Su Deyip Geçmeyin. Seli, yağmuru, madeni... var
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2013 23:24
Bu forumda, zaman zaman, diskus için çeşitli suların kullanılması gündeme geldi ve tartışıldı. Bence suların tamamı üzerinde, toplu olarak bir tartışma yapılması çok faydalı olacaktır.
Ben çeşitlerini yazmakla başlayayım. Siz de bilginizi katarsanız, güzel bir gündem oluşabilir.
Su deyip geçmeyin...
Seli, yağmuru, karı, madeni, sodası, mevyası, kayası, kaynağı, gölü, deresi, denizi, barajı, çeşmesi, kuyusu, ilacı, ateşi, sıcağı, soğuğu, zehirlisi, sihirlisi, osmosu, damacanası, peti, yumuşağı, serti, acısı, tatlısı, tuzlusu, kükürtlüsü, safı ... var.
Bir yanda balıklar bir yanda sular. Ne düşünürsünüz?
Lütfen tartışmayı kişiselleştirmeyelim. Sadece su hakkında sizin düşünceleriniz olsun, mümkünse.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2013 23:58
Çeşmeden akan suyla tankımı dolduruyorum.
M.Tuna 2013-03-10 00:02:52
Bir kaç gün dış filtreden geçiriyorum.
Diskusları ilave ediyorum.
Son dönemlerde sadece hasta ve durumu kötü diskus satın aldığım için iyileşme sürecinde çok etkili olduğunu düşündüğüm hümik asitli su yaratmaya çalışıyorum.
Bunu da Torf kullanarak yapıyorum.
Su hafif sarımtırak oluyor.
Yumurtladıklarında mantarlaşmayı engellediğini düşünüyorum.
Çeşmeden akan suyun yağmur suyundan daha güvenli olduğunu düşünüyorum.
Arıtma cihazlarına güvenemiyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Mart 2013 00:50
Yağmur, kar, osmos ve saf suyu aynı kategoride tutabiliriz diye düşünüyorum. Terkip olarak saf su diyebiliriz. İçinde başka madde yok denebilir. Acaba balıklar için sadece bu sular yeterli olabilir mi?
Bence balıkların yaşayacağı su bu saf su değildir. Balıkların yaşayacakları ortam sudan daha fazlasıdır. İçinde bir yığın şey gerektiği kadar olmalıdır. Yağmur suyu toprağa karışarak, ondan canlıların faydalanacağı maddeleri almalıdır.
O zaman hangi su? sorusu yerinde bir soru olacaktır.
Acaba saf suya bir şeyler katıp, balıklar için uygun bir su ortaya çıkartabilir miyiz? Ne dersiniz?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Mart 2013 01:06
Çeşme suyu kullanıyorum,mehmet abimin dediği gibi balıklar için saf su değil su gereklidir.Zengin bir ortam yaratılmalıki balık rahat edebilsin.Peki ağır metalleri ve zararlı şeyleri nasıl ayırabiliriz?Yada balığa en uygun suyu nasıl bulabiliriz?
Burda işe arıtma cihazları giriyor,ki ben hiç hazzetmem bu makinaları aletleri.İçinde reçine bulunan hertürlü arıtım cihazı balıklar için misal %10luk ,insanlar için %20lik zararlı materyal ve maddeleri süzüyorsa aynı zamanda balık için yararlı olacak olan %30-40lık kültürel ortam ve şeyi de süzüp alıyor.Damacana suyu ise o da yararlı olmamakla birlikte zarar taşıyor,bilmem dikkanizi çekiyormu ama forumda bir kaç konuda gerek cömert abim gerekse bazı kişiler damacana suyu kullanımının zararlı olduğuna dikkat çekmiş.Damacanın plastiğinin salınım yapma durumu risk taşıyor.Kimisi kaliteli kimisi kalitesiz plastik kullanıyor.Bundan 1-1.5 sene önce arabada veya sıcakta kalan pet şişe sularını tüketmeyiniz denmişti,bu salınımdan dolayıdır.Oyüzden damacanada kullanmak pek iyi olmayacaktır.Belediye binasına giderek suyun değerlerini öğrenebilirsiniz ona uygun olarak ph-kh-gh artırıp düşürmeyi yaparsınız.Yağmur suyu konusuna gelirsek ben asla ve asla önermem.Eski yıllarda değiliz,havanın kömürden daha kara olduğu günleri gördük,ne isli tozlu günler gördük(ki ben 15 yaşındayım bu dar süreçte bunlar insanın gözüne batarken sizler aradaki farkı çok daha iyi görmüşsünüzdür).Bu yağmur yağarken iside tozuda kiride içine çekiyor.Bunu test edebilirsiniz örneğin ben bunu bizzat gördüm.Dağ evinde kaldığım dönem yağmur yağdı gittim kovaya dolan suya baktım.Sonra denizlinin en kötü havasına sahip kömür kullanımının hatsafhaya ulaştığı üzerinize is kokusunu bırakabilecek çınara gittim.Oradaki yeni bidona yağmış birinkitiye baktım.İnanın fark vardı ve bu kaplar öyle biri kirli biri temiz değil ikiside pırıldı.Yağmur yağdıkta değişti.Ben güvenemiyorum yağmur sularına en iyisi çeşme sularıdır.Üzerinde birkaç oynamayla istedğiniz duruma geliyor :)
Burda işe arıtma cihazları giriyor,ki ben hiç hazzetmem bu makinaları aletleri.İçinde reçine bulunan hertürlü arıtım cihazı balıklar için misal %10luk ,insanlar için %20lik zararlı materyal ve maddeleri süzüyorsa aynı zamanda balık için yararlı olacak olan %30-40lık kültürel ortam ve şeyi de süzüp alıyor.Damacana suyu ise o da yararlı olmamakla birlikte zarar taşıyor,bilmem dikkanizi çekiyormu ama forumda bir kaç konuda gerek cömert abim gerekse bazı kişiler damacana suyu kullanımının zararlı olduğuna dikkat çekmiş.Damacanın plastiğinin salınım yapma durumu risk taşıyor.Kimisi kaliteli kimisi kalitesiz plastik kullanıyor.Bundan 1-1.5 sene önce arabada veya sıcakta kalan pet şişe sularını tüketmeyiniz denmişti,bu salınımdan dolayıdır.Oyüzden damacanada kullanmak pek iyi olmayacaktır.Belediye binasına giderek suyun değerlerini öğrenebilirsiniz ona uygun olarak ph-kh-gh artırıp düşürmeyi yaparsınız.Yağmur suyu konusuna gelirsek ben asla ve asla önermem.Eski yıllarda değiliz,havanın kömürden daha kara olduğu günleri gördük,ne isli tozlu günler gördük(ki ben 15 yaşındayım bu dar süreçte bunlar insanın gözüne batarken sizler aradaki farkı çok daha iyi görmüşsünüzdür).Bu yağmur yağarken iside tozuda kiride içine çekiyor.Bunu test edebilirsiniz örneğin ben bunu bizzat gördüm.Dağ evinde kaldığım dönem yağmur yağdı gittim kovaya dolan suya baktım.Sonra denizlinin en kötü havasına sahip kömür kullanımının hatsafhaya ulaştığı üzerinize is kokusunu bırakabilecek çınara gittim.Oradaki yeni bidona yağmış birinkitiye baktım.İnanın fark vardı ve bu kaplar öyle biri kirli biri temiz değil ikiside pırıldı.Yağmur yağdıkta değişti.Ben güvenemiyorum yağmur sularına en iyisi çeşme sularıdır.Üzerinde birkaç oynamayla istedğiniz duruma geliyor :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Mart 2013 13:35
Dere, göl, kaynak vb sulsrı da bir grup altında toplayabiliriz. Bu grup doğada içilebilir durumdaki suları oluştururlar. Bulundukları bölgelere göre de içerdiği maddeler farklılıklar gösterir.
Tatlı sular içerdikleri maddelere göre; kireçli su, asidik su, acı su vb adlandırılır. Balıklar açısından tatlı suları bir genelleme yaparak; ser su, yumuşak su ve acı su olarak gruplayabiliriz. Acı sular, ırmakların denize döküldüğü yerler olan haliçlerde bulunur. Bu sularda yaşayan balık olarak aklıma ilk gelen Lepistes'lerdir.
Suyun sertliği ise içerdiği kalsiyuma (Türevleri) göre belirlenir: Belli bir miktarın altında ise yumuşak su, üstünde ise sert su denir.
İçme suyu olarak kullanılan, dere ve göl sularının PH derecesi 6-7 arasındadır. Bölgeler arasında farklılıklar olabilir. İçme suyu olarak, çeşmeden akan su ise; neden klorlu ve neden kireçlidir?
Bu sorunun cevabı halkın içtiği sudan dolayı hastalanmaması içindir. Su dağıtılmadan önce bir takım işlemlere tabi tutulur. İçerisine dezanfektan olarak Klor ve gerekirse Kalsiyum türevleri katılır. Klor ve Kalsiyum türevlerininde kalifikasyon dereceleri vardır. Kimi bölgelerde çeşme suyu kolayca içilir kimi yerlerde zor da olsa içilemez. Bunun nedeni, katılan malzemelerden dolayıdır. Çeşme suyunun bir standartı ve peryodik kontrol işlemleri vardır. Bir de belediyenin maddi gücü ve verdiği önem derecesi suyun durumunu belirler. Sağlıklı su kolay içilmez, kolay içilen de sağlıksızdır demek ne derece doğrudur. Bence her evde UV lambalı, birkaç kartuşlu içme suyu filtreleri olmalı ve çeşme suyu arıtılarak kullanılmalıdır.
Damacana suları hakkında neler söyleyebiliriz, faydası-zararı var mıdır? Neler gözlemlediniz?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2013 02:28
Akvaryuma konulacak suyu hazırlamanın pratik bir yolu, basitçe :
1. Çeşme suyunu al ve filtre et. (Alternatif kaynaklardan su kullanabilirsiniz.)
2. İçindeki dezanfektanları ayrıştır.
3. Balıklara göre suyun sertliğini ayarla.
4. Sudaki nitrit-nitratı azaltacak tedbirler al. (Aşırı yemleme yapmamaya dikkat)
5. Su değişimini zamanında yap.
Bu konularda, deneyim kazanmak; sizi, bir metod sahibi yapar. Sayın M.TUNA aşağıda kendi metodunu, bize anlatmış. Bu seviyeye ulaşmak, oldukça zaman ve emek harcamakla olur. Filtre içinde, aktif karbon da kullandığını düşünüyorum. Torfla da suyu yumuşatıyor. Zaman geçtikçe de su diskuslara daha elverişli hale geliyor olmalı.
[QUOTE=M.Tuna] Çeşmeden akan suyla tankımı dolduruyorum.
Bir kaç gün dış filtreden geçiriyorum.
Diskusları ilave ediyorum.
Son dönemlerde sadece hasta ve durumu kötü diskus satın aldığım için iyileşme sürecinde çok etkili olduğunu düşündüğüm hümik asitli su yaratmaya çalışıyorum.
Bunu da Torf kullanarak yapıyorum.
Su hafif sarımtırak oluyor.
Yumurtladıklarında mantarlaşmayı engellediğini düşünüyorum.
Çeşmeden akan suyun yağmur suyundan daha güvenli olduğunu düşünüyorum.
Arıtma cihazlarına güvenemiyorum.
Bu tecrübeye sahip olduğunuzda, görüldüğü gibi; artık ölçüm cihazı, yumaşatıcı maddeler kullanmanıza gerek kalmamaktadır. Yapacağınız işi bilince, o iş artık gittikçe kolaylaşır.
Değerli ve pratik deneyimlerini paylaştığı için Sayın M.TUNA'ya teşekkür ederim.
Herkese başarılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 31 Mart 2013 00:17
Sizin başlığınızla başlamak istiyorum,dediğiniz gibi bir çok su çeşidi var ve bu sularda yaşayan bir çok canlı var kimi sert kimi yüksek değerlerde yaşıyor ve mutlu bir şekilde soylarını devam ettiriyorlar.
Ayrıca bildiğim kadarıyla çeşmeden akan suda nitrit nitrat olmamalı çünkü arıtma tesislerindeki çökertme havuzlarında nocardia isimli bakteri sayesinde(bakınız nocardia google)nitrit nitrat döngüsü sağlanmakta.
Sizin demek istediğiniz şu mudur:Ben discusu alırım ph 8.5 sertlik 32 yaşatırım ve üretirim,böyle bir becerisi ve tekniği olan bir kişi varsa niçin taylanddan ordan burdan ithal balık geliyor,açaba oradaki çeşme yada yeraltı sularının ph 6,5 gh1-2 olmasıyla bir alakası olabilirmi.
Ayrıca Asya,TÜRKİYENİN de dahil olduğu Avrupa,Amerika nın kaya yapılarını da incelemenizi rica ederim.Çünkü bildiğiniz üzere suların yapısını stabilleştiren en önemli etken suyun aktığı mecradan aldığı materyallerdir.
Hal böyle iken 23 yıl öncesine kadar ANKARADA yaşamış bir birey olarak su değerleri hiç bir zaman ph 7.5 sertlik 8-10 çivarında iken de discus besleniyordu.Ama hiç kimse discus üretemiyordu.(yada ben duymadım 5 yıl uğraşmama rağmen
)
) Ayrıca duyduğuma göre son birkaç yıldır Ankaradaki arıtma sisteminin yenilendiği ve sıklıkla çeşme suyunun kalitesinin yükseldiği ve discus üretildiği; bravo belediyeye,İstanbulda da 23 yıl önce bakırköyde çeşme suyunda ortaokul öğrencisinin discusu üremişti ve olay olmuştu.
Konuya böyle yaklaşınca olaya domestik bakmamak gerektiğini düşünüyorum,zannetmiyorumki hatta eminim Aankarada ne oldu da suyun yapısı değişiverdi bence arıtma sistemi........
Sevgi ve saygılarımla.
Ayrıca bildiğim kadarıyla çeşmeden akan suda nitrit nitrat olmamalı çünkü arıtma tesislerindeki çökertme havuzlarında nocardia isimli bakteri sayesinde(bakınız nocardia google)nitrit nitrat döngüsü sağlanmakta.
Saygı ve sevgilerimle.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 31 Mart 2013 01:21
Mehmet Bey , torf kullanarak amacım suya hümik asit kazandırmak çünkü diskus balıklarımın bu suyu istediğini düşünüyorum.
Bunun dışında karbonu artık kullanmıyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
