Sarı Prenseslerimin Karnı Şişiyor


ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 14:03

Arkadaslar bana yardımcı olursanız cok sevinirim onlara zarar gelmesini istemiyorum..Sarı prenseslerim yemlemeyi en aza indirmeme rağmen karınları aşırı şekilde şişiyor..Uzun zamandır akvaryumum var ama ilk defa böyle bir hastalıkla karsılaşıyorum ve ne yapacağımı bilmiyorum.. Bir arkadas yemden dedi ama sürekli aynı yemleri kullanıyorum kullandığım yem JBL (Novo Stick M) ve JBL (Rift) sizce yemden olabilir mi? Diğer türlerde bir sorun yok veya belirti ACABA NE YAPABİLİRİM .. Şimdiden yardımlarınızdan dolayı teşekkür erderim arkadaslar..

                                                                 SAYGILARIMLA ÜSTADLAR


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 14:09
Eğer balılarınız dişi ise yakında yavrularınız olacak. Ama erkek balıklarınızın da karnı şişiyorsa bir hastalık bulaşmıştır.

saygılar..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 14:14

Mehmet bey balıklarım henuz yavrulayabilecek boyda değiller.. Peki nasıl bir hastalık bulaşmış olabilir veya bu hastalıktan kurtulmak için ne yapmam gerekiyor

Saygılarımla


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

birhanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 13/06/2006
İl: Edirne
Mesaj: 970
birhanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 14:17

Sarı prensesllerde yavru belirtisi ağızın dolmasıdır, karın şişmesi kabızlık belirtisi olabilir.1,2 gün yem vermeyin düzelir.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

HıcınÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/04/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 1143
HıcınÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 14:19

Muhtemel hastalıkları ve tedavilerini ekliyorum.  Teşhisimin doğru olduğunu iddia etmiyorum. Belirtilere göre lütfen kendiniz değerlendirin. (Alıntıdır.)

1- Dropsy

   Balık bir balon gibi şişer ve gözleri yerinden fırlayacakmış gibi olur. Bazen bu semptomlarla beraber pulları dışa dönük olur. Görünüşü aynı balon balığının şişmiş haline benzer. Tankın üstünden bakarsanız sanki hamileymiş gibi durur ve genelde yüzme hareketlerini kontrol etmekte zorluk çeker. Balık sanki çok yemiş de sindirememiş insanlar gibi sık sık nefes alır. Dışkısı şeffaf ve sümüğümsüdür. Dropsy'nin en muhtemel etkeni vardır:

1)Kötü su koşulları: Balığın başa çıkamayacağı kadar yüksek nitrat seviyeleri ile yem artıklarından ve dışkıdan kaynaklanan çözünmüş organik bileşikler.

2)Uyum stresi: yeni gelen balığın yaşadığı uyum sorunu veya tanktaki heyrarşinin en altlarında bulunan bir balığın sürekli olarak diğer fertler tarafından yapılan saldırılara maruz kalması.

3)Suda yaşanmış olan ani değişiklikler: pH'nın fazla düşmesi veya yükselmesi, akvaryumcudan farklı şartlarda veya pH'da beslenmiş bir balığın sizin tankınıza geldiğinde daha farklı değerlere alışmak zorunda kalması.

   Bu tür etkenler balıkta ya suyun sindirim sisteminde birikmesine ve orada zehirli gazlar oluşmasına yol açar, ya da sindirim siteminde bakteriyel/viral enfeksiyonlara sebep olur. Balık çıkardığından daha hızlı su yuttuğu için karın bölgesi şişer. Dropsy. tıpkı bloat gibi, nadiren tankın diğer sakinlerine bulaşır. Ancak tedavi için siz etkilenmiş balığınızı gene de ayrı bir tanka alın. Erken bir tedavi ile balığınızın kurtulma şansı yüksektir. Dropsy'nin ilk safhalarında balık karnı şiş olmasına rağmen yemesini sürdürür. Balığınıza pellet türü yem veriyorsanız, pelletları bu dönemde ıslatıp beklettikten sonra yedirin, böylece sindirim sistemini zorlamamış olursunuz. Bir kapta akvaryum suyu ile beklettiğiniz pelletlara buzdolabınızda bulabileceğiniz vitamin komplekslerinden birini ekleyin, özellikle C vitamini olan bir kompleks olsun. Pelletleri 10 dakika kadar suda beklettikten sonra balığınıza yedirin. Aynı işlemi pul yem ile de yapın. Yemde bir değişiklik yapmayın, her zaman ne veriyorduysanız onu verin. Antibiyotik içeren yemler de kullanabilirsiniz. Tedavi için kullanacağınız ilaçlar metronidazole veya geniş spectrumlu gram negatif ve gram pozitif bir antibiyotiktir. Piyasada metronidazole içeren ilaçlardan biri Flagyl 500mg (Eczacıbaşı) adı ile satılıyor. Metronidazole'u her 50 litre için 1 hap olacak şekilde suda eritip tanka dökün. 24 saat sonra en az %50 su değiştirin ve tekrar aynı dozajı uygulayın. 3 günlük tedavi sonrası balığınızın şişliği inmemişse tekrar aynı işlemi uygulayın.

2- Bloat :

Bloat hem belirtiler açısından hem de nedenlerinden dolayı temelde dropsy ile benzerlikler gösterir. Bloat daha çok afrika menşeili cichlidlerin başına gelir. Özellikle herbivore (otçul) bir beslenme stiline sahip olan, yani doğada daha çok kayalardan yosunları (aufwuchs) sıyıran, veya yosun ve küçük kabuklularla beslenen Malawi mbuna türleri ve bazı Tanganyika türleri bloat olmaya yatkındırlar. Zaten bu nedenle diğer adı da Malawi bloat'tur (Latince adı Crybtobia). Dropsy'ye neden olan sebebler bloat'a da götürebilir bir balığı, özellikle de Malawi ve Tanganyika cichlidlerini. Ancak bloat daha çok mide bölgesinde ve yemek borusunda oluşan bir enfeksiyon olduğundan farklı nedenler de bir balığı hasta edebilir. Bloat'a yatkın olan balıkların sindirim sistemi etçil beslenen türlere göre daha uzundur. Yani mide borusu ve bağırsaklar olması gerekenden daha uzundur. Bunun bir sebebi var elbette. Yeşilliklerin ve otların sindirimi daha zordur ve daha uzun sürer. Protein ağırlıklı yemleme, bakteri deposu olan kurtlarla besleme, çözünmüş ve tekrar dondurulmuş yiyeceklerle beslemek, veya suda ıslatılmadan büyük miktarlarda verilen pellet yemler bu sistemi tıkayabilir. Her kurt veya pellet verişinizde olmaz ama birgün gelir tıkanacğı tutar. Son yıllarda yapılan araştırmalar bloat olarak tanımlanan hastalığın genelde bakterilerden (Aeromonas türü bakteriler, özellikle Aeromonas hydrophilia) veya bağırsak parazitlerinden (Hexamita salmenis ve Spironucleus türleri) kaynaklandığı fikri giderek yaygınlık kazanıyor. Ayrıca bloat'tan etkilenen Afrika cichlidleri üzerinde yapılan araştırmada balıkların midelerinde kamçılı bir tek hücreli canlı olan Cryptobia jubilans keşfedildi. Bu parazitin Malawi gölünden akvaryumlara taşındığı yönünde güçlü bulgular vardır. Bu asalak Hexamita(Hexamita salmenis)ve Spironucleus gibi parazitlerle yakın akrabadır. C. jubilans ve hexamita gibi etnteroparazitik (içte yaşayan parazitler) canlıların üremeleri için başka canlılara ihtiyaç duymadıkları ve opportunistik asalaklar oldukları tahmin ediliyor. Bu bahsedilen parazitlerin ve Aeromonas türü bakterilerin balığa nasıl bulaştıkları henüz bilinmiyor, ancak balığın bloat'a yakalanmasının yukarıda belirtilen su koşulları ve beslenmede yapılan hatalar ile yakından ilişkili olduğu tahmin ediliyor.
Bloat'a yakalanmış bir balığı ayırt etmeniz mümkün. İlk günlerde cansızlaşır, yemek ister, yemi ağzına alır fakat dışarı tükürür. Sanki yemek istediği halde yutamıyormuş gibi bir hali vardır. Zamanla rengi koyulaşır, hastalık ilerledikçe en koyu rengini almaya başlar ve Afrika cichlidlerine has siyah çizgiler ortaya çıkar. Gözleri koyulaşmaz, anormal bir görüntüleri de yoktur. Ortalıkta dolaşmadığı gibi sürekli saklanmayı tercih eder. İlk günlerden sonra karnın ya çok hafif şiştiğini, ya da içeri göçtüğünü fark edersiniz. Özellikle karnın alt kısımlarına dikkat edin. Bu belirtileri fark ettiğinizin ilk günlerinde harekete geçin. Geçen vakit balığı kurtarma şansınızı azaltacaktır. Çok temiz suyun bulunduğu, ve ısının da ana tank ile aynı olduğu tedavi tankına aldıktan sonra balığınızı iki şekilde tedavi edebilirsiniz. Ya 38 litreye bir metronidazole eritin, ya da 38 litreye bulabildiğiniz en güçlü balık antibiyotiğini kullanın. İkisini yarım dozlarda birlikte de kullanabilirsiniz. Balık son evrelerde ise, yani tabiri caizse gözünün feri gitmişse, İnsanlar için kullanılan penisilin kullanın, ama bu sefer 50 litreye bir tane eritin. Unutmayın, penisilini sadece son çare olarak kullanın, asla yaşama şansı biraz daha fazla bir balığı penisilin ile tedavi etmeyin. Hangisini seçerseniz seçin ancak 24 saat sonra en az %50 su değiştirip aynı dozajı tekrar uygulayın. 3 gün boyunca aynı yöntemi uygulayın, 3 gün sonunda balığın rengi açılmışsa, ortalıkta yüzmeye başlamışsa, ve yem yiyorsa köşeyi döndü demektir. Eğer yarı yarıya bu belirtiler varsa, ortalıkta dolaşıyor ve hala yem yemiyorsa (bunu anlamak için 1 gün bekleyin), tedaviye bir 3 gün daha başlayın. Zaten 3 günlük tedavi sonrası, 4.günde hala inatla yaşıyorsa kurtulma şansı yüksektir. 

3- Tüberküloz

   Tüberküloz akvaryumlarda meydana gelebilecek en ölümcül hastalıktır. Son yıllarda çok fazla yaygınlaştığı kabul ediliyor. Kapalı bir ortamda yaşayan insanlar arasında tüberküloz ne kadar yaygın olabiliyorsa kısıtlı bir alan olan akvaryumlarda tüberküloz o kadar bulaşıcıdır. Fish TB olarak da bilinen hastalığa yol açan bakteriler Mycobacterium tuberculosis veya Norcadia ailesinden gram pozitif bakterilerdir. Mycobacterium türü bakteri sadece 1-10 kadar az bir sayı ile enfeksiyonu başlatacak kadar güçlüdür, çünkü kaygan ve kalın zırhına ne mide asitleri ne de safra taşları etki ettiğinden vücudun savunma sistemlerinden kolayca geçer. Bakteri vücuda girdiğinde herhangi bir organa veya dokuya yerleşir ve çoğalmaya başlar. Hücrelere girerek onları öldürür ve sonuçta organ veya dokulardaki sağlıklı hücrelerin yerini tüberkülozlu hücreler alır.

   Tanklara nasıl bulaştığı veya balıktan balığa nasıl bulaştığı kesin olarak saptanamadı. Çeşitli ihtimaller üstünde duruluyor: tüberküloz taşıyıcı balıklarla temas; deri veya soluma yoluyla bakteriyi sudan kapmak; bakteri taşıyan yemin veya suyun ağızdan yutulması; veya, bakteriyi taşıyan balığın ölümü halinde diğer balıklar tarafından yenmesi. Canlı doğuranlarda dişiler TB kapmaları halinde bunu yavrularına anne karnında geçirebiliyorlar.

   TB semptomları aylarca sürebilir. Semptomlar hastalığın yerleştiği yere göre değişiklik gösteriyor. Bakteri böbrek, karaciğer, veya safra kesesine yerleşmişse balık yem yediği halde aşırı kilo kaybı olur. Birkaç hafta içinde karın öyle içeri göçmüştür ki karın bölgesinde içeriye doğru bir kavis belirir. Balığın hareketleri gittikçe yavaşlar, saklanma eğilimindedir, ve sonuçta ölür. (Balığın nasıl göründüğünü anlamak için tıklayın). Bakteri karın kaslarına yerleştiğinde balık tıpkı bir balon gibi şişer. Ancak dropsy'dekinden daha fazla şişer, ve şişlik balık ölmeden haftalarca devam edebilir. Bu şişlik bakteriye tepki olarak gelişen ve karın bölgesinin kenarında oluşan bir iltihaptır (peritonitis). /Nasıl göründüğünü merak ediyorsanız şu resime bir göz atın). Bakteri gözün arkalarına yerleşmişse gözler zamanla dışarı fırlar. Gözün üstünde açık kahverengi noktalar oluşur. Bu olduğunda balığın ölmesini beklemeden siz öldürün, zira buna 'açık' tüberküloz denir, ve bakteriler göz vasıtasıyla sürekli dışarı salınırlar. Bakteri karın bölgesinin daha içerilerine yerleşmişse ilk haftalar karın bölgesi civarında şişlikler meydana gelebilir. TB en sonunda iyice çoğalarak karın zarını deler, balığın karnında bir delik oluşur ve ölür. (Resim için tıklayın). Ve son olarak, bakteri omurga bölgesine yerleşmişse balık zamanla kambur olur. Omurga dışarı doğru tam bir kavis oluşturur. Bütün bunlarla beraber ortak semptomlar balığın yaşlanmaya başlaması, yüzgeçlerini sürekli olarak sıkıca vücuduna yapıştırması, saklanma ve yalnız kalma ihtiyacı, yaşlanma belirtileri,renk solması, ve yırtık yüzgeçlerdir. Özellikle karın bölgesi yırtılmış ölü bir balığınızı bulursanız tankta, karın bölgesinde kavis olan bir balığınız varsa, veya omurgası sağlam olan bir balığınız kamburlaşmaya başlarsa ve bu semptomlar haftalar boyunca yavaş gelişiyorsa tüberkülozdan şüphelenin. Canlı doğuranlar grubunda ve soğuk su balıklarında tüberküloz oldukça yaygınlaşmıştır.

   Tüberkülozun tedavisi çok zordur. Hücreleri etkileyen bir bakteri olduğundan diştan verilen en güçlü antibiyotiğin bile pek faydası olmaz. Kolayca yerine koyabileceğiniz bir balığınız etkilenmişse onu öldürün. Sizin için değerli bir balık etkilenmişse mutlaka ayrı bir tanka alın, ve günde 3-5 defa küçük miktarlarda antibiyotikli bir yem ile besleyin. Antibiyotikli yem bulamıyorsanız Kanamycin veya Erythromycin içeren bir antibiyotiği suda eritin, yemi içinde 10-15 dakika bekletin ve balığa az miktarlarda verin. Hangi tedaviyi uygularsanız uygulayın balığınızın kurtulma şansı çok düşük olacaktır. Karnı delinmiş bir balığı tanktan çıkardığınızda tankın da enfeksiyon kaptığını unutmayın, çünkü bakteriler oradan sızmıştır. Bu durumda tüm balıkları ya öldürün, ya da temiz su dolu yeni bir tanka alın. Eski tankı ve tüm malzemelerini kaynar su ile yıkayın, ve birkaç hafta boş olarak bekletin. Yeni tanka aldığınız balıkları antibiyotikli yem ile besleyin uzun bir süre, ve sık su değiştirin. Tabanda kum varsa çıkartın, filtreleri ve süngerlerini haftada bir kaynar su ile yıkayın. Tabandan her gün su çekin, ve sünger ile silin, ardından süngeri kaynar sudan geçirmeyi unutmayın.

   Tüm bunları yaparken lastik eldiven giymeniz sizin için iyi olur. Balık TB de olsa insanlara bulaşabildiği ispatlanmıştır. İnsanlarda vereme yol açmaz ama açık bir yaranız varsa ya o bölgeye yerleşip yaralar meydana getirir. İç organlara yerleşme ihtimali yüksektir ve ciddi hasarlara yol açabilir. 

Geçmiş olsun, inşaallah burada bahsedilen hastalıklardan değildir.

Saygılar...

Hıcın2006-8-15 14:21:18

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

akarsanÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]1069,3[/B]
Kayıt: 26/05/2006
İl: Bursa
Mesaj: 1436
akarsanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 14:24
Balıklarınızda muhtemelen kabızlık vardır.Haftada bir iki kez sarmısaklı yem verin sarmısaklı yem bağırsakları düzenleyici etkiyede sahiptir geçmiş olsun.Saygılar

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

birhanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 13/06/2006
İl: Edirne
Mesaj: 970
birhanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 14:26

Ispanağı kurutup,ufalayarak ta verebilirsiniz.

Saygılar..


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 14:39

Ali Bey ilk hastalığın belirtilerine Drops ye çok benziyor belirtiler ama en son semptom gözlerin dışarıya fırlayacak bir görünüm alması daha önce bir arkadaşta görmüştüm balıkların hepsi öldü ama benim balıklarımın gözleri çok normal . Benim akvaryumda baska türler de var ama sadece sarı prenseslerde bu belirtiler var..Peki benim balıklarda Dropsi yoksa Flagyl 500mg yi kullanmam bir sorun yaratır mı

 Saygılarımla


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 14:41

Sarımsaklı yemi nasıl verebilirim acaba aydınlatırsanız sevinirim Atakan Bey 

Saygılarımla


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

HıcınÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/04/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 1143
HıcınÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 15:00

Atakan beye sorduğunuz sorunun cevabı:

Sarmısağın suyunu sıkın, günlük vereceğiniz yeme yedirin, ondan sonra balıklarınıza verin. Dikkat edin sarmısağın tanesi suda olmasın.

Bu benim bildiğim kadarıyla genellikle iç parazit tedavisinde kullanılıyor, ancak sarmısak antibiyotik özelliklerde taşıdığından faydalı olabilir. 

Bitkisel yemlemeyi arttırmak da iyi bir öneri, bence bunun için balıklarınızı 1-2- gün aç bırakın (eğer kabız olduklarına inanıyorsanız) ondan sonra bitkisel yemlemeye ağırlık verin.

Sağlıklı balıklar.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ElyodÇevrim Dışı

Kayıt: 26/07/2006
Mesaj: 4
ElyodÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 15 Ağustos 2006 15:35
Haşlanmış ıspanak ile balıklarmı yemleyip kabızlık problemini çözüyorum.Ispanağı haşlayıp balıklarınızın yiyebileceği büyüklükte ufalarsanız ve bir kaç gün aynı kuru uygularsanız sorununuz çözülmüş olur sanırım.(Ispanak 1 numaralı ishal yapıcıdır)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir