç hafta boyunca herşey gayet güzel gitmektedir. Derken bir gün birden bire balıklar ölmeye başlar.
Görünüşte hiç bir neden yoktur. Birkaç gün öncesine kadar gayet sağlılıklı bir şekilde akvaryumun içinde oradan oraya yüzen zavallı balıklar, yemeden içmeden kesilmiş bir şekilde yüzgeçleri büzüşmüş vaziyette ya dibe çökmüştür, ya da yüzeyde, ağzlarını havaya açmış ölmeyi beklemektedir.
Ölen balıklar çıkartılır, yerlerine yenileri eklenir, ama bu yeni eklenen balıklar da süratle aynı semptomları gösterir ve ölürler.
Pek çok yeni başlayan hobi erbabı, akvaryuma avuç dolusu ilaç eklemeye başlarlar. Hiç bir faydası olmaz. Sağa sola sorarlar, birbirinden alakasız, beşibiryerde cevaplar alırlar:
-Parazit olabilir ?tuz ekle, ısıyı arttır.
-Silkon zehirlenmesidir, akvaryumu değiştir.
-Bulaşıcı hastalık var, akvaryumu komple boşalt dezenfekte et, yeniden kur.
Ne yazık ki bu yöntemlerin hiç birisi bir işe yaramaz.
Genellikle, şişeler dolusu ilacın hiçbir faydası olmadığını gören acemi akvaristler, yapılabilecek en yanlış işi yaparlar: Tüm akvaryum boşaltılır, kumu, taşları, dekorları kaynatılır, akvaryum tuzla ovulur, yeni baştan kurulur. Yeni balıklar eklenir.
Birkaç hafta herşey yine yolunda görünür. Ama derken sil baştan, balıklar yeniden ölmeye başlar.
Bu tür senaryoların çoğu, acemi akvaristin ?ben bu işi beceremiyorum? demesi ve akvaryumunu elden çıkartması, ya da balkonda saksı haline getirmesi ile son bulur.
Halbuki yeni kurulan bir akvaryumda birkaç hafta veya ay içerisinde görülen balık ölümlerinin hiç birisi sebepsiz değildir. Tam tersine çok güzel bir sebebi vardır: YENİ AKVARYUM SENDROMU.
Tabiatta, onmilyonlarca yıldır süregelen bir takım doğal döngüler vardır: Su döngüsü, oksijen döngüsü, Azot döngüsü gibi. Tüm bu döngüler, doğal hayatın (ve de insan hayatının) devamı için gereken dengeleri oluştururlar.
Akvaryum gibi yapay bir ortam, ilk oluşturulduğunda tüm bu döngülerin ve dengelerin dışındadır. İşin iyi tarafı, birtakım dengeler, biz istesek de istemesek de kendiliğinden oluşacaktır. Ama işin bir de kötü tarafı var: bu dengelerin oluşması zaman alır.
Akvaryum ilk kurulduğu anda, içinde sadece su (ve kum ve dekorasyon vs) bulunan bir fanustur ve bu fanusun içerisine bir canlı eklendiğinde, doğal olarak oluşacak atıkları parçalayacak ve de zararsız hale getirecek en önemli mekanizma olan AZOT DÖNGÜSÜ?nden yoksundur.
Peki nedir bu Azot Döngüsü?
Akvaryumda yaşayan her canlı (balıklar, salyangozlar, karidesler, bitkiler vs) atık üretir. Bu atıklar, ve de yenmeyen yemler gibi diğer organik maddeler çözülürken amonyak (NH3) denen gaz orta çıkarlar.
Doğal döngü içerisinde, Amonyak (NH3) tabiatta varolan ?nitrosomonas? türü bakteriler tarafından okside edilerek Nitrit (NO2)?e dönüştürülür. Ortaya çıkan nitrit, bu sefer ?nitrobakter? adı verilen bakteriler tarafından tekrar parçalanarak nitrata (NO3) çevrilir. Ortaya çıkan nitrat ise bitkiler tarafından besin olarak kullanılır ve döngü tamamlanır.
Yeni kurulan bir akvaryumda, bu döngüyü gerçekleştirecek nitrosomonas ve nitrobakter türü bakterilerin yeterli bir popülasyona ulaşması, kullanılan filtreye, akvaryumun büyüklüğüne, biyolojik yükün (canlı popülasyonunun) duruma göre 2 ila 4 ay sürer. Bakteriler, akvaryumda kullanılan filtre medyasında, kumda, kayaların ve dekorasyonların üzerinde ve diğer bilmum yüzeyde kolonileşirler.
Biofiltre veya biyolojik filtre olarak da bilinen bu yararlı bakteri populasyonu yeterli düzeye ulaşmadan önce ise, maalesef ortaya çıkan amonyak ve nitrit gazları, balıklar için son derece ölümcül bir tehlike arz eder.
Özellikle yeni başlayan acemi akvaristler, bir heves çok sayıda balığı akvaryuma doldurdukları için, akvaryum suyu süratle amonyak bakımından zengin bir hale gelir. Çoğunlukla tavsiye edilen haftalık %25-%30 su değişimi ise maalesef amonyağı seyreltmek için yeterli değildir. Biyolojik filtrenin yetersizliğinden dolayı, hızla artan amonyak miktarı, özellikle de yüksek PH sularda zehirden farksızdır.
Amonyak, balığın beynini, merkezi sinir sistemini ve tüm iç organlarını etkiler. Dokularda ciddi hasara neden olur. Balıklar iştah kaybeder, su yüzeyinde toplanırlar, bazen de dibe çökerler. Doku hasarı yüzünden pul kayıpları, galsamada kanama, gövdede kırmızı lekeler gibi belirtiler ortaya çıkar. Ne yazık ki bu belirtilerin bir kısmı, parazit veya benzer enfeksiyonlarla karıştırıldığı için, akvaryuma dezenfektan konulur (çok çok büyük bir hata). Bu dezenfektanlar, yeni yeni kolonileşmeye başlayan nitrosomonasları süratle öldüreceği için, döngüyü geriletip fayda yerine zarar verirler.
Bu belirtiler, balıkların türlerine göre, aniden ortaya çıkabileceği gibi, yavaş yavaş da görülebilir.
Maalesef, pek çok acemi akvaristin yaptığı ?suyu boşaltıp, kumu kaynatıp, kayaları dezenfekte etme? yolu, anlaşılacağı üzere hiç bir işe yaramayacağı gibi, döngüyü sıfır noktasına geri çevirdiği için ?en yapılmaması gereken? işlemdir.
Biyolojik yükü az, filtre mekanizmaları doğru bir şekilde kurulmuş, düzenli su değişimi yapılan ve düşük PH (<7-7.5) su kullanılan akvaryumlarda, dayanıklı balıklar bu ilk aşamayı atlatabilir. Ancak hemen ardından ikinci bir tehlike ile karşı karşıya kalırlar: NİTRİT.
Akvaryum ortamında yeterli popülasyona ulaşan nitrosomonas bakterilerinin açığa çıkardığı Nitrit (NO2), amonyak kadar olmasa bile, son derece tehlikeli bir kimyasaldır. Kanın oksijen taşıma kapasitesini kısıtladığı için, özellikle uzun süre yüksek değerlerde kalması durumunda balıkların (suda yeteri miktarda oksijen olsa dahi) boğularak ölmesine neden olur. İşin kötü tarafı, nitrobakter türü bakteriler, nitrosomonaslara oranla çok daha yavaş bir popülasyon artışı gösterirler.
Giderek yükselen nitrit oranlarına maruz kalan balıklar, aynı amonyak zehirlenmesinde olduğu gibi iştahlarını kaybederler, su yüzeyine toplanırlar, hızlı hızlı nefes almaya çalışırlar. Sanki bir parazitten kurtulmak istiyormuş gibi akvaryum içerisindeki dekorasyonlara, kumlara, taşlara sürtünerek "kaşınırlar".
Nitrit nedeni ile kanda biriken ?methemoglobin? maddesi, kan rengini kahverengiye çevirir. Bu yüzden balıkların galsamaları kararır, açık renkli balıklarda genel bir kararma, renkli balıklarda renk kaybı olur. (nitrit zehirlenmesi, kahverengi kan hastalığı olarak da bilinir)
Maalesef bu belirtiler de çeşitli enfeksiyon belirtileri ile karıştırılmaktadır. Eğer bu aşamada akvaryuma dezenfektan konulursa, zar zor kolonileşen nitrosomonaslar yok olacağından, hızla amonyak seviyeleri de artmaya başlayacaktır. Bu ikisinin bir araya gelmesi de haliyle en dayanıklı balıklar için bile ölümcüldür.
Yeni kurulan akvaryumlarda, biyolojik filtre (bakteri kolonileri) gelişip, azot döngüsü oturuna kadar görülen bu ölümlere ?Yeni Akvaryum Sendromu? denmektedir.
Peki, yeni akvaryum ?eskiyene? kadar balık ölümlerinden kaçınmak için ne yapılabilir:
- Öncelikle, genel olarak tavsiye edilen ?akvaryumu boş çalıştırma? olayının, su ısısının oturması dışında hiç bir faydası yoktur. Akvaryumda çözülen veya çürüyen organik madde olmadığı takdirde bakteri populasyonu gelişmez. Bu yüzden mutlaka organik atık üretecek birşeylerin olması veya suni olarak amonyak eklenmesi şarttır.
En sık uygulanan yöntem, akvaryuma bir ya da iki tane balık koyup, bir-iki ay boyunca sürekli ve düzenli su değişimleri ile azot döngüsünü başlatmaktır. Bunun ardından balıklar yine yavaş yavaş eklendiği takdirde, çok bir sorun olmadan akvaryum ?güvenli? bir hale getirilebilir. Maalesef yeni başlayan arkadaşların en çok yaptığı hata, bir anda çok sayıda balığı akvaryuma koymaktır. Bu da ölümcül bir hatadır.
- İkinci bir yol olarak, hiç balık koymadan, suya amonyak ekleyip döngünün oturmasını beklemektir. Her ne kadar bu yöntem, "en güvenli yöntem" olsa da, yeni başlayan birisinin 1-2 ay boyunca boş akvaryuma bakmayı istememesi yüzünden pek uygulama bulamamakta maalesef.
- Yeni kurulan bir akvaryum (çok istisnai durumlar haricinde) asla ve de kat?a tamamen boşaltılıp dezenfekte edilmemelidir.
- Akvaryum filtresi asla ve de asla, çeşme suyu ile yıkanmamalıdır. Çeşme suyunda bulunan klor, burada yaşamlarını sürdürmeye çalışan zavallı bakterileri efektif bir şekilde öldüreceği için biyolojik filtreyi etkisiz hale getirir ve de sudaki amonyak oranının süratle yükselmesine neden olur. Filtre medyası, dip çekme sırasında boşaltılan akvaryum suyunda çalkalanarak temizlenebilir.
- İlk bir kaç ay boyunca yemleme mümkün olduğu kadar az yapılmalı, yenmeyip dibe çöken yemler hızla akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır.
- Azot döngüsü oluşana kadar, dipte kesinlikle dışkı birikmesine müsade edilmemeli, bitkilerden dökülen yapraklar, dışkılar ve diğer organik atıklar günlük olarak akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır.
- Yine ilk birkaç ay boyunca, günlük %10-%15 su değişimleri yapılmalı, su değişimi sırasında mutlaka dip çekilmelidir. Amonyak ve nitrit gazları sudan ağır olduğu için dipte birikirler. Düzenli dip çekimi ile sudaki yoğunlukları kontrol altında tutulabilir.
- Test kitleri, her ne kadar pahalı da olsa, çok faydalıdır. Ama ne hikmetse yüzlerce liralık balıklarını kaybetmeyi göze alanlar, 60-70 lira verip sularının ne halde olduğunu kesin ve net bir şekilde söyleyebilecek test kitleri edinmekten kaçınırlar. Halbuki kaliteli bir Amonyak ve Nitrit test kiti ile, bu zehirli gazların sudaki yoğunluğu kontrol etmek ve su değişimlerini buna göre ayarlamak ve de balık ölümlerinden kaçınmak çok mümkündür.
Beğenenler: [T]186333,Ferhatowski[/T][T]204480,subalik[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Nisan 2012 21:34
Bu makaleyi okumuştum tekrar hatırlatma için teşekkür edrim Kürşat abi... Akvaryum ph,setlik ve amonyak, nitrat değerlerini öğrenmem için nelere ihtiyacım var ve ne kullanabilirim bilgilendirirseniz hemen alıp öğrenebiliriz. Hakan abicim bu arada silikondan değil bundan eminim. Başka bir sebebi var ama bulamadım.
[QUOTE=volkanevren]Dostum öncelikle geçmiş olsun. Su değerlerini bir kontrol etmeni öneririm balıklar durup dururken ölmez çünkü. acaba aldığın yerdeyken balıklarda bir sorun vardı da sen fark etmemiş olabilir misin.[/QUOTE]
Aldığım yerde de eve geldiklerindede gayet sağlıklı ve iyilerdi Volkan abicim aniden ölüyorlar. Devamlı izliyorum balıkları öyle mayışıklık veyahut yem yememezlik yapmıyorlar.
[QUOTE=volkanevren]Dostum öncelikle geçmiş olsun. Su değerlerini bir kontrol etmeni öneririm balıklar durup dururken ölmez çünkü. acaba aldığın yerdeyken balıklarda bir sorun vardı da sen fark etmemiş olabilir misin.[/QUOTE]
Aldığım yerde de eve geldiklerindede gayet sağlıklı ve iyilerdi Volkan abicim aniden ölüyorlar. Devamlı izliyorum balıkları öyle mayışıklık veyahut yem yememezlik yapmıyorlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Nisan 2012 23:53
Geçmiş olsun kardeşim döngün inşallah oturur. Bende bu arada bir şey sormak istiyorum. Yeni bir yavru akvaryumu kuruyorum 140*30*30. Bakteri için faal tankımın filtresini içine sıkıp akvaryumda yıkasam olur mu? Bana mantıklı geldi. Bu arada akvaryum 4-5 gündür su dolu bekliyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Nisan 2012 09:42
[QUOTE=Yunus Sevdalısı]Geçmiş olsun kardeşim döngün inşallah oturur. Bende bu arada bir şey sormak istiyorum. Yeni bir yavru akvaryumu kuruyorum 140*30*30. Bakteri için faal tankımın filtresini içine sıkıp akvaryumda yıkasam olur mu? Bana mantıklı geldi. Bu arada akvaryum 4-5 gündür su dolu bekliyor.[/QUOTE]
Akvaryumunuz yeni ise en az iki su değişimi yapın ondan sonra bakteri eklemesi yapın bazı akvaryumları normal silikon ile yaptıkları için zehirlenme riski yüksek kolay gelsin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Nisan 2012 12:18
[QUOTE=SELAMİ]
[QUOTE=Yunus Sevdalısı]Geçmiş olsun kardeşim döngün inşallah oturur. Bende bu arada bir şey sormak istiyorum. Yeni bir yavru akvaryumu kuruyorum 140*30*30. Bakteri için faal tankımın filtresini içine sıkıp akvaryumda yıkasam olur mu? Bana mantıklı geldi. Bu arada akvaryum 4-5 gündür su dolu bekliyor.[/QUOTE]
Akvaryumunuz yeni ise en az iki su değişimi yapın ondan sonra bakteri eklemesi yapın bazı akvaryumları normal silikon ile yaptıkları için zehirlenme riski yüksek kolay gelsin.
[/QUOTE]
Teşekkür ederim akvaryum daha önce faaldi arkadaşım kullanıyordu. Ben aldım işte. Peki balıkları eklemeden bir iki dip çekimi yapayım mı sizce? Bakteri eklemesi yaptım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Nisan 2012 14:17
[QUOTE=Yunus Sevdalısı]
[QUOTE=SELAMİ]
[QUOTE=Yunus Sevdalısı]Geçmiş olsun kardeşim döngün inşallah oturur. Bende bu arada bir şey sormak istiyorum. Yeni bir yavru akvaryumu kuruyorum 140*30*30. Bakteri için faal tankımın filtresini içine sıkıp akvaryumda yıkasam olur mu? Bana mantıklı geldi. Bu arada akvaryum 4-5 gündür su dolu bekliyor.[/QUOTE]
Akvaryumunuz yeni ise en az iki su değişimi yapın ondan sonra bakteri eklemesi yapın bazı akvaryumları normal silikon ile yaptıkları için zehirlenme riski yüksek kolay gelsin.
[/QUOTE]
Teşekkür ederim akvaryum daha önce faaldi arkadaşım kullanıyordu. Ben aldım işte. Peki balıkları eklemeden bir iki dip çekimi yapayım mı sizce? Bakteri eklemesi yaptım.
[/QUOTE] Daha evvel kullanılmış ise dip çekimine gerek yok boş halde bir iki gün çalıştırın bir seferliğe mahsus sanki içinde balık varmış gibi yem atın iki gün sonra balıkları ekleyin bir hafta sonra dip çekimi yapın %30 gibi ondan sonraki haftalar %20 indirebilirsiniz. sağlıklı balıklar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Nisan 2012 18:04
Böyle durumlarda derhal balıkları aç bırakın aç bırakmadan önce bitkisel yemle besleyin daha sonrasında bir gün hiç yem vermeyin balıklar bağırsaklarını boşalttıktan sonra bu süre bir gün ertesi gün sabah yine yem vermeyin ve dip çekimi yapın yeni su ekleyin ve o gün akşama kadar yem yemesin balıklar akşamda yem vererek balıklarınızı sağlıklarına tez zamanda kavuşturabilirsiniz. Bu sadece kendim uyguladığım bir olaydır. Kesin çözüm olarak sunmuyorum daha farklı hastalıklar için daha farklı bir yöntem ve tedavi biçimi uygulanabilir, aynı durum benim başıma geldiğinde bu şekilde bir tedaviyle çözüme kavuşmuştum umarın yardımcı olabilmişimdir.Gerçi olan olmuş balıkları kaybetmişsiniz ama bu daha sonraki kalan balıklarınız içinde aynı şeyi yapabilirsiniz. Saygılarımı sunuyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Nisan 2012 22:07
Çok teşekkür ederim arkadaşlar şu an balıklar gayet iyiler ve döngü oturdu galiba. Yemlemeyi günde iki öğün ve çok vermiyorum şu an. İnşallah bundan sonra kaybım olmayacak. Herkese sağlıklı hobiler!
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2013 09:47
arkadaşlar mrb aranıza yeni katıldım... şu anda küçücük akvaryumda beslediğim 3 adet sarı prenses ve 2 adet mavi yunuslarım amonyak patlaması yüzünden 2-3 gün içinde öldü boyları 7-8 cm arasıydı akvaryumum çok ufaktı balıklarımın katili olduğum için çok üzgünüm 1.5 senedir baktım tam kaldırıp atacaktımki tüm herşeyi bir anda demasoni balığımın halen yaşadığı farkettim ayrı bir kaba alıp mürekkep ve tuz atarak hastalıktan korumaya çalıştım bu seferde demasonim için koca akvrayumu yeniden kurdum şu anda ıstıcım yok kayalıklar içinde filtre motorunun çıkardığı baloncuklar içinde dipte duruyor demasonim
şimdi size bir kaç sorum olacak bu balık yaklaşık 20 lt akvaryumda tek başına uygun ortam sağlandığında yaşayabilirmi ?? yoksa yanına tek bir saulosi arkadaşmı alayım ??
İnşallah Bloat hastalığına yakalanmamıştır ama sürekli yüzeyde normal nefes alıp veriyor karnında şiş falan yok boyu 5 cm civarı alt yüzgeçleri uzun erkek olma ihtimalı yüksek gibi
bana ne önerirsiniz ???
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir