Tarçının Afrodizyak Etkisi
Etçil beslenen balıklar için, düzenli canlı yem vermek zaten normalde yapılması gerekenler arasındadır. Etcil veya otcul balıkların besin ihtiyaçlarını karşılayarak üreyebildiklerini iddia ediyorsunuz, akvaryumda üretimi yapılamamış türler bu sınıfın dışında kalıyor. Sizce neden? Toplumumuzda düşünmeye ve yeniliklere ön yargıyla bakılıyor buna anlam verebilmiş değilim. Bir kaç olumusuz sonuç alınmış olabilir ki bu durum gayet normaldir. Hatalardan dolayısı ile kaynaklandığını bilsem de her bir olumsuz sonuç bize fikir verebilir. Buluşlar ve icatlar gökten zembille iner gibi ilk halleriyle günümüze ulaşmadılar. Bir buluş yapılmadan önce defalarca hayal kırıklığı yaşanır. Bulunduğunda en uygun model ve halini alana kadar geliştirilir. Peki nasıl ? Bazen bilinçli deneylerle, bazen tamamiyle deneme-yanılma yöntemleriyle... Her ne olursa olsun ''Hiç bir zafere çiçekli yollardan gidilmez'' (La Fontanie).
Ampulün icadını anlatan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum;
EDİSON AMPULÜ NASIL İCAT ETTİ
Edison bir dinleme gezisi sırasında metal fabrikatörü ve Amerika dinamo makinesinin imalatçısı Willam Wallace tarafından yaptığı yeni elektrik lambasını gözden geçirmeye davet edildi. Tahta çerçeveyle hareket eden iki koldan ibaret basit cihazın karşısına grafit plaka iliştirilmişti. Her iki plakayı birleştiren elektrik akımı ve mavi ışık yayı gibi görünüyordu.Gözleri kamaştıran bu alev, grafit plakaları çabucak eritiveriyordu.
Edison bu sahneyi konuşmadan seyrediyordu. Elektrik ışığı! Cidden büyük fikirdi bu! İnsanlık öteden beri geceyi gündüze çevirmeye uğraşmış; bunun için mum,yağ ve nihayet 19.yüzyılın başından beri hava gazı kullanmıştı.Madem ki bilim insanlığa elektriği hediye etmişti.Elektriğin ideal bir enerji kaynağı olduğu meydandaydı. Fakat Wallece metodu Edisona doğru bir yol görünmüyordu. Yanındakilere döndü ve zannedersem ben daha iyisini yaparım dedi.
Edison'un 40-50 iş arkadaşıyla işe koyulma tarzı, bilim araştırmaları tarihinde eşsizdir.Ara vermeden çalışıyorlardı.Atölyede yapılan ufak cam ampullerin içerisindeki hava,elektrik akımının kızgın hale getireceği maddenin yanmasına engel olmak için boşaltıyordu. Fakat esas mesele bu maddenin ne olacağı konusundaydı.Kimi maddeler çok az dayanabiliyor, kimileri çok pahalıya mal oluyordu. Halbuki Edison öylesine ucuz bir lamba yapmak istiyordu ki,herkes alıp evine takabilsin.Kömürleştirme işleminden geçmiş mukavva, hindistan cevizi kabuğu, mantar, hatta laboratuarı gezmeye gelen bir misafirin kızıl sakalından bir iki tel bile denendi.
Durmadan çalışmak yüzünden Edisonun gözleri yanıyor, dayanılmaz sancılar veriyordu. Ama o bunları kimseye söylemiyor, sadece hatıra defterine kaydediyordu.
Peşpeşe deneylerin sürdüğü bir gün asistanı artık bu işten vazgeçsek! deyiverdi.
Edison; - Ne için? Asistan; - Çünkü şu ana kadar iki bin deney yaptık ve hiçbir sonuç alamadık!
Edison hemen itiraz etti;
Bu doğru değil...Evet, amacımıza ulaşamadık ama hiçbir netice elde edemediğimiz doğru değildir.Çünkü aradığımız şeyin, yaptığımız bu iki bin deney içinde bulunmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.
1879 Kasımında Edison bir gece yazı masasının başına oturmuş, sönük bir puroyu emerek ne yapacağını düşünüyordu. Dalgın dalgın ceketinin düğmelerinden birini çevirirken düğme koptu.Üstünden bir iplik parçası sarkıyordu.Birden yerinden fırladı, laboratuara geçti ve teknisyenlerine iplik parçasını gösterdi. - Böylesini acaba ceyran nakledici olarak kullandık mı hiç? Demek kullanmadık! Öyleyse gidin bir yumak ip alın,ufak parçalar halinde kesin, kömürleştirin ve lambalarınızı takın.
Asistanları sonuç ummamakla beraber hemen dediğini yaptılar.Edisonun bu fikri, bu sahadaki çalışmalarından vazgeçmeden önce başvurulacak son çare olarak görülüyordu.
Kömürleştirilen iplikler her seferinde kırılmasına rağmen bu hassas ipliklerden biri kırılmadan lambaların birine takılabildi.Lambanın havası hemen boşaltıldı.Lambaya elektrik verildiğinde iplik kızdı ve tatlı sarı bir ışık meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığı meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığa büyülenmiş gibi bakıyorlar.Acaba ne kadar sürecekti?Ampul saatlerce sönmedi.Süren çalışmalar sonunda elektrik santrali yapmak, 900 binada elektrik şebekesi kurmak,binlerce sayaç yerleştirmek,duylarıyla beraber 14.000 ampul yapmak gerekti.
4 eylül 1882 de meşhur mucidin bir işareti üzerine akım verildiği zaman, bütün mahallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik hallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik ampulü yandı ve etrafa parlak, tatlı ışıklar saçılmaya başladı.
Edison devrinin en büyük meraklısı ilan edildi.Herkes sadece lambaları değil,onu da görebilmek için akın etti. Edisonu tanımayan kimse kalmadı...
Tam 2000 başarısız deney ve buna rağmen gösterilen azim... Ben Edison olmayabilirim, uğraşımda ampülün icadı kadar önemli olmayabilr. Fakat her ne olursa olsun 6 yaşımdan beri bıkmadan usanmadan ilgilendiğim bu hobi adına bir yeni basamak görüyorum önümde.. Ve ben onca gözlem yapmışken sonuçları görüyor biliyorken bütün uğraşlarımı çöpe atamam. İsteyen kulak tıkasın karşı çıksın bunlar benim için önemli değil. Ben yine uğraşımı sürdürmeye devam edeceğim. Saygılar.
[/QUOTE]
1.si
Akvaryum balıklarıyla, Akkor flamanlı Ampülleri aynı mantıkla yorumlamanız, gerçekten üzücü, kullandığınız baharat farklı akvaryumlarda farklı balıklarda faklı sonuçlar doğurabiliyor, yukardaki yorumları , dikkatle okumuyorsunuz sanırım,neden hala bu baharatı balık üretimi inanılmaz olumlu etkileri olan bir sihirli deynek miş gibi lanse etmeye çalışıyorsunuz? onu anlamıyorum.
2.si
Böyle deneme yanılma yoluyla birşeylere ulaşıcaksanız,size tavsiyem karabiberi, acı biberi , sivri biberi olmadı dolmalık biberi de deneyin bakalım ne olucak?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
kesinlikle katılıyorum, deneme yanılma derken zaten easas konuyu açan arkadaşşın edison vari yorumlarıyla ilgili sadece ironi yapmak istemişdim.
Sonuçta bu canlıları bu sitedeki yirmibini aşan her üye eminim hayatındaki birçok canlıdan çok sevmektedir, ve inanıyorumki kimse bu konuda kötü niyetli değildir, ama ortaya bir gözlem yada deneyim artık adına ne derseniz deyin koyduğumuzda, aynı konuyla ilgili başkalarının gözlemlerinede saygı göstermeliyiz ki hobi konusunda biyerlere varalım...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
kesinlikle katılıyorum, deneme yanılma derken zaten easas konuyu açan arkadaşşın edison vari yorumlarıyla ilgili sadece ironi yapmak istemişdim.
Sonuçta bu canlıları bu sitedeki yirmibini aşan her üye eminim hayatındaki birçok canlıdan çok sevmektedir, ve inanıyorumki kimse bu konuda kötü niyetli değildir, ama ortaya bir gözlem yada deneyim artık adına ne derseniz deyin koyduğumuzda, aynı konuyla ilgili başkalarının gözlemlerinede saygı göstermeliyiz ki hobi konusunda biyerlere varalım...
[/QUOTE]
Akvaryum balıkları için ilaç üreten şirketler mesela Sera bu ilaçları nasıl bulmuştur seraya formül ilacın formülü gökten zembille inmediğine göre Serada bu ilaçları deneme ile bulmuş olmalı.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
1.si
Akvaryum balıklarıyla, Akkor flamanlı Ampülleri aynı mantıkla yorumlamanız, gerçekten üzücü, kullandığınız baharat farklı akvaryumlarda farklı balıklarda faklı sonuçlar doğurabiliyor, yukardaki yorumları , dikkatle okumuyorsunuz sanırım,neden hala bu baharatı balık üretimi inanılmaz olumlu etkileri olan bir sihirli deynek miş gibi lanse etmeye çalışıyorsunuz? onu anlamıyorum.
2.si
Böyle deneme yanılma yoluyla birşeylere ulaşıcaksanız,size tavsiyem karabiberi, acı biberi , sivri biberi olmadı dolmalık biberi de deneyin bakalım ne olucak?
[/QUOTE]
Merhaba, sizin çıkardığınız anlam tamamiyle bakış açısıyla ilgili. Ampullerle balıkları bağdaştırmadım, vurgulamak istediğim şey; kararlılık, inanç, uğraş, deney, gözlem... Tarçını sihirli değnek gibi de lanse etmedim aksine tek başına yeterli olmayacağını sonucun tamamiyle şartlarla ilgili olduğunu defalarca yazdım. Sanırım konuyu baştan sona okumadınız ya da sadece olumsuz mesajları görmek istediniz. Bakın siz alaycı tavırla yazmışsınız ben yine de dikkatlice yazmaya devam ediyorum. Benim bu yaptığım nasrettin hocanın göle maya çalmasına benzemiyor. Elime her geçeni akvaryuma atıyor da değilim. Tam 16 yıldır balık besliyorum ve bugüne dek benim akvaryumumda 19 balık ölmüştür. Bunlardan 10 tanesi misafir çocukları yüzünden topluca, 5 tanesi normal şekilde diğer 4 tanesi akvaryumdan zıplayarak öldü. Onca yıl içinde yetiştirdiğim yüzlerde yavru içinden 19 balığın ölmesi tahmin ettiğinizden de başarılı değil mi? Bana balık katliamcısı muamelesi yapmanızı asla kabul etmem. Ve tanklarımı gördüğünüzde sırf yüzünüzdeki o şaşkın ifadeyi görmek için sizi evime davet etmek isterdim.
[QUOTE=betta13] [QUOTE=kaos402]Deneme yanılma yönteminden bahsetmişssiniz ama bu yötemin ucunda canlı hayatı yatığını hatırlatmak isterim.Canlı söektöründeki firmalar yeteri kadar bu çalışmaları yapmakta.Kısacası Amerika kıtası varsa bunu birdaha keşif etmenin anlamı yok bence.Elinizde kullanılan maddeler üzerine oterite sahibi( doktorlar,botanistler,pharmakoknaloglar) tarafından bir makale,araştırma olmadan denemesi taraftarı değilim.Bu benim görüşüm,sizinkinede sonuna kadar saygı duyuyorum.[/QUOTE]
kesinlikle katılıyorum, deneme yanılma derken zaten easas konuyu açan arkadaşşın edison vari yorumlarıyla ilgili sadece ironi yapmak istemişdim.
Sonuçta bu canlıları bu sitedeki yirmibini aşan her üye eminim hayatındaki birçok canlıdan çok sevmektedir, ve inanıyorumki kimse bu konuda kötü niyetli değildir, ama ortaya bir gözlem yada deneyim artık adına ne derseniz deyin koyduğumuzda, aynı konuyla ilgili başkalarının gözlemlerinede saygı göstermeliyiz ki hobi konusunda biyerlere varalım...
[/QUOTE]
Burda kendinizle çelişiyorsunuz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
dr.aqua Arkadaşımızın yaptığı çalışma gayet başarılı buldum. Ben denedim başaramadım. Olabilir deneysel hatalar vardır çoğu zaman. Arkadaşımız konuyu başından sonuna kadar herşeyi detaylı bir şekilde anlatmış.
Ben yaptığım deneyler sonucunda bunları keşfettim. Bu olumlu veya olumsuz sonuçlar çıktı şeklinde. Akvaryumunda hastalık bulunmayan kendine güvenen arkadaşlar bunu kendi akvaryumlarında uygulayabilirler, şeklinde ifade etmiş.
Biliyorumki çoğu arkadaş bu konuyu ilk olarak açınca çok şaşırmışlardır. Acaba bende denesem mi?
ya başarılı olursa balıklar yavru alırsa çok güzel olacak şeklinde hayaler kurmaya başlamışlardır.
Fakat bazı işler herzaman yolunda gitmeyebilir.
Hiçbirinizin birbirini suçlama yargılama hakkıda yoktur. isteyen dener istemeyen denemez. Bu kadar BASİT birşey...
Saygılar!
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
"DOZ"Bu sihirli kelimeyi anlamak çok önemli.Milyonlarca şarta bağlı bir değişkenlik yumağı doğal mucize olan yaşamlara birşeyler ilave etmek her zaman risk taşır.Bunlar tamamen deneysel çalışmalardır.Sadece ve sadece isteyenler bunu kullanabilir.Kimseye dayatılmamıştır.Kötü ya da iyi sonuçlanan her şey kullanıcının sorumluluğundadır.Bu kadar sert eleştirmeye gerek yok.Kimse hangi şartta uygularsanız uygulayın sonuçları olumlu olur dememiştir.Diğer şartlar optimum olduğunda bunu kullanmak üremeyi hızlandırıcı etki yapabilir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Tarçın uygulaması çay ve meyan kökü kullanımına dair konular içerisinde ortaya çıkmıştır. Ama kendisine ait bir konu olması ve o konuda değerlendirilmesi gereksinimi vardı. Bu yönlendirmeyi yapınca Ümit (Dr. Aqua) konuyu açtı ve ilgilenen bir çok kişi de denedi. Öncesinde de varolan bir takım uyarılar vardı. Aşağıdaki linkte bahsettiğim genel uyarılar bulunmaktadır.
http://www.akvaryum.com/Forum/sifali_bitkiler_envanteri_ve_kullanim_uya_k373447.asp
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bu arada aklıma başka birşey geldi. Tarçın kullanımında litreye göre doz ayarlarken, akvaryumun içindeki net su hacmine göre değilde sadece cam uzunluk ölçülerine göre hesaplayanlar olabilir. Bu yanlış Akvaryumun içindeki kum, kaya, v.b. gibi hacim kaplayan cisimleri göz ardı etmeden litre hesabı yapmayı unutmayalım. Ayrıca tarçın kullanırken kaşığı kökleyerek değil silme tabir edilen biçimde kullanmak gerkiyor. Yani kaşığın üzerinde yükseklik oluşmamalı. Bu önemli uyarıyı tekrarlamak istedim.
Aydın bey, size tekrar teşekkür ediyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bu konuda deneyim sahibi olduğumu düşünüyorum. Bazı arkadaşlar canlılar üzerinde yapılan denemelerin ne kadar kötü birşey olduğundan bahsediyor. Bu konuda eleştirilerde bulunan bazı arkadaşlarımızda bir şekilde sağlıkla ilgililer.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir