Türkiye de ilk cichlid besleyenler
Bu başlığı açma sebebim türkiyeye cichlid in ilk geldiği zamanlarda besleyen arkadaşların fikirleri ve bu gün nelerin değiştiği hakkındaki görüşleri.Ben ilk cichlid beslemeye 1994 senesinde başladım.Auratos ve sarı prensesi eş olarak satın almıştım daha dogrusu öyle satmışlardı.Bunda akvaryumcunun günahı oldugunu zannetmiyorum.Ona da bu balığın dişisi sarı olur demişler.O zamanlar internet yoktu şimdi yeni başlayanlar çok şanslı bu konuda.Sene 1998 Frontosada yumurta gördük ve dehşete kapıldık olamaz dı böyle birşey 90 metrede yaşayan bir balık 150lt lik bir akvaryumda agzına yumurta alsın internetin 56 kb bağlantı hızında hemen araştırmaya başladık ingilizce tabi nanay ama anladığımız kadarıyla 1 tonluk tanklarda yavru alınabiliyormuş.Ama şimdi uygun şartlar sağlanırsa çogu balıktan yavru alınabilceğini biliyoruz.1998 3 adet black calvus alıyorum.Ama calvus nedir bilmiyorum tipi hoşuma gittiği için aldım.Karşılığında 600 adet kılıçkuyruk ve camgöz verdim.tabii bu arada sarı prenseler ahlilerden yunuslardan yavru alıyorum.Yeri de gelmişken söylemeden geçemicem şimdi sarıprensesten çok yavru alıyorum diye nerdeyse şikayetçi konumunda arkadaşlar var.sarıprenses Türkiyede yayılması çok kolay diildi benimle aynı tarihlerde beslemeye başlayan arkadaşlar bilirler nerdeyse bir işçinin yarı maaşı kadardı fiyatı.Bu gün çok daha kolay.Artık sadece balıkta diil genelde çoğu şeyde çok çabuk tüketen konumunda olduk.Cichlid balığının yerine alışması bile 1 ay kendini göstermesine fırsat vermek lazım....
Herkese sağlıkla ve sağlıklı balıklar beslemesi dileğiyle iyiki akvaryum com gibi siteler var.Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Amcam uzun süre japon, pirana ve pangasus besledi. Tabi ayrı ayrı akvaryumlarda. O zamanlar haftada bir akvaryum,kum ve ekipmanları baştan aşağıya yıkar, musluk suyuna atardı balıkları :) Konya Kuluda olduğumuzdan balık almaya Ankara gelirdi. O zamanlar cikletler yoktu yada çok pahalıydı. Nefret etmişti tüm herkes balıklardan amcan sayesinde. Evi yosun yosun kokardı. Hele yeşil bir iç filtresi vardı nasıl ses yapardı anlatamam....
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Şenol Bey gerçekten güzel bir konu açmışsınız.
Nerdeeen neriyeee..... ;)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Çok geçmeden bu balıklardan Akvaryumcular çarşısına da düştü. Beyazlarından ve çizgililerinden 3-4 adet aldım ve 60cm'lik akvaryumumda beslemeye başladım. İlk eş tutan çifti elde tuttum ve kalanlarını mahalle arkadaşlarına verdim. Bir süre keyifle baktığımı hatırlıyorum.
Gene 80'li yılların ilk yarısında, Kızılay'da bir Oral Akvaryum vardı. Bir gösterim akvaryumunda 2-3 astronotu olduğunu hatırlıyorum. Üzerinde de bir yazı; "Akvaryuma elinizi sokmayın. Parmaklarınızı koparır!".
İlk mücevherleri ise zebralardan 2-3 yıl sonra gördüm. Kıpkırmızı bir balık ve üzeri yaz gecesi mehtabı nın yıldızları gibi pırıldayan mavi simlerle kaplı. Rüya gibi bir balıktı.
O zamanlar balıklarla ilgili az sayıda kitap/kaynak vardı ve Altınköprü'nün olabilir cichlidlerle ilgili de bir küçük kitapçık vardı. Saman kağıdına siyah beyaz olan bu kitabın orta yerinde yağlı kağıda birkaç renkli sayfa fotoğraf vardı ki; sabah akşam seyretmelik. Bu kitaplar ayrı türler için ayrı kitapçıklar halindeydi ve hepsini alıp o zamanların alışkanlığı üzerine güzelce de ciltletmiştim. Halen her ne kadar içi dışı demode olsa da, bütün yerli yabancı güzel kitap arasında güzide yerini korur. Afrika cichlidlerini ilk olarak bu kitaplarda gördüm ve bu rüya balıklar 80lerin sonlarında gelmeye başladı. İlk auratus'u posta çaddesinin altında şimdilerde bir büyük alışveriş merkezine çevrilmiş olan bir pasaj içindeki bir akvaryumcuda görmüştüm. Ayrıca Ulus akvaryumcular çarşısı o zamanlar altın çağını yaşıyordu. Neredeyse, bugün tanıdığımız bildiğimiz balık çeşidinin tamamı bir sergi halinde orada bulunabilirdi. Hatta fazlası. Haliyle gelen il yunuslar, prensesler, crabrolar, imparatorlar orada arzı endam etti. Hatta bazı Victoria cichlidleri de (ki sonradan bunları bir daha göremedim).
İlk frontozaları ise 93-94 yıllarında gördüm Ankara'da. Oldukça az sayıda ve el yakan fiyatlarla. İlk frontoza yavrularını ise 95 yılında aldığımı hatırlıyorum. Bir servet karşılığı.
Yeri gelmişken muhterem Kamil Bey'i anmadan geçemeyeceğim. Tunalı'da SUN Aqua Tropic diye bir yeri vardı ve o da oldukça seçkin balıklar getirirdi. Çok güzel Afrikalı ve Amerikanlara ilgisi vardı.
Dolayısı ile her dönemin yeni gelen balığına ilgi duydum, baktım besledim.
Bu arada bir çok seçkin akvaryumcu gördüm, tanıdım, tarih oldular. Ulus'takiler, Kızılay'dakiler, Bahçeli'dekiler, Hatta Balgat'takiler (Aqualogy ilk bildiğim ithalatçı/toptancıydı ve orayı ziyaret etmek çok büyük keyifti.
Her neyse biraz uzattım gibi oldu. Muhtemelen İstanbul bu tarihçeyi 3-5 yıl erken yaşadı ama ben Ankara'da bu akışla tanık oldum cichlid merakına.
Güzel balıklardı.
Ciclidler 8-9 yıl geride kaldı artık.
Saygılar, sevgiler...
DÜZELTME İLANI:
Bu arada "servet" Bey'in özel mesajı ile bir düzeltme yapmak icabetti. Kent Akvaryumun Sahibinin Adı Ünal OZAN'dı. Aradan geçen zaman bazen insanı yanıltıyor. Ben bu ilginç kişiliğin ağabey'i Sami Oralozan Hoca'dan ders almıştım. Soyadları neden farklı bilmiyorum ama oradan olsa gerek akvaryumcunun adını Ozan olarak yazdım gitti sanırım yazma akışı içinde. Bu renkli akvaryum profesyoneli kişilik artık hayatta değil. Hazin bir sonu oldu. Allah rahmet eylesin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir