Lepistes Pul Sorunu
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2016 15:21
Arkadaslar oncelikle merhabalar. Lepisteslerimde su sıkıntı var pulları dokuluyor. tek tek hergun 1 baligim buyuzden oluyor bunun bi cozumu warmi resimde cektim balik boyle oluyo sonra ölüyor.[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/184267/20160323_151504.jpg[/IMG]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2016 15:27
Gecmis olsun bana hastalik colomnaris gibi geldi cok bulasicidir bu yuzden ayirmanizi tavsiye ederim hasta baliklari forumda hastaliklar bolumune bir goz atin ansiklopedide orada tedavisi var.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2016 17:03
Çok geçmiş olsun kardeşim akvaryum sıcaklığını 23 dereceye düşür bitki yoksa tuz atıver başka yapabileceğin birşey yok 40 adet balığımdan 3 tanesi ve yavruları hayatta kaldı. suyu düşürdükten sonra %30 civarı su değişimi yapman karlı olur ama kurtulmaları biraz zor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2016 21:40
Sagolun arkadarlar. [:(] nasil lanet bi hastalk cozemedim. Tankta ayrica kilickuyruk moli plati var onlarda bisey yok. Suan sadece 2 lepistesim kaldi disi ve erkek. Onlarada bulasmaz insallah. Bugun aldigim yere gosterdim. Ben daha once hic gormedim bu hastaligi dedi.
Bekleyip gorucez artik...
Bekleyip gorucez artik...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2016 11:37
Arkadaşlar sorunu cözdüm forumda bu konu hakkında çözüm var terramycn krem uyguluyorum suan akvaryuma hastalık durdu. balıklar biraz daha iyi sadece biri iştahsız oda zamanla geçicek sanırım
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2016 12:38
Çok çok gecmişler olsun .Fadalı olacağı düşüncesiyle.
Funguslar: Yüzgeç erimesi kısmımda da belirtildiği gibi pamuk oluşumların neredeyse tümü mantardır. Akvaryum ortamlarında en sık rastanılan fungus saprolegnia'dır. Fungal enfeksiyonların arkasında her zaman bir sebeb arayın çünkü suda zaten var olan funguslar sağlıklı bir balık için tehdit değildir. Funguslar genelde bulaşıcı değildir bu nedenle birden fazla balığınızda pamuğumsu oluşumlar varsa bu ya Columnaris'tir ya da su koşulları kötü olduğundan çok sayıda balık etkilenmiştir. Vücut fungusların tedavisi yüzgeç erimesine neden olan fungusların tedavisi ile aynıdır. Balık elle tutulabiliyorsa ve fungus olan bölge solungaçlara uzaksa bir pamuğa tentürdiyotmercurochrome malachite yeşili veya metylene mavisi damlatın bölgeye bastırmadan ve solungaçlardan kesinlikle uzak tutarak sürün. Balık küçükse veya fungus çok yaygınsa tedavi tankına 10 litreye 2 damla malachite yeşili veya metilen mavisi damlatın 24 saat sonra su değiştiringeçmemişse tekrar aynı işlemi uygulayın.
Columnaris: Pamuğumsu bir görüntü görüntü veren bu gram negatif bakterinin Latince ismi Flexibacter columnaris'tir. Özellikle soğuk su balıklarında (Cloumnaris'ten dolayı ölen goldfish için ve canlı doğuranlar bu bakteriye karşı hassaslar. Her tür suda yaşayabilen bakteriler genelde bu balıkları etkiler. Bunun nedeni columnaris'in Kuzey Amerika'ya has bir bakteri türü olması ve daha ziyade bu menşeili balıkları etkilemesidir. Eski kıtanın balıklarını çok fazla etkilemez. Canlı doğuranlar grubundan mollylerde pamuk oluşumlar görürseniz ilk olarak columnaris'ten şüphelenin. Mollyleri etkileyen columnaris'in bir çeşididir ve onlardaki bu hastalık 'Black Molly Hastalığı' diye adlandırılıyor. Isı farkı su kalitesinin düşmesi nitratların yükselmesi diyetlerinde yetersiz yeşilliktankta yetersiz tuz miktarı gibi durumların ardından mollylerde columnarisi bekleyin. Pamuklanma genelde ağız ve göz çevresinde başlar bazen de vücudun herhangi bir yerinde zamanla gözün üzeri tamamen pamuk ile kapanır balık göremez hale geliyor. Vücudunun diğer bölgelerine yayıldığında balık ölmeye başlıyor.
Xiphophorus grupları (kılıçkuyruk ve platyler) ve lebistes grupları da kolayca bu bakteriden etileniyorlar. Bu gruplarda pamuğumsu görünütler de oluşabilir veya alt yüzgeçler ve kuyrukta sararmalarla kendini gösterir sadece. Columnaris bu durumda pamuklar büyük bölgeleri kaplamıyorgenelde vücudun çeşitli yerlerinde ufak ufak pamuklanmalarla gösteriyor kendini. Bu gruplarda belirgin bir renk solması olur. Soğuk su balıklarında kendini daha çok ülserlerle gösterir. Pamuk oluşumlar meydana gelmez. (Columnaris'e yakalanmış bir goldfishi görmek için bu resime bir göz atın). Canlı doğuranlarda columnaris bulaşıcıdır ve tankta yüksek sayıda ölümlere sebeb olur. Balıklarınızda fungus olduğunu sandığınız oluşumlar varsa ve birkaç gün içinde ikişer üçer ölümler oluyorsa columnaris'ten şüphelenin. Soğuk su balıklarında columnaris kendini farklı şekilde gösteriyor ve daha yavaş ölüme götürüyor. Balıkların özellikle karın bölgelerinde ülserler oluşuyor.
Columnaris'i fungus'tan ayırmak tecrübe ister. Çok yakından bakıldığında şekil ve renk olarak birbirlerinden ayırt edilebilirler. Siyah mollylerin haricindeki balıklarda columnaris daha küçük pamuklanmalar yapar ve tümünde yaptığı pamuklanmalar karbeyazıdır. Fungus daha çok hafif sarımsı veya griimsidir. İkisini ayırt etmenin en emin yolu ölümlerin meydana gelmesinin anlaşılmasıdır. Fungus tedavisini çok fazla sallamadığınız sürece balığı oldürmez ama columnaris çok hızlı öldürüyor. Diğer bir nokta da columnaris'in fungus için kullanacağınız ilaçlardan etkilenmemesidir. Tedavi için antibiyotik kullanmaya bakın. Piyasada satılan sıvı antibiyotik Mikofish'i de kullanabilirsiniz. Kullanacağınız antibiyotiğin özellikle bakteriyel tedaviye uygun olup olmadığına dikkat edin. Columaris'in bulaşıcı olması tedaviyi ayrı bir tankta yapmanız daha bir emniyet taşıyor. pamuklar yok olana ve balık canlana kadar tedaviyi sürdürün su değiştirin ve balığı bir süre o tankta dinlendirin.
Kanlı Yüzgeçler:
Yüzgeçler başka bir balığın saldırısına uğrayıp zarar görmediği halde üzerlerinde kanlı şeritler varsa bunu bir parazit yapıyor demektir. Özellikle kuyrukta şeritleri fark edersiniz. Kuyruk başlangıcından bitimine kadar kırmızı şerit oluşturan parazite Gyrodactylus denir. Sert ve orta sert balıklar da birbirlerinin yüzgeçlerini ısırarak kanlanmasına yol açarlar ama gyrodactylus'un görüntüsü daha farklıdır. Sağlam yüzgeçte kanlanma olur özellikle kuyruğun başlangıç kısımlarında. Tedavisi kolaydır. Piyasada satılan herhangi bir parazit-fungus solusyonu veya metilen mavisi kullanabilirsiniz. Kırmızı şeritler yok olana kadar tedaviye devam edin.
Solungaç Parazitleri:
Normal olan balık birdenbire akvaryumun tabanında saklanmaya başlar. Olduğu yerde sallanabilirrengi koyulaşmıştır gözleri kararmıştır ve çok sık nefes alıyordur. Bazen tabandan fırlar özellikle solungaç kısımlarını dekorasyonlara sürter. Alt ön yüzgeçlerini (ventralislerini) oynatır. Bazen yüzeye yakın çıkar ve hareketsiz durarak daha iyi nefes almaya çalışır. Solungaçlar ilk zamanlarda çok açılır son devrelerde ise balık solungaçlarını açmadan nefes almaya çalışır. Solungaçlara çok yakından baktığınızda parçalanmış kısımlara rastlayabilirsiniz. Bu semptomlardan kısa bir süre sonra balıklar ölmeye başlar. Dışta gözle görülür bir anormallik olmaz genelde belki balığın zayıf düşmesine bağlı olarak mantar-bakteriyel enfeksiyonlar gelişebilir ama genelde bu enfeksiyonlar balığın ölmesine yakın oluşur.
Yukarıda belirtilen semptomlardan özellikle göz kararması ve sık nefes almaya dikkat edin. Balığın üzerinde bunun dışında beyaz veya sarı noktalar yoksa solungaç parazitlerinden şüphelenin. Genelde bu parazitler ya Dactylogyrus ailesindendir ya da ergasilus türü solungaç kurtlarıdır. Dactylogyrus türü parazitler monogenetic trematod olarak sınıflandırılırlar ve her türlü suda bulunurlar yaşamak ve çoğalmak için bir aracıya ihtiyaç duymazlar. Büyük parazitler sadece 2 mm. uzunluktadır ve gözle görülemezler. Yumurtaları 1-5 gün arası kuluçkaya yatar. Kancalarla balığın solungacına tutunup mukoza deri bazen de kan ile beslenmeye başlarlar. Bu parazitlere özellikle cichlid akvaryumlarında rastlarsınız. Normalde suda yaşadıklarından bir köpeğin üzerinde her zaman var olan birkaç pire kadar zarar verirler balığa- rahatsız edicidirler ama acil müdahaleye gerek yoktur. Bu parazitler yavru tankına bulaşırlarsa sorun var demektir. Yavruların savunma sistemi tam gelişmediğinden hepsini birkaç gün içinde yok edebilir. Yeni çıkmış veya birkaç aylık yavruların özellikle nefes alışlarını kontrol edin. Bir gün içinde birkaç yavru birden öldüğünde tedaviye geçin. Solungaç parazitleri normalde yetişkinlere zarar vermeseler de kötü su koşulları bakımsız bir akvaryum veya tankın kaldıramayacağı kadar çok balık sayısı sayılarında tam anlamıyla bir patlama yaratır. Zaten bu tür tanklarda stres seviyesi de yükselmiş olacağından balıkların onlarla başa çıkması zorlaşır. Tanka yeni bir balık alacağınız zaman da solungaç parazitlere dikkat edin. 2 hafta karantinada tuttuğunuz halde temiz olduğunu sandığınız balıklar ana tanka eklendiğinde yukarıdaki belirtilere neden olabilirler. Bu da yeni gelen balıklarda var olan parazit nüfusun stres dolayısıyla patladığını gösterir. Balıklar sık nefes almaya ve saklanmaya başladıklarında tanktaki parazit sayısı çok fazla demektir.
Tedavi:
Solungaç parazitlerinden kurtulmak için tankta tuz kullanmıyorsanız en az 3 hafta boyunca tuz kullanın 19 litreye bir çorba kaşığı tuz ölçüsünde. Ancak sadece tuzu kaldırabildiğinden emin olduğunuz balıklarda. Ardından %50 oranında özellikle tabandan su çekin filtrenin süngerlerini temizleyin kumları tuz ile yıkayıp iyice durulayın ve tank camının iç kısmını bez ile silin ve oksijeni arttırın. Bunlar parazit populasyonunu büyük oranda azaltacaktır. Ardından ilaç tedavisine geçin. Piyasadan bulabilirseniz çinkosu olmayan bir formalin-malachite yeşili solusyon alın. Bulamıyorsanız çinko içermeyen formalin alın ve her 4 litreye 10-15 damla damlatın. Hassas balıklar için 10diğerleri için 15 damla kullanın. Formalin'i en fazla 30 dakika çok iyi havalandıracağınız tankta bırakın ardından %70 oranında su değiştirin. Tanktaki balıkların birkaç saat kafalarının dinlenmesini bekleyin ve ilk 2 gün 10 litreye 2 damla malachite yeşili damlatın. Üçüncü gün 10 litreye 1 damla malachite yeşili damlatın ve gene %50 oranında su değiştirin. Beş gün bekleyin ve malachite yeşilini aynı oranlarla uygulayın tekrardan. Bunun nedeni 5 güne kadar kuluçkaya yatmış olan yumurtalar varsa çıktıklarında tekrar çoğalabilirler. Hiçbir ilaç yumurta evresinde olan bir parazite etki etmez. Eğer yavrularınızın parazitlerden etkilendiğinden şüpheleniyorsanız onları 4 litreye 3 damla formalin veya malachtite yeşili damlatılmış temiz su dolu bir kapta 10 dakika bekletin. Süre 10 dakikayı geçmesin. Banyodan sonra tamamı temiz su dolu bir tanka alın yavruların çoğu kurtulacaktır.
Oodinium:
Oodinium'u bir balıkta tanımanız için onun ne olduğunu bilmeniz gerek öncelikle. Tatlı sularda yaşayan Oodinium limnectum bir Dinoflagellate'tır. Yani aslında okyanuslardaki plantonların grubundan parazitik bir algaedir. Zoologlar onu 'protozoa' ailesine dahil ediyorlar buna karşılık botanistlere göre Oodinium bir 'algae'. İnce saç benzeri uzantıları olduğundan protozoandırlar ancak yeşil klorofil pigmentleri nedeniyle daha çok algae olarak sınıflandırılırlar. Balığın en yumuşak dokusuna uzantılarını yerleştirir ve içinde bulunan renk pigmentleri vasıtasıyla ışığı kullanarak dokuyu yiyeceğe çevirir. Balığın en yumuşak dokusu solungaçlarının iç kısımları olduğundan parazit ilk olarak oraya yerleşme eğilimindedir. Birkaç günlük beslenme sonrasında uzantılarını çıkartıp tankın dibine düşer ve bir kist oluşturur. Kistin içinde 250 veya daha fazla dinaspor oluşurkist çatlar ve dinasporlar serbest yüzer safhaya geçip yeniden av aramaya başlarlar. Oodinium aracı bir canlı olmadan çoğalamaz ancak yetişkin bir parazit türüne göre 28 saat ile 1 ay arası aracısız kendi başına yaşayabilir. Tüm yaşam döngüsünü (dinoflagellate-kist-dinospor safhaları) 6 ile 12 gün gibi uzun bir devrede tamamlar. Bu döngüde ilaca karşı en hassas safhası kistten çıkıp sebest yüzen dinosporlara dönüştüğü safhadır.
Parazitler ilk olarak solungaçlara yerleştiğinden ilk belirtiler balığın enfeksiyon kaptığı 6-8 saat içerisinde sık nefes almaya başlamasıdır. Bir balığın normal nefes alıp vermesi dakikada 60-90 iken sık nefes alıp vermesi ile sayı dakikada 200-300'e çıkıyor. Normalde gözle görülemeyecek kadar küçük parazitler balığın vücudunu kaplayıp o bildik sarı pudra görüntüsünü meydana getirdiklerinde hastalık oldukça ileri bir safhadadır. Gene de oodinium'u en iyi tanıma imkanı balığı neredeyse tümden kaplayan sarı pudra şekeri veya altın sarısı toz şeklindeki görüntüdür. Bu tozlar aslında parazitin kist oluşturup balığa yaptışığını gösterir. Yani her bir toz zerreciği içinde yüzlerce dinspor barındıran bir kist. Beyaz benek ile karıştırılabildiği söylense de bu pek doğru değil. Beyaz benek beyaz kristal tuzu andırır ve kistler genelde yüzgeçlerdedir. Oodinium sarıdır kistler çok daha miniktir ve yüzgeçlerden önce vücutta büyük alanları kaplar. Oodinium'un akvaryumlara nasıl bulaşabildiği kesin olarak saptanamamıştır fakat deneyimler gösteriyor ki parazit özellikle nitrit-nitrat seviyeleri yükseldiğinde çoğalma eğilimi gösteriyor. Özellikle yavru tanklarında oodinium'a dikkat edin. Yavrularda çok yüksek ölüm oranlarına yol açabilir. Bunun dışında uzun süre soğuk suya maruz kalmış balıklarda ve uluslararası-yurtiçi nakil edilen balıklarda da oodinium'a çok sık rastlanıyor.
Tedavisi:
İlk belirtileri olan sık nefes almayı fark etmeseniz bile sarı toz bölgeleri gördüğünüz an harekete geçin. İlaçtan önce akvaryumu her türlü ışıktan uzak tutun. Oodinium parazitleri fotosentez yaparak beslendiğinden ilk olarak tankın etrafını koyu renkli bir kağıt ile kaplayarak ışığı kesin. Işık almayan bir köşeye balıkların durumunu izleme imkanı verecek bir pencere açın. Piyasada oodinium'u tedavi ettiğini belirten ilaçlar vardır. Asla deniz canlıları için hazırlanmış oodinium ilaçlarını satın almayın çünkü tuzlu sulardaki oodinium (Amyloodinium ocellatum) bakır bazlı ilaçlar ile yok ediliyor ve bakır tatlı su balıkları için yüksek oranda zehirli bir madde. Piyasada satılan oodinium ilaçlarının özellikle formalin-malachite yeşili bir karışımdan oluştuğunu kontrol edin. Bulamıyorsanız kendiniz ayrı ayrı alacağınız formalin ile malachite yeşilini karıştırın. Yumuşak sularda 10 litreye 1 mg sert sularda 10 litreye 2 mg seklinde en az 5 gün kullanın. İlk günlerde iyileşme belirtisi görseniz bile ilacı kesmeyin. Tüm hastlıklarda olduğu gibi filtre süngerini ve aktif karbonu çıkarın tedavi boyunca. Formalin kullanırken sularınızın çok temiz olduğuna dikkat edin. Ayrıca tedavi boyunca ilaç kullanımından önce her gün en az %20 su değiştirin çünkü oodinium oodinium yukarıda belirtildiği gibi nitrit-nitratların varlığında ilerleme eğilimi gösteriyor. Tam iyileşme gördüğünüzde tedaviyi kesin 1 hafta sonra tekrar 3 günlük bir tedavi uygulayın. Yukarıda belirtilen hiçbir ilacı bulamıyorsanız antibiyotik uygulayın. Ancak antibiyotiğin bakteriyel etkili değil daha çok parazitik etkili güçlü bir antibiyotik olmasına dikkat edin. Tedaviyi en az 4 gün sürdürün ve aynı formalin-malachite yeşili tedavisinde olduğu gibi her gün su değiştirmeye gayret edin. Tedavi bittikten sonra %50 su değiştirin 1 hafta sonra 3 günlük tedavi tekrar uygulayın.
Funguslar: Yüzgeç erimesi kısmımda da belirtildiği gibi pamuk oluşumların neredeyse tümü mantardır. Akvaryum ortamlarında en sık rastanılan fungus saprolegnia'dır. Fungal enfeksiyonların arkasında her zaman bir sebeb arayın çünkü suda zaten var olan funguslar sağlıklı bir balık için tehdit değildir. Funguslar genelde bulaşıcı değildir bu nedenle birden fazla balığınızda pamuğumsu oluşumlar varsa bu ya Columnaris'tir ya da su koşulları kötü olduğundan çok sayıda balık etkilenmiştir. Vücut fungusların tedavisi yüzgeç erimesine neden olan fungusların tedavisi ile aynıdır. Balık elle tutulabiliyorsa ve fungus olan bölge solungaçlara uzaksa bir pamuğa tentürdiyotmercurochrome malachite yeşili veya metylene mavisi damlatın bölgeye bastırmadan ve solungaçlardan kesinlikle uzak tutarak sürün. Balık küçükse veya fungus çok yaygınsa tedavi tankına 10 litreye 2 damla malachite yeşili veya metilen mavisi damlatın 24 saat sonra su değiştiringeçmemişse tekrar aynı işlemi uygulayın.
Columnaris: Pamuğumsu bir görüntü görüntü veren bu gram negatif bakterinin Latince ismi Flexibacter columnaris'tir. Özellikle soğuk su balıklarında (Cloumnaris'ten dolayı ölen goldfish için ve canlı doğuranlar bu bakteriye karşı hassaslar. Her tür suda yaşayabilen bakteriler genelde bu balıkları etkiler. Bunun nedeni columnaris'in Kuzey Amerika'ya has bir bakteri türü olması ve daha ziyade bu menşeili balıkları etkilemesidir. Eski kıtanın balıklarını çok fazla etkilemez. Canlı doğuranlar grubundan mollylerde pamuk oluşumlar görürseniz ilk olarak columnaris'ten şüphelenin. Mollyleri etkileyen columnaris'in bir çeşididir ve onlardaki bu hastalık 'Black Molly Hastalığı' diye adlandırılıyor. Isı farkı su kalitesinin düşmesi nitratların yükselmesi diyetlerinde yetersiz yeşilliktankta yetersiz tuz miktarı gibi durumların ardından mollylerde columnarisi bekleyin. Pamuklanma genelde ağız ve göz çevresinde başlar bazen de vücudun herhangi bir yerinde zamanla gözün üzeri tamamen pamuk ile kapanır balık göremez hale geliyor. Vücudunun diğer bölgelerine yayıldığında balık ölmeye başlıyor.
Xiphophorus grupları (kılıçkuyruk ve platyler) ve lebistes grupları da kolayca bu bakteriden etileniyorlar. Bu gruplarda pamuğumsu görünütler de oluşabilir veya alt yüzgeçler ve kuyrukta sararmalarla kendini gösterir sadece. Columnaris bu durumda pamuklar büyük bölgeleri kaplamıyorgenelde vücudun çeşitli yerlerinde ufak ufak pamuklanmalarla gösteriyor kendini. Bu gruplarda belirgin bir renk solması olur. Soğuk su balıklarında kendini daha çok ülserlerle gösterir. Pamuk oluşumlar meydana gelmez. (Columnaris'e yakalanmış bir goldfishi görmek için bu resime bir göz atın). Canlı doğuranlarda columnaris bulaşıcıdır ve tankta yüksek sayıda ölümlere sebeb olur. Balıklarınızda fungus olduğunu sandığınız oluşumlar varsa ve birkaç gün içinde ikişer üçer ölümler oluyorsa columnaris'ten şüphelenin. Soğuk su balıklarında columnaris kendini farklı şekilde gösteriyor ve daha yavaş ölüme götürüyor. Balıkların özellikle karın bölgelerinde ülserler oluşuyor.
Columnaris'i fungus'tan ayırmak tecrübe ister. Çok yakından bakıldığında şekil ve renk olarak birbirlerinden ayırt edilebilirler. Siyah mollylerin haricindeki balıklarda columnaris daha küçük pamuklanmalar yapar ve tümünde yaptığı pamuklanmalar karbeyazıdır. Fungus daha çok hafif sarımsı veya griimsidir. İkisini ayırt etmenin en emin yolu ölümlerin meydana gelmesinin anlaşılmasıdır. Fungus tedavisini çok fazla sallamadığınız sürece balığı oldürmez ama columnaris çok hızlı öldürüyor. Diğer bir nokta da columnaris'in fungus için kullanacağınız ilaçlardan etkilenmemesidir. Tedavi için antibiyotik kullanmaya bakın. Piyasada satılan sıvı antibiyotik Mikofish'i de kullanabilirsiniz. Kullanacağınız antibiyotiğin özellikle bakteriyel tedaviye uygun olup olmadığına dikkat edin. Columaris'in bulaşıcı olması tedaviyi ayrı bir tankta yapmanız daha bir emniyet taşıyor. pamuklar yok olana ve balık canlana kadar tedaviyi sürdürün su değiştirin ve balığı bir süre o tankta dinlendirin.
Kanlı Yüzgeçler:
Yüzgeçler başka bir balığın saldırısına uğrayıp zarar görmediği halde üzerlerinde kanlı şeritler varsa bunu bir parazit yapıyor demektir. Özellikle kuyrukta şeritleri fark edersiniz. Kuyruk başlangıcından bitimine kadar kırmızı şerit oluşturan parazite Gyrodactylus denir. Sert ve orta sert balıklar da birbirlerinin yüzgeçlerini ısırarak kanlanmasına yol açarlar ama gyrodactylus'un görüntüsü daha farklıdır. Sağlam yüzgeçte kanlanma olur özellikle kuyruğun başlangıç kısımlarında. Tedavisi kolaydır. Piyasada satılan herhangi bir parazit-fungus solusyonu veya metilen mavisi kullanabilirsiniz. Kırmızı şeritler yok olana kadar tedaviye devam edin.
Solungaç Parazitleri:
Normal olan balık birdenbire akvaryumun tabanında saklanmaya başlar. Olduğu yerde sallanabilirrengi koyulaşmıştır gözleri kararmıştır ve çok sık nefes alıyordur. Bazen tabandan fırlar özellikle solungaç kısımlarını dekorasyonlara sürter. Alt ön yüzgeçlerini (ventralislerini) oynatır. Bazen yüzeye yakın çıkar ve hareketsiz durarak daha iyi nefes almaya çalışır. Solungaçlar ilk zamanlarda çok açılır son devrelerde ise balık solungaçlarını açmadan nefes almaya çalışır. Solungaçlara çok yakından baktığınızda parçalanmış kısımlara rastlayabilirsiniz. Bu semptomlardan kısa bir süre sonra balıklar ölmeye başlar. Dışta gözle görülür bir anormallik olmaz genelde belki balığın zayıf düşmesine bağlı olarak mantar-bakteriyel enfeksiyonlar gelişebilir ama genelde bu enfeksiyonlar balığın ölmesine yakın oluşur.
Yukarıda belirtilen semptomlardan özellikle göz kararması ve sık nefes almaya dikkat edin. Balığın üzerinde bunun dışında beyaz veya sarı noktalar yoksa solungaç parazitlerinden şüphelenin. Genelde bu parazitler ya Dactylogyrus ailesindendir ya da ergasilus türü solungaç kurtlarıdır. Dactylogyrus türü parazitler monogenetic trematod olarak sınıflandırılırlar ve her türlü suda bulunurlar yaşamak ve çoğalmak için bir aracıya ihtiyaç duymazlar. Büyük parazitler sadece 2 mm. uzunluktadır ve gözle görülemezler. Yumurtaları 1-5 gün arası kuluçkaya yatar. Kancalarla balığın solungacına tutunup mukoza deri bazen de kan ile beslenmeye başlarlar. Bu parazitlere özellikle cichlid akvaryumlarında rastlarsınız. Normalde suda yaşadıklarından bir köpeğin üzerinde her zaman var olan birkaç pire kadar zarar verirler balığa- rahatsız edicidirler ama acil müdahaleye gerek yoktur. Bu parazitler yavru tankına bulaşırlarsa sorun var demektir. Yavruların savunma sistemi tam gelişmediğinden hepsini birkaç gün içinde yok edebilir. Yeni çıkmış veya birkaç aylık yavruların özellikle nefes alışlarını kontrol edin. Bir gün içinde birkaç yavru birden öldüğünde tedaviye geçin. Solungaç parazitleri normalde yetişkinlere zarar vermeseler de kötü su koşulları bakımsız bir akvaryum veya tankın kaldıramayacağı kadar çok balık sayısı sayılarında tam anlamıyla bir patlama yaratır. Zaten bu tür tanklarda stres seviyesi de yükselmiş olacağından balıkların onlarla başa çıkması zorlaşır. Tanka yeni bir balık alacağınız zaman da solungaç parazitlere dikkat edin. 2 hafta karantinada tuttuğunuz halde temiz olduğunu sandığınız balıklar ana tanka eklendiğinde yukarıdaki belirtilere neden olabilirler. Bu da yeni gelen balıklarda var olan parazit nüfusun stres dolayısıyla patladığını gösterir. Balıklar sık nefes almaya ve saklanmaya başladıklarında tanktaki parazit sayısı çok fazla demektir.
Tedavi:
Solungaç parazitlerinden kurtulmak için tankta tuz kullanmıyorsanız en az 3 hafta boyunca tuz kullanın 19 litreye bir çorba kaşığı tuz ölçüsünde. Ancak sadece tuzu kaldırabildiğinden emin olduğunuz balıklarda. Ardından %50 oranında özellikle tabandan su çekin filtrenin süngerlerini temizleyin kumları tuz ile yıkayıp iyice durulayın ve tank camının iç kısmını bez ile silin ve oksijeni arttırın. Bunlar parazit populasyonunu büyük oranda azaltacaktır. Ardından ilaç tedavisine geçin. Piyasadan bulabilirseniz çinkosu olmayan bir formalin-malachite yeşili solusyon alın. Bulamıyorsanız çinko içermeyen formalin alın ve her 4 litreye 10-15 damla damlatın. Hassas balıklar için 10diğerleri için 15 damla kullanın. Formalin'i en fazla 30 dakika çok iyi havalandıracağınız tankta bırakın ardından %70 oranında su değiştirin. Tanktaki balıkların birkaç saat kafalarının dinlenmesini bekleyin ve ilk 2 gün 10 litreye 2 damla malachite yeşili damlatın. Üçüncü gün 10 litreye 1 damla malachite yeşili damlatın ve gene %50 oranında su değiştirin. Beş gün bekleyin ve malachite yeşilini aynı oranlarla uygulayın tekrardan. Bunun nedeni 5 güne kadar kuluçkaya yatmış olan yumurtalar varsa çıktıklarında tekrar çoğalabilirler. Hiçbir ilaç yumurta evresinde olan bir parazite etki etmez. Eğer yavrularınızın parazitlerden etkilendiğinden şüpheleniyorsanız onları 4 litreye 3 damla formalin veya malachtite yeşili damlatılmış temiz su dolu bir kapta 10 dakika bekletin. Süre 10 dakikayı geçmesin. Banyodan sonra tamamı temiz su dolu bir tanka alın yavruların çoğu kurtulacaktır.
Oodinium:
Oodinium'u bir balıkta tanımanız için onun ne olduğunu bilmeniz gerek öncelikle. Tatlı sularda yaşayan Oodinium limnectum bir Dinoflagellate'tır. Yani aslında okyanuslardaki plantonların grubundan parazitik bir algaedir. Zoologlar onu 'protozoa' ailesine dahil ediyorlar buna karşılık botanistlere göre Oodinium bir 'algae'. İnce saç benzeri uzantıları olduğundan protozoandırlar ancak yeşil klorofil pigmentleri nedeniyle daha çok algae olarak sınıflandırılırlar. Balığın en yumuşak dokusuna uzantılarını yerleştirir ve içinde bulunan renk pigmentleri vasıtasıyla ışığı kullanarak dokuyu yiyeceğe çevirir. Balığın en yumuşak dokusu solungaçlarının iç kısımları olduğundan parazit ilk olarak oraya yerleşme eğilimindedir. Birkaç günlük beslenme sonrasında uzantılarını çıkartıp tankın dibine düşer ve bir kist oluşturur. Kistin içinde 250 veya daha fazla dinaspor oluşurkist çatlar ve dinasporlar serbest yüzer safhaya geçip yeniden av aramaya başlarlar. Oodinium aracı bir canlı olmadan çoğalamaz ancak yetişkin bir parazit türüne göre 28 saat ile 1 ay arası aracısız kendi başına yaşayabilir. Tüm yaşam döngüsünü (dinoflagellate-kist-dinospor safhaları) 6 ile 12 gün gibi uzun bir devrede tamamlar. Bu döngüde ilaca karşı en hassas safhası kistten çıkıp sebest yüzen dinosporlara dönüştüğü safhadır.
Parazitler ilk olarak solungaçlara yerleştiğinden ilk belirtiler balığın enfeksiyon kaptığı 6-8 saat içerisinde sık nefes almaya başlamasıdır. Bir balığın normal nefes alıp vermesi dakikada 60-90 iken sık nefes alıp vermesi ile sayı dakikada 200-300'e çıkıyor. Normalde gözle görülemeyecek kadar küçük parazitler balığın vücudunu kaplayıp o bildik sarı pudra görüntüsünü meydana getirdiklerinde hastalık oldukça ileri bir safhadadır. Gene de oodinium'u en iyi tanıma imkanı balığı neredeyse tümden kaplayan sarı pudra şekeri veya altın sarısı toz şeklindeki görüntüdür. Bu tozlar aslında parazitin kist oluşturup balığa yaptışığını gösterir. Yani her bir toz zerreciği içinde yüzlerce dinspor barındıran bir kist. Beyaz benek ile karıştırılabildiği söylense de bu pek doğru değil. Beyaz benek beyaz kristal tuzu andırır ve kistler genelde yüzgeçlerdedir. Oodinium sarıdır kistler çok daha miniktir ve yüzgeçlerden önce vücutta büyük alanları kaplar. Oodinium'un akvaryumlara nasıl bulaşabildiği kesin olarak saptanamamıştır fakat deneyimler gösteriyor ki parazit özellikle nitrit-nitrat seviyeleri yükseldiğinde çoğalma eğilimi gösteriyor. Özellikle yavru tanklarında oodinium'a dikkat edin. Yavrularda çok yüksek ölüm oranlarına yol açabilir. Bunun dışında uzun süre soğuk suya maruz kalmış balıklarda ve uluslararası-yurtiçi nakil edilen balıklarda da oodinium'a çok sık rastlanıyor.
Tedavisi:
İlk belirtileri olan sık nefes almayı fark etmeseniz bile sarı toz bölgeleri gördüğünüz an harekete geçin. İlaçtan önce akvaryumu her türlü ışıktan uzak tutun. Oodinium parazitleri fotosentez yaparak beslendiğinden ilk olarak tankın etrafını koyu renkli bir kağıt ile kaplayarak ışığı kesin. Işık almayan bir köşeye balıkların durumunu izleme imkanı verecek bir pencere açın. Piyasada oodinium'u tedavi ettiğini belirten ilaçlar vardır. Asla deniz canlıları için hazırlanmış oodinium ilaçlarını satın almayın çünkü tuzlu sulardaki oodinium (Amyloodinium ocellatum) bakır bazlı ilaçlar ile yok ediliyor ve bakır tatlı su balıkları için yüksek oranda zehirli bir madde. Piyasada satılan oodinium ilaçlarının özellikle formalin-malachite yeşili bir karışımdan oluştuğunu kontrol edin. Bulamıyorsanız kendiniz ayrı ayrı alacağınız formalin ile malachite yeşilini karıştırın. Yumuşak sularda 10 litreye 1 mg sert sularda 10 litreye 2 mg seklinde en az 5 gün kullanın. İlk günlerde iyileşme belirtisi görseniz bile ilacı kesmeyin. Tüm hastlıklarda olduğu gibi filtre süngerini ve aktif karbonu çıkarın tedavi boyunca. Formalin kullanırken sularınızın çok temiz olduğuna dikkat edin. Ayrıca tedavi boyunca ilaç kullanımından önce her gün en az %20 su değiştirin çünkü oodinium oodinium yukarıda belirtildiği gibi nitrit-nitratların varlığında ilerleme eğilimi gösteriyor. Tam iyileşme gördüğünüzde tedaviyi kesin 1 hafta sonra tekrar 3 günlük bir tedavi uygulayın. Yukarıda belirtilen hiçbir ilacı bulamıyorsanız antibiyotik uygulayın. Ancak antibiyotiğin bakteriyel etkili değil daha çok parazitik etkili güçlü bir antibiyotik olmasına dikkat edin. Tedaviyi en az 4 gün sürdürün ve aynı formalin-malachite yeşili tedavisinde olduğu gibi her gün su değiştirmeye gayret edin. Tedavi bittikten sonra %50 su değiştirin 1 hafta sonra 3 günlük tedavi tekrar uygulayın.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2016 16:21
Çok teşekkürler faydalı bilgiler için...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir