Festae'nin (Red terror) Türkiye Yolculuğu ve Yayılması
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 08:18
Teşekkür ederim Tufan Bey,
Yaklaşık bir yıl önce oldu bu durum, geçen hafta daha önce yavru vermiş yeni bir çift Grammodes getirdim. Başlagıçta dişi kötü durumdaydı şimdi toparlar gibi oldu şimdi erkek yem yemiyor. Bakalım inşallah toparlarlarsa 300-400 Litre tankı olanlar için muhteşem bir tür olarak yayılacak. Diğer adını biliyorsunuz 'Mini Dovii', 25-30 cm. civarı oluyor, ancak şunu net bir şekilde ifade edebilirim ki Grammodes Dovii'ye nazaran çok daha sert ve tehlikeli bir tür.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 08:36
Cenk biraz kafam karıştı benim yazılıp çizilenlerden çıkardığım sonuç rt lerin karma tanklarda olamayacağı mı olmalı?
Hakan Çapcıoğlu 2013-02-21 08:42:07
Üretmek için tamam zaten onun için 500 lt tank var.Ancak benin büyük tanka da ilerde geçirmek isterim en azından bir tanesini...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 09:50
Abi, bana sorarsan oluşacak olan çifti ayrı bir tankta mümkün olduğunca az müdahale ile tutmak en iyisi.
Tank hacmi müsait ise, çiftlerin birbirlerini hiçbir şekilde görememelerini sağlayacak şekilde tank bölünerek daha fazla çift bakılabilir. Geri kalanlardan bir erkek seçilerek karmada denenebilir ancak uzun vadede öyle ya da böyle strese giriyor. Tecrübelerime göre dişiler karmaya daha yatkın ve dayanıklı ancak karmadaki diğer erkekler ile münasebet olasılığı var ve bu durum karma tankların huzuru açısından pek istenmez.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 10:00
Cenk abi tespitelerine göre bende şöyle bir sonuç çıkardım. Festea erkekleri yada dişileri karma tanklarda beslenecek ise onları strese sokacak hiçbir canlı olmayacak hatta aksine Zebra gibi orta boyda Festeanin boyunduruğu altında yaşabilecek türler gerekli. Yani denk güçte canlılar değil alt kademede kalacak canlılar olabilir. Bu sayede Festea ler sürekli olarak tankın dominantı olarak daha stressiz bir hükümdarlık sürebilirler.
Bu arada Grammodes nedense bana Doviiden daha saldırgan bir tür görüntüsü çiziyor. Daha küçük boyda kalması Akvarumda beslemeye daha elverişli olduğunu gösteriyor.Festea konusunda;
Erişkin boya gelesiye kadar Flower Horn tanklarındaki gibi yeterli hacimlerde cam bölmeler şeklinde beslenseler ve sürekli olarak birbirlerini gördüklerinden dolayı dişi erkek davranışlarını da az çok gösterirler diye düşünüyorum. Bu sayede kayıpsız damızlıklar elde edilmiş olur. Daha sonrasında mevcut bölmeler dişi erkek orantılarına göre kaldırılıp eşleştirme denemeleri yapılabilir. 7-8 cm boylardan sonra bu şekilde beslenebilirler diye düşünüyorum. Hemen yavrulama sonrasında aynı şekilde ayrı bölmelere alınarak kondüsyon kazandırılır. Ülkemizde iyice yayıldıktan sonra karma tanklarda doğal davranış gözlemlerine devam edilebilir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 15:27
[QUOTE=mekrög]
Sebebini biliyor musun? eğer yanlış yaptığımız bir şey varsa öğrenelim, öğretelim, amacım bu sakına yanlış anlama beni yermek yahut seni eleştirmek ne isteğim, nede haddim. o yüzden soruyorum.
Su kalitesi düşer diye düşünüyorsan bende 125 cm'lik sump var. su bir şekilde havalanıyor, tazeleniyor. Su yüzeyinde bir dalgalanma mevcut. Hafif bir yosun oluşumuda var ki muhakkak olması gerektiği kanaatindeyim.
Demek sitediğim bu senin gözlemin mi, gözlem tesadüflere denk gelmiş olabilir, yada bilimsel kanıtlanmış yahut senin tecrübe etmişliğin sonucu vardığın bir kanımıdır. Sonuçta önemli bir konu, hepinizin malumu çok değerli bir arkadaşımı kaybettim. Eğer ki cam ile kapalı bir akvaryum bu değerli canlıların hayatına risk ise, bunu tekrardan yaşamamak adına aksiyon almamız gerekebilir.
[/QUOTE]
Görkem abi evet benim gözlemim ve bu konu hakkında kafamdaki her şey çok net. Yıllardan beri çok fazla üzeri kapalı akvaryum gördüm. Hatta çocukluğumdan beri mahalleye de biri akvaryum aldığında, alacağında veya hastalık vs sorun olduğunda hemen beni çağırırlardı. Kullanıcı adımdaki ''dr'' lakabı da bana oradan kaldı. Hâlâ da doktor der çoğu kişi. Üstelik artık çevre semtlerdeki bazı akvaryum dükkanlarında büyük sorun olursa beni arıyorlar. Yani çeşit çeşit yerlerde görüyorum hiç şüphem yok bu konuda..
Özellikle G.Amerika türlerinin ağır su şartlarına dayanıklılığı var. Fakat buna rağmen er geç sorun çıkacaktır aksi ihtimali bile yok. Su değişimlerinde balıkların çiftleşmesi, yumurtlaması yanıltmasın.. Tankın nefes aldığı tek yer olan yüzeyi kapatılırsa içerideki karbondioksit v.b. gazların uçamayıp suda eriyik kalacağı ve sürekli birikeceği gibi suyun oksijen miktarı da az olacaktır. Sump bile olsa dengeler diyemem sumptan sumpa değşir. Böyle havasız ortamlarda hem balıkların tansiyonu sallantıda olur hem de mantar bakterileri için uygun zemin oluşur. Bu sebepten dolayı pek neşesiz, agresif, derin derin nefes almaya çalışan, iştahsız, uzun vadede enfeksiyona yakalanmış balıklar meydana gelir. Benim bile otobüse binince havasızlıktan başım ağrıyor. Ne zaman otobüse binsem balıklar aklıma gelir. Abarttığımı hiç düşünmüyorum, aksine düşünerek aklı başında cümleler kurmaya özen gösteriyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 15:36
Doktor sen de bilirsinki tam kapaklılarda ızgaralar var. Çin işi olanların bile en azından boru kablo girecek yerde açık yerleri var. Hiçbiri olmasa bile yem atmak için küçük bölmeleri var. Buralardan karbondioksitte çıkar, oksijen de girer.
Senin düşüncenden yola çıkarsak; akşam 6da eve girip sabah 8de çıkana dek 14 saat geçiyor. Hele bu kış aylarında cam çerçeve de arasıra açıldığına göre bizim de enfeksiyondan ölmemiz lazım. Neşeliyim, agresifim, enfeksiyonum yok, iştahım ise normalden fazla)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 15:45
En kapalı akvaryumlarda bile boruların girip çıktığı, yem atılabilecek veya müdahale edilecek açıklıklar vardır. Dolayısıyla bir bakıma akvaryumun nefes alabileceği açıklıklar hep bulunur. İşin bu yönünü düşününce karbondioksit veya diğer gazlar her halükarda dışarı çıkabilmektedir. Hem zaten su değişiminde, bakımda ve kimi diğer zamanlarda kapak açılıp kapatılmaktadır. Sump kullanımında zaten öyle veya böyle sürekli devinim var.
Üstünün kapatılmasındaki temel amaçlar suyun buharlaşmasını önlemek, ısıyı dengelemek, dışarıdan suya bir şeylerin düşmesini veya toz inmesini önlemek, balıkların atlama riskine karşı önlem almak şeklinde sıralanabillir.
Geçmişten gelen gözlemlerle hastalıkların üstü kapalı akvaryumlarda olduğunu söyleyebilmek için bunu daha kesin verilere dayandırmak gerekir. Aksi durumda şans eseri denk gelen bir kaç benzer durumdan öteye geçemez. İşte bu aşamada fiziksel gerçeklerin neler olduğunu tespit etmek gerekiyor. Şu an sorulan ve cevap beklenen konu tam olarak budur. Maalesef henüz tam açıklamayı alamadık. Çünkü söylediğin konuyu benim açıklamalarım çürütüyor. Belki başka bir neden olabilir ve varsa bunu cidden merak ediyorum.
[QUOTE=Gürkan Hoca]Doktor sen de bilirsinki tam kapaklılarda ızgaralar var. Çin işi olanların bile en azından boru kablo girecek yerde açık yerleri var. Hiçbiri olmasa bile yem atmak için küçük bölmeleri var. Buralardan karbondioksitte çıkar, oksijen de girer.
Üstünün kapatılmasındaki temel amaçlar suyun buharlaşmasını önlemek, ısıyı dengelemek, dışarıdan suya bir şeylerin düşmesini veya toz inmesini önlemek, balıkların atlama riskine karşı önlem almak şeklinde sıralanabillir.
Geçmişten gelen gözlemlerle hastalıkların üstü kapalı akvaryumlarda olduğunu söyleyebilmek için bunu daha kesin verilere dayandırmak gerekir. Aksi durumda şans eseri denk gelen bir kaç benzer durumdan öteye geçemez. İşte bu aşamada fiziksel gerçeklerin neler olduğunu tespit etmek gerekiyor. Şu an sorulan ve cevap beklenen konu tam olarak budur. Maalesef henüz tam açıklamayı alamadık. Çünkü söylediğin konuyu benim açıklamalarım çürütüyor. Belki başka bir neden olabilir ve varsa bunu cidden merak ediyorum.
[QUOTE=Gürkan Hoca]Doktor sen de bilirsinki tam kapaklılarda ızgaralar var. Çin işi olanların bile en azından boru kablo girecek yerde açık yerleri var. Hiçbiri olmasa bile yem atmak için küçük bölmeleri var. Buralardan karbondioksitte çıkar, oksijen de girer.
Senin düşüncenden yola çıkarsak; akşam 6da eve girip sabah 8de çıkana dek 14 saat geçiyor. Hele bu kış aylarında cam çerçeve de arasıra açıldığına göre bizim de enfeksiyondan ölmemiz lazım. Neşeliyim, agresifim, enfeksiyonum yok, iştahım ise normalden fazla)[/QUOTE]
Aynı zamanda aynı şeyleri düşünüp yazmışız. Ancak ben yazdığımı geç gönderince senin yazdığını görmemiş oldum.
Aynı zamanda aynı şeyleri düşünüp yazmışız. Ancak ben yazdığımı geç gönderince senin yazdığını görmemiş oldum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 16:19
Ben bunları cam ile boydan boya kapatılması için söyledim. Fakat yine başka bir şey ile kapatılmışsa, iyi havalanmasını engelliyorsa onun için de geçerlidir. Kapak vs vs.. Eğer yeterince ve sürekli havalanmasını engellemiyorsa problem yok.Yeterli havalanıp havalanmadığını da ilgili test kitleri ile ölçerek anlayabiliriz. Eğer ciddi iseniz bunu benim yerime siz de ölçebilirsiniz. İsteyen güvenir isteyen güvenmez konuyu uzatma gereği duymuyorum. Ne körü körüne ne de düz mantık güderek bir karara varacak biri değilim..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 16:26
Ümit alınmış gbi yazma. Biz seni biliyoruz, sen de bizi biliyorsun. Yazdığında nasıl bir bağlantı varsa teyit edelim diye detaya girdim. Belki co2 değil başka bir şey etkiliyordur. Etkileme söz konusu ise kaynağı tespit etmek çok büyük önem kazanıyor. Dediğin testleri yapacak kişiler olursa iyi olur. Bizler de işin boyutunu öğrenmiş oluruz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Şubat 2013 16:55
İnşallah en kısa sürede toparlanır her ikisi de Cenk bey;Zira Türkiye de bulunmayan çok değerli bir tür,umarım toparlandıktan sonra da Festae ler gibi yavrularını dağıtır ve onları da sahiplendirirsiniz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Şubat 2013 11:57
Gözde çiftimden bir kaç cepfotosu paylaşayım istedim. Lütfen diğer festaecilerden de fotoğraf gelsin merak ediyoruz..
Bebeklik halleri
Genç olsa da su eklediğim zamanlar erkeğin dişiye ilgisi artıyor.
Sağdaki çift gözdemin dişisi. Solda görülen de Cenk abiden gelen yavrulardan güzel bir dişi.
Yine çift gözdemin dişisi. Artık rengini soldurduğu anlar nadir olmaya başladı.
Bu da erkeği, yüzgeç uçlarındaki sivrilik kuyruğa doğru meyil almaya başladı.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Şubat 2013 13:43
[QUOTE=dr.aqua]
Yine çift gözdemin dişisi. Artık rengini soldurduğu anlar nadir olmaya başladı.
[/QUOTE]
Eline sağlık Ümit, harika görünüyorlar maşallah.
Yukarıdaki foto yerine başka bir foto mu ekleyecektin?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Şubat 2013 13:49
[QUOTE=Cenk Bildir][QUOTE=dr.aqua]
Yine çift gözdemin dişisi. Artık rengini soldurduğu anlar nadir olmaya başladı.
[/QUOTE]
Eline sağlık Ümit, harika görünüyorlar maşallah.
Yukarıdaki foto yerine başka bir foto mu ekleyecektin?
[/QUOTE]
Bu erkek maşallah!!!
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir