Ne Kadar Güvendeyiz? (mycobacterium Marinum)
Gönderim Zamanı: 19 Mayıs 2020 22:08
Herkese merhaba,
aklıma takılan bir konu hakkında sizin de fikirlerinizi almak istiyorum. Konuya geçecek olursak: Bugünlerde akvaryumumun su değişim zamanı geldi. Ancak el derimde açık bir yara olduğu için elimi akvaryuma sokmadan önce küçük çaplı bir araştırma yaptım. Sonuç, insan cildindeki gözle görülmeyecek kadar küçük sıyrıkların bile akvaryum suyuyla temas sonrası insanlarda enfeksiyona neden olabileceğiydi. Akvaryum sularında bulunabilen "Mycobacterium marinum" adındaki bir mikobakteri nadir de olsa bahsettiğim enfeksiyona sebep oluyormuş. En sık görülen belirtisi, bakterilerin vücuda girdiği yerde (genelde el ve kol) yavaş yavaş gelişen bir şişlik veya ülsermiş. Bağışıklık sistemi iyi olmayan insanlarda durum daha da ciddiye gidebilirmiş. Konuyla ilgili pek türkçe kaynak bulamadım. Bu forumdan bulduğum birkaç konu ise yabancı sitelerdeki bilgilerin çevirilerinden ibaret gibi duruyor.
Size sormak istediklerim:
1) Mycobacterium marinum hakkında detaylı bilgiye sahip olan veya bu durumu tecrübe etmiş biri var mı?
2)Türkiye'de Mycobacterium marinum ile enfekte olmuş birileri var mı veya bunun raporunu bulabilir miyim, bulabilirsem nereden bulabilirim?
3) Mycobacterium marinum'un kaynağı nedir, balıklar bu bakteriyi nereden almaktalar, nereden aldıklarını örneklerle açıklayabilir misiniz?
4) Elimizde açık yara varken vs. tedbir amaçlı eldiven takabiliriz. Ama siz de takdir edersiniz ki su değişimi sırasında akvaryum suyu evin ve kendimizin her yerine sıçrayabiliyor. Bununla ilgili tavsiye edebileceğiniz önlemler var mı?
Not: Konuya tamamen yabancı olduğumdan yazdığım metinde yanlış bilgiler olabilir. Yanlış bilgiler varsa bunları düzeltirseniz mutluluk duyarım.
aklıma takılan bir konu hakkında sizin de fikirlerinizi almak istiyorum. Konuya geçecek olursak: Bugünlerde akvaryumumun su değişim zamanı geldi. Ancak el derimde açık bir yara olduğu için elimi akvaryuma sokmadan önce küçük çaplı bir araştırma yaptım. Sonuç, insan cildindeki gözle görülmeyecek kadar küçük sıyrıkların bile akvaryum suyuyla temas sonrası insanlarda enfeksiyona neden olabileceğiydi. Akvaryum sularında bulunabilen "Mycobacterium marinum" adındaki bir mikobakteri nadir de olsa bahsettiğim enfeksiyona sebep oluyormuş. En sık görülen belirtisi, bakterilerin vücuda girdiği yerde (genelde el ve kol) yavaş yavaş gelişen bir şişlik veya ülsermiş. Bağışıklık sistemi iyi olmayan insanlarda durum daha da ciddiye gidebilirmiş. Konuyla ilgili pek türkçe kaynak bulamadım. Bu forumdan bulduğum birkaç konu ise yabancı sitelerdeki bilgilerin çevirilerinden ibaret gibi duruyor.
Size sormak istediklerim:
1) Mycobacterium marinum hakkında detaylı bilgiye sahip olan veya bu durumu tecrübe etmiş biri var mı?
2)Türkiye'de Mycobacterium marinum ile enfekte olmuş birileri var mı veya bunun raporunu bulabilir miyim, bulabilirsem nereden bulabilirim?
3) Mycobacterium marinum'un kaynağı nedir, balıklar bu bakteriyi nereden almaktalar, nereden aldıklarını örneklerle açıklayabilir misiniz?
4) Elimizde açık yara varken vs. tedbir amaçlı eldiven takabiliriz. Ama siz de takdir edersiniz ki su değişimi sırasında akvaryum suyu evin ve kendimizin her yerine sıçrayabiliyor. Bununla ilgili tavsiye edebileceğiniz önlemler var mı?
Not: Konuya tamamen yabancı olduğumdan yazdığım metinde yanlış bilgiler olabilir. Yanlış bilgiler varsa bunları düzeltirseniz mutluluk duyarım.
Beğenenler: [T]183330,alpburakozbay[/T]
Teşekkür Edenler: [T]183330,alpburakozbay[/T]
+1: [T]183330,alpburakozbay[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Mayıs 2020 22:26
Sadece kendi tecrübemi yazacağım aşçılık yapıyorum ve elim genelde bıçak sıyrıkları gibi minik yaralar oluyor bazıları derin hatta ilk defa sizden duydum bu zaman kadar da hiç elimi korumadım ama dediğim gibi böyle bişi varsa elinizi sokmasanız daha iyi gibi duruyor
Teşekkür Edenler: [T]198377,bihruzbey[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Mayıs 2020 23:04
[QUOTE=bihruzbey]Herkese merhaba,
aklıma takılan bir konu hakkında sizin de fikirlerinizi almak istiyorum. Konuya geçecek olursak: Bugünlerde akvaryumumun su değişim zamanı geldi. Ancak el derimde açık bir yara olduğu için elimi akvaryuma sokmadan önce küçük çaplı bir araştırma yaptım. Sonuç, insan cildindeki gözle görülmeyecek kadar küçük sıyrıkların bile akvaryum suyuyla temas sonrası insanlarda enfeksiyona neden olabileceğiydi. Akvaryum sularında bulunabilen "Mycobacterium marinum" adındaki bir mikobakteri nadir de olsa bahsettiğim enfeksiyona sebep oluyormuş. En sık görülen belirtisi, bakterilerin vücuda girdiği yerde (genelde el ve kol) yavaş yavaş gelişen bir şişlik veya ülsermiş. Bağışıklık sistemi iyi olmayan insanlarda durum daha da ciddiye gidebilirmiş. Konuyla ilgili pek türkçe kaynak bulamadım. Bu forumdan bulduğum birkaç konu ise yabancı sitelerdeki bilgilerin çevirilerinden ibaret gibi duruyor.
Size sormak istediklerim:
1) Mycobacterium marinum hakkında detaylı bilgiye sahip olan veya bu durumu tecrübe etmiş biri var mı?
2)Türkiye'de Mycobacterium marinum ile enfekte olmuş birileri var mı veya bunun raporunu bulabilir miyim, bulabilirsem nereden bulabilirim?
3) Mycobacterium marinum'un kaynağı nedir, balıklar bu bakteriyi nereden almaktalar, nereden aldıklarını örneklerle açıklayabilir misiniz?
4) Elimizde açık yara varken vs. tedbir amaçlı eldiven takabiliriz. Ama siz de takdir edersiniz ki su değişimi sırasında akvaryum suyu evin ve kendimizin her yerine sıçrayabiliyor. Bununla ilgili tavsiye edebileceğiniz önlemler var mı?
Not: Konuya tamamen yabancı olduğumdan yazdığım metinde yanlış bilgiler olabilir. Yanlış bilgiler varsa bunları düzeltirseniz mutluluk duyarım.[/QUOTE]
Son yıllarda gördüğüm en yararlı konu, farkındalığınız için sizi kutluyorum. Ben de dahil buna dikkat etmeyebilirdim.
Öncelikle evet, akvaryum bakımı için üretilmiş (reef akvaryumlar için) eldivenler bulunmakta ve kolun hepsini kapsıyor. Bizler önlem olarak bakım yapacağımız akvaryumun çevrisini gazete, kullanılmayan çarşaf (kalın olmak şartıyla), havlu gibi şeylerle örtmeliyiz. Ben hep bir kaç kağıt gazete kullanırım. Göze sıçramaması için dökme doldurma ve benzeri şeyleri oldukça dikkatli yapılması gerek. Balıklar bile su sıçratabilir. UV filtreler işe yarar mı bilmiyorum.
Bir makaleden edindiğim bilgiler; akvaryumdan mycobacterium marinum bakterisi kapmış ve beş yıldır teşhis konulmadığı bilinen bir hasta hakkında değerlendirmeler yapılmış;
[K](Şunu belirtmeliyim ki aşağıdaki yazıda verilen tedavi bilgileriyle ilgili hiç bir ilgim yoktur, tavsiye değildir. Bu tedavilerin uygulanmasında herhangi bir sorumluluk kabul etmiyorum)[/K]
Makalede bağışıklık sistemine bakılmaksızın bu bakteriye maruz kalına bilineceği, tanı koyulmasının zor olunduğu, tanı konurken eğer ki bu bakteriden şüpheleniliyorsa biyopsi, doku kültürü, histopatoloji analizi yapılması gerektiği vurgulanmış. Ayrıca uygun antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Hasta 5 yıldır bu hastalıkla yaşamış, ilk kızarıklık çıktığında küçük bir bölgedeymiş ve yayılmaya başlamış. Kızarıklığın olduğu yerlerde kaşıntı, azalmış duyarlılığın olmadığının belirtmiş. Tanı konulmadan önce hasta farklı klinklerde üstünkörü reçeteler almış. Bu tanı konulmadan önce herhangi bir kimyasala temas etmediğini belirtmiş, kronik ilaç kullanımı yokmuş. Hasta zamanının çoğunu yazı yazmakla geçiriyormuş. Muayenelerin birinde ısrarla hastalık yapıcı ajanlara maruz kaldığını söyledikten sonra boş zamanlarında akvaryumla ilgilendiğini söylemiş. Tanı koyarken yukarıda yazdığım gibi kültür, örnek alınmalıymış (başka benzer hastalıklar varmış). M. marinum bakterisi ilk olarak 1926'da Philadelphia'da (ABD) bir akvaryumda deniz balıklarının ölümünün nedeni olarak tanımlanmış. Ayrıca 1951 yılında İsveç'teki yüzücülerde ortaya çıkan deri lezyonlarından sorumlu patojen olarak da tanınmıştır.
Bu bakteri 30 ° C ila 37 ° C arasında yavaş büyüyen (2-8 hafta), tatlı ve tuzlu su akvaryumlarının yanı sıra havuzlarda da olan, fırsatçı bir mikro bakteriymiş. Bu mikrobakteri balık ve yılan, amfibi, kaplumbağa gibi soğukkanlı hayvanları da hasta etmekteymiş. Aynı zamanda ölü canlıları, özellikle balıkları üreme alanı olarak kullanabilmekteymiş. Bu lezyonlar, yoğun el işi gerektiren insanlarda, su ile ilgili faaliyetlerde ve bu hobiyle ilgilenen insanlarda görülmekteymiş. Bu enfeksiyon için belli bir cinsiyetin maruz kalmadığı, kadınlar içinde risk olduğu söylenmekte ve bulaşmanın cinsiyete dayalı olmadığı bilinmekteymiş. Bu mikrobakteri kendini, bulaşmanın 2. veya 3. yılında göstermekteymiş. Aynı zamanda kemik ve eklemlere yakın yerlerde olursa ek belirtilerde gösteriyormuş (orayı çeviremedim). Bu tanın doğrulamasında "Löwenstein-Jensen" adlı büyüme ortamı kullanılırmış.
Bu hastamıza tanı konulduktan sonra, üç ay boyunca klaritromisin ile tedavi edilmiş, ve lezyonun gerilemesi görülmüş. M. marinum bakterisi genellikle çoklu antibiyotiklere karşı duyarlı olduğu vurgulanmış. Yalnız bu hastalığın tedavisi için spesifik bir tedavinin, etkin bir tedavinin olmadığı belirtilmiş. Ayrıca bu bakteriye karşı antitüberküloz ilaçlarına ve yaygın antibiyotiklere (kinolonlar, tetrasiklinler, makrolidler, aminoglikozitler...) de duyarlıymış. Ek olarak, "monoterapi kutanöz" enfeksiyonları başarıyla ortadan kaldırabilirmiş. Tedavi lezyonun klinik evrimine bağlı olarak en az altı haftadan 12 aya kadar uygulanmalıymış..... diye gidiyor.
[B]Özellikle klinisyenlere, balıkçılara, su ürünleri teknisyenleri ve mühendisleriyle biz hobiciler ve ticari faaliyette bulunan insanların farkındalığının arttırılması gerektiği anlaşılmaktadır.[/B]
Yazım hataları varsa kusuruma bakmayın, sağlıklı hobiler dilerim.
Kaynak:
[URL]https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4372314/[/URL]
[EDIT]alpburakozbay,2020-05-19 23:38:59[/EDIT]
aklıma takılan bir konu hakkında sizin de fikirlerinizi almak istiyorum. Konuya geçecek olursak: Bugünlerde akvaryumumun su değişim zamanı geldi. Ancak el derimde açık bir yara olduğu için elimi akvaryuma sokmadan önce küçük çaplı bir araştırma yaptım. Sonuç, insan cildindeki gözle görülmeyecek kadar küçük sıyrıkların bile akvaryum suyuyla temas sonrası insanlarda enfeksiyona neden olabileceğiydi. Akvaryum sularında bulunabilen "Mycobacterium marinum" adındaki bir mikobakteri nadir de olsa bahsettiğim enfeksiyona sebep oluyormuş. En sık görülen belirtisi, bakterilerin vücuda girdiği yerde (genelde el ve kol) yavaş yavaş gelişen bir şişlik veya ülsermiş. Bağışıklık sistemi iyi olmayan insanlarda durum daha da ciddiye gidebilirmiş. Konuyla ilgili pek türkçe kaynak bulamadım. Bu forumdan bulduğum birkaç konu ise yabancı sitelerdeki bilgilerin çevirilerinden ibaret gibi duruyor.
Size sormak istediklerim:
1) Mycobacterium marinum hakkında detaylı bilgiye sahip olan veya bu durumu tecrübe etmiş biri var mı?
2)Türkiye'de Mycobacterium marinum ile enfekte olmuş birileri var mı veya bunun raporunu bulabilir miyim, bulabilirsem nereden bulabilirim?
3) Mycobacterium marinum'un kaynağı nedir, balıklar bu bakteriyi nereden almaktalar, nereden aldıklarını örneklerle açıklayabilir misiniz?
4) Elimizde açık yara varken vs. tedbir amaçlı eldiven takabiliriz. Ama siz de takdir edersiniz ki su değişimi sırasında akvaryum suyu evin ve kendimizin her yerine sıçrayabiliyor. Bununla ilgili tavsiye edebileceğiniz önlemler var mı?
Not: Konuya tamamen yabancı olduğumdan yazdığım metinde yanlış bilgiler olabilir. Yanlış bilgiler varsa bunları düzeltirseniz mutluluk duyarım.[/QUOTE]
Son yıllarda gördüğüm en yararlı konu, farkındalığınız için sizi kutluyorum. Ben de dahil buna dikkat etmeyebilirdim.
Öncelikle evet, akvaryum bakımı için üretilmiş (reef akvaryumlar için) eldivenler bulunmakta ve kolun hepsini kapsıyor. Bizler önlem olarak bakım yapacağımız akvaryumun çevrisini gazete, kullanılmayan çarşaf (kalın olmak şartıyla), havlu gibi şeylerle örtmeliyiz. Ben hep bir kaç kağıt gazete kullanırım. Göze sıçramaması için dökme doldurma ve benzeri şeyleri oldukça dikkatli yapılması gerek. Balıklar bile su sıçratabilir. UV filtreler işe yarar mı bilmiyorum.
Bir makaleden edindiğim bilgiler; akvaryumdan mycobacterium marinum bakterisi kapmış ve beş yıldır teşhis konulmadığı bilinen bir hasta hakkında değerlendirmeler yapılmış;
[K](Şunu belirtmeliyim ki aşağıdaki yazıda verilen tedavi bilgileriyle ilgili hiç bir ilgim yoktur, tavsiye değildir. Bu tedavilerin uygulanmasında herhangi bir sorumluluk kabul etmiyorum)[/K]
Makalede bağışıklık sistemine bakılmaksızın bu bakteriye maruz kalına bilineceği, tanı koyulmasının zor olunduğu, tanı konurken eğer ki bu bakteriden şüpheleniliyorsa biyopsi, doku kültürü, histopatoloji analizi yapılması gerektiği vurgulanmış. Ayrıca uygun antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Hasta 5 yıldır bu hastalıkla yaşamış, ilk kızarıklık çıktığında küçük bir bölgedeymiş ve yayılmaya başlamış. Kızarıklığın olduğu yerlerde kaşıntı, azalmış duyarlılığın olmadığının belirtmiş. Tanı konulmadan önce hasta farklı klinklerde üstünkörü reçeteler almış. Bu tanı konulmadan önce herhangi bir kimyasala temas etmediğini belirtmiş, kronik ilaç kullanımı yokmuş. Hasta zamanının çoğunu yazı yazmakla geçiriyormuş. Muayenelerin birinde ısrarla hastalık yapıcı ajanlara maruz kaldığını söyledikten sonra boş zamanlarında akvaryumla ilgilendiğini söylemiş. Tanı koyarken yukarıda yazdığım gibi kültür, örnek alınmalıymış (başka benzer hastalıklar varmış). M. marinum bakterisi ilk olarak 1926'da Philadelphia'da (ABD) bir akvaryumda deniz balıklarının ölümünün nedeni olarak tanımlanmış. Ayrıca 1951 yılında İsveç'teki yüzücülerde ortaya çıkan deri lezyonlarından sorumlu patojen olarak da tanınmıştır.
Bu bakteri 30 ° C ila 37 ° C arasında yavaş büyüyen (2-8 hafta), tatlı ve tuzlu su akvaryumlarının yanı sıra havuzlarda da olan, fırsatçı bir mikro bakteriymiş. Bu mikrobakteri balık ve yılan, amfibi, kaplumbağa gibi soğukkanlı hayvanları da hasta etmekteymiş. Aynı zamanda ölü canlıları, özellikle balıkları üreme alanı olarak kullanabilmekteymiş. Bu lezyonlar, yoğun el işi gerektiren insanlarda, su ile ilgili faaliyetlerde ve bu hobiyle ilgilenen insanlarda görülmekteymiş. Bu enfeksiyon için belli bir cinsiyetin maruz kalmadığı, kadınlar içinde risk olduğu söylenmekte ve bulaşmanın cinsiyete dayalı olmadığı bilinmekteymiş. Bu mikrobakteri kendini, bulaşmanın 2. veya 3. yılında göstermekteymiş. Aynı zamanda kemik ve eklemlere yakın yerlerde olursa ek belirtilerde gösteriyormuş (orayı çeviremedim). Bu tanın doğrulamasında "Löwenstein-Jensen" adlı büyüme ortamı kullanılırmış.
Bu hastamıza tanı konulduktan sonra, üç ay boyunca klaritromisin ile tedavi edilmiş, ve lezyonun gerilemesi görülmüş. M. marinum bakterisi genellikle çoklu antibiyotiklere karşı duyarlı olduğu vurgulanmış. Yalnız bu hastalığın tedavisi için spesifik bir tedavinin, etkin bir tedavinin olmadığı belirtilmiş. Ayrıca bu bakteriye karşı antitüberküloz ilaçlarına ve yaygın antibiyotiklere (kinolonlar, tetrasiklinler, makrolidler, aminoglikozitler...) de duyarlıymış. Ek olarak, "monoterapi kutanöz" enfeksiyonları başarıyla ortadan kaldırabilirmiş. Tedavi lezyonun klinik evrimine bağlı olarak en az altı haftadan 12 aya kadar uygulanmalıymış..... diye gidiyor.
[B]Özellikle klinisyenlere, balıkçılara, su ürünleri teknisyenleri ve mühendisleriyle biz hobiciler ve ticari faaliyette bulunan insanların farkındalığının arttırılması gerektiği anlaşılmaktadır.[/B]
Yazım hataları varsa kusuruma bakmayın, sağlıklı hobiler dilerim.
Kaynak:
[URL]https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4372314/[/URL]
[EDIT]alpburakozbay,2020-05-19 23:38:59[/EDIT]
Beğenenler: [T]198377,bihruzbey[/T]
Teşekkür Edenler: [T]198377,bihruzbey[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Mayıs 2020 23:05
Dönem dönem etraftan bir şeyler duyulması ya da okunmasıyla forumda bu konu açılıyor. Forumda bununla ilgili bilgi ve tartışmaların tamamıyla yabancı kaynaklardan alıntı olduğunu söylemek insafsızlık olur. Balıkçılıkla ilgili meslek grupları M. Marinum açısından göreceli bir risk altında olsa da hastalığın çok yaygın olduğunu düşünmüyorum. 40 yıllık hobi hayatımda görmedim, duymadım. Toplum çocukluk çağında yaygın olarak M. Tuberculosis'e karşı aşılanıyor. Belki de bu yüzden.
"7. Ulusal Mycobacteri Sempozyumundan alıntıyla: https://www.tmc-online.org/pdf/Can_BICMEN.pdf 2014 yılındA TANIMLANMIŞ 169 tür ve 13 alt tür bulunmaktadır. İnsanda enfeksiyon yapan yalnızca 5 bakteri M.Tuberculosıs le yakın akrabadır. M. avium ve m. marinum dahil 15 bakteri "slowly growing(yavaş gelişen) non tuberculous mycobacteria" grubundandır"
https://www.akvaryum.com/Forum/balik_mycobaterium_tuberkiloz_verem_k952514.asp
https://www.akvaryum.com/Forum/insanlara_da_bulasabilen_balik_tuberkilozu_k928112.asp
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/588135
https://en.wikipedia.org/wiki/Tuberculosis
Forumda ve google'da yapacağınız doğru aramalarla daha fazla Türkçe kaynağa ulaşabilirsiniz.
"7. Ulusal Mycobacteri Sempozyumundan alıntıyla: https://www.tmc-online.org/pdf/Can_BICMEN.pdf 2014 yılındA TANIMLANMIŞ 169 tür ve 13 alt tür bulunmaktadır. İnsanda enfeksiyon yapan yalnızca 5 bakteri M.Tuberculosıs le yakın akrabadır. M. avium ve m. marinum dahil 15 bakteri "slowly growing(yavaş gelişen) non tuberculous mycobacteria" grubundandır"
https://www.akvaryum.com/Forum/balik_mycobaterium_tuberkiloz_verem_k952514.asp
https://www.akvaryum.com/Forum/insanlara_da_bulasabilen_balik_tuberkilozu_k928112.asp
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/588135
https://en.wikipedia.org/wiki/Tuberculosis
Forumda ve google'da yapacağınız doğru aramalarla daha fazla Türkçe kaynağa ulaşabilirsiniz.
Beğenenler: [T]198377,bihruzbey[/T]
Teşekkür Edenler: [T]198377,bihruzbey[/T]
+1: [T]213398,ternapi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Mayıs 2020 23:26
Açık yaralar her zaman risk unsurudur. Sosyal hayatımızda, iş hayatımızda, toplu taşımada ve bunun gibi bir çok alanda sürekli risk barındırır.
Ben açık yaraların doğrudan temas etmesini doğru bulmuyorum. Önlem almak açısından eldiven takılabilir.
Keyifli hobiler.
Ben açık yaraların doğrudan temas etmesini doğru bulmuyorum. Önlem almak açısından eldiven takılabilir.
Keyifli hobiler.
Teşekkür Edenler: [T]198377,bihruzbey[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Mayıs 2020 23:36
Akvaryumla işiniz bittikten sonra yara olan yeri baticon ile pansuman yaparsanız bir sorun olmayacaktır. Eldiven kullanıcaksanız da pudrasız olanları tavsiye etmeniz gerekiyor.[EDIT]UmurDaglar,2020-05-19 23:37:30[/EDIT]
Teşekkür Edenler: [T]198377,bihruzbey[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Mayıs 2020 16:40
[QUOTE=alpburakozbay]
[/QUOTE]
Önerileriniz, emeğiniz ve güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Hem kendimizin hem de balıklarımızın sağlığı için hobinin olumlu yanları kadar olumsuz yanları üzerinde de durulması gerektiğini düşünüyorum.
[QUOTE=lemur]
[/QUOTE]
Konuyu, forumda Mycobacterium marinum'dan etkilenen üye olup olmadığını öğrenmek ve daha güncel bilgiler alabilmek için açmıştım. Çünkü linkini atmış olduğunuz konudaki tartışmanızı daha önceden okumuştum ve çok daha eski tarihli bir konu diye aklımda kalmıştı.
Paylaştığınız kaynakların birinde "Kontaminasyon; balıklara mikobakterilerle bulaşık gıdaların verilmesi, mikropla bulaşık akuatik
artıkların yenmesi, deri ve/veya solungaçlardaki
lezyonlardan etkenlerin içeri girmesi ile şekillenir." diyor.
Buradaki "mikobakterilerle bulaşık gıda" ve "mikropla bulaşık akuatik artık"tan kasıt nedir, mesela yaygın olarak kullandığımız belli markalı yemlerde böyle bir risk var mı, bu konu hakkındaki fikriniz nedir?
Yine aynı kaynaktan önemli bulduğum yerleri alıntılıyorum:
"Bütün balık türleri genellikle hastalığa duyarlı
olarak kabul edilirler; ancak, tropikal akvaryum
balıkları hastalığa daha duyarlıdırlar.
Bunun sebebinin de, bu balıkların
uzun süre tutsak gibi yaşamalarına bağlı olarak
gelişen 'stres' kaynaklı olduğu bildirilmektedir.
Balıklardan izole edilen etkenlerin büyük bir bölümünü Mycobacterium marinum oluşturur ve
genellikle deniz balıklarında daha yaygın görülür. Tatlı su balıklarında ise M. fortuitum daha
yaygın görülür."
"Hastalık balıklarda,
uzun süre asemptomatik olarak kalır. İnkubasyon periyodu 3 hafta ile 9 ay arasında değişir."
"Mikobakterileri öldürmede, 10000 ppm kloririn yeterli
olduğu; ayrıca, etkenin %65-80’lik alkollere de
duyarlı olduğu bildirilmiştir."
Bu da, forumdaki "Lita" kullanıcı adlı üyenin balık tübrekülozuna rastladığını düşündüğü konunun linki: https://www.akvaryum.com/Forum/tuberkuloz_verem_k486956_sn1.asp[EDIT]bihruzbey,2020-05-20 16:47:12[/EDIT]
[/QUOTE]
Önerileriniz, emeğiniz ve güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Hem kendimizin hem de balıklarımızın sağlığı için hobinin olumlu yanları kadar olumsuz yanları üzerinde de durulması gerektiğini düşünüyorum.
[QUOTE=lemur]
[/QUOTE]
Konuyu, forumda Mycobacterium marinum'dan etkilenen üye olup olmadığını öğrenmek ve daha güncel bilgiler alabilmek için açmıştım. Çünkü linkini atmış olduğunuz konudaki tartışmanızı daha önceden okumuştum ve çok daha eski tarihli bir konu diye aklımda kalmıştı.
Paylaştığınız kaynakların birinde "Kontaminasyon; balıklara mikobakterilerle bulaşık gıdaların verilmesi, mikropla bulaşık akuatik
artıkların yenmesi, deri ve/veya solungaçlardaki
lezyonlardan etkenlerin içeri girmesi ile şekillenir." diyor.
Buradaki "mikobakterilerle bulaşık gıda" ve "mikropla bulaşık akuatik artık"tan kasıt nedir, mesela yaygın olarak kullandığımız belli markalı yemlerde böyle bir risk var mı, bu konu hakkındaki fikriniz nedir?
Yine aynı kaynaktan önemli bulduğum yerleri alıntılıyorum:
"Bütün balık türleri genellikle hastalığa duyarlı
olarak kabul edilirler; ancak, tropikal akvaryum
balıkları hastalığa daha duyarlıdırlar.
Bunun sebebinin de, bu balıkların
uzun süre tutsak gibi yaşamalarına bağlı olarak
gelişen 'stres' kaynaklı olduğu bildirilmektedir.
Balıklardan izole edilen etkenlerin büyük bir bölümünü Mycobacterium marinum oluşturur ve
genellikle deniz balıklarında daha yaygın görülür. Tatlı su balıklarında ise M. fortuitum daha
yaygın görülür."
"Hastalık balıklarda,
uzun süre asemptomatik olarak kalır. İnkubasyon periyodu 3 hafta ile 9 ay arasında değişir."
"Mikobakterileri öldürmede, 10000 ppm kloririn yeterli
olduğu; ayrıca, etkenin %65-80’lik alkollere de
duyarlı olduğu bildirilmiştir."
Bu da, forumdaki "Lita" kullanıcı adlı üyenin balık tübrekülozuna rastladığını düşündüğü konunun linki: https://www.akvaryum.com/Forum/tuberkuloz_verem_k486956_sn1.asp[EDIT]bihruzbey,2020-05-20 16:47:12[/EDIT]
Beğenenler: [T]183330,alpburakozbay[/T][T]125030,lemur[/T]
+1: [T]183330,alpburakozbay[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Mayıs 2020 17:56
[QUOTE=bihruzbey]
Konuyu, forumda Mycobacterium marinum'dan etkilenen üye olup olmadığını öğrenmek ve daha güncel bilgiler alabilmek için açmıştım. Çünkü linkini atmış olduğunuz konudaki tartışmanızı daha önceden okumuştum ve çok daha eski tarihli bir konu diye aklımda kalmıştı.
Bu da, forumdaki "Lita" kullanıcı adlı üyenin balık tübrekülozuna rastladığını düşündüğü konunun linki: https://www.akvaryum.com/Forum/tuberkuloz_verem_k486956_sn1.asp[/QUOTE]
Dikkatsiz bir okumayla sapla saman birbirine karışıyor. Verdiğim ilk link Eylül 2018 tarihli bir yazıya Ocak 2020 tarihinde yazdığım cevaptır. İkinci link ise Şubat 2020 tarihinde veteriner bir arkadaşımızla aramızda geçen düzeyli bir tartışmadır. Yani siz 4-5 ay önceki yazıları "çok eski tarihli" olarak niteliyorsanız bilemem.
Benim tartışmalarda özellikle üzerinde durmuş olduğum nokta daha önce de belirttiğim gibi şudur: "Lütfen konu hakkında insanları paniğe sevk edecek açıklamalardan kaçınalım. Halk arasında "balık veremi" olarak bilinen hastalığın bildiğimiz insanlardaki verem hastalığıyla mikrobunun aynı aileden olması dışında fazla bir yakınlığı yoktur."
Verdiğiniz linki inceledim. Lita adlı üye balıklarının hastalanma sürecinden bahsediyor. Kendisinin bu hastalığı kaptığından değil. Benim de "balık veremi'nden" şüphelendiğim kayıplarım oldu. Pek çok kişinin de başına gelmiştir. Ama kendisi yakalananı duymadım. Bu gereksiz endişelere kapılınacak bir halk sağlığı sorunu değildir. Corona ya da AİDS gibi değildir yani. Aşısı vardır, Antibiyotikle tedavisi vardır, bir çırpıda öldürmez, çoğunlukla cilt altında sınırlı oluşumlarla kalır. Balıklar için de tedavisi vardır mutlaka. Balıkların tedavisinin tercih edilmemesi ticari balıkçılıkta ekonomik nedenlerledir.
"mikobakterilerle bulaşık gıda" ve "mikropla bulaşık akuatik artık"tan kasıt nedir,
Bilimsel jargon aşina olmayanların kafasını karıştırabilir. Kullanım yerine göre meal etmeli. Mikrobun hasta edebilecek miktarlarda bulunduğu sudan çıkan her şey bu kategoriye girer.
Konuyu, forumda Mycobacterium marinum'dan etkilenen üye olup olmadığını öğrenmek ve daha güncel bilgiler alabilmek için açmıştım. Çünkü linkini atmış olduğunuz konudaki tartışmanızı daha önceden okumuştum ve çok daha eski tarihli bir konu diye aklımda kalmıştı.
Bu da, forumdaki "Lita" kullanıcı adlı üyenin balık tübrekülozuna rastladığını düşündüğü konunun linki: https://www.akvaryum.com/Forum/tuberkuloz_verem_k486956_sn1.asp[/QUOTE]
Dikkatsiz bir okumayla sapla saman birbirine karışıyor. Verdiğim ilk link Eylül 2018 tarihli bir yazıya Ocak 2020 tarihinde yazdığım cevaptır. İkinci link ise Şubat 2020 tarihinde veteriner bir arkadaşımızla aramızda geçen düzeyli bir tartışmadır. Yani siz 4-5 ay önceki yazıları "çok eski tarihli" olarak niteliyorsanız bilemem.
Benim tartışmalarda özellikle üzerinde durmuş olduğum nokta daha önce de belirttiğim gibi şudur: "Lütfen konu hakkında insanları paniğe sevk edecek açıklamalardan kaçınalım. Halk arasında "balık veremi" olarak bilinen hastalığın bildiğimiz insanlardaki verem hastalığıyla mikrobunun aynı aileden olması dışında fazla bir yakınlığı yoktur."
Verdiğiniz linki inceledim. Lita adlı üye balıklarının hastalanma sürecinden bahsediyor. Kendisinin bu hastalığı kaptığından değil. Benim de "balık veremi'nden" şüphelendiğim kayıplarım oldu. Pek çok kişinin de başına gelmiştir. Ama kendisi yakalananı duymadım. Bu gereksiz endişelere kapılınacak bir halk sağlığı sorunu değildir. Corona ya da AİDS gibi değildir yani. Aşısı vardır, Antibiyotikle tedavisi vardır, bir çırpıda öldürmez, çoğunlukla cilt altında sınırlı oluşumlarla kalır. Balıklar için de tedavisi vardır mutlaka. Balıkların tedavisinin tercih edilmemesi ticari balıkçılıkta ekonomik nedenlerledir.
"mikobakterilerle bulaşık gıda" ve "mikropla bulaşık akuatik artık"tan kasıt nedir,
Bilimsel jargon aşina olmayanların kafasını karıştırabilir. Kullanım yerine göre meal etmeli. Mikrobun hasta edebilecek miktarlarda bulunduğu sudan çıkan her şey bu kategoriye girer.
Beğenenler: [T]197989,ceyh[/T][T]213398,ternapi[/T][T]217331,lazarusv20[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir