Vaz mı geçsem?
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 15:58
Herkese merhabalar,
Uzun zamandan beri bu forumu takip ediyorum ve burada yazılanlardan gerçekten çok şey öğrendim. Bu nedenle foruma tecrübelerini aktarıp, benim gibi hobiye yeni başlayanlara yol gösteren, faydalı bilgiler sunan herkese teşekkür etmek istiyorum.
Benim bu başlıkta yazacaklarım oldukça uzun. Hevesimin neden bu denli kırıldığını anlatabilmek açısından baştan sona herşeyi yazmak istiyorum. Umarım sizleri çok fazla sıkmam.
yıllar yıllar önce...
Rahmetli babamın hayvanlara olan sevgisi nedeniyle bu hobiyle çok küçük yaşlarda tanıştım. Malmunuz o yıllarda çok az kişinin evinde bilgisayar vardı.(efsanevi commodore64, daha amiga500 ler piyasada bile yok!) Bilgiye ulaşmanın zor olduğu bir dönemde, babamın her dediğinin doğru olduğu yaşlarda ondan ne öğrendiysem uzun bir zamana kadar onu doğru bildim. O yıllarda güzel bir canlı doğuran akvaryumumuz vardı. Daha sonra babamın tayini nedeniyle akvaryum hobim geçen seneye kadar rafa kaldırıldı. Belki ekonomik sebepler, belki bana o hobiyi tekrar yaşatacak çevre/ortam olmadığı için de uzun bir süre rafta kaldı.
geçen sene...
Geçen sene doğum günümde arkadaşımın hediye ettiği betta (nam-ı diğer Hayri) ile tekrar bu hobiye dönmüş oldum. İnternette bu balıkla ilgili yapmış olduğum araştırmalarda, bildiklerimin ne kadar yanlış ve yetersiz, bu hobinin ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu gördüm. Okuduğum her kelime beni biraz daha ileriye götürmekle beraber bende daha büyük heveslerin de oluşmasına sebep oldu ve ne olduysa bundan sonra başladı.
geçen sene kasım ayı...
Hayri yeni evine çoktan taşınmıştı, hatta bir eşi bile vardı. Hayriye:) Ölümlerden döndü. Akvaryumcuların yaşamaz dediği balığım hayattaydı. Gayet mutlu ve neşeli bir şekilde. Ama o ufak akvaryum yetmedi gittim bir tane de büyük akvaryum aldım. 100x50x50 boyutlarında. Hiç hesapta yokken birden oldu. Eşim mırın kırın etti ama o da sonradan çok sevdi. Hatrı sayılır bir harcama yaptım bir anda. Zaten hobicilerin en çok para harcadığı dönemde olduğumu sonradan öğrendim (acemilik dönemi)
her şey hazır haydi kuralım...
Akvaryumum, malzemelerim, bitkilerim...Kısacası balıklarım hariç herşey salonun ortasındaydı. Yakın ve aynı zamanda veteriner arkadaşım Mahmut ile beraber gecenin bir yarısına kadar uğraştık. Kurulum bitti...Biz de bitmiştik ama değdi. Güzel oldu be!
biraz beklemek lazım ki su dinlensin, su değerleri otursun...
Eveeet..Su düzenleyicilerimizi ekledik. Bitkiler için gübre de verdiler. Onları zaten toprağa gömmüştük. Arada sırada sıvı da ekliyoruz. Al dediler aldık işte. Bilirsiniz esnaf-müşteri ilişkisi. Sözde birşeyler biliyoruz ya. Su bir hafta kadar dinlendi. Herşey yolunda gidiyor. Balıkların ekleneceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Ama o da ne? Akvaryumdaki davetsiz misafirler. Yoksa, yoksa bunlar salyangoz mu? Ama ben salyangoz almamıştım ki. Nereden geldi şimdi bunlar? Birisi bana şaka mı yapıyor? İnternet, forumlar! İyi ki varsın. Sizler iyi ki varsınız! Galiba bitkiler ile beraber geldi bu misafirler. (Aklıma Arena'da seyrettiğim, muz ile gelen böcekler geldi. Meşhurdu bir ara Okan Bayülgen' e bile uzun süre malzeme olmuştu.) Şimdi ne yapmalıyım? Kontrol altına almam lazım. Akvaryumcuma sordum, okudum. İlaç kullanırsam yumurtalardan kurtulamayacağımı söyledi akvaryumcu. Sadece "canlı salyangozlar ölür yumurtalardan yenileri çıkmaya devam eder" dedi. İnternette bir yazıda, bakır sülfat kullanılmasının en etkili çözüm olduğu yazıyordu. Öyle yaptım. Yapmaz olaydım. Nedenini bilmiyorum ama bütün beyaz çakıl taşlarım, midye kabukarı, dekor olarak ne varsa herşey masmavi oldu. Belki de oranı çok kaçırdım dedim. Acemiliğime verdim olayı ama kullandığım malzeme ve miktarı aynen okuduğum bigiydi. Dekoru çıkardım akvaryumdan 3-4 kere tuzlu su ile kaynattım ama çıkmadı tamamen mavi renk. Olsun...Daha işin başındayım olur böyle şeyler.
salyangoz zararlısı bir daha gelmez inşallah...
Dekor temizlendi mümkün mertebe. Çakıl taşlarım mavi. Akvaryumdaki bitkileri söküp iyice temizledim herşeyi. Bitkilerden arada mefta olanlar oldu. Ayıkladım. İnce kum ve çakıllar birbirine girdi. Panayır yeri akvaryumu içi. Nerede o ilk kurulum. Olsun salyangoz gitti ya.Yeter. Yeni su, tekrar yeni su düzenleyiciler. Arada o kimyasallara verilen paralar. Para ile geri alınması mümkün olmayan zaman, emek.
su hala dinleniyor...
Akvaryumu alalı neredeyse bir ay oldu. Suyu dinlendiremedik hala. Okumaya devam. Bitkiler çürümeye başladı, köklerinden çıkıp çıkıp akvaryumun içinde geziniyorlar. Kum az geldi. Biraz ince kum alıp tabana sereyim biraz da çakıl taşı beyazından. Tekrar kurdum herşeyi baştan. Moraller sıfır. Bir yazı yazdım buna benzer ama yollamadım foruma. Hata bendedir dedim. Kirletmeyelim boş yere ortalığı dedim. Son sürat yeni bilgiler ekleniyor dağarcığa ama öğrenecek ne de çok şey varmış. Her geçen gün bitkiler çürüyor. CO2 lazımmış. Hmmm basit bir düzenek. Maya vs vs.. Onu da ekledim sisteme. Nafile. Bitkilerim çürüdü bile. Bir iki tane sağlam kaldı onları da ben attım. Üzüntü ile karışık "illallah" durumu.
bitkiler olmasa da olur...
Canlı doğuran beslerim diyordum. Vazgeçtim malawi besleyeceğim. Ohh ne güzel bitki olmasa daha iyi hem. Olan paralara oldu ama sağlık olsun.(bütün o bitkilere kimyasalları ile beraber 200 YTL den fazla para vermiştim.) Akvaryumu bi daha temizleyelim. Bir iki kaya vs eklemesi...Bitkisiz ama olsun. Hala güzel. Su yine dinlenmede. Neredeyse 2 ay olacak...
yaşasın balıklarım geldi...
17 malawi 4 çöpçü. Ertesi gün 17 malawi. Haydaaa nerde bu çöpçüler? Ceset bile yok ortada. İnternet! Çöpçü olmasa iyi olur diyor. Yazık oldu çöpçülere. Neyse balıklar iyi görünüyor. Rengarenk malawi yavruları...Gerçi bir ayda 7 tanesi öldü. Cehalet. Sanırım su değerleri tam oturmadı. Belki de balıklar çok sağlıklıydı(!) benim ortama uyum sağlayamadılar.
balıklar yem yiyemiyor...
Malawiler; suyun ortasından ve dipten yem yer. Sera CD bilgisi. Sera ya teşekkürler bu arada kitapçıklar ve CD için. Yemleri atıyorum. Bir süre sonra dipteler ama zemin uygun değil. Çakıl ile karışık ince kum. Buyur burdan
yak. Okumaya devam. Malawi ler kum ile oynamayı sever. ..Yemler çakılların arasında, suyun dibi her geçen gün kirleniyor, balıklar aç. Çözüm basit: İnce kum alınacak. Neyse yılbaşı tatilinden önce aldım yıkadım. Kumu
değiştirmeyi dönüşte halederim artık.
tatil dönüşü...
Akvaryum mevcudu tamam. Eksik yok. Otomatik yem makinası görevini yapmış. Para boşa gitmemiş. Güzel! Zemin değişikliği için ödünç bir akvaryum lazım. Malum herşeyi indirip yerine yeni kumu yerleştirme vakti. (50 kg kadar çıkar 50 kg kadar yerine koy) Ödünç akvaryum bulmak zor olmadı. Mavi-Yeşil (Kazım Bey-Ramazan Bey) sağolsunlar. Balıklar geçici çadırdalar. 2 Gün süren değişim 2 gün suyu dinlendirme 4 gün. Bir sarı prenses daha aramızdan ayrıldı...
nihayet bitti...
Herşey olması gerektiği gibi. Zemin; ince kum, kayalardan hazırlanan dekor. Arada akvaryumcunun hiç bahsetmediği grolux ile mavi renk sera flouresanlar da eklendi. (Önemli not: burada akvaryumcu diye bahsettiğim şahısların, isim verdiğim mavi-yeşil ile alakası yoktur. Tam aksine mavi-yeşil bana çok yararlı bilgiler vermiştir.) Balıklar artık ölmüyor. Kalan sağlar bizimdir. Oldukça sağlıklılar. Kumla da oynamaya başladılar.
nisan sonu...
Herşey çok güzel gidiyor ama bir sorun var. Evi taşımamız gerek. Balıklarım ne olacak? Onca emek harcayıp oturttuğum akvaryum? Neyse zaten balılarım karman çorman malawi lerdi. Büyüdükçe kavgalar da başlamıştı. Kimse demedi ki balıkları alırken; "tek tür beslersen daha iyi olur" diye. Balıkları verelim yerine damızlık S.P. alalım.
taşındık...
Evi taşıdık. Akvaryum 2 hafta boş kaldı. Kurdum tekrar. Kayalar biraz keskin yüzeyliydi. Hadi dedim daha yuvarlak hatlılardan alayım. Bilgilerim her geçen gün artıyor. Kurdum su düzenleyiciyi ekledim her ihtimale karşı. Su yine dinlendi. 2 adet damızlık S.P. geldi önce (1e1d) 3 gün kadar sonra da 5 tane daha (1e4d) 7 balığım var 2e5d olmak üzere.
sorunlar devam ediyor...
15 gün oldu onları akvaryuma koyalı ama aşırı ürkeklik hali devam ediyor. İlk koyduğum 2 sini mavi-yeşil den aldım. Dişinin ağzında yavru varmış ilk geldiğinde. Akvaryum kurulu olmadığı için onu hemen ordan gidip alamadım 3-4 gün orada kaldı. Ama aldığımda yavrular yok olmuşlardı. Ayrı biryerde durmasına rağmen ağzında hiç yavru yoktu. Bu ikisi akvaryuma koyulduklarında çok ürkektiler. 3-4 gün böyle sürdü gitti. Geri kalan 5 tanesini forumdan aldım. Oldukça doğurgan ve insana alışkın olduğunu söyledi aldığım ağabeyim. İlk gelen 2 balığın ürkekliğinden ona da bahsettim. Bu balıkları (ondan aldığım 5 adeti) eklediğim zaman onlardaki ürkekliğin bunlar sayesinde geçeceğini söyledi ama birşeyler oldu ve bütün balıklar aşırı ürkek. Odaya girince kayaların, filtrenin arkasına, girilebilecek herşeyin arkasına gidiyorlar. Azar azar yem vermeye başlıyorum biraz piyasaya çıkıyorlar ürkerek ama en ufak hareketimde son sürat tekrar kaçışıyorlar. Aşırı bir panik hali var. Bu durum beni çok üzüyor. Balıklar ilk geldiği 2 gün ortama alışsınlar diye akvaryumun etrafını örtü ile kapattım. Çok az yem verdim. Işıkları hala açmıyorum ürkmesinler diye ama nafile ne yapsam olmuyor. Evde gündüz kimse yok. Bu nedenle bütün gün evin içi onlar için çok sakin. Akşam bir anda beni görünce rahatsız mı oluyorlar acaba? Forumda balıkları 3 gün aç bırakarak onları kendisine alıştıran bir arkadaş gibi 2 gün aç bıraktım. Yine aynı yine aynı. Ne yapacağımı bilemiyorum. Geçen gün 5 adet balığı aldığım ağabeyim; "ne oldu yavru var mı ağızlarında" diye sorunca hem çok şaşırdım hem de çok üzüldüm. Ben de bir eksiklik var ama bulamıyorum. 15 gün yeterli bir süre değil mi ortama
alışmaları için? Eğer bir müddet daha bu durum devam ederse bu işten vazgeçeceğim sanırım. Kasım ayından beri sürekli bir telaş, eziyet ve maliyet ile uğraşıyorum. Lütfen bana konu ile ilgili yardımcı olur musunuz?
Yardımınıza çok ihtiyacım var. Bu ürkeklik nasıl ve ne zaman geçer?
Yazımı buraya kadar okuyup zahmet gösteren herkese çok teşekkür ederim. Sağlıklı balıklar. Saygılarımla...
Akvaryumum:
100x50x50
Eheim 2215
2000 lt/saat iç filtre (timer a bağladım gün içerisinde 30 dk çalışıp 1 saat duruyor. Çok akıntı yaptığı için böyle yaptım bilmem doğru mu?)
Işıklandırmayı henüz açmıyorum.
Ph gibi su değerlerini henüz ölçmedim. Artık cebimde ona verecek param da kalmadı :(
Sabah ve akşam az yem veriyorum.
Uzun zamandan beri bu forumu takip ediyorum ve burada yazılanlardan gerçekten çok şey öğrendim. Bu nedenle foruma tecrübelerini aktarıp, benim gibi hobiye yeni başlayanlara yol gösteren, faydalı bilgiler sunan herkese teşekkür etmek istiyorum.
Benim bu başlıkta yazacaklarım oldukça uzun. Hevesimin neden bu denli kırıldığını anlatabilmek açısından baştan sona herşeyi yazmak istiyorum. Umarım sizleri çok fazla sıkmam.
yıllar yıllar önce...
Rahmetli babamın hayvanlara olan sevgisi nedeniyle bu hobiyle çok küçük yaşlarda tanıştım. Malmunuz o yıllarda çok az kişinin evinde bilgisayar vardı.(efsanevi commodore64, daha amiga500 ler piyasada bile yok!) Bilgiye ulaşmanın zor olduğu bir dönemde, babamın her dediğinin doğru olduğu yaşlarda ondan ne öğrendiysem uzun bir zamana kadar onu doğru bildim. O yıllarda güzel bir canlı doğuran akvaryumumuz vardı. Daha sonra babamın tayini nedeniyle akvaryum hobim geçen seneye kadar rafa kaldırıldı. Belki ekonomik sebepler, belki bana o hobiyi tekrar yaşatacak çevre/ortam olmadığı için de uzun bir süre rafta kaldı.
geçen sene...
Geçen sene doğum günümde arkadaşımın hediye ettiği betta (nam-ı diğer Hayri) ile tekrar bu hobiye dönmüş oldum. İnternette bu balıkla ilgili yapmış olduğum araştırmalarda, bildiklerimin ne kadar yanlış ve yetersiz, bu hobinin ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu gördüm. Okuduğum her kelime beni biraz daha ileriye götürmekle beraber bende daha büyük heveslerin de oluşmasına sebep oldu ve ne olduysa bundan sonra başladı.
geçen sene kasım ayı...
Hayri yeni evine çoktan taşınmıştı, hatta bir eşi bile vardı. Hayriye:) Ölümlerden döndü. Akvaryumcuların yaşamaz dediği balığım hayattaydı. Gayet mutlu ve neşeli bir şekilde. Ama o ufak akvaryum yetmedi gittim bir tane de büyük akvaryum aldım. 100x50x50 boyutlarında. Hiç hesapta yokken birden oldu. Eşim mırın kırın etti ama o da sonradan çok sevdi. Hatrı sayılır bir harcama yaptım bir anda. Zaten hobicilerin en çok para harcadığı dönemde olduğumu sonradan öğrendim (acemilik dönemi)
her şey hazır haydi kuralım...
Akvaryumum, malzemelerim, bitkilerim...Kısacası balıklarım hariç herşey salonun ortasındaydı. Yakın ve aynı zamanda veteriner arkadaşım Mahmut ile beraber gecenin bir yarısına kadar uğraştık. Kurulum bitti...Biz de bitmiştik ama değdi. Güzel oldu be!
biraz beklemek lazım ki su dinlensin, su değerleri otursun...
Eveeet..Su düzenleyicilerimizi ekledik. Bitkiler için gübre de verdiler. Onları zaten toprağa gömmüştük. Arada sırada sıvı da ekliyoruz. Al dediler aldık işte. Bilirsiniz esnaf-müşteri ilişkisi. Sözde birşeyler biliyoruz ya. Su bir hafta kadar dinlendi. Herşey yolunda gidiyor. Balıkların ekleneceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Ama o da ne? Akvaryumdaki davetsiz misafirler. Yoksa, yoksa bunlar salyangoz mu? Ama ben salyangoz almamıştım ki. Nereden geldi şimdi bunlar? Birisi bana şaka mı yapıyor? İnternet, forumlar! İyi ki varsın. Sizler iyi ki varsınız! Galiba bitkiler ile beraber geldi bu misafirler. (Aklıma Arena'da seyrettiğim, muz ile gelen böcekler geldi. Meşhurdu bir ara Okan Bayülgen' e bile uzun süre malzeme olmuştu.) Şimdi ne yapmalıyım? Kontrol altına almam lazım. Akvaryumcuma sordum, okudum. İlaç kullanırsam yumurtalardan kurtulamayacağımı söyledi akvaryumcu. Sadece "canlı salyangozlar ölür yumurtalardan yenileri çıkmaya devam eder" dedi. İnternette bir yazıda, bakır sülfat kullanılmasının en etkili çözüm olduğu yazıyordu. Öyle yaptım. Yapmaz olaydım. Nedenini bilmiyorum ama bütün beyaz çakıl taşlarım, midye kabukarı, dekor olarak ne varsa herşey masmavi oldu. Belki de oranı çok kaçırdım dedim. Acemiliğime verdim olayı ama kullandığım malzeme ve miktarı aynen okuduğum bigiydi. Dekoru çıkardım akvaryumdan 3-4 kere tuzlu su ile kaynattım ama çıkmadı tamamen mavi renk. Olsun...Daha işin başındayım olur böyle şeyler.
salyangoz zararlısı bir daha gelmez inşallah...
Dekor temizlendi mümkün mertebe. Çakıl taşlarım mavi. Akvaryumdaki bitkileri söküp iyice temizledim herşeyi. Bitkilerden arada mefta olanlar oldu. Ayıkladım. İnce kum ve çakıllar birbirine girdi. Panayır yeri akvaryumu içi. Nerede o ilk kurulum. Olsun salyangoz gitti ya.Yeter. Yeni su, tekrar yeni su düzenleyiciler. Arada o kimyasallara verilen paralar. Para ile geri alınması mümkün olmayan zaman, emek.
su hala dinleniyor...
Akvaryumu alalı neredeyse bir ay oldu. Suyu dinlendiremedik hala. Okumaya devam. Bitkiler çürümeye başladı, köklerinden çıkıp çıkıp akvaryumun içinde geziniyorlar. Kum az geldi. Biraz ince kum alıp tabana sereyim biraz da çakıl taşı beyazından. Tekrar kurdum herşeyi baştan. Moraller sıfır. Bir yazı yazdım buna benzer ama yollamadım foruma. Hata bendedir dedim. Kirletmeyelim boş yere ortalığı dedim. Son sürat yeni bilgiler ekleniyor dağarcığa ama öğrenecek ne de çok şey varmış. Her geçen gün bitkiler çürüyor. CO2 lazımmış. Hmmm basit bir düzenek. Maya vs vs.. Onu da ekledim sisteme. Nafile. Bitkilerim çürüdü bile. Bir iki tane sağlam kaldı onları da ben attım. Üzüntü ile karışık "illallah" durumu.
bitkiler olmasa da olur...
Canlı doğuran beslerim diyordum. Vazgeçtim malawi besleyeceğim. Ohh ne güzel bitki olmasa daha iyi hem. Olan paralara oldu ama sağlık olsun.(bütün o bitkilere kimyasalları ile beraber 200 YTL den fazla para vermiştim.) Akvaryumu bi daha temizleyelim. Bir iki kaya vs eklemesi...Bitkisiz ama olsun. Hala güzel. Su yine dinlenmede. Neredeyse 2 ay olacak...
yaşasın balıklarım geldi...
17 malawi 4 çöpçü. Ertesi gün 17 malawi. Haydaaa nerde bu çöpçüler? Ceset bile yok ortada. İnternet! Çöpçü olmasa iyi olur diyor. Yazık oldu çöpçülere. Neyse balıklar iyi görünüyor. Rengarenk malawi yavruları...Gerçi bir ayda 7 tanesi öldü. Cehalet. Sanırım su değerleri tam oturmadı. Belki de balıklar çok sağlıklıydı(!) benim ortama uyum sağlayamadılar.
balıklar yem yiyemiyor...
Malawiler; suyun ortasından ve dipten yem yer. Sera CD bilgisi. Sera ya teşekkürler bu arada kitapçıklar ve CD için. Yemleri atıyorum. Bir süre sonra dipteler ama zemin uygun değil. Çakıl ile karışık ince kum. Buyur burdan
yak. Okumaya devam. Malawi ler kum ile oynamayı sever. ..Yemler çakılların arasında, suyun dibi her geçen gün kirleniyor, balıklar aç. Çözüm basit: İnce kum alınacak. Neyse yılbaşı tatilinden önce aldım yıkadım. Kumu
değiştirmeyi dönüşte halederim artık.
tatil dönüşü...
Akvaryum mevcudu tamam. Eksik yok. Otomatik yem makinası görevini yapmış. Para boşa gitmemiş. Güzel! Zemin değişikliği için ödünç bir akvaryum lazım. Malum herşeyi indirip yerine yeni kumu yerleştirme vakti. (50 kg kadar çıkar 50 kg kadar yerine koy) Ödünç akvaryum bulmak zor olmadı. Mavi-Yeşil (Kazım Bey-Ramazan Bey) sağolsunlar. Balıklar geçici çadırdalar. 2 Gün süren değişim 2 gün suyu dinlendirme 4 gün. Bir sarı prenses daha aramızdan ayrıldı...
nihayet bitti...
Herşey olması gerektiği gibi. Zemin; ince kum, kayalardan hazırlanan dekor. Arada akvaryumcunun hiç bahsetmediği grolux ile mavi renk sera flouresanlar da eklendi. (Önemli not: burada akvaryumcu diye bahsettiğim şahısların, isim verdiğim mavi-yeşil ile alakası yoktur. Tam aksine mavi-yeşil bana çok yararlı bilgiler vermiştir.) Balıklar artık ölmüyor. Kalan sağlar bizimdir. Oldukça sağlıklılar. Kumla da oynamaya başladılar.
nisan sonu...
Herşey çok güzel gidiyor ama bir sorun var. Evi taşımamız gerek. Balıklarım ne olacak? Onca emek harcayıp oturttuğum akvaryum? Neyse zaten balılarım karman çorman malawi lerdi. Büyüdükçe kavgalar da başlamıştı. Kimse demedi ki balıkları alırken; "tek tür beslersen daha iyi olur" diye. Balıkları verelim yerine damızlık S.P. alalım.
taşındık...
Evi taşıdık. Akvaryum 2 hafta boş kaldı. Kurdum tekrar. Kayalar biraz keskin yüzeyliydi. Hadi dedim daha yuvarlak hatlılardan alayım. Bilgilerim her geçen gün artıyor. Kurdum su düzenleyiciyi ekledim her ihtimale karşı. Su yine dinlendi. 2 adet damızlık S.P. geldi önce (1e1d) 3 gün kadar sonra da 5 tane daha (1e4d) 7 balığım var 2e5d olmak üzere.
sorunlar devam ediyor...
15 gün oldu onları akvaryuma koyalı ama aşırı ürkeklik hali devam ediyor. İlk koyduğum 2 sini mavi-yeşil den aldım. Dişinin ağzında yavru varmış ilk geldiğinde. Akvaryum kurulu olmadığı için onu hemen ordan gidip alamadım 3-4 gün orada kaldı. Ama aldığımda yavrular yok olmuşlardı. Ayrı biryerde durmasına rağmen ağzında hiç yavru yoktu. Bu ikisi akvaryuma koyulduklarında çok ürkektiler. 3-4 gün böyle sürdü gitti. Geri kalan 5 tanesini forumdan aldım. Oldukça doğurgan ve insana alışkın olduğunu söyledi aldığım ağabeyim. İlk gelen 2 balığın ürkekliğinden ona da bahsettim. Bu balıkları (ondan aldığım 5 adeti) eklediğim zaman onlardaki ürkekliğin bunlar sayesinde geçeceğini söyledi ama birşeyler oldu ve bütün balıklar aşırı ürkek. Odaya girince kayaların, filtrenin arkasına, girilebilecek herşeyin arkasına gidiyorlar. Azar azar yem vermeye başlıyorum biraz piyasaya çıkıyorlar ürkerek ama en ufak hareketimde son sürat tekrar kaçışıyorlar. Aşırı bir panik hali var. Bu durum beni çok üzüyor. Balıklar ilk geldiği 2 gün ortama alışsınlar diye akvaryumun etrafını örtü ile kapattım. Çok az yem verdim. Işıkları hala açmıyorum ürkmesinler diye ama nafile ne yapsam olmuyor. Evde gündüz kimse yok. Bu nedenle bütün gün evin içi onlar için çok sakin. Akşam bir anda beni görünce rahatsız mı oluyorlar acaba? Forumda balıkları 3 gün aç bırakarak onları kendisine alıştıran bir arkadaş gibi 2 gün aç bıraktım. Yine aynı yine aynı. Ne yapacağımı bilemiyorum. Geçen gün 5 adet balığı aldığım ağabeyim; "ne oldu yavru var mı ağızlarında" diye sorunca hem çok şaşırdım hem de çok üzüldüm. Ben de bir eksiklik var ama bulamıyorum. 15 gün yeterli bir süre değil mi ortama
alışmaları için? Eğer bir müddet daha bu durum devam ederse bu işten vazgeçeceğim sanırım. Kasım ayından beri sürekli bir telaş, eziyet ve maliyet ile uğraşıyorum. Lütfen bana konu ile ilgili yardımcı olur musunuz?
Yardımınıza çok ihtiyacım var. Bu ürkeklik nasıl ve ne zaman geçer?
Yazımı buraya kadar okuyup zahmet gösteren herkese çok teşekkür ederim. Sağlıklı balıklar. Saygılarımla...
Akvaryumum:
100x50x50
Eheim 2215
2000 lt/saat iç filtre (timer a bağladım gün içerisinde 30 dk çalışıp 1 saat duruyor. Çok akıntı yaptığı için böyle yaptım bilmem doğru mu?)
Işıklandırmayı henüz açmıyorum.
Ph gibi su değerlerini henüz ölçmedim. Artık cebimde ona verecek param da kalmadı :(
Sabah ve akşam az yem veriyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 16:29
Sayın Umut bey geçekten yazınızı okurken benbile yoruldum,sarı prenses lerin doğasında var saklanmak bu gayet normal,birde gündüzleri evde olmamanız dezavantaş,benim size bir iki tavsiyem var nacizane ilk önce odaya girerken aniden değilde yavaş yavaş girin ve hemen akvaryumun yanına gitmeyin en enteresanı akvaryumun üstüne yani suya batmayacak cisimler küçük renkli plastık şişeler alabilir koyun bunlar suyun hareketi ile devamlı yüzerler suyun üstünde ve balıklarınız etraftaki yabancı maddelir hareketliliğnine alışır ,tecrübeyle sabittir,yeni fark ettim ayrıca filtrenizi 24 saat çalıştırmalisınız yoksa yararlı bakterileriniz hakkın rahmetine kavuşur her seferinde ,ışığını dimer e bağlayın kolay gelsin saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 16:41
Mustafa Bey cevabınız için teşekkür ederim. Dediğiniz tavsiyelere
uyacağım. Yanlız aklıma takılan bir soru var. Şöyle bir yazı okumuştum;
"iç filtrenin durdurulması sonucunda üzerindeki yararlı bakteriler
ölmez". Bu bilgi yanlış o zaman. Ben de bu bilgiye istinaden timer a bağladım iç filtremi. Çünkü
çok fazla akıntı yapıyor. 2000 lt/saat debisinin olduğu yazıyordu üzerinde. Malum akvaryum dekoru vs yi çıkarırsak 200 litre. Bir de flouresan dimmer e bağlanmaz diye biliyorum. Buna alternatif ne olabilir.
Saygılarımla
Saygılarımla
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 16:46
Umut bey öncelikle tebrik ederim tüm hobicilik hayatınızı çok içten yazıya dökmüşünüz.İnsan bazı şeyleri yaşadıkça başına geldikçe öğreniyor.Evinizin sakin olması iyi, balıklar alışınca üremelerinde problem olmaz.Bu iş çok sabır istiyor.Zamanla alışacaklardır.Zamanla alışıp boy göstermeye başlarlar.Bir andaolmuyor işte.Umarım harcadığınız emeğinizin keyfini sürersiniz.İyi balıklar. djeylan 2007-05-30 16:49:00
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 16:47
Sayın Umut bey ben pardon ben yanlış anlamışım dış filtrenizi bağladınz sandım ayrıca iç filtrelerde bakteriler oluşmaz çok fazla su çevirdiği için bakteriler tutunamaz vede dimerin florasanlara bir zararı yoktur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 17:06
umut kardesım inan senin derdini kendi derdim gıbı goruyorum ve careler arıyorum yazın muttesem ve yorucu işallah bu işinde üstesinden gelecegiz
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 17:50
Umut bey;msn adresinizi ekledim.Bende Basınsitesindeyim yardımlaşalım pes etmek yok,bu kadar detaya inip yazı yaşmışsınız ve sabır etmişsiniz.Malawiye devam
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 18:47
Arkadaşım benim sana tavsiyem üç tane de (1 erkek 2 dişi ) yunus bırakman yanlarına onlar sarı prenseslerin alışmasına yardımcı olacaklardır.Yunuslar daha cana yakın balıklardır.Bu sıkıntıların çoğunu inan bizde çok yaşadık hala da yaşıyoruz.Yavru aldığın zaman hepsini unutacaksın.Üzüntüler paylaşıldıkça azalır, sevinçler paylaşıldıkça çoğalır.Mutlu balıklar diliyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 18:56
[QUOTE=jaCobSen__]
Umut bey bende haznedardayım. Her türlü yardımlaşmaya açığım
Saygılar.[/QUOTE]Şimdiden yakın çevreden iki destek.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 19:40
Umutbey, Mustafa beyin dimer tavsiyesinde ufak bi hata var. Dimer ile florasan kontrol edilmez. Onun yerine florasanı çıkarıp akor flanamnlı ampul kullana bilirsiniz. Balıklarınız alıştıktan sonra florasanı taka bilirsiniz. balıların ürkekliği konusunda güzel ve orjinal tavsiyeler var. Musataf beyin dediği plastik şişeler işe yarar gibi me geliyo. Gündüzleri evde olmamak sizin için dez avantaj yaratıyo. Bende aynı dertten muzdariptim çalışırken balıklar bana tam olarak alışmış değildi. Bu izin süresinde baya bi samimi olmaya başladık. Birazda gözlem taptım dişiler erkeğin hışmından ve çiftleşme güdüsünden dolayı baya ürküyolara fakat erkek daha çabuk alışıyo. Alışması için özel bişey yapmadım akvaryum odamda olduğu için beni görmeye alıştılar.biraz zamanla sizde başırırsınız.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 20:17
[QUOTE=ali_kemal]Umutbey, Mustafa beyin dimer tavsiyesinde ufak bi hata var. Dimer ile florasan kontrol edilmez. Onun yerine florasanı çıkarıp akor flanamnlı ampul kullana bilirsiniz. Balıklarınız alıştıktan sonra florasanı taka bilirsiniz. balıların ürkekliği konusunda güzel ve orjinal tavsiyeler var. Musataf beyin dediği plastik şişeler işe yarar gibi me geliyo. Gündüzleri evde olmamak sizin için dez avantaj yaratıyo. Bende aynı dertten muzdariptim çalışırken balıklar bana tam olarak alışmış değildi. Bu izin süresinde baya bi samimi olmaya başladık. Birazda gözlem taptım dişiler erkeğin hışmından ve çiftleşme güdüsünden dolayı baya ürküyolara fakat erkek daha çabuk alışıyo. Alışması için özel bişey yapmadım akvaryum odamda olduğu için beni görmeye alıştılar.biraz zamanla sizde başırırsınız.[/QUOTE]
mustafa34 2007-05-30 20:18:28
Sayın Ali Kemal bey benim bahsettiğm timer(elektronık zaman saati)günün belli zamanlarında açılıp kapanmasını sağlıyor, sizin anlattığınız ışık ı kısıp çoğaltmaya yarıyor.Pet şişeler veya suda batmayan ayıcıklar ve ördekler(plastik)çok işe yaryor.İkimizden biri yanlış anladı ama olsun şu timer i herkese sağlıklı balıklar, güzel günler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2007 22:11
[QUOTE=mustafa34] Sayın Umut bey geçekten yazınızı okurken benbile yoruldum,sarı prenses lerin doğasında var saklanmak bu gayet normal,birde gündüzleri evde olmamanız dezavantaş,benim size bir iki tavsiyem var nacizane ilk önce odaya girerken aniden değilde yavaş yavaş girin ve hemen akvaryumun yanına gitmeyin en enteresanı akvaryumun üstüne yani suya batmayacak cisimler küçük renkli plastık şişeler alabilir koyun bunlar suyun hareketi ile devamlı yüzerler suyun üstünde ve balıklarınız etraftaki yabancı maddelir hareketliliğnine alışır ,tecrübeyle sabittir,yeni fark ettim ayrıca filtrenizi 24 saat çalıştırmalisınız yoksa yararlı bakterileriniz hakkın rahmetine kavuşur her seferinde ,ışığını dimer e bağlayın kolay gelsin saygılar.[/QUOTE]
musatfa bey dimer demişsiniz ondan bende florasanda işe yaramıyacağı için Umut beyin boşa masrafve zaman kaybı yapmaması için cevaplamıştım oysaki siz timer demek istemişsiniz ikisi farklı kavramlar olunca bi karışıklık oldu . Neyseki çözüldü. Ama ilk dediğiniz dimeregerçekten katılıyorum ışık şiddetini zaman içerisinde arttırarak balıkları ışığa alıştırmak güzel fikir. Umut bey dimeri akor flamanlı ampulde kullanmanızı tavsiye edrim
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir