ne oldu azot döngüsüne?
Gönderim Zamanı: 10 Kasım 2014 22:59
Arkadaşlar üslubumuza dikkat ederek bu konuyu tartışabiliriz. Öncelikle bazı yerlerde nitrfikasyon sırası karışmış. Amonyak-Nitrit-Nitrat şeklinde olucak. Malawi akvaryumlarıda dahil kalın kum tabakasında (araştırdığım kadarıyla 10cm gibi bir kalınlık) O2 siz bölge oluşur ve burda da denitrifikasyon gerçekleşir. Nitrat azot gazına çevrilir. Yani nitrat hem bitkilerce hemde O2nin olmadığı alanlarda(örnek ince taneli kum) denitrifikasyonla uzaklaştırılmış olur. Burdaki sorun bitki olmayan akvaryumlarda (malawi akvaryumu) denitrifikasyonun nitratı uzaklaştırmaya yetip yetmeyeceğidir. Bence burda kesin birşey denilemez çünkü canlı yükü önemlidir. Su hacmi önemlidir. Kumun bulunduğu alan önemlidir. Bence nitrat testleri belli periyotla yapılıp anlaşılabilir. Ben 6 ay su değiştirmediğim akvaryumumda test yaptım ve nitrat tehlikeli seviyenin altında. Akvaryumda kalın bir taban kullanıyorum. Bunun dışında bambular ve sarmaşıklar kullanıyorum. Kumda pislik birikimide olmuyor bakterilerce parçalanıyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2014 10:33
Merhaba arkadaşlar,
Tartışmalarınızı okudum, daha önce dip çekiminin gereksiz olduğunu savunan makaleleri de okumuştum. Ancak bu söyledikleriniz yeni kurulan akvaryumlar için geçerli değil, çünkü öncelikle sağlıklı bir azot çevrimi lazım.
Örnek vermek gerekirse 2 hafta dip çekimi yapmadım, nerdeyse balıklarımın çoğunu kaybediyordum, 3-5 zayiat ile şimdilik durumu atlattık görünüyor. Çünkü yeni kurulan akvaryumlarda amonyağı nitrite çeviren bakteriler hızlı gelişiyor, ki ben Sera Nitrivec de kullandım, ancak bu sebeple nitrit inanılmaz şekilde artıyor. Ben de 8 mg/l gibi korkunç bir değere ulaştı, 2-3 gün arka arkaya %50'den fazla su değişimi yaptım, dip çekimi de yaptım ama tabii ki kesinlikle toprağı deşmeden. Her gün düzenli Nitrivec koymaya devam ediyorum, en azından iyice oturana kadar 1 hafta buna devam edeceğim. Nitrit oranım, Sera'nın kağıt testine güvenirsek, hala 2-3 mg/l civarlarında. Nitrat ise 100 mg/l'den 50 mg/l'nin altına düştü. Ama tabii asıl zehirli olan ve 0 olması istenen madde nitrit. Bitkili akvaryumda nitrat zaten bitkiler tarafından da kullanılıyor ve sonunda düşecek.
Kısacası, akvaryum oturduktan sonra fikrim ne olur bilmiyorum, testlerle takip ederek bir sonuca varacağım. Ancak eminim ki yeni akvaryum kurduysanız en azından ilk bir kaç ay dip çekimi ve su değişimini ihmal etmemek gerekiyor.
Bu arada su değişimi ve nitrivec dışında nitriti hızlı düşürmek için önerisi olan veya bakterilerin yeterli sayıya ulaşmasını hızlandıracak bir yol bilen varsa paylaşırsa sevinirim.
Tartışmalarınızı okudum, daha önce dip çekiminin gereksiz olduğunu savunan makaleleri de okumuştum. Ancak bu söyledikleriniz yeni kurulan akvaryumlar için geçerli değil, çünkü öncelikle sağlıklı bir azot çevrimi lazım.
Örnek vermek gerekirse 2 hafta dip çekimi yapmadım, nerdeyse balıklarımın çoğunu kaybediyordum, 3-5 zayiat ile şimdilik durumu atlattık görünüyor. Çünkü yeni kurulan akvaryumlarda amonyağı nitrite çeviren bakteriler hızlı gelişiyor, ki ben Sera Nitrivec de kullandım, ancak bu sebeple nitrit inanılmaz şekilde artıyor. Ben de 8 mg/l gibi korkunç bir değere ulaştı, 2-3 gün arka arkaya %50'den fazla su değişimi yaptım, dip çekimi de yaptım ama tabii ki kesinlikle toprağı deşmeden. Her gün düzenli Nitrivec koymaya devam ediyorum, en azından iyice oturana kadar 1 hafta buna devam edeceğim. Nitrit oranım, Sera'nın kağıt testine güvenirsek, hala 2-3 mg/l civarlarında. Nitrat ise 100 mg/l'den 50 mg/l'nin altına düştü. Ama tabii asıl zehirli olan ve 0 olması istenen madde nitrit. Bitkili akvaryumda nitrat zaten bitkiler tarafından da kullanılıyor ve sonunda düşecek.
Kısacası, akvaryum oturduktan sonra fikrim ne olur bilmiyorum, testlerle takip ederek bir sonuca varacağım. Ancak eminim ki yeni akvaryum kurduysanız en azından ilk bir kaç ay dip çekimi ve su değişimini ihmal etmemek gerekiyor.
Bu arada su değişimi ve nitrivec dışında nitriti hızlı düşürmek için önerisi olan veya bakterilerin yeterli sayıya ulaşmasını hızlandıracak bir yol bilen varsa paylaşırsa sevinirim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2014 11:15
Bitkili bitkisiz, kumlu kumsuz ne olursa olsun eğer biyolojik filtrasyon yapılacaksa -ki sürekli akan temiz su kaynağımız yoksa bu filtrasyon şart- bakteri kültürünün oturması açısından, içine canlı koymadan, minimum 1 hafta, eğer sabır varsa 15 gün kadar beklemek ve bu süreçte filtreleri tam zamanlı olarak çalıştırmak gerekiyor. Bu arada eklenecek Nitrivec veya muadil bakteri kültürleri süreci hızlandırır ama üzerinde yazdığı gibi mucize yaratmaz. Üçüncü günden sonra bakterileri desteklemek amacı ile salyangoz eklenerek, çok çok az bir yemleme ile süreç hızlandırılabilir. Bu süreçte de canlı takip edilerek durum izlenir.
pekozgur 2014-11-11 11:16:59
Su değişimini de akvaryum otursun ya da oturmasın hiç bir zaman ihmal etmemek gerekiyor.
Kerem bey tahminim siz akvaryumu kurup suyu doldurduktan yaklaşık 2-3 gün sonra balıkları koydunuz doğru mudur?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2014 15:59
Evet Özgür Bey, maalesef öyle yaptım, uzun süredir akvaryumdan uzak kaldığım ve daha önce bitkili akvaryumum olmadığı için bu hatayı yaptım. Çünkü bitki olmasa su değişiminin yanı sıra eklediğimiz tuz nitritin verdiği zararı azaltıyor. Ama bitkili akvaryumda bunu yapamıyorum.
Nitrivec'in üzerinde 24 saat sonra balıkları koyabilirsiniz dediğinden ve azot dönüşümünün de içinde canlı olmadan sadece bir parça yem atarak çok uzun zaman alacağını düşündüğümden balıkları 3 gün sonra ilave ettim. Ancak buradaki hatam balıkları azar azar eklememek oldu. Maalesef uzun yıllardır akvaryumum olmadığı için sonunda kendi evimde bunu yapma imkanı bulabildiğim için o heyecanla sabırsız davrandım. Bütün kurulumu çok güzel yaptığımdan ve daha önce de bu tarz bir deneyim yaşamadığımdan açıkçası sorunun nitrit olduğunu algılamam da zaman aldı, müdahale etmem de gecikti. Bir de sanırım bundan 15-20 sene öncesinin balıkları şimdikilerden daha dayanıklıydı, bu kadar çeşit de yoktu (özellikle lepisteslerde) ithal üretim de bu kadar değildi.
Bakterileri desteklemek derken, salyangozdan bahsetmişsiniz, daha dayanıklı olduğundan mı yoksa bakteriler gelişimi açısından bir önemi mi var? Kişisel tercih olarak çok fazla salyangozlara ısınamadığımdan akvaryumuma koymadım.
Bu arada bugün Sera Toxivec de aldım, bir miktar ondan kullanacağım. Daha önce kullanan arkadaşlar varsa yorumlarını bekliyorum.
Nitrivec'in üzerinde 24 saat sonra balıkları koyabilirsiniz dediğinden ve azot dönüşümünün de içinde canlı olmadan sadece bir parça yem atarak çok uzun zaman alacağını düşündüğümden balıkları 3 gün sonra ilave ettim. Ancak buradaki hatam balıkları azar azar eklememek oldu. Maalesef uzun yıllardır akvaryumum olmadığı için sonunda kendi evimde bunu yapma imkanı bulabildiğim için o heyecanla sabırsız davrandım. Bütün kurulumu çok güzel yaptığımdan ve daha önce de bu tarz bir deneyim yaşamadığımdan açıkçası sorunun nitrit olduğunu algılamam da zaman aldı, müdahale etmem de gecikti. Bir de sanırım bundan 15-20 sene öncesinin balıkları şimdikilerden daha dayanıklıydı, bu kadar çeşit de yoktu (özellikle lepisteslerde) ithal üretim de bu kadar değildi.
Bakterileri desteklemek derken, salyangozdan bahsetmişsiniz, daha dayanıklı olduğundan mı yoksa bakteriler gelişimi açısından bir önemi mi var? Kişisel tercih olarak çok fazla salyangozlara ısınamadığımdan akvaryumuma koymadım.
Bu arada bugün Sera Toxivec de aldım, bir miktar ondan kullanacağım. Daha önce kullanan arkadaşlar varsa yorumlarını bekliyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2014 21:56
Salyangozlar genelde daha dayanıklı ve çok yiyip çok dışkı bırakıyor. Ayrıca kök vs üzerine oluşan pamuksu şeyleri de tüketiyor.
balıkları kurtardığınıza sevindim.
balıkları kurtardığınıza sevindim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2014 09:32
09 Kasım 2014 18:26 Tarihli İlk mesajımharmancı 2014-11-12 09:46:14
Merhaba arkadaşlar,Akvaryumda en önemli husus azot döngüsüdür değil mi?Akvaryumda bizi rahatsız eden birçok olumsuz sonuçların esas sebebi azot döngüsünün sağlıklı işleyememiş olmasıdır değil mi?Ben bu mesajımda akvaryumda kullanılan kum ile azot döngüsü ilişkisini anlamaya çalışacağım.Öncelikle şunu belirteyim, akvaryumu ilgilendiren azot döngüsü ve kum ile ilgili bilgileri bu forumdan edindim.
Azot döngüsü olayı yanlış değerlendirmemiş isem, oksijenli ve oksijensiz ortamda yaşayan bakteriler başrollerde.Her iki ortamda yaşayan bakterilere ihtiyaç var.Onun için akvaryumda hem oksijenli ortam olacak hem de oksijensiz ortam olacak ki her iki bakteri türleri fonksiyonlarını yerine getirebilsin.
Oksijenli ortamı ,su hareketleri(filtre,hava motoru) ile sağlıyoruz bunda bir proplem yok.Esas konuya geliyorum oksijensiz ortam.Evet oksijensiz ortam nasıl oluşturacağız.(HANİ OKSİJENSİZ ORTAMDA YAŞAYAN BAKTERİLER NİTRATI SERBEST AZOTA ÇEVİRİYORLARDI YA)Oksijensiz ortamı oluşturmak için kum kullanmıyormuyuz.Kalın bir kum tabakası( 8 cm kadar) oksijensiz bir ortam oluşturmaz mı?
Diyelim ki kalın bir kum tabakası oluşturduk ve zamanla da oksijensiz bakteriler bu kalın tabakayı mesken tuttu ve nitratı azot gazına çevirmeye başladılar.Her şey planlandığı gibi gidiyor.Zehirli olan nitrat, oksijensiz bakteriler sayesinde azot gazı oldu uçtu gitti değil mi?
Arkadaşlar o zaman NİTRAT PATLAMASI olmasın diye neden dip çekimi yapıyoruz.DİP ÇEKİMİNDE biz kumuda oynayarak oksijensiz ortamı bozmuyor muyuz?Bazı arkadaşlar diyor ki:kum nitrat patlamasına sebep olur.Sizce de burada bir tezatlık yok mu?
Su değişimi konusu da değerlendirelim.Diyelim ki yukarıda bahsedilen döngüde nitrat, oksijensiz bakteriler tarafından yeteri kadar azot gazına çevrilemedi ve zamanla da nitrat arttı.O zaman yapılacak şey SU DEĞİŞİMİ değil mi?.Yani kum ile niye oynuyoruz ,neden dip çekimi yapıyoruz.Dip çekimini görsel olarak yapıyorsak anlarım ama neticede kumla fazla oynamamak gerekmez mi?
Merhaba Arkadaşlar,yukarıdaki metin ilk mesajımdı.Hepinizin yorumları için teşekkür ederim.Ben size kendi akvaryumum ve uygulamam ile bilgi vereyim.
Tank 150x60x60 =540 litre ebatlarında. 19 adet 3-5 cm boylarında Frontosa moba yavruları var.Kum olarak yaklaşık 50 kğ mercan kırığı ve arogonit karışımı kullandım.Kalınlıkları 1 mm ile 3 mm karışık.Akvaryumun ön cam kısmında kum kalınlığı yaklaşık 3 cm civarında arka kısımlarda yer yer 8 cm kadar çıkıyor.Kum kalınlığı bu mesajda da belirttiğim gibi bilerek kalın tuttum yani oksijensiz ortam oluşsun ve denitrifikasyon(nitarıtın azot gazına dönüşmesi) sağlansın diye düşündüm.Akvaruyumda EHEİM 2080 DIŞ FİLTRE , EHEİM 2012 İÇ FİLTRE,300 watt ısıtıcı VE HAVA MOTORU VAR.Bir adet kök de anibuas ve 5-6 adet peyzaj taşı var.
Akvaryumun bütün donanımlarını taktım ve tam 3 gün boş hiç bir şey koymadan çalıştırdım.3 günün sonrasında başka bir akvaryumdan bakteri kültürü(bulanık su) ilave ettim.Akvaryumum sıcaklığı 26 derecede sabit.Bakteri kültürünüde koyduktan 2 gün sonra balıkları koydum.Bu gün balıkları koyalı tam 15 gün oldu.Günde en az 3 öğün yemliyorum.(tank büyük olduğu için yemlemede biraz sıkıntım oluyor,bazı yemler zayi olup tabanda kalıyor).Şu an hiç bir ölçüm cihazım yok.2 GÜN ÖNCE YAKLAŞIK %10 su değişimi yaptım.Dipteki kum ile çok az oynadım belki tankın 1/4 kısımın kumun üzerindeki pislikleri ve yem artıklarını aldım.Yani buna dip çekimi demek biraz zor sadece denedim.Su değişimindeki suyu tekli blok karbon(10 inç) filtresinden geçirdim.Yaklaşık 50 lt suyu 25 dakikada direkt tanka verdim.Arkasından bir yemek kaşığı kaya tuzu ve yine bir yemek kaşığı Magnezyum Sülfat ilave ettim.Şu ana kadar herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmadım.
Yani bu mesajlarımdaki esas merak ettiğim konu: kum ile denitrifikasyon arasındaki ilişki ve dip çekiminin bu denitrifikasyon döngüsüne etkisi idi. DENİTRİFİKASYON bakterileri sanırım biraz geç oluşuyor.Onun için ilk zamanlarda akvaryumda biriken nitratı azot gazına çevirecek yeterli bakteri olmuyor.Onun için ilk dönemlerde nitrat birikimi olabilir.Onun için ilk dönemlerde mutlaka su değişimi yapmak gerekir diye düşünüyorum ama yine tekrar şunu söylüyorum: su değişimi yaparken dip çekimi yapacağız diye kum alt üst etmemek gerekir diyorum.
Sizlerinde tekrar görüşlerinizi bekliyorum.SELAMLAR
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2014 09:55
Kumu alt üst etmemek konusunda tamamen katılıyorum. Su değişimleri konusunda sadece ilk zamanlar değil her zaman aksatmamak gerektiğini düşünüyorum. Su ekleme yönteminiz de gayet güzel ve mantıklı sadece klordan değil çeşme suyunda varsa diğer zararlı maddelerden de kurtuluyorsunuz. Tek sorun olabilecek nokta eğer ileride %30 (150-200lt) gibi hacimlerde su değişimi yapacaksanız sıcaklığınızı dikkatli ayarlamanız. Çeşme suyunuz soğuk geliyordur ve ani ısı değişimi balıklarınızda sıkıntılara sebep olabilir.
Denitrifikasyon ile iligli şu konuda kafam karışık, eğer nitratı azota çeviren bakteri oksijensiz ortam istiyorsa (ki bundan emin değilim internette aradım taradım bulamadım) su dolaşımı olan bir yerde üremesi imkansız. Çünkü suyumuzda çözünmüş oksijen var. Benim bildiğim bir şey var o da bu bakterilerin karanlık ortam istediği...
Dipte 8cm'lik kum içinde nitratı azot gazına çeviren bir bakteri üreyebiliyorsa o noktada su dolanımı olmuyor ya da çok çok çok az oluyor demektir. Bu da nitratın uzaklaştırılması için ne kadar bakteri olursa olsun yeterli bir dolaşım olmayacağı için etkin bir şey sağlamaz. En azından su değişimini yapmamak ya da daha uzun sürelerde yapmak için yardımcı olamaz.
Kumun asıl amacı kısa sürelerde çok zararlı olabilecek amonyak ve nitritin daha az zararlı olan nitrata indirgenmesi ve mümkünse bitkiler vasıtası ile tüketilebildiği kadar tüketilmesinin sağlanması.
Su değişimini rahat yapmak için de en güzel yöntem de sizin yaptığınız gibi tekli karbon ya da üçlü filtre ile su sıcaklığına dikkat ederek eklemek. Çekilen suyu alırken de dipte biriken, büyük, gözü rahatsız eden dışkı parçalarını ve yem kalıntılarını kumu deşmeden üstten çekmek.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2014 11:35
Peki arkadaşlar bir sorum olacak akvaryumda kaç çeşit bakteri türü yaşıyorda amonyağı nitrite ve sonra nitrata çeviriyor yani bu işlemleri sadece bi bakteri türümü yapıyor eğer tek bakteri türüyse neden direk amonyağı nitrata çevirmiyorda önce nitrite sonra nitrata çeviriyor
Şöylede sorulabilir
Amonyağı nitrite çeviren farkı bir ekip
Nitriti nitrata çeviren farklı bir ekip mi var akvaryumda (bakteri olarak)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2014 13:36
Merahaba Özgür Bey; öncelikle tavsiyeleriniz için teşekkür ederim.Mesajınızda"Denitrifikasyon ile iligli şu konuda kafam karışık, eğer nitratı azota çeviren bakteri oksijensiz ortam istiyorsa (ki bundan emin değilim internette aradım taradım bulamadım) su dolaşımı olan bir yerde üremesi imkansız. Çünkü suyumuzda çözünmüş oksijen var. Benim bildiğim bir şey var o da bu bakterilerin karanlık ortam istediği..." belirtiğiniz bu konuda ben şöyle düşünüyorum:su dolaşımı olan yerde oksijensiz bakterilerin üremesi imkansız .Evet bende oksijenli ortamda oksijensiz bakterilerin barınabilceğini sanmıyorum.Fakat,akvaryumdaki su dolaşımı kumun en üst düzeyinde olacak yani kalın bir kum tabakasının altında su dolaşımı olmayacaktır.Kumun en alt kısmında su dolaşımı olmadığı için oksijensiz ortam sağlanmış olacaktır.Karanlık olma konusu zaten kalın bir kum tabakasının tabanını ışığı görmeyeceği için daima karanlık olacaktır.SELAMLAR
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2014 15:16
Şöyle bir kaynak buldum. Okursanız fikir verecektir. Özet olarak anaerobik bakteri için oksijen varlığı olumsuz etki ama ortadan kaldırıcı değil.
Alıntı:
"Kumda ya da filtre malzemesi içinde su dolaşımının hızlı olduğu bölgelerde yeterince oksijen bulunur ve buralarda aerobik bakteriler yerleşir. Su dolaşımının yavaş olduğu bölgelerde ise oksijen azlığı nedeniyle daha çok anaerobik bakteriler kolonileşir."
Gerçi kaynaktan okursanız iki taraftada anaerobik demiş "ilk kısımda yani su dolaşımının hızlı olduğu yerde aerobik bakteriler oluşur" şeklinde olması lazım, cümlenin gelişinden ve sonraki yazılarda o şekilde anlaşılabiliyor zaten.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2014 23:05
Dip çekiminin gereksiz olduğunu düşünüyorduk ve dip çekiminin bitkili akvaryumlarda tavsiye etmiyorduk
Kafama takılan iki şey var;
1-)Ben dip çekiminin gereksizliğiyle ilgili açılan başlıkta, akvaryumumuzda dip çekimi yapınca akvaryumundaki canlılara olumsuz etkileri olduğunu yazan hobici arkadaşları farkettim.
Aklıma şu takıldı; dip çekimi neden akvaryuma zarar versin ki? (kumu karıştırmasak dahi, yani balık pisliklerini toplamak amaçlı) ve bu zarar neden kaynaklanıyor olabilir?
Deneyimlerim ve bu tartışmaların sonucunda şu kanıya vardım;
Eğer bu arkadaşların akvaryumunda oturmuş bir Nitrat--->Azot döngüsü varsa dip çekiminın (yani kumu karıştırmıyor dahi olsak) gereksiz olması yanında, son derece ZARARLIDIR DA!!!!!
Daha önce balık dışkılarını akvaryum kumuna gömdüğümde bir süre sonra azot çıktığını gözlemlediğimi yazmıştım. Bunun nasıl oluştuğu konusu tartışarak bir şekilde öğrenmiş olduk. ve öğrendik ki balığımızın dışkılarında az da olsa özünsenmemiş besin ve protein artıkları oluyor ve eğer fazlalık yemde atmıyorsanız bu dışkılar çürükçül bakteriler için tek besin kaynağı oluyor.
Diyeceksiniz bunda ne var? Şu var; çürükçül bakterilerde amanyum kaynağıdır, ve bu amanyum da hemen nitrit ve sonunda nitrata çevrilir. Nihayet son olarak Denitrifikasyon bakterilerince de Azota dönüştürülür ve bizde gaz çıkışını görürüz.
Şimdi ikinci takıldığım mesele
2-) Kum ne kadar kalın olursa olsun, bir şekilde Denitrifikasyon bakterilerinin akvaryum içindeki nitratla buluşması lazım, ki nitrat-->Azot döngüsü başlasın, iyide nitrat bu bakteriyle buluşuyorda oksijen niye buluşamıyor?
Oksijeni engelleyen ne? Kum ne kadar kalın olursa olsun, nitrat nüfüs ediyorsa oksijen hayli hayli ediyordur. O zaman?
O zaman ya kum çok kalın olduğunda nitrat ağırlık yapıyor oksijeni dipte tutmuyor(ki hiç sanmıyorum oksijen benim bildiğim homojen dağılımlıdır, nitratında dibe çökebileceğini hiç duymadım çökse dahi oksijenden hayli büyük bir bileşik olduğundan yine illaki oksijen nüfusu olacaktır)
ya da bu durumun kumun kalınlığıyla ilgisi yok,
Çürükçül bakterilerle- Denitrifikasyon bakterileri arasında bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Kumun kalın olmasından ziyade Çürükçül bakterilerin kumun en üst katmanında eşit olarak dağılmış olmaları gerektiğini düşünüyorum.
Çürükçül bakteriler çevrelerindeki oksijeni hızla tüketirler. Bunda korkulacak bir şey yoktur, çünkü boyutları mikrometrelerle ölçülen bu bakterilerin çevrelerindeki tükettikleri oksijen miktarı çok düşüktür.
Ayrıca Amonyumun, nitrit ve nitrata dönüştürülmesinde de oksijene ihtiyaç vardır fakat çürükçüller kadar değil.
Şöyle bir düşünün, bunlar akvaryumumuzun tabanının üstünü kaplamışlarsa, nitrit ve nitrat bakterilerini de düşünecek olursak,
bu katman aynı zamanda doğal bir "Oksijen Bariyeri" işlevi görüyor ve alt tabakalara oksijen bırakmıyor!!!
Böylece bu tabakanın oksijeni adeta süzüp çekmesiyle, sıfır oksijensiz alt tabakalarında, Denitrifikasyon bakterileri, ortamda bulunan bolca nitratı Azota çeviribilecek enzimleri üretmeye başlıyor.
*Arkadaşlar şunu iyi anlayalım; Ortamda oksiyen varsa bakteri yaşasın, yaşamasın nitrat azota çevrilemiyor. Yani bunun bakterinin yaşayıp yaşamamasıyla alakası yok!!.
Bakteri YAŞASA BİLE NİTRATI AZOTA ÇEVİRECEK ENZİMLERİ, OKSİJENLİ ORTAMDA ÜRETEMİYOR!!!)
Denitrifikasyon bakterisinin oksijenli ortama tolere edebilmesi ve yaşayabilmesi bu gerçeği değiştirmez.))*
Sonuç olarak bu enzimler sayesinde de nihai son noktaya ulaşıyoruz.
Yani mesele kumun kalınlığı da değil. Önemli olan üst katmandaki çürükçül ve sair bakterilerin, kum tabanı üzerinde homojenize olarak bol miktarda bulunması. Bu üst tabakanın oluşturduğu bakteriyel Oksijen bariyeri, hemen alt tabakanın oksijensiz kalmasını sağlayor. Ayrıca 8cm lik kum tabakasında nitratın taa aşağılara inip azot haline gelip tekrar yukarılara yükselmeside pek akla mantıklı gelmiyor (sonuçta bakteriyel boyutlarda düşünmelisiniz. Oldukça uç uzaklıklar)
Böylece Denitrifikasyon bakterileri bu kadar uç uzaklıklara maruz kalmadan da bol nitratlı akvaryum suyundan yararlanabiliyorlar.
İşte bu noktada asıl sıkıntı çürükçül bakterilerin bu işlemi sürekli yapabilmeleri için daha çok balık pisliğine ihtiyaç duymaları. Çünkü balık pisliği çürükçül bakterilerin besini daha kontrollü harcattıklarını düşündürüyor bana. Diğer atık yemler vs.. uzun vadede iş görmüyor. Sobaya atılan kömür ile (balık dışkısı) odun misali (artık yemler vs..) Hangisi daha uzun sürer?
İşte bu mekanizmanın sağlıklı sürdürülebilmesi için çürükçüllerin balık pisliklerine ihtiyacı var. Ve balık pisliğide kontrollü tüketildiğinden neredeyse sürekli bir oksijen bariyeri sağlanıyor.
sonuç olarak böylesine oturmuş bir azot döngüsü varken dip çekimi yapıp o balık pisliklerini almak bana kalırsa oksijen bariyerinin zayıflayıp gedikler vermesini (en azından ona benzer bir etki) yapıyor. Bu da ani bir nitrat patlamasına sebep oluyor.
En nihayetinde biz dip çekimi gereksiz ama şunlarda kullanılması gerebilir diyorduk fakat ortaya da böyle bir sonuç çıktı. (Hele ki bitkisiz akvaryumlarda)
Yani faydası olmadığı gibi ZARARLI DA!!!
Bazı arkadaşlar zararı yok diyorsa da zaten o arkaşların böyle bir döngü düzeneği yok!!!
Ama uzun süre dip çekimi yapmayan arkadaşlar, Böyle bir nitrat-->Azot döngüsü oluşturmak isteyen arkadaşlar
MUTLAKA DİP ÇEKİMİNDEN UZAK DURSUN!!!! SON DERECE ZARARLI OLABİLİR.
Neontetra 2014-11-12 23:13:24
Kafama takılan iki şey var;
1-)Ben dip çekiminin gereksizliğiyle ilgili açılan başlıkta, akvaryumumuzda dip çekimi yapınca akvaryumundaki canlılara olumsuz etkileri olduğunu yazan hobici arkadaşları farkettim.
Aklıma şu takıldı; dip çekimi neden akvaryuma zarar versin ki? (kumu karıştırmasak dahi, yani balık pisliklerini toplamak amaçlı) ve bu zarar neden kaynaklanıyor olabilir?
Deneyimlerim ve bu tartışmaların sonucunda şu kanıya vardım;
Eğer bu arkadaşların akvaryumunda oturmuş bir Nitrat--->Azot döngüsü varsa dip çekiminın (yani kumu karıştırmıyor dahi olsak) gereksiz olması yanında, son derece ZARARLIDIR DA!!!!!
Daha önce balık dışkılarını akvaryum kumuna gömdüğümde bir süre sonra azot çıktığını gözlemlediğimi yazmıştım. Bunun nasıl oluştuğu konusu tartışarak bir şekilde öğrenmiş olduk. ve öğrendik ki balığımızın dışkılarında az da olsa özünsenmemiş besin ve protein artıkları oluyor ve eğer fazlalık yemde atmıyorsanız bu dışkılar çürükçül bakteriler için tek besin kaynağı oluyor.
Diyeceksiniz bunda ne var? Şu var; çürükçül bakterilerde amanyum kaynağıdır, ve bu amanyum da hemen nitrit ve sonunda nitrata çevrilir. Nihayet son olarak Denitrifikasyon bakterilerince de Azota dönüştürülür ve bizde gaz çıkışını görürüz.
Şimdi ikinci takıldığım mesele
2-) Kum ne kadar kalın olursa olsun, bir şekilde Denitrifikasyon bakterilerinin akvaryum içindeki nitratla buluşması lazım, ki nitrat-->Azot döngüsü başlasın, iyide nitrat bu bakteriyle buluşuyorda oksijen niye buluşamıyor?
Oksijeni engelleyen ne? Kum ne kadar kalın olursa olsun, nitrat nüfüs ediyorsa oksijen hayli hayli ediyordur. O zaman?
O zaman ya kum çok kalın olduğunda nitrat ağırlık yapıyor oksijeni dipte tutmuyor(ki hiç sanmıyorum oksijen benim bildiğim homojen dağılımlıdır, nitratında dibe çökebileceğini hiç duymadım çökse dahi oksijenden hayli büyük bir bileşik olduğundan yine illaki oksijen nüfusu olacaktır)
ya da bu durumun kumun kalınlığıyla ilgisi yok,
Çürükçül bakterilerle- Denitrifikasyon bakterileri arasında bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Kumun kalın olmasından ziyade Çürükçül bakterilerin kumun en üst katmanında eşit olarak dağılmış olmaları gerektiğini düşünüyorum.
Çürükçül bakteriler çevrelerindeki oksijeni hızla tüketirler. Bunda korkulacak bir şey yoktur, çünkü boyutları mikrometrelerle ölçülen bu bakterilerin çevrelerindeki tükettikleri oksijen miktarı çok düşüktür.
Ayrıca Amonyumun, nitrit ve nitrata dönüştürülmesinde de oksijene ihtiyaç vardır fakat çürükçüller kadar değil.
Şöyle bir düşünün, bunlar akvaryumumuzun tabanının üstünü kaplamışlarsa, nitrit ve nitrat bakterilerini de düşünecek olursak,
bu katman aynı zamanda doğal bir "Oksijen Bariyeri" işlevi görüyor ve alt tabakalara oksijen bırakmıyor!!!
Böylece bu tabakanın oksijeni adeta süzüp çekmesiyle, sıfır oksijensiz alt tabakalarında, Denitrifikasyon bakterileri, ortamda bulunan bolca nitratı Azota çeviribilecek enzimleri üretmeye başlıyor.
*Arkadaşlar şunu iyi anlayalım; Ortamda oksiyen varsa bakteri yaşasın, yaşamasın nitrat azota çevrilemiyor. Yani bunun bakterinin yaşayıp yaşamamasıyla alakası yok!!.
Bakteri YAŞASA BİLE NİTRATI AZOTA ÇEVİRECEK ENZİMLERİ, OKSİJENLİ ORTAMDA ÜRETEMİYOR!!!)
Denitrifikasyon bakterisinin oksijenli ortama tolere edebilmesi ve yaşayabilmesi bu gerçeği değiştirmez.))*
Sonuç olarak bu enzimler sayesinde de nihai son noktaya ulaşıyoruz.
Yani mesele kumun kalınlığı da değil. Önemli olan üst katmandaki çürükçül ve sair bakterilerin, kum tabanı üzerinde homojenize olarak bol miktarda bulunması. Bu üst tabakanın oluşturduğu bakteriyel Oksijen bariyeri, hemen alt tabakanın oksijensiz kalmasını sağlayor. Ayrıca 8cm lik kum tabakasında nitratın taa aşağılara inip azot haline gelip tekrar yukarılara yükselmeside pek akla mantıklı gelmiyor (sonuçta bakteriyel boyutlarda düşünmelisiniz. Oldukça uç uzaklıklar)
Böylece Denitrifikasyon bakterileri bu kadar uç uzaklıklara maruz kalmadan da bol nitratlı akvaryum suyundan yararlanabiliyorlar.
İşte bu noktada asıl sıkıntı çürükçül bakterilerin bu işlemi sürekli yapabilmeleri için daha çok balık pisliğine ihtiyaç duymaları. Çünkü balık pisliği çürükçül bakterilerin besini daha kontrollü harcattıklarını düşündürüyor bana. Diğer atık yemler vs.. uzun vadede iş görmüyor. Sobaya atılan kömür ile (balık dışkısı) odun misali (artık yemler vs..) Hangisi daha uzun sürer?
İşte bu mekanizmanın sağlıklı sürdürülebilmesi için çürükçüllerin balık pisliklerine ihtiyacı var. Ve balık pisliğide kontrollü tüketildiğinden neredeyse sürekli bir oksijen bariyeri sağlanıyor.
sonuç olarak böylesine oturmuş bir azot döngüsü varken dip çekimi yapıp o balık pisliklerini almak bana kalırsa oksijen bariyerinin zayıflayıp gedikler vermesini (en azından ona benzer bir etki) yapıyor. Bu da ani bir nitrat patlamasına sebep oluyor.
En nihayetinde biz dip çekimi gereksiz ama şunlarda kullanılması gerebilir diyorduk fakat ortaya da böyle bir sonuç çıktı. (Hele ki bitkisiz akvaryumlarda)
Yani faydası olmadığı gibi ZARARLI DA!!!
Bazı arkadaşlar zararı yok diyorsa da zaten o arkaşların böyle bir döngü düzeneği yok!!!
Ama uzun süre dip çekimi yapmayan arkadaşlar, Böyle bir nitrat-->Azot döngüsü oluşturmak isteyen arkadaşlar
MUTLAKA DİP ÇEKİMİNDEN UZAK DURSUN!!!! SON DERECE ZARARLI OLABİLİR.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 08:44
Merhaba NEONTETRA,son mesajınızı okudum.AKVARYUMDAKİ AZOT DÖnGÜSÜNDEKİ KUM,DİP ÇEKİMİ VE BAKTERİLER konusundaki yaklaşımınız banada mantıklı geldi.Keşke bu belirtmiş olduğumuz konular akvaryum ortamında defalarca test edilip sağlıklı bir neticeye varılabilse idi.Bilmiyoruz belki de böyle bir çalışma yapılmıştır.Yani şunu demek istiyorum;akvaryumdaki bütün unsurları kum,balık,bitki,filtreleme sistemleri,sıcaklık,pH,sirkülasyon,dip çekimi,yemleme,su değişimi ve benzeri tüm unsurları esas alıp sürekli parametre AMONYAK.NİTRİT.NİTRAT ölçümü yapmak ve bu değişken unsurların bu azot döngüsüne ne gibi etkileri olup olmadığı tespit edilmiş olsa diye düşünüyorum.harmancı 2014-11-13 08:45:51
Mesala;siz mesajınızda azot döngüsü oturmuş akvaryumda dip çekimi yapmanın zararlı olduğunu idda ettiniz.O zaman aynı akvaryumda önce dip çekimi yapmadan paremetrelere(amonyak,nitrit,nitrat) ölçmek daha sonra aynı akvaryumda başka unsurları hiç değiştirmeden sadece dip çekimi yapılarak bu paremetrelere(amonyak,nitrit,nitrat) ölçmek daha sonra iki paremetrenin arasındaki farkı tespit etmek gerekir.Bu testleri yaygınlaştırabiliriz kumlu,kumsuz,ince kum tabakası,kalın kum tabakası ve diğer unsurları değiştirerek.SELAMLAR
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2014 21:04
Teşekkür ederim Yusuf bey,
Ama benim aklıma asıl, denitrifikasyon bakterilerinin uygun koşullarda birim başına(1cm³) ne kadar zamanda nitrat tüketebildikleri. Belki de bu oran çok düşüktür, balıklar üzerindeki etkisi belki de yok denecek kadar azdır.
Önce buna benzer temel kavram öğrenilebilmeli ki tartıştığımıza değsin.
Bunu yapmanında öyle aman aman bir şey olacağını sanmıyorum. Bizde önümüzü görmüş oluruz.
Ama benim aklıma asıl, denitrifikasyon bakterilerinin uygun koşullarda birim başına(1cm³) ne kadar zamanda nitrat tüketebildikleri. Belki de bu oran çok düşüktür, balıklar üzerindeki etkisi belki de yok denecek kadar azdır.
Önce buna benzer temel kavram öğrenilebilmeli ki tartıştığımıza değsin.
Bunu yapmanında öyle aman aman bir şey olacağını sanmıyorum. Bizde önümüzü görmüş oluruz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir