Dip Çekimi
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bana gore dip cekimini dogayla kiyaslamamiz imkansiz,birinci olarak dogada canlilarin bulundugu su kutlesi ve alani cok genis.
Akvaristler olarak bizim su kutlemiz bana gore herzaman kisitli cunku nekadar her akvaristci demesem de cogunluk olarak akvaryumlarimiz buyudukce balik sayimizda buyuklukleride artiyor,bu sebeplede coklukla beraber pislikte artiyor.Dip cekinlerinde nekadar dipleri iyice temizlemeye baksakta diplerde pislik muhakak kaliyordur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Su dengesinin oturması ve tortu oluşması için dip çekimi yapmayalım, iyi güzel.Yalnız 2 haftada bir iç filtredeki süngerlerimizi temizleme ihtiyacı duyarız.Sünger üzerindeki yararlı bakteriler ölmesin diye de akvaryum suyu ile bu temizliği yaparız.Madem sünger üzerindeki bakteriler yararlı onları niye temizleme ihtiyacı duyuyoruz?Sonuçta dip çekimi yapılmayınca suyun dibinde oluşan tortu ile sünger üzerindeki atıklar aynı görevi görmüyor mu?Su kimyası konusunda çok fazla bilgi sahibi olmadığım için aklıma böyle bir soru geldi.Konuya hakim kişiler cevaplarsa çok makbule geçer.
[/QUOTE]Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bana gore dip cekimini dogayla kiyaslamamiz imkansiz,birinci olarak dogada canlilarin bulundugu su kutlesi ve alani cok genis.
Akvaristler olarak bizim su kutlemiz bana gore herzaman kisitli cunku nekadar her akvaristci demesem de cogunluk olarak akvaryumlarimiz buyudukce balik sayimizda buyuklukleride artiyor,bu sebeplede coklukla beraber pislikte artiyor.Dip cekinlerinde nekadar dipleri iyice temizlemeye baksakta diplerde pislik muhakak kaliyordur.
Eğer olaya kıyaslama olarak bakarsak tabiki kıyaslanamaz. Doğanın eşsiz dengelerine karşılık, akvaryumlarımız küçük ve kapalı birer ekosistem olmalarından dolayı, balık pislikleri, bitki erinikleri, tüketilmemiş yemler v.b. gibi etkenlerden dolayı yaşanamaz bir çöplüğe dönüşebilmektedir. Eğer bu çöp ve pislik birikimini engelleyici bir tedbirimiz yok ise güzelim akvaryumlarımız canlılar için yaşanamaz birer ortam haline dönüşecektir.
Anlamamız gereken kavram kesinlikle doğayı örnek almalıyız çünki doğa kusursuzdur. Benim akvaristlik felsefem ''doğaya nekadar yakın olursak o kadar başarılı oluruz'' ısıtıcı ve filtre gibi yapay malzemeler tabiki kullanıyoruz bu iki gereç te doğa şartlarını taklit ediyor yanlış anlaşılmasın mantık doğanın takliti olmalı bu kavramı anlamalıyız, anlamak zorundayız.
En yaygın yapılan hata ve çiğnenen bir kuraldan bahsetmek istiyorum;
Doğada su hacmine göre balık dağılımı vardır, akvaryumu da doğanın bir minyatürü olarak düşünüp akvaryum hacmine göre balık sayısını uygun ayarlamak gerekmektedir. Eğer bu oran doğru ayarlanmazsa zaten hiçbir zaman kimse kaliteli su şartları sağlamayı başaramaz. İstediğiniz kadar su değişimi yapsanız, istediğiniz kadar dip çekimi yapsanız, en iyi filteyi kullansanız bile kaliteli su şartları sağlanamaz. Belki su berrak görünür evet ama malesef içerik göründüğü gibi olmayacaktır su içinde toksit maddler çoğalmaya devam edecektir. Bu döngüyü iyi anlamak , nasıl seyrettiğini bilmek, takip etmek ve özümsemek başarılı bir akvaryum sahibi olmanın en temel taşıdır. Su döngüsü, akvaryum döngüsü, biyolojik döngü, nitrojen döngüsü ve adı her ne isterse olsun her yeni kurulmuş akvaryum filtresi veya kendi, içerisinde yeni faydalı bakteri kolonileri oluşumu süreci yaşanmaktadır. Bazı eski kurulmuş akvaryumlar bile kendi içerisinde bu oluşumu (bakteri ölümü , eksikliği , tekrar oluşumu) sürecini küçük çapta bile olsa yeniden yaşayabilmektedir. Bu genelde balık ve canlı ölümlerine sebebiyer veren büyük etkendir.
TEKRAR;
Bu döngüyü iyi anlamak , nasıl seyrettiğini bilmek, takip
etmek ve özümsemek başarılı bir akvaryum sahibi olmanın en temel taşıdır. Yeni kurulmuş her akvaryum kısa bir süre için toksit bir lağımı andırmaktadır. Suyunuz temiz görünse bile yeni akvaryumunuz toksit maddelerle dolar. Bu toksit maddeleri zararsız hale dönüştürebilen bakteriler ne yazık ki henüz oluşmadığından dolayı akvaryumunuz tamamı ile canlılar için ölümcüldür. Bahsekonu toksit maddeleri yiyebilecek faydalı bakteriler ise ancak 2 hafta ile 6 hafta arasında çıkabilecek sorunları engelleyecek güce sahip olabilmektedirler. Bu toksit süreci hasarsız tamamlamak yine döngüyü anlamamıza bağlıdır. Esas sır akvaryumda oluşacak toplam toksit pislikleri tamamen zararsız hale getirecek bakterilerin tümünün oluşmasının sağlanması ve bunun anlanmasında yatmaktadır.
Bakteri oluşum ve döngü sürecini anlatan bir yazı yapıştırıyorum alt kısıma,
Aşama 1-Başlangıç ve Amonyak:
Döngü, akvaryuma ilk pisliğin konulması, tanıtılması ile başlar. Gerek pislik çıkaracak dayanıklı bir balık (tavsiye etmiyorum) , çürüyecek birkaç parça yem veya benzeri pislikler akvaryuma elle konulmalıdır.
Bu yemler veya pislikler kısa bir sürede iyon halinde veya iyonlaşmadan çürüyerek zehirli amonyağa dönüşeceklerdir. İyonlaşmış amonyak (NH4) genelde ph 7 altındaki sularda oluşur ve aşırı toksit de değildir. Ancak İyonlanmamış amonyak (NH3) ph 7 üzeri sularda oluşmakta ve oldukca zehirli ve toksit bir maddedir.
Genelde akvaryuma pisliklerin tanıtıldığı ilk hafta amonyak ölçülebilir oranlarda akvaryum suyunda görülebilmektedir. Amonyak 2 ppm (ppm=parts per million=milyonda oran) ve üzeri oranlarda suda bulunduğunda canlılarımız için oldukca zehirli ve öldürücü olmaktadır.
Aşama 2- Bakteri Oluşumu ve Oksijenli Ortamda Yaşayan Bakteriler:
Bu aşamada Nitrosomonas dediğimiz bakteriler amonyaklı ortamda oluşmakta ve amonyağı oxside ederek (yiyerek, sindirerek) yok etmektedirler. Bu bakteriler oksijenli ortamlarda yaşadıklarından akıntılı ve bol oksijenli akvaryum suyumuzun her bölgesinde erkence oluşma fırsatı bulacaklardır. Ancak amonyağın Nitrosomanas bakterileri tarafından oksidasyonu sonrasında ürün olarak suyumuzda yine zehirli Nitrit çıkacaktır. Nitrit’in akvaryum suyumuzda 1 mg/L (bir lire suda 1 miligram nitrit) oranında bile olması canlılarımız için ölümcüldür. Genelde Nitrit kurulumun ilk haftasından sonraki günlerde görülmeye başlanacaktır.
Aşama 3- Bakteri Oluşumu -Nitrobakterler:
Döngünün 3. ve son aşamasında Nitrobakter dediğimiz bakteriler Nitriti tüketerek Nitrat’ a çevirmektedirler.Nitrat az ve orta oranlarda bulunduğunda canlılarımız için çok zehirli bir madde sayılmamaktadır. Genelde döngünün son ve en az zararlı olan maddesi nitrat düzenli su değişimleri , protein toplayıcı, oksijensiz ortamda yaşayan bakterilerin üretilmesi , yosun beslenmesi gibi yöntemlerle akvaryumun dışına alınarak döngü zararsız bir şekilde tamamlanabilir. (bazı oksijensiz ortamda yaşayan bakteriler nitrat maddesini de oxside ederek nitrojen gazına çevirebilmektedir, bu şekilde akıntısız ve az oksijenli ortamlarda üretilen bakteriler ile süzülen akvaryum suyu bol nitrojen gazı içereceğinden, ardından bol havalandırma ile nitrojen gazının akvaryumdan havaya çözülmesi sağlanarak döngü mükemmelliğe ulaştırılabilmektedir.
Her dip çekimi sonunda bu döngü başa sarılmaktadır, gözle görülen atıklar alınırken asıl toksit maddeler suda kalmaktadır. Pisliklerin dipte birikerek çöp halini almasının nedeni de bakteri kolonileşmesinin gerektiği gibi oluşmamasından kaynaklanmaktadır. Benim akvaryumda 2 yıldır dip temziliği yapmıyorum ve kum üzerinde tek bir bislik bile görülmüyor çünki her atık çok hızlı bir biçimde parçalanarak yok ediliyor. İki yıl hiçte kısa bir süre değil eğer bakteriler olmasamış olsaydı akvaryum ağzına kadar pislik dolmuş olacaktı.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Burak Bey,anaerobik bakterilerin görevini yanlış açıklamışsınız.Çünkü nitriti nitrata çevirenler aerobik olanlardır.Anaerobik bileşik dizisi NO3->NO2->N2O->NO->N2+O2 şeklinde işlemektedir.Burda her basamakta en az bir çeşit olmak üzere farklı farklı bakteri türleri görev yapmaktadır.Aerobik dizinin en son ürünü olan nitrattan da döngüye dahil olabileceği gibi ara ürün olan nitritten de anaerobik dönüşüm dizisine dahil olabilir.Yani uzun süren sistemlerde kuma dokunulmadığı takdirde nitrit direk olarak yakalanıp hemen N2O ya dönüştürülebilir.N2O ise etraftan hızla ısı alarak gaz formunda sudan ayrılır.Büyük orandaki N2O sistemden bağımsız olarak ayrılırken bir kısmı da döngüye devam eder ve NO ya dönüşür.Burdan sonra ise N2 ve O2 şeklinde akvaryumdan uzaklaşır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Kesinlikle katılıyorum oksijensiz ortamda yaşayan bakteriler pek dikkate alınmamakta bu yüzden de sistem eksik kalmaktadır.
Anaerobik ( oksijensiz ortamda yaşayan ) bakteriler için yanlızca oksijensiz ortam hazırlanarak kolonileşmeleri sağlanabilir. Tamamen oksijensiz bir ortam sağlanabilmesi için (oksijen anaerobik bakteriler için zehirleyicidir) tabandaki kum seviyesinin en az 10 cm kalınlıkta olması gerekmektedir. Alt tabakalara oksijen hiç ulaşmaz veya çok düşük miktarda ulaşır ( kullnılan kum cinsine bağlı ) böylece anaeraobik bakterilerin alt tabakalarda kolonileşmsi ve sistemdeki yerlerini almaları sağlanır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ümit bey zaten kumu karıştırmadığımı sifonlama yapmadığı belirttim ve yukarda yazdıklarınızı bende uzun süredir biliyorum ama bazı nadir türlerde kayaları bile yerinden oynatmanız balıkların strese bağlı ölümlerine neden olduğunu gördüm yaşadım bunun zehirlenmeye bir alakası yok eğer o tür için gerekli şartları sağlayamazsanız hayvan strese girip ölebilir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ümit bey zaten kumu karıştırmadığımı sifonlama yapmadığı belirttim ve yukarda yazdıklarınızı bende uzun süredir biliyorum ama bazı nadir türlerde kayaları bile yerinden oynatmanız balıkların strese bağlı ölümlerine neden olduğunu gördüm yaşadım bunun zehirlenmeye bir alakası yok eğer o tür için gerekli şartları sağlayamazsanız hayvan strese girip ölebilir.
[/QUOTE]
Strese girdikleri tabiki bir gerçek fakat hiç bir stres ani ölüme sebep olmaz. Ben anlatmak istediğinizi anladım, strese sebep olma konusunda haklısınız ama bende zehirlenme konusunda haklıyım
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir