Neden Üretim Yapamıyoruz?
Gönderim Zamanı: 17 Eylül 2008 23:53
Selam % 40 şöyle oluyor. %18 kdv %25 gelir vergisi. Benim iş yazılım olduğu için devletimiz aldığım paranın hepsine kar gözüyle bakıyor ve kdv + %25 gelir vergisi alıyor. Yani burada bir hammadde yok bu tamamen senin emeğin ver bakalım %25 daha.
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Ekim 2008 22:24
4 Tane akvaryumum var 2 si büyük 2 si küçük az çok üretim yapıyorum,havalar soguyo artık ısıtıcı şart oldu.Neyse taktım hepsine elektrik faturası 70.00 ytl geldi ben bu kadar akvaryumla bana bu fatura gelıyorsa üretim yapanlar ne yapsın,ben paranın peşinde değilim adaletsizliğin peşindeyim bu şartlarda doğal olarak üretim yapılamaz.Devlet üstüne düşeni yapmalıdır,diye düşünüyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Ekim 2008 15:41
Kendi odamda 3 akvaryum bulunmakta. Elimden geldiğince üretim yapmaya çalışıyorum.
Aslında bizler üretim yapıyoruz ama küçük çapta yapıyoruz ( evde , kendi pet shop'umuzda , ofisimizde w.s ) . Asıl başarıyı bu üretimi yurtdışına kadar uzatabilmekte görüyorum ben.
Şuanda amatör olarak üretime başladığımız da bundan birkaç sene sonra belki professional birer üretimci olabiliriz.
Dün kuzenim ve bir arkadaşım ile bazı sohbetlerde bulunduk. Daha ileride üretimi büyüttüğümüzde bir ortam kurabilmek gibi. Ama tabi bu sadece bildiğimiz pet shop'lardan değil. Büyük çaplı bir alanda etrafta akvaryumların bulunduğu. Yanlarında insanların oturup konuşabileceği , tartışabileceği , fikir danışabileceği bir ortamdan bahsettik. Biz yapamasakta bunları elinde imkanı olan insanlarımızın böyle şeyler yapması ne kadar güzel olurdu değil mi ?
Forumca o şekilde biryerde oturup güzel güzel konuşsak fikirlerimizi paylaşsak ve ortamlar kursak...
Saygılar...
Aslında bizler üretim yapıyoruz ama küçük çapta yapıyoruz ( evde , kendi pet shop'umuzda , ofisimizde w.s ) . Asıl başarıyı bu üretimi yurtdışına kadar uzatabilmekte görüyorum ben.
Şuanda amatör olarak üretime başladığımız da bundan birkaç sene sonra belki professional birer üretimci olabiliriz.
Dün kuzenim ve bir arkadaşım ile bazı sohbetlerde bulunduk. Daha ileride üretimi büyüttüğümüzde bir ortam kurabilmek gibi. Ama tabi bu sadece bildiğimiz pet shop'lardan değil. Büyük çaplı bir alanda etrafta akvaryumların bulunduğu. Yanlarında insanların oturup konuşabileceği , tartışabileceği , fikir danışabileceği bir ortamdan bahsettik. Biz yapamasakta bunları elinde imkanı olan insanlarımızın böyle şeyler yapması ne kadar güzel olurdu değil mi ?
Forumca o şekilde biryerde oturup güzel güzel konuşsak fikirlerimizi paylaşsak ve ortamlar kursak...
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Ekim 2008 01:23
Anladığım kadarıyla bu sitede bir çok arkadaş bir iki tankda olsa üretime akvaryum ayırıyor. Benim size bir önerim var. 5-10 tane arkadaş bir araya toplanın, zemin katta 100m2 cıvarı bir depo kiralayın, maximum 600ytl ye bir depo bulabilirsiniz sanırım. Bunun bir güzel yalıtımını yaparsınız, taban tavan,duvarlar straforla kaplarsınız, tavanı da alçak bir yerse, çok az bir elektrik parası ile alın size bir üretim hane. Zaten çoğunuzda akvaryum,samp, profil sehpa ve malzemeler var, tadilat da sayınız fazla olduğu için çok cüzi bir rakam tutar, keza kirada sayınıza göre aylık, 20-100ytl arası gelse, başlangıç için 30 tane tank için çok karlı. Beş kişi bile olsanız sayınız fazla olucağı için sürekli başında durma derdiyok. Ama en güzel yanı, akşam eve gitmeden aynı hobiyi paylaşıcak bir kaç arkadaşla bir araya gelmiş olursunuz, işte size sermaye istemeden büyük bir üretimhane kurma yolu.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Ekim 2008 19:35
Herkese merhaba,
Bahsi konuya mevzu olmuş "akvaryum süs balıkları üretimi" ise gerçekten sarf etmek istediğim birkaç cümlem var.
Bu işte tüm konuşulanların nihayetinde lafın biteceği yerde konunun varacağı nokta, defaten sabit olan tecrübelerim ile benimde yazacaklarımın ana teması maalesef "bu iş nerdeyse imkansızdır".
Çünkü; nedendir bilmiyorum ama gerçekten çok merak ediyorum dünyada elektriği en pahalı alan vatandaş grubuyuz ki bu mevzu siz ev hobicilerinin sandığından daha vahimdir biz işin esnafları açısından. Zira iş yerlerinde tüketilen elektrik, siz akvaristlerin evde kullandığı elektrikten takribi %30 daha yüksek bir tarife ile ücretlendirilmektedir, bu x kilowatt elektrik tüketimi evde 100birim iken dükkanda 130birim demektir. Bu zaaf çeşitli komplike filtrasyon şemaları ve başkaca pratik sistemler ile çözümlenmeye çalışılmışsada malum sonuçtan bu çabaların tesellinin ötesine geçemediği kanısındayım. Gerek fitrasyon işletimi gerek ise ısı ve aydınlatma çabalarında elektriğe ne kadar muhtaç olduğumuz düşünülürse yüksek maliyetli ve alternatifsiz olması nedeniyle bu yediğimiz ilk goldur.
Geniş hacimli tanklarda damızlık yapılmış canlılardan elde edilecek verimin daha yüksek olacağı fikrine sonuna kadar katılıyorum dahası savunuyorum. İhtiyaçlarını maksimumlarda karşıladığımız anaçlarımızdan çok daha memnun kaldığımız tecrübeyle sabittir. İyi güzelmiş böyle devam edelim tüm koloniler için olabildiğince büyük hacimler tahsis edelim deyip, elinizdeki tüm familyalar için bu fikri tatbik etmeye kalktığınızda ihtiyacınız olan kalifiye yüzölçümü ve başta atıl bir depo işimizi görür düşüncesinin fazlaca iyimser bir fikir olduğunu aklınıza getiriyor, zira işi gerektiği gibi yapmanıza müsade edecek üretimhaneler asla merdiven altlarına sığmıyor. Yani gerçek bir üretimhaneye dönüştürülebilinecek ciddi bir dükkan ve şişko bir mal sahibi :) skoru 2-0 yapıyor, geçmiş olsun.
Yazımın devamı dayımın boş dükkanı var, amcam demirci ustası babamın camcı arkadaşı var diyenler içindir, diğerleri keyf için okusunlar lütfen. Tüm bu samimi ilişkilere sahip arkadaşlar başta uyarayım henüz dakika 10 ve skor 0-2...
Dükkanı bulduk, ama gerçekten ciddi demirbaş maliyetleri karşımıza dikili verir. Tüm dükkanı çepe çevre saracak foamboard ısı yalıtım malzemeleri, demir profilden setler, akvaryumlarınızı imal edeceğiniz camlar, elektrik tesisatları, ve bunların nakliyeleri hammaliyeleri tabiiki işçilikleri gerçekten büyük yekunler teşkil eder. Akvaryumlar içinde kullanacağınız ısıtıcı filtre v.b. ekipmanlara hiç girmiyorum bile. Hiç işi gücü olmayan ama çok becerikli birsürüü arkadaşımızla beraber dayımızın dükkanını üretimhaneye dönüştürdükten sonra sanırım suları doldurup biyolojik düzenleri oturtup damızlıklarınızın tedariğine geçmek çok bir zaman almaz ;)
Konu balık olunca hangi cins hatta hatta hangi cinsin hangi varyetesini üreteceğiniz kesinlikle herkes için ciddi bir ekonomik güç gerektirir. Son yıllarda forumlarda konuşulan Tanganyika ve Malawi cikletleri ve bunlar için anılan paralar ticareti hobiciler arasında bile olsa gerçekten büyük banknotlardan oluşan kalın desteler demektir. 3-0
İlk yarının son dakikalarında 4-0 olur bizim skor çünkü; o kadar yatırım, emek, çaba, heves ve dahası gözümüzün bebeği balıklarımızı emanet edeceğimiz görevliler mutlaka ihtisas sahibi kişilerden seçilmelidir. Pazarları birimiz dip çeker, öbürlerimiz günlük uğrayıp yemleriz ekibi maalesef sukutu hayale uğrayacaktır. Mesleki eğitimi almış yada almış kadar alaylı arkadaşlar temin etmek durumundayız ki, bu adamlar gazoz ağacından toplanmıyor ve ayın 1'de maaşlarını bekliyor olacaktır. Demiştim 4-0.
Derken ikinci yarı başlar, bir yerlerden bir şekilde duyarsınız ki bu iş aslında sadece üretimhane değil aynı zamanda ticarethaneymiş ve sizin başvurmanız gereken merciiler varmış, bağlı olduğunuz tarım il müdürlüğü, çevre bakanlığı, belediye, maliye, ticaret odası bunların başlıcalarıdır ve merciiler sizi sık sık özler, tekrar tekrar görmek hatrınızı sormak ister, yetmez size her ay düzenli zarflar tebliğler yollarlar, ettimi sana 5-0.
Şaka bir yana tüm bunlar maddi mevzulardır ve gerekli sermayesi olan bütün arkaşların cesaretleriyle birleştirip sağlam bir ekiple başarabilecekleri iştir. Lakin bence sonuç yine hüsran olacaktır. Çünkü, yukarıda şakayla karışık üretimhaneyi diyarbakır'da kurun elektrik bedava diyen arkaşa uyup o tip işlere dahi Allah korusun tenezzül etsek karşımızda asla mücadele edemeyeceğiniz "uzakdoğu" dan gelen çok düşük maliyetli balıkları onbeş günde bir binlerce getiren toptancılar vardır. İthalat yaptıkları ülkelerin iklimsel ve coğrafik özelliklerinin tüm avatajları bizi 5-0'a taşıyan herşeyi ortadan yok eder. Elektriğin yerini tropik güneş, üretimhanelerin yerini bizim Belgrad ormanları, Kızılcahamam ormanları alır *. (Dip not: Burda Milli parklara bile giriş paralı)
Birde son günün modası bavulla balık kaçakcılığı rezaleti eklenince, helal parasıyla tüm müeyyidelerine uyarak gece gündüz çalışıp işini layığı ile yapan arkadaşların ürettiği balık 10 kuruş iken, diğer tarafta muhattab edildiğin mukayese edildiğin para 3 kuruştur. Yani işin aslında maç zaten teferruattan ibarettir, öteyede geçmeyecektir. Dilerim birgün ben mahçup olurum, dilerim birgün güneş batıdan doğar, saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Ekim 2008 20:45
"Dünya zorluklar üzerine kurulmuş bir evdir" atasözü ile cümleme başlamak isterim.Devamınıda şöyle getirmek isterim "Çözümde görev almayanlar sorunun daima bir parçası olurlar"...
Tüm bu duruma rağmen, bu coğrafyada bu hobinin zor olmasına karşın, "Singapur, Çek, Almanya vs..." ithalatlarından değilde birgün kendi saf balıklarımızın akvaryumlarımızda yüzüşünü göreceğiz.Tabiki bunlar tüm zorluklara karşın belli başlı türlerin ithalatlarını yapan ve balıkları üretim_ hanelerine sokan cesaretli ticari Akvarist arkadaşlar tarafından yapılacaktır ve yapılıyorda.Cehalat kötüdür.İnsanların bilinçlenmesi ve bilgiye açık olması, doğru bilgi veren kişilerden alış-veriş yapması bu işin maddi değilde manevi yönüdür.Orjinal ırklar getirip bunları piyasaya süren, orjinal yem ve ürünler getirip bunları piyasaya süren, devletin bu sunduğu zorluklara rağmen bişeyler yapan ticari kişiler taktir edildikleri sürece hobici akvaristlerde en güzel balıkları üretir ve izlerler.Devlet bu kadar zorluk koymasına karşın "kaçak" balık sokanlar her türlü vatana ihanet etmiş olur.
Çözümler legal olduğu sürece "Çözümde görev almayanlar sorunun daima bir parçası olurlar"...Bu iş sanıldığınan zordur.Yabancı üretimhanelerin fotograflarındaki üretimhanelerden 1 yada 2si birgün güzel ülkemizde de olmalıdır...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Ekim 2008 20:12
Arkadaşlar merhaba bu konuyla alakalı olarak sıkıntılardan büyük bir taneside yem fiyatlarıdır.Değerli balıklar ,kaliteli yemler ve iyi su şartları ile dahada güzelleşiyorlar.Mesela tetra , sera, nls vb. gibi yemler ya ülkemize çok pahalı giriyor yada ithalatçılar durumu bu hale getiriyorlar.Örnek verecek olursak Tetra diskus yem kova bazında 150 ila 250 ytl arasında son kullanıcıya sunuluyor.Bunun adını koyamadım hala. Ufak bir araştırma yaptım ve Almanyada petshoplarda 50 EURO ya satıldığını öğrendim ama işin asıl trajik tarafı ise bu ürünün Almanyadaki toptancıdaki fiyatı 22 Euro.Toptancı fiyatını ciddi bir üretimhane sahibinden öğrendim. .Akvaryum sadece yemden ibaret değilki iç filtre,diş filtre,ısıtıcılar, vs. hep dışarıdan geliyor.Peki durumun bu hale gelmesinde kendi ithalatçılarımızın hiçmi payı yok.Yoksa ülkemizde üretim yapılması kasıtlı olarak engelleniyormu.Hiç hayra yoramıyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Kasım 2008 16:53
Bu konu için yazılanların hepsini okudum bende katılmak istedim.Arkadaşlar biz dünyanın en pahalı elektiriğini kullanıyoruz su zengini olmamıza rağmen, birde suda pahalı.hadi diyelim üretimhaneyi kurup başladık ufaktan ufaktan tabi
Yoksa öyle büyük bi üretimhane açmak bizim neyimize.Peki biz bu satış işini nasıl yapıcaz.Akvaryumcular yerli üreticiden balık almazki alsada zar zor para vermezler ithal balıklar daha uyguna geliyo onlara satamıcamız balığı neden üretelim yadabu faturalarla onlarla nasıl başa baş rekabete girelim
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Kasım 2008 00:31
Ben elektrik parası korkusuna 250 litrelik 4 akvaryumu kapattım şu an küçük odada (4m.) 6 akvaryumda balık var her biri 250 litre elektrik parası bu oda için 30 ytl ve yemler balıkların sağlığı için ve düzenli yavru için 6 çeşit ve hepsi ithal yemve üretim yapamamızın tek nedeni ithalattır elektrik parası bence problem değil yem ve malzeme parası daha çok problem Almanyadaki akrabamıza Haziran ayında Sera flora yem ısmarladım 1 kova yem net 2kg 30 euro Türkiyedeki fiyatı 175 ytl ozamanki kur1,80 ytl idi yani 54 ytl yapıyor bu kadar fark olması inanılmaz tüm yemlerde fiyat farkları bukadar fazla .
Türkiyede yem ürettirmiyorlar adamlar balık üretilmesini bazı şirketler hariç istemiyorlar bugün Türkiyede üretilen kaliteli yem neden yok anlamış değilim Bukadar çok akvaryum sever varken biz hala ithalat yapıyoruz ve bizi bu ithal mallara mahkum ediyorlar çünkü çok fazla rant var Ben tüm akvaryum severleri boykota çağırıyorum ithal mal almayalım balık almayalım
Türkiyede yem ürettirmiyorlar adamlar balık üretilmesini bazı şirketler hariç istemiyorlar bugün Türkiyede üretilen kaliteli yem neden yok anlamış değilim Bukadar çok akvaryum sever varken biz hala ithalat yapıyoruz ve bizi bu ithal mallara mahkum ediyorlar çünkü çok fazla rant var Ben tüm akvaryum severleri boykota çağırıyorum ithal mal almayalım balık almayalım
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Kasım 2008 20:00
Peki üretim yapamamakta bizim hiç mi eksiğimiz yok aceba. Türkiyeye gelen bu kadar ithal yem, malzeme ve balıktan daha iyisini neden üretemiyoruz. Sorun sadece kaynakların pahalı olmasında mı? Yoksa bizen kaynaklanan bir eksik mi var.
Ülkemizde balık üretim yapan hiç mi yok. Parmakla gösterilecek kadar az da olsa var. Hemde yıllardır kendilerini geliştirmekte olduklarını görüyorum. Bence çuvaldızı başkasına batırmadan iğnenin tadına bir bakmalıyız.
Yemin pahalı olması hiç sorun değil çünkü üretici kişi kendi hazırlayacağı yemlerle, hazır yemden çok daha değerlisi ile çok daha ucuza besleyebilir balıklarını. Her akvaryuma bir aydınlatma, bir motor bir ısıtıcı yerine bunları merkezi sistemle yaparak çok daha ucuza maledebilir.
Bence sorun bunlar değil. Sorun üretilen balıkları kime satacaksınız. İşte asıl maliyeti bu satış ağı oluşturuyor. Bu iş 10 dükkana değil 100 dükkana balık satmak la yürümez. 8 yıl önce ateşağız cikletlerim yavrulamaya başkadığında büyütüp sattığım veya takas ettiğim yavrular nedeniyle Eminönünde ateşağız yığıntısı oluşmuştu resmen.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Ocak 2009 22:01
Merhabalar...
Öncelikle bu başlık altında fikirlerini esirgemeyen akvarist arkadaşlarıma teşekkür ederim. Teşekkür ederim çünkü bu başlık bu sitede en seviyeli, en bilgi dolu en faydalı başlıklardan biri belki de birincisi.
Söylemek istediğim şeyler konunun çok farklı yönleri olması hasebiyle dağınık olacak. Bunun için özür dilerim.
Konuyu bir kaç öncül ile başlamak isterim. Öncülerimden biri şudur ki; akvaryum hobisi bir hobidir ve toplumuzun insanlarının orta sınıf ve üst sınıf kişilerinin muhatabı olduğunu unutmamak gerekir.
İkinci öncül ise akvaryum işiyle hangi seviyede ilgilenilirse ilgilenilsin, elektrik maaliyetlerinin yüksek olduğu bir gerçektir.
Üçüncüsü ise, dünyada yaklaşık 1500 tür balık beslenip üretilir. Bu sayı ülkemizde 300-400 türle sınırlıdır.
Dördüncü öncülüm, hobi ile ticaret başka başka şeyler olduğudur.
Şimdi gelelim konunun girift noktalarına. Çek Cumhuriyeti ve Almanya bu alanda Avrupa ve Orta Doğu'da çok öne çıkmış ülkeler. Şunu Unutmayalım ki bu iki ülke de ülkemizden ortalama olarak soğuktur. Buna rağmen bu alanda ilermişler. Bunu araştırmak gerekir. Bence bunun altında bilimsel çalışma ahlakı vardır. Bunun örneği olarak isterseniz sitemizde zaman zaman yayınlanan oradaki üretimhaneler ile ülkemizdeki üretimhanelerin görüntülerini inceleyin. Farkı göreceksiniz.
Diğer bir girift nokta ise yukarıdaki ile ilişkili bir konu olmakla birlikte ayrı zikretmete fayda var ki bu da yem, yemleme ve filtrasyon konularındaki koşulsuz kabul ettiğimiz önyargılarımız bizim şahsi problemlerimizdir. Hemen hemen hepimiz çaşitli firmaların kilosu 50 ile 100 lira arsında değişen yemlerini kullanırız. Hangimiz ya da kaçımız bilimsel araştırmalarını yapıp bunlara eşdeğer yemler ürettik?
Sürekli söyler dururuz "balıklarımızı doğal ortamlarına en uygun ortamda bakalım" sözünü. Balıklar doğal ortamında nasıl beslenirler? Mesela otçul balıklara yem vermek yerine akvaryumunu yosunlandırıp bitkilendirerek yemleme konsunda geleneksel sınırların dışına çıkmış kaç akvarist tanıyorsunuz?
Ticaretini yapmayı düşünen ve 100 - 150 lirasını bu işe yatırabilecek arkadaşarıma şunu tavsiye ederim. Öncelikle bu işten anlayan yardımcılar bulsun. Ticaretini yapabilmek için iç ve dış piyasayı bilen kişilerden yardım alsın. Isıtma konusunda maliyetini düşünmeden güneş panellerinden yararlansın. Filtreleme konusunda geleneksel yöntemlerden vazgeçip merkezi sistemli filtremeler ile yemleme konsunda da bilimsel AR-GE'ler ile yemleme yapsınlar. Tanklarını, havuzlarını geniş tutsunlar. Büyük şehirlere yakın, limanlara yakın olsunlar.
Ve... Bu işi sevsinler....
Görelim bakalım o zaman ÜRETİM YAPILIYOR MU YAPILMIYOR MU?
Atladığım hususlar kalmış olabilir. Bunun için özür dilerim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir