Dubstep.. Bu tarzı biliyormuydunuz?

‘Dubstep nedir?’ sorusuna kesin bir cevap vermek güç. Hatta bu yeni türü formüle etmeye çalışan da fena halde çuvallayabilir. Bu tıpkı ‘Excision’ ile ‘Burial’ı karşı karşıya koyup benzetmeye çalışmak kadar sonuçsuz bir uğraş. Gelin, biz bu türe genel bir giriş yaparken formüllerden sakınalım ve etkilerinden bahsetmeyi deneyelim. İşin muhteviyatında biraz reggae, çokça dub, üstüne jungle / dnb ve karşı konulamaz bir techno, hatta biraz da house olduğu k0nusunda uyarımızı yaptık bile.

90′ların sonunda 2000′lerin başında UK Garage tayfası, kendi sound’larının katlanılamaz derecede sıkıcılaşmasıyla bir kıpırdanmaya başladı. Bu kıpırdanmanın bu denli hızlı bir dalgaya dönüşeceğini kimse başından tahmin etmemişti. İlk sonuçlar başlarda kardeş gibi takılan iki tür grime ve dubstep oldu. Hatta başlangıçta, bu iki tür tek bir tür olarak da benimsenmişti diyebilirz. Bir dönem Wiley’nin ortaya attiği ‘eski’ tabiri bile kullanılmıştı iki tür için ama yanılmıştı.

İngiliz ses sistemleri bu genç yapımcı/dj’lere (Skream ilk şarkısını 15 yaşında yaptı) başta şüpheyle yaklaşsalar da, özellikle büyük isimlerden Iration Steppas, bu çocukları bağrına basıp danslarında onlara yer vermesiyle tür patladı. Bu kaynaşma zamanla yanına jungle’ın büyük isimlerini de ekledi. Zaten başından beridir 1994 donemi jungle’ından ve o dönem rave’lerinden fena halde etkilenen ve bunu her fırsatta basbas bağıran dubstep yapımcıları için katalizör etkisi gösteren bu durum, beraberinde peşpeşe jungle klasiklerinin dubstep yeniden yapımlarını ve artan reggae/dub etkisini getirdi. Dubstep yapmaya başlayan jungle/dnb yapımcıları da cabası.

Dubstep, Londra sokaklarında, Big Apple Recods müdavimi (Digital Mystikz, Loefah cs.) ve tezgahtarı (Skream&Benga) jungle, reggae/dub ve techno hastası yapımcıların kafalarındaki müziği oturttukları form olarak ortaya çıktı. Bugünse hiphop’tan minimal techno’ya, synth pop ve hatta mainstream müziğe kadar geniş bir kitleyi etkiledi ve etkilemeye de devam ediyor. Dubstep için, tıpkı atası dub gibi, bir müzik türü değil, tüm müzik türlerinin dönüştürüldüğü kocaman bir yapışkan demek pekala mümkün.

Yazan: İlker Ozan UZUN