karidesler hakkındaki bazı gözlemler
Gönderim Zamanı: 17 Aralık 2013 00:24
Herkese hayırlı akşamlar.Arkadaşlar uzun zamandır farklı türlerde karides çeşitleri yetiştirdim.Bu vesileyle bir çok kişiyle tanıştım.Yetiştirmek için aldığım karideslerde farklı davranışlar gözlemledim.Arkadaşlar çok severek ve hayranlıkla beslediğimiz karidesler her ne kadar hassas ve zayıf olsada son derece akıllı canlılar.Ve ister inanın ister inanmayın aynı balıklarda da olduğu gibi bu canlılarında kendilerine ait kişilikleri mevcut.Mesela; aynı türden olan iki farklı karidesten biri oyun oynamayı çok seviyor.Diğeri ise daha çok olduğu yerde hareketsiz kalmayı tercih ediyor.Eğer bir sürünüz mevcutsa ve bu sürü tek bir tankta bakılıyorsa salına salına gezip, yüzdüğünü görürsünüz.Ama bu sürüyü içinde herhangi bir balık türü olan tanka koyun, bırakın yüzmeyi gezdiğini bile zor görürsünüz.Korkuyor veya adapte olmaya çalışıyor olabilirler lakin kesin bişey söyleyemeyiz.Kendimden örnek vermek gerekirse ;ilk yetiştirdiğim karides olan kiraz karidesleri aldığım abi onları lepisteslerle baktığını söylemişti.Kendi tankıma koyduktan sonra ise kesinlikle bir yabancılık çekmeden direkt olarak yüzüp akvaryumumu parlatmaya başladılar.Daha sonra ise tür değişikliği yaptım.Red rili karidesleri aldığım abim onları büyük bir tankı onlara tahsis ettiğini söyledi.Aldım ve tankıma koydum.Sonuç ne oldu biliyor musunuz 1.5 hafta oldu ama hala karideslerden haber yok.Heralde bir birini yediler.:) Özellikle karides satışı yapan abilerimden ve kardeşlerimden şunu istirham ediyorum; beslediğiniz karideslerin bulunduğu ortamı, tanktaki komşularını, hangi tür bitkilerin olduğu, kalitesini lütfen belirtsinler.Çok fazla övülerek satılan bu canlıları kendi tankımıza koyduktan sonra hayal kırıklığı yaşamayalım.Nacizane bir bilgiyi sizinle böylece paylaşmak istedim.Eksiğim veya yanlışım varsa tecrübeli abilerimden dinlemeye hazırım.Ama şu bir gerçek ki bu canlıları beslemek gerçekten muhteşem bir şey...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Aralık 2013 09:18
teşekkür ederim kardeşim kısa ve öz güzel bir yazı olmuş..benimde bu canlılarda balıklarda sevdiğim bu konu seslerini çıkaramasalar da dertlerini anlatamasalarda onlarında duyguları kişilikleri özellikleri var.işte hayvan beslemenin en önemli özelliği bu. onların duygularına yaşamlarına yardım etmek onlar söylemeden derdini anlamak. o ufacıcık canlılar bizlere muhtaç...insanların eli kanasa 2 gün söylenir durur. o dostlarımız ne yapsın..hayvan severlik bence budur. yemini suyunu verdim. uzaktanda güzel görünüyor demek değil. yanına gidip oturup saatlerce neler yaptıklarını izlemek neler anlatmaya çalıştıklarını çözmeye çalışmak onlar dünyasından dışarı bakmak ve onların dünyasına girmek.dertlerimizi unutmak bir film seyreder gibi oldugumuz yerden kopmak onların dünyasında olmak.akvaryumda en sevdiğim canlılarda en sevdiğim olay bu. bu konuda düşüncelerinizi tüm arkadaşlardan bekliyorum.
bu hayvan dostlarımızdan daha neler bekleyebiliriz.
bu konuda bir sayfa açılırsa gerçekten güzel olur.canlılarımızdan neler aldıgımız neler buldugumuz güzel olur diye düşünüyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Aralık 2013 12:48
Kesinlikle çok doğru.Kedisi köpeği olan insanlar onların tüylerine bile kıyamıyorken, nolcak canım altı üstü bi balık işte ölür yenisini alırım demek kesinlikle çok yanlış ve ters bir tutum.Onlar yüce yaradanın muhteşem canlılarından sadece biri.Eğer biz onlara kendimize baktığımız gibi, çocuklarımıza baktığımız gibi bakmazsak bu hobinin ne kıymeti ne güzelliği kalır.Sadece nefis tatmini için yapılmaması her şekilde değerlendirilip akvaryum canlılarımıza ona göre muamele etmeliyiz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Aralık 2013 13:30
ben şuna da karşıyım diyorlar ki sizler balıkları alıyorsun bu egzotik türleri o yüzden katlediliyorlar ortamları yok ediliyor diyorlar. evet doğru bir yönüyle doğru bir yönüyle yanlış.
dogru yönü evet insan oğlu var oldugu sürecte doğayı katledecektir katlediyor.durmuyor durdurulamıyor. para ediyorsa birşey kesinlikle yok ediliyor.gerisi ilerisi dogadaki dengesi keşfedilmiiyor zaten adam parsını düşünüyor.
yanlış yönü de şu eğer ki bir kontrollü bir şekilde alınan ve kendi ürettiğimiz hayvanları beslersek dogaya zarar vermeyiz.ve doğanın ne istediğini o canlıların nelere ihtiyaç duydugunu anlarız. ve ona göre adım atarız.insanlara ufacık bir lepistes balıgından hatta yavrusundan tüm doğayı kurtarma şansı veririrz sevgisini veririz. kötü insanlar devamlı çoğalıyor amip gibi bölünüyorlar. bizimde sevgiyle bilinçle bilinçlenerek çoğalmamız lazım.lazım ki karşımızdakilere dur diyelim. onu satın almayacagım. kültür alıcam. yada o nesli tükenmekte bir türdür.bunu satın alamam aa çok ucuz hemen alayım dememek için hobinin önemini aşılamamız lazım.biz o canlılara baktıkça dogasını anlarız ve bu dünyanın onlara ve bize göre nelere ihtiyaçları oldugunu gösterecektir.
bir anne evladına nasıl bakıyor görmüyormusunuz. ve bir balık yumurtalarına nasıl bakıyor görmüyormusunuz. ve biz insanlar sorumluluklarını aldıgımız canlılara çocugumuz gibi neden bakmaalım.onların canlaarını biz vermedik ki, toplu iğne kadar olan bir yavru balıgın illa ki önemli oldugunu bilmek için kalp atış sesini mi duymak lazım....dogada bir şekilde yaşıyor ölüyor. savaşını kendisi veriyor.biz akvaryumda kapalı yerde savaşma şansı vermeliyiz demi....
insanların tabi ki nefisleri var kim ne derse desin sonuçta bu hobiyi yapıyorsak amacımız var. çıkarımız var onlar bize duygu veriyor mutluluk veriyor.huzur veriyor.
bir dakikalık huzur sağlık için dünya servetini döken insanlar değil ki bunlar.sizden 20 lt lik suda hava su yem istiyorlar...ne yat nede kat...onlarada yaşam için savaş gücü verelim. bize verdikleri mutlulugun karşılığı en azından bu olsun:)
yanlış mı düşünüyorum dostlar?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Aralık 2013 15:25
İşin felsefesine fazla kaçmadan ben de karideslerim hakkında bir kaç gözlemden bahsetmek istiyorum.
1- Ağız yapıları, dibe düşmüş yemleri yemeye müsait (örnek lepistes, kılıç kuyruk) balıklar, karidesleri bazen rahatsız edebiliyor. En kötüsü, bu balıkların yavruları ne yazık ki karideslerin yumurtalarını bulup, tırtıklayabiliyor. Bu tip akvaryumlarda bol bol saklanma alanı (deniz kabuğu, bitki, taş, kütük vs.) oluşturulmalı. Bu alanlara, karidesler kabuk değiştirirken daha çok gereksinim duymaktalar. Çünkü savunmasız kalıyorlar.
2- Sürü halinde zorlu süreçten geçen karideslerde ciddi manada bir dayanışma alışkanlığı gözlemledim. Hobici bir dostumda mavi kaplan karides almıştım. Eve geldiklerinde suyun sıcaklığı 4-5 dereceydi ve hepsi baygın haldeydi. Dikkatli bir şekilde su sıcaklarını yükselttim ve tekrar hareketlendiler. Akvaryuma koyduğumda bir tanesini ne yazık ki kaybettik. Balıklar ölü karidesi tırtıklamaya başladığında, başka bir mavi kaplan, arkadaşının ölü bedenini korunaklı bir bölgeye çekiştirirken, bir diğeri balıkları kovalıyordu. Merakımdan ölü arkadaşlarını yiyecekler mi diye olayı uzaktan izledim. Kuytu bir yere ölü arkadaşlarının bedenini çektiler ve başından ayrılmadılar, yemediler.
Balıklar çok karakteristik canlılar ancak ben karideslerden bildiğiniz hayat dersleri alıyorum. İsterseniz deli diyin ama konuşmaya bile başladım onlarla...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir