lepistesler direk çeşme suyunda yaşatılabilir mi?
Arkadaşım verdiğin cevaplar için çok teşekkür ederim. Suyu tam olarak 24 saat dinlendirmek yeterli olur mu? 24 saat sonra tanka koysam ve dibini koymasam işlem tamamdır değil mi?
Bir de ben ana tankımı komple temizlemek istiyorum. Nasıl bir yol izlemem lazım ayrıntılı anlatır mısınız?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Arkadaşım verdiğin cevaplar için çok teşekkür ederim. Suyu tam olarak 24 saat dinlendirmek yeterli olur mu? 24 saat sonra tanka koysam ve dibini koymasam işlem tamamdır değil mi?
Bir de ben ana tankımı komple temizlemek istiyorum. Nasıl bir yol izlemem lazım ayrıntılı anlatır mısınız?
[/QUOTE] Merhaba , tankın komple temizlenmesini hiçbir zaman önermemekteyiz. Ama mecbur kalmışsan ve yapılması gerekiyorsada aşağıda yazdıklarımı dikkate alarak yapmanı öneririm. Önermeme nedenlerini önce açıklıyayım. Birincisi, döngü sağlanmış bir tankta neden komple temizlik yapılmak isteniyor, bunu öğrenmek isterim sizden. Komple temizlik yaptığınızda, filtreniz başta olmak üzere, kum, bitki, aksesuar üzerine konuşlanmış tüm yararlı bakterileri öldürmüş olacaksınız. Hobici tabiriyle eskitilmiş su yerine yepyeni bir su koyacaksınız ve bu su balıklarınızda şok etkisi yapabilecek ve ölmelerine neden olabilecektir. Bunları bilin öncelikle. Yinede ben yapacağım diyorsanız, öncelikle tank suyunuza ve ayrı bir kaba alacağınız balıklarınızı ayırın. Daha sonra, tank suyunudan yüzeyden (dipten değil) suyunuzu bir kova yada damacanaya aktarın (bu önemli çünkü bu suyu tekrar kullanacaksınız). Temizliğinizi yapın, ayırdığınız suyu yavaş yavaş ekleyin. Su eklediniz ve yetmedi diyelim. Dinlendirilmiş suyunuzdan ekleyerek su eklemenizi tamamlayın. Filtre, hava motorunuzu açarak tankın çalıştırın. En az 1 saat balıkları eklemeden çalışmasını bekleyin. Daha sonra balıklarınızı tanka alın. Bunları yaparsanız en az zararla tekrar balıklarınıza yaşam şartlarını verirsiniz ama yeniden bakteri oluşumu en az 1 hafta 10 günü hatta daha fazla süreyi bulacaktır. Tavsiyem, bakteri kültürü eklemenizdir. Sera vitrivec yada muadili bir bakteri kültürünü ekleyerek, bakteri kolonileşmesini hızlandırabilirsiniz. ayrıca, komple temizlik yapmanıza neden olan faktörleri tespit edip, yapmamaya çalışmalısın. Bunlar nedir diye sorarsan, yemleme, aydınlatma, filtre ve elemanları, kullandığın kum, balık yoğunluğu gibi nedenlerdir. Bunları forumda konu başlıklarında aratarak bulabilir ve okuyarak bilgi sahibi olabilirsin. Suyunu en az 24 saat dinlendirmen yeterlidir. Bu süre daha uzun olursa daha iyi olur. İmkanın varsa, dinlendirdiğin suyun içine bir hava taşı koyarak klorun çok çabuk sudan uzaklaşmasını sağlayabilirsin. ama ağır metaller için en az 24 saat gereklidir. Sevgi ve saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Eray Bey kusura bakmayın. Yanlış aşılmadan kaynaklandı :) Buyrun makaleyi buldum.
AĞIR METALLERİN SUDAKİ TOKSİK
ETKİLERİ
Elementlerin Fonksiyonları
Kültür suyunun
iyonik yapısı su hayvanlarının metabolizma prosesleri üzerinde hayati bir rol
oynar. Elementlerin elektrokimyasal, katalitik Ve
yapısal olmak üzere üç fonksiyonu vardır. Elementler, metabolik enerji kaynağı olarak kullanıldıklarında, elektrokimyasal olarak rol oynarlar. Bütün temel elementler
enzim aktivatörleri olarak davranırlar ve biyokimyasal
reaksiyonları ayarlamaya yardım ederler, işte o zaman katalitik olarak rol
oynarlar. Protein ve aminoasitler gibi maddelerin
sentezinde pek çok element gereklidir. Bu ise elementlerin yapısal fonksiyonudur
ve element son ürünün vazgeçilmez bileşenidir.
Bilinen
elementlerin çoğu tabii sularda bulunurlar. Pek çoğunun ölçülebilir etkileri
yoktur ve muhtemelen çok önemli değildirler.
Verilen bir X
elementinin sudaki canlılar için önemi şu faktörlere
bağlıdır:
a) Eğer X
elementi yoksa organizma büyüyemez ya da hayat
çevrimi-ni tamamlayamaz.
b) Başka bir
element X in yerini alamaz ,
c) X
organizmanın metabolik fonksiyonlarını direkt olarak
etkiler
Elementler
hayvanlara iki mekanizma ile girer: basit difüzyon ve
aktif olarak alma.
Difüzyon olayında bir iyon sudaki yüksek konsantrasyonlu
bölgeden hareket ederek daha seyreltik olan hücre sıvısına
geçer.
Aktif olarak
alınmada ise, organizmada bir elementin konsantrasyonu düşünce o element sudan
seçimli olarak ekstrakte edilir. Bu olay, temperatüre sıkı sıkıya bağlıdır ve 10 °C lik bir sıcaklık artışı absorpsiyonu %100 azaltır. Aktif olarak alma, mevcut
oksijene de bağlıdır. Solunma engellendiğinde ortadan iyonlar aktif olarak
alınır.
Elementlerin
Toksik Etkileri
Pek azı
dışında, saf tuz çözeltileri su hayvanları için toksikür. Deniz suyundaki elementler, ancak iyonlar arası
rekabetin tek bir iyonun zehirli etkisini ortadan kaldırdığı dengeli
kombinasyonlarda besleyici ve hayatı devam ettirici özelliktedirler. Çok değerli
iyonlar iki veya tek değerli iyonlardan daha kolay alınırlar. Bu hem katyon hem
de anyonlar için gerçektir.
Bir hücre
içindeki adsorpsiyon rekabeti aynı özellikteki iyonlar
arasında görülür.
Örneğin gerçek
bir rekabet K+ ve Rb+, Ca+2
ve Sr+2 gibi iyonlarda görülür. Bu gibi durumlarda
ortamdaki bir iyonun fazlalığı diğer iyonun alınmasını
azaltır.
Ağır Metallerin
Toksik Etkileri
Pb, Hg, Cu, Zn gibi ağır metaller suda çok
az miktarlarda bulunurlar. Bunların hepsi su hayvanları için toksiktir. Çoğu 1 ppm sınırında
öldürücüdür.
Çinko normal
miktarlarda bazı enzimatik fonksiyonlar için
gereklidir ve birçok proteinlerde yapı elementi olarak bulunur. Bakır bazı
enzimlerde bulunur ve pek çok omurgasızın kan proteininde solunum pigmenti
halinde mevcuttur.
Çinko ve bakır
özellikle deniz balıklarındaki protozonlardan meydana
gelen hastalıkların tedavisinde kullanılır. Burada metalin toksik etkileri bir süre sonra CaCO3 ile çökelmeyle
giderilir. Çinko ve bakır balıklarda aşırı salgılanmaya neden olur ve balıklara
zararlı olan bazı organizmaları öldürürler.
Kelatlaşma bakırın balıklara karşı zehirliliğini azaltır.
Örneğin sitrik asitle kelatlaşan CuS04 daha az toksiktir. pH = 6-8.5 arasında
kelatlaş-ma bakırın %90
ının suda çözülmüş kalmasını
sağlar.
Kelatlaşmış bakır, bakırın uzun süre çözülmüş miktarlarda
kalması istendiğinde denizde uygulanır. Fakat birçok bakteriler, hastalıktan
koruyucu düzeylerde bakıra direnç gösterdiklerinden organik kelatları tedricen bozundururlar.
Böylece Cu+2 iyonları karbonat iyonlarıyla birleşerek
çöker. Balıklarda görülen ağır metal zehirlenmelerinde bakır, solungaç
yüzeylerinde çözünmeyen organometalik bileşikler
oluşturur. Başka bir görüşe göre solungaçlar içindeki proteinler kimyasal
bozunmaya uğrar. Ayrıca bakırın, deniz balıklarının kan ve dokularında
toplandığı gözlenmiştir.
Pb(NO3)2, ZnSO4 ve HgCl2 çözeltilerine konmuş bazı tatlı su
balıklarında soluma hızının arttığı görülmüştür. Bu esnada oksijen harcama
hızında düşme olur. Artan soluma hızı bakırla muamele edilmiş sulardaki
balıklarda gözlenir.
Ağır metaller
solungaç üzerine çökerler ve salgıyı pıhtılaştırırlar. Böylece Oksijen alınma
zorlaşır.
Metal
Zehirlenmesine Etki Eden Faktörler
Ağır metallerin
toksisitesi pH, çözünmüş
oksijen, temperatür, balığın büyüklüğüne oranla
çözeltinin hacmi, çözeltinin yenilenme frekansı, çözeltideki diğer maddeler ve
sinerjetik etki gibi faktörlere
bağlıdır.
Suyun pH ı en önemli faktör olabilir. Tatlı sular deniz suyundan
biraz daha zayıfça tmaponlanmıştır ve bu işlem görmüş
tatlı su sistemlerinde ağır metal toksisitesinin
etkileri görülür. Ağır metallerin destille ve yumuşak
sularda sert ve bazik sulara göre daha toksik olduğu
sanılmaktadır.
Yüksek miktarda
çözünmüş oksijen bakırın toksik etkilerim bir dereceye
kadar azaltarak solunumu kolaylaştırır. Su yüzeyinin kuvvetli bir şekilde
karıştırılması suyun pH ini düşürecek ve bakın çözünür
halde tutacak olan serbest CO2 birikimini önler.
Sıcaklık artışı
ağır metallerin balıklara karşı olan toksikliğini
çoğaltır.
Kurşun
tuzlarının toksisitesi su miktarı azaldıkça ve balığın
büyüklüğü arttıkça azalır. Ayrıca kurşun salgıyla balık üzerinde çöktürülerek
zehirliliği giderilir.
İşleme sokulan
suyun sık sık değiştirilmesi de toksisiteye etki eden bir faktördür. Eğer su değiştirilmezse
balıklar salgı salarak metal iyonlarım çöktürerek kısmen toksisiteyi azaltırlar.
İki ağır metal
ya da bir ağır metalle başka bir madde arasındaki
sinerjik etkiye gelince örneğin bakır - çinko
kombinasyonları bazen tek başına çinko veya bakırdan daha zehirlidir. Başka bir
örnek ise bakır ile amonyaktır. Bakır-2- iyonlarının amonyağa karşı affinitesi büyüktür. Bu iyonlar NH3 ile birleşerek [Cu (NH3)4]+2 bakır tetramin
kompleksi verir.
Cu+2+4NH3 [Cu (NH3)4]+2 Bu
kompleks toksisite olarak bakıra
eşdeğerdir.
Kaynak: Su kimyası, Doç Dr Harun Mutluay - Uzman Ahmet Demirak, sayfa 83- 84, Beta basım yayım dağıtım AŞ, 1996, İstanbul,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir