İbrahim Ozan Düzgün'e dikkat fotoğrafları syf 4
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yasalarla alakası yok arkadaşım, ahlak bozulmuş. Yasa sana kimseye para gönderme diyemez.
Bir de kimse kusura bakmasın, biz de zemin hazırlıyoruz bu tür ahlaksızların bizleri dolandırmasına.
İlandaki resme bakıyoruz balık güzel (tabi resim artık nereden bulunmuşsa), fiyat normalin altında, öyle olunca gözümüzü karartıp hiç tanımadığımız, görmediğimiz bir adama 1.000 - 1.500 lira para gönderiyoruz. Kimdir, nedir, necidir diye hiç araştırmaya gerek bile duymuyoruz. Sizce sebebi ne: bence satılan malın güzel ve uygun fiyatlı olması, kaçırmayayım bir an önce alayım derdi. İşte bütün dolandırıcıların da çıkış noktası budur.
7 yıldır adliyede çalışıyorum, binlerce dolandırıcı gördüm ve hepsinin tek bir ortak noktası var, iyi mal, normalin çok altında fiyat. Alıcıyı aceleye getirmek, sıkıştırmak.
Hiç kimsenin de zoruna gitmesin söylediklerim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Durum yasaları bilmekle daha alakalı. Öncelikle dolandırıcılığın cezası hırsızlığın cezasından daha çok. Ancak bu tür olaylar hukukta dolandırıcılık olarak değil güveni kötüye kullanma suçu olarak geçiyor. Onun da cezası hırsızlıktan daha az.
Bunun dolandırıcılık olarak geçmemesinin sebebi de adamın zorla hesabınıza girip kendi hesabına para tranfser etmiyor olması. Bir şekilde siz adama güveniyorsunuz ve adam size göndereceği malı göndermiyor. Sorun da burada aslında. Hiç tanımadığınız hatta görmediğiniz bir insana nasıl güvenip de para göndeririz?
Sonuçta başta söylediğim yere geliyor mevzu. Biz bir şekilde bu insanlara zemin hazırlıyoruz. Tedbirli olsak bu tür kötü olayların hiçbiri olmaz.
Beğenenler: [T]113680,osdoctor[/T][T]167786,Ahesya[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Beğenenler: [T]11452,akarsan[/T][T]19001,iltas[/T][T]121242,LASTROMANTIC[/T][T]145950,de_pars[/T][T]27027,maviyeşil[/T][T]167786,Ahesya[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.) Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adlî para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
TCK Madde 268
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması Madde 268- (1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.
Arkadaşlar hep birlikte birbirinizle irtibat kurarak dosyalarınız ile ilgili bir birinize durumdan haber verirseniz. bu kişinin en son kaçacağı yer ancak Ceza İnfaz Kurumu olacaktır. İnşallah Rabbim de yar ve yardımcınız olsun
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması için de resmi makama bildirim yapmak gerekiyor. Hatta sahte kimlik belgesi gerekiyor. Adamı polis gözaltına alıyor. Kendi ismini söylemiyor yakalaması olduğu için bambaşka bir isim veriyor, nüfus cüzdanım yok diyor. Sonra gerçek kimliği anlaşılınca bu maddeden (TCK 268) ceza bile almıyor. İnternet ilanında başka ismim verdi diye kim ceza alır ki?
Gelelim 2. maddeye. Adam gerçekten başka birinin kimliğini ele geçirmiş, kendi resmini monte etmiş, bu kimlikle bir hesap numarası açmış ve bütün paraları da bu hesapta toplamışsa zaten onu hiçbir polis, savcı sittin sene bulamaz, üstüne üstlük bi de kimliği çalınan adam yıllarca adliyeye gider gelir kendimi temize çıkaracam diye :) Haydi geçmiş olsun.
Tanımadığın bilmediğin adama dünyanın parasını gönderip birşey almayacaksın, illa alacam diyorsan da önce paranı çaldırmışsın gibi düşüneceksin ki sonra elin boş kalınca üzülmeyesin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Suçun oluşması için ortaklık gerekiyor diye yazmadım hiçbir yerde. Sadece ilana ismini yanlış vermiş olabilir, şirket mi kuruyorsunuz doğru olsa ne yanlış olsa ne dedim.
[QUOTE=KaYRaCiK]
Kimlik bilgisini kullanmak sahte kimlik kullanmakla oluyor, internete oraya buraya verilen hesap numarası, isim veya ilanla olmuyor. Yukarıda yazdım ama anlaşılmamış galiba.
[QUOTE=KaYRaCiK]
Yine aynı şey tekrarlanmış, dikkatli okumamışsınız yazdıklarımı. Yakalandığında ben adım Behzat Ç. deyip kimlik göstermemekle üzerinde Behzat Ç. yazan bir kimlik göstermek arasında dağlar kadar fark var. Ben ilk durumu söyledim, siz ikinci durumu söylemişim gibi anlamışsınız. İlkinin cezai yaptırımı yoktur, ikincisi suçtur, cezası vardır.
[QUOTE=KaYRaCiK]
7 yıldır adliyede çalışmak insanı Savcı, Hakim veya bir Avukat yapmıyor. Adliye deyince neresinde çalışılıyor. Adliyelerde posta görevlisi de var. evrak getirip götüren mübaşir de olay yerine intikal etmek için tahsis edilen aracı süren bir şoför de
[/QUOTE]
Aslında şöförlüğüm de iyidir ama ben savcılıkta katip olarak çalışıyorum, hukuk fakültesi 4. sınıfta okuyorum. Adliyede çalışmak insanı tabiki hakim savcı avukat yapmaz, ama ben ceza hukukunu çoğu savcı ve avukattan daha iyi bilirim hiç şüpheniz olmasın. (hakim yazmadım dikkat ettiyseniz)
Ayrıca ben kimseyi kınamadım, sadece insanın hiç tanımadığı birine 1.000 tl göndermesi garibime gitti ve bunu belirttim, karamsarlığa düşürmek konusunda ise sadece gerçekçiyim diyebilirim. Ve emin olun dolandırılmamanın altın kuralı tedbirli olmaktır. Kaldı ki dolandırıcılık suçlarında dolandıran insan yakalansa dahi paranızı almanız apayrı bir süreç. Adam yıllarca cezaevinde yatsa bile sizin paranızı alabilmeniz için uğraşmanız gerekiyor.
Siz hangi memlekette yaşıyorsunuz bilmiyorum ama Türkiye'de savcıların büyük çoğunluğu (idealist olanlar hariç ki onlar da %10 ya vardır ya yoktur) memur zihniyetiyle çalışır, çalışmak zorunda bırakılır. (Yargılama sistemi ve dosya çokluğu nedeniyle) Avrupa da bir savcı yılda ortalama 100 dosyaya bakarken Türkiye'de bu rakam 2000 civarı, İstanbul'da ise daha da fazladır. Dolayısıyla bir noktadan sonra önemli olan yıl sonu yapılan devir oluyor. Kaç dosya gelmiş kaç dosya çıkmış, dosyalar şişmiş mi, elinde birikmiş mi? Kıdemler dereceler böyle yükseliyor. Dosyanın nasıl çıktığı (kapandığı) o kadar da önemli değil.
Bunların hiçbiri hakkınızı aramayın anlamına gelmiyor. Ancak malesef Türkiye'deki yargı sistemi nedeniyle hak aramak çok zahmetli. Bu duruma düşmeyin diye uyarıyorum arkadaşları.
Mağdur olmuş arkadaşların yapacakları şey bellidir. Ben buradan yazıyım sizin de içiniz rahat etsin. Savcılığa gitmek zaman kaybıdır çünkü bu olayda dolandırıcılık yok. Bunun yerine güveni kötüye kullanma suçu var gibi görünse de suça konu madde para olduğu için savcılar bunu ticari bir alışveriş olarak değerlendirir ve hukuk mahkemelerinde hak arayabilirsiniz diyerek takipsizlik verir.
Adam kesinlikle hapis cezası almaz.
Hukuk mahkemelerinde alacak davası açıp davayı kazandıktan sonra da icra takibiyle paranızı geri alabilirsiniz ancak ceza mahkemelerinde davayı sizin için takip eden savcı vardır, lakin hukuk mahkemelerinde davayı ya siz takip edeceksiniz ya da bir avukat bulacaksınız. Eğer siz takip ederseniz büyük ihtimalle dava düşer (hukuk bilginiz olmadığı için).
Sözün özü iyi bir avukat bulup alacak davası açacaksınız. Tabiki parayı gönderdiğinizi ispatlayacaksınız. Banka dekontu, havale dekontu filan yeterlidir. Dava sonuçlanınca da icra takibi yapacaksınız.
Ancak dava açtığınız adam sizinle irtibat kuran adam değilse, yani aslınad bu ilanları veren İbrahim.. değil de onun kimliğini kullanan biriyse (kimliğini kullanmaktan kastım sahte kimlikle hesap açmış ve gönderdiğiniz paraları bankadan çekmiş) işte o zaman savcılığa döneceksiniz. Önceki mesajımda da belirttiğim gibi sahte kimliği kullanıp paraları alan adamın bulunma ihtimali düşük ama imkansız değil.
Bu biraz da adamın bunu ne sıklıkla yaptığıyla alakalı. Bir iki kere yapmışsa bulunması zor, sürekli devam ediyorsa ve çok PROFESYONEL değilse illaki yakalanır.
Saygılar...
Ve yaşanmış küçük bir örnek. Olayımızdan biraz daha farklı bir şekilde dolandırıldığını, bankaya havale yaptıktan hemen sonra anlayan bir vatandaş şikayette bulundu, bunun üzerine para yatırılan banka hesabına bloke konuldu. Ancak dava sonuçlanıncaya kadar bloke kaldırılamaz. Dolayısıyla dolandıran kişi de çekemedi parayı dolandırılan kişi de geri alamadı parasını. Ve dolandırıcı sahte kimlik kullandığı için 3 yılı aşkın süre bulunamadı ve mağdurun parası bloke şekilde kaldı bankada. Dava açılamadığı için iade edilmedi. Bu yaşanmış basit bir örnektir sadece.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Neyse burası tartışma konusu değil sicilinizi özellikle atarsanız haberciden bu konuyu istişare edebiliriz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir