• • Mersine Nükleer Santral • •
Gönderim Zamanı: 23 Nisan 2011 13:07
Aslına bakılırsa insanımızda nükleer enerji santralleri konusunda büyük yanılgılar var ... Bunların başında o büyük bacalarından çıkan gazlar yer alıyor. Peki bu gazlar nedir, sorusuna cevap su buharıdır. İlginç öyle değil mi? Pek çoğusu onun egzos dumanı olduğunu düşünür. Gerçek ise sanıldığı gibi değildir, çünkü radyo aktif maddeler sanıldığı gibi ateşle barutla yanan ve enerji üreten maddeler değildir. Atomik düzeyde güçlü reaksiyonlar geçirerek enerji üretilir. Bu enerjiler tamamen termodinamik manada kapalı bir çevrim içerisinde gerçekleşir. Dıştan yanmalı bir motor gibi düşünebiliriz bu durumu. Yani çevrimde dolaşan su hiç bir zaman dışarı çıkmaz. Peki bu buhar nasıl oluşuyor_? Cevap basit, soğutucularda bulunan suyun buharlaşmasıdır.
dadash 2011-04-23 13:13:20
peki çernobil vakası nasıl meydana geldi_? bu durum ise tamamen sistemin sınırlarını merak etmekten kaynaklanıyor. O santralde çalışan mühendislerin tam kapasitede ne kadar enerji ürettiğini merak ettiklerinden meydana geldiğini okudum. Şimdi tam kapasitede çalışınca ne oluyor ? birde o noktaya değinelim, bu santrallerin kalbi reaktörleridir, sistem o kadar fazla ısınır ki bu enerjinin bir bölümü kullanılmayıp, yapıya zarar vermemesi için soğutulması gerekir... Soğutucu bölümünün ana mantığı büyük su havuzları düşünün altında ise enerjiyi üreten reaktör. Bu havuz haliyle ısınacaktır, havuzun soğutulması için soğutucu plakalar suya girip çıkar, çernobilde havuz aşırı ısındığından soğutucu arıza yaptı ve suya batıp çıkamadı, ısı gittikçe yükseldi, ve acı son .. Peki zararı olan ney _? Burada iki madde öne çıkıyor,
1_ Reaktörde kullanılmış atık maddelerin uzun süreli olarak salınım yapmayacak şekilde depolanması. Bu iş iyi yapıldıktan sonra neden zarar versin ki _ ?
2_ Sistemin güvenlik sınırları içerisinde çalıştırılması, tam kapasiteden uzak durulması. Bu da korkulacak bir durum değildir, bu vatanın yetiştirdiği çok değerli mühendisler var ...
Peki bu kadar doğaya zararlı bir sistem olsa hiç bu fotoğraftaki kareler çekilebilir miydi ?
İlk kare almanyadan 1980 de çalışmaya başladı
Son olarak diğer enerji santralleriyle karşılaştırmak istiyorum, termik santral deyince akla egzoz dumanı geldi hemen öyle değil mi ?
Ne kadarda doğa düşmanı öyle değil mi ...
Peki hidroelektrik santraller (barajlar) Son derecede pahallı sistemler ve nükleer enerji santralleriyle karşılaştırılınca verimleri düşük. Kimi zamansa tabiatın doğallığının bozulmasıdır..
Peki insanımız neden yanlış yönlendiriliyor, yurt dışında nükleer santrallerin bazılarının yaşlandığını biliyoruz, peki bizde neden bu teknoloji yok, taktir edersiniz ki ince mevzular girmek istemiyorum.. Birgün bizim de bu teknolojiden yararlanabilmemiz ümidiyle, herkese iyi hafta sonları diliyorum, yanlışım varsa affola, okuyan herkese sonsuz teşekkürler ..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Nisan 2011 13:24
[QUOTE=GhastLy]
[QUOTE=efendy06]Gürkan abi Doğu Anadoluda hidroelektrik santraller yapmak oldukça maaliyetli olur. O kadar malzemenin, iş makinasının taşınması bile büyük bir külfet. Rüzgar santralleri konusunda sana katılıyorum ancak şunuda kabul edelim, nükleer enerji maalesef çağımızın teknolojisi. Bunu gözardı edemeyiz. Senin yaşın müsait Çernobili hatırlamaya. Ben bilmiyorum mesela. Ama yaptığım araştırmalar gerçeği bütün çıplaklığıyla göstermeye yetti. Bende karşıyım özellikle nükleer enerjiye ancak ben yakıt olarak fosil yakıtla çalışan otomobile de karşıyım, evlerde ısınmak için kömür kullanılmasına da. Ben kanalizasyonların denizlere, nehirlere verilmesine de karşıyım. Bana göre doğanın kendini tedavi edebilmesi için ülkemizde enazından beş yıl avlanmak ve ağ vb. kullanılarak balık tutulması da yasaklanmalı. Yoksa bunun sonucu en az Çernobil kadar vahim olacak. Ancak istememek birşey ifade etmiyor. İlk yazdığım yazıdaki gibi, bu işi yapacaklar, ve bence maalesef tek mantıklı çözüm bu.
[/QUOTE]
Maliyet, insan sağlığından daha mı önemlidir ? Elektriğe fazla para vermek yerine canımı tehlikeye atarım diyorsanız o sizin fikriniz.Çernobil yaşandıktan sonra karadenizde yaşananları bir karadenizliler bilir heralde.Ülkenin tüm işleri doğru yapılıyor da bir eksiğimiz nükleer mi kaldı ? Bazı şeyleri yaşamadan anlamıyoruz, bugün siz zarar görmeyebilirsiniz ama ilerde herhangi bir sorun oluşumunda sizin çocuğunz, çocuğunuzun çocuğu zarar görecek.Başka yanlışlar yapılıyor diye yanlışa devam etmek mi gerekir sizin yazınızdan bunu anlıyorum sadece.Bugün nükleere evet diyen, yarın başına gelebilecek herhangi bir radyoaktif hastalıkta ne yüzle yardım bekleyecek onu da merak etmiyor değilim açıkçası.
Ülkemiz nükleer yapmayı çok iyi biliyor, kendini bu konuda, oluşabilecek herhangi bir sorunda müdahalede tamamen yeterli hissediyor mu ? tabiki de Hayır.Güvensizliğimiz bu yüzden.
Greenpeace üyelerinin kullandığı ojeyle makyajı da neyle kıyasladığınızın farkındasınızdır sanırım.
Nükleer santral kurulmasından korkmak farklı konu, kuranlara güvenmemek farklı konu.
Saygılarımla.
[/QUOTE]
Ziya bey etrafımız nükleer enerji kullanan ülkelerle çevrili. Zaten Japonyada olan sızıntının sonucu tüm dünyayı etkileyecek. Şimdi Ermenistanda bir nükleer santralde, İsrailde bir nükleer santralde, yani bu coğrafyadaki herhangi bir nükleer santralde oluşacak sızıntı bizi zaten etkileyecektir. Ayrıca, zaten santrali Türkiye kurmayacak. İki santralin biri Mersine, diğeri Sinopa kurrulacak ve birini Rus şirketi diğerini de Japon şirketi kuracak. Ülkemizdeki yönetime güvenmemek ayrı. Bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile. Ancak hidroelektrik santrali kurmazsak, nükleer reaktöre de karşı çıkarsak, ozaman elektriğimizi kömür yakarak üretmek zorunda kalırız ki bu da çevreye kısa vadede ve uzun vadede telafisi mümkün olmayan zararlar veriyor. Sizde sadece "vurun abalıya" metodunu kullanıyorsunuz. Herhangi bir çözüm öneriniz varsa onu da söyleyin, bizde öğrenelim. Yok eğer sadece muhalefet olsun diyorsanız, maalesef muhalefet etmekle ülke yönetilmiyor. Bu hükümet kurmazsa, sonraki hükümet kuracak bu enerji üretim tesislerini. Neticede birisini tercih etmemiz gerekiyor. Yada şunu yapın, bir hafta evinizin elektrik şalterlerini indirin, cep telefonu kullanmayın, tv izlemeyin, öyle yaşayabiliyorsanız söyleyin, bizde öyle yaşayalım. Yok eğer taş devrindemiyiz arkadaş derseniz, bu işin iki çözümü var; nükleer enerji / hidroelektrik santralleri. Ve unutmayın, insan sağlığı kadar önemli değil ama maaliyet çok önemli.
Saygılarımla...
efendy06 2011-04-23 13:25:30
[/QUOTE]
Maliyet, insan sağlığından daha mı önemlidir ? Elektriğe fazla para vermek yerine canımı tehlikeye atarım diyorsanız o sizin fikriniz.Çernobil yaşandıktan sonra karadenizde yaşananları bir karadenizliler bilir heralde.Ülkenin tüm işleri doğru yapılıyor da bir eksiğimiz nükleer mi kaldı ? Bazı şeyleri yaşamadan anlamıyoruz, bugün siz zarar görmeyebilirsiniz ama ilerde herhangi bir sorun oluşumunda sizin çocuğunz, çocuğunuzun çocuğu zarar görecek.Başka yanlışlar yapılıyor diye yanlışa devam etmek mi gerekir sizin yazınızdan bunu anlıyorum sadece.Bugün nükleere evet diyen, yarın başına gelebilecek herhangi bir radyoaktif hastalıkta ne yüzle yardım bekleyecek onu da merak etmiyor değilim açıkçası.
Ülkemiz nükleer yapmayı çok iyi biliyor, kendini bu konuda, oluşabilecek herhangi bir sorunda müdahalede tamamen yeterli hissediyor mu ? tabiki de Hayır.Güvensizliğimiz bu yüzden.
Greenpeace üyelerinin kullandığı ojeyle makyajı da neyle kıyasladığınızın farkındasınızdır sanırım.
Nükleer santral kurulmasından korkmak farklı konu, kuranlara güvenmemek farklı konu.
Saygılarımla.
[/QUOTE]
Ziya bey etrafımız nükleer enerji kullanan ülkelerle çevrili. Zaten Japonyada olan sızıntının sonucu tüm dünyayı etkileyecek. Şimdi Ermenistanda bir nükleer santralde, İsrailde bir nükleer santralde, yani bu coğrafyadaki herhangi bir nükleer santralde oluşacak sızıntı bizi zaten etkileyecektir. Ayrıca, zaten santrali Türkiye kurmayacak. İki santralin biri Mersine, diğeri Sinopa kurrulacak ve birini Rus şirketi diğerini de Japon şirketi kuracak. Ülkemizdeki yönetime güvenmemek ayrı. Bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile. Ancak hidroelektrik santrali kurmazsak, nükleer reaktöre de karşı çıkarsak, ozaman elektriğimizi kömür yakarak üretmek zorunda kalırız ki bu da çevreye kısa vadede ve uzun vadede telafisi mümkün olmayan zararlar veriyor. Sizde sadece "vurun abalıya" metodunu kullanıyorsunuz. Herhangi bir çözüm öneriniz varsa onu da söyleyin, bizde öğrenelim. Yok eğer sadece muhalefet olsun diyorsanız, maalesef muhalefet etmekle ülke yönetilmiyor. Bu hükümet kurmazsa, sonraki hükümet kuracak bu enerji üretim tesislerini. Neticede birisini tercih etmemiz gerekiyor. Yada şunu yapın, bir hafta evinizin elektrik şalterlerini indirin, cep telefonu kullanmayın, tv izlemeyin, öyle yaşayabiliyorsanız söyleyin, bizde öyle yaşayalım. Yok eğer taş devrindemiyiz arkadaş derseniz, bu işin iki çözümü var; nükleer enerji / hidroelektrik santralleri. Ve unutmayın, insan sağlığı kadar önemli değil ama maaliyet çok önemli.
Saygılarımla...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Nisan 2011 14:58
Ben tekrar yazıyorum galiba kaale alınmıyor.Hep yorumlarda sırf yok şu ülke kullanıyor yok ülkemizin nasıl enerjisi olacak vs. Politik düşünmeden bu işi düşünemez miyiz? Yani yok ülke zarara gircek yok şu ülke zengin.Geçin bunları.Sınırlarda zaten hayali değil midir?Bu olaya bir bütün çerçeveden ( ülkeleri vs saymadan) düşünelim.Şu diğer ülkeler kullanıyor söylemi ise şuna benziyor : " Herkes fanusta japon besliyor.Ben beslesem ne çıkar?" Besle sen besle.Tamam tam kapasiteyi geçmeyelim önlemler alalım.Bak belli olur mu japonlarda santralleri 6m ye göre ayarlamıştı, 7 m geldi tsunami.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Nisan 2011 16:39
[QUOTE=yckyazilim]Ben tekrar yazıyorum galiba kaale alınmıyor.Hep yorumlarda sırf yok şu ülke kullanıyor yok ülkemizin nasıl enerjisi olacak vs. Politik düşünmeden bu işi düşünemez miyiz? Yani yok ülke zarara gircek yok şu ülke zengin.Geçin bunları.Sınırlarda zaten hayali değil midir?Bu olaya bir bütün çerçeveden ( ülkeleri vs saymadan) düşünelim.Şu diğer ülkeler kullanıyor söylemi ise şuna benziyor : " Herkes fanusta japon besliyor.Ben beslesem ne çıkar?" Besle sen besle.Tamam tam kapasiteyi geçmeyelim önlemler alalım.Bak belli olur mu japonlarda santralleri 6m ye göre ayarlamıştı, 7 m geldi tsunami.
[/QUOTE]
Olmaz Yiğit bey, olmaz. Küreselleşen dünyada herşeyi siyasi düşünmezsek olmaz. Ayrıca benim fanusta beslediğim japon sizin akvaryumda beslediğiniz japon açısından tehlike yaratmazken, sınır ülkelerde meydana gelecek radyoaktif sızıntının sonucu böyle olmayacaktır. İkisini birbirine karıştırmak, başbakanın mutfak tüpüyle radyoaktif sızıntıyı kıyaslamasından bile saçma olur.
Ayrıca atalarımızın kanıyla çizilmiş vatan sınırlarına hayali diyemezsiniz. Bunu hayal sananlar gitsinler şehitlikleri gezsinler. Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden, bu memlekette yaşayan her milletten her dinden, her mezhepten binlerce askerimiz, o hayal dediğiniz sınırları çizmek için canlarından vazgeçtiler. Sizi saygıya davet ediyorum...efendy06 2011-04-23 16:39:58
Olmaz Yiğit bey, olmaz. Küreselleşen dünyada herşeyi siyasi düşünmezsek olmaz. Ayrıca benim fanusta beslediğim japon sizin akvaryumda beslediğiniz japon açısından tehlike yaratmazken, sınır ülkelerde meydana gelecek radyoaktif sızıntının sonucu böyle olmayacaktır. İkisini birbirine karıştırmak, başbakanın mutfak tüpüyle radyoaktif sızıntıyı kıyaslamasından bile saçma olur.
Ayrıca atalarımızın kanıyla çizilmiş vatan sınırlarına hayali diyemezsiniz. Bunu hayal sananlar gitsinler şehitlikleri gezsinler. Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden, bu memlekette yaşayan her milletten her dinden, her mezhepten binlerce askerimiz, o hayal dediğiniz sınırları çizmek için canlarından vazgeçtiler. Sizi saygıya davet ediyorum...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Nisan 2011 17:54
Affedersiniz, yanlış anlaşıldıysam özür dilerim.Benim en dikkat ettiğim şey saygıdır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Nisan 2011 19:57
[QUOTE=efendy06]
Ziya bey etrafımız nükleer enerji kullanan ülkelerle çevrili. Zaten Japonyada olan sızıntının sonucu tüm dünyayı etkileyecek. Şimdi Ermenistanda bir nükleer santralde, İsrailde bir nükleer santralde, yani bu coğrafyadaki herhangi bir nükleer santralde oluşacak sızıntı bizi zaten etkileyecektir. Ayrıca, zaten santrali Türkiye kurmayacak. İki santralin biri Mersine, diğeri Sinopa kurrulacak ve birini Rus şirketi diğerini de Japon şirketi kuracak. Ülkemizdeki yönetime güvenmemek ayrı. Bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile. Ancak hidroelektrik santrali kurmazsak, nükleer reaktöre de karşı çıkarsak, ozaman elektriğimizi kömür yakarak üretmek zorunda kalırız ki bu da çevreye kısa vadede ve uzun vadede telafisi mümkün olmayan zararlar veriyor. Sizde sadece "vurun abalıya" metodunu kullanıyorsunuz. Herhangi bir çözüm öneriniz varsa onu da söyleyin, bizde öğrenelim. Yok eğer sadece muhalefet olsun diyorsanız, maalesef muhalefet etmekle ülke yönetilmiyor. Bu hükümet kurmazsa, sonraki hükümet kuracak bu enerji üretim tesislerini. Neticede birisini tercih etmemiz gerekiyor. Yada şunu yapın, bir hafta evinizin elektrik şalterlerini indirin, cep telefonu kullanmayın, tv izlemeyin, öyle yaşayabiliyorsanız söyleyin, bizde öyle yaşayalım. Yok eğer taş devrindemiyiz arkadaş derseniz, bu işin iki çözümü var; nükleer enerji / hidroelektrik santralleri. Ve unutmayın, insan sağlığı kadar önemli değil ama maaliyet çok önemli.
Saygılarımla...
[/QUOTE]
Nükleer santralin gerekliliği zaten belli ancak tartışılacak olan gerekliliği değil ne kadar düzgün yapılacağı.Türkiye ile başka ülkeleri kıyaslamayalım lütfen, israil diyorsunuz, israillilerin milli sporcuların yanında bodyguard gönderdiğini halkının ne kadar kıymetli olduğunu biliyormusunuz ? Türkiyede insanların ne kadar kıymetli olduğu zaten ortada.Bakın siz kendi ağzınızla söylemişsiniz, "bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile" eee niye güveneyim böyle bir yönetime ? Bizim karşı çıktığımz nükleer santral değil, yönetim.Iyi, güvenli ve denetimli yapılacağını bilsek biz de karşı çıkmayız tabi.Önce astığım astık kestiğim kestik mantığını kaldırıp insanların güvenini kazanmayı öğrensinler.2 senedir 2 sınavı dürüst ve kopyasız yapamadılar bir de nükleer yapacaklar peh ...
Ziya bey etrafımız nükleer enerji kullanan ülkelerle çevrili. Zaten Japonyada olan sızıntının sonucu tüm dünyayı etkileyecek. Şimdi Ermenistanda bir nükleer santralde, İsrailde bir nükleer santralde, yani bu coğrafyadaki herhangi bir nükleer santralde oluşacak sızıntı bizi zaten etkileyecektir. Ayrıca, zaten santrali Türkiye kurmayacak. İki santralin biri Mersine, diğeri Sinopa kurrulacak ve birini Rus şirketi diğerini de Japon şirketi kuracak. Ülkemizdeki yönetime güvenmemek ayrı. Bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile. Ancak hidroelektrik santrali kurmazsak, nükleer reaktöre de karşı çıkarsak, ozaman elektriğimizi kömür yakarak üretmek zorunda kalırız ki bu da çevreye kısa vadede ve uzun vadede telafisi mümkün olmayan zararlar veriyor. Sizde sadece "vurun abalıya" metodunu kullanıyorsunuz. Herhangi bir çözüm öneriniz varsa onu da söyleyin, bizde öğrenelim. Yok eğer sadece muhalefet olsun diyorsanız, maalesef muhalefet etmekle ülke yönetilmiyor. Bu hükümet kurmazsa, sonraki hükümet kuracak bu enerji üretim tesislerini. Neticede birisini tercih etmemiz gerekiyor. Yada şunu yapın, bir hafta evinizin elektrik şalterlerini indirin, cep telefonu kullanmayın, tv izlemeyin, öyle yaşayabiliyorsanız söyleyin, bizde öyle yaşayalım. Yok eğer taş devrindemiyiz arkadaş derseniz, bu işin iki çözümü var; nükleer enerji / hidroelektrik santralleri. Ve unutmayın, insan sağlığı kadar önemli değil ama maaliyet çok önemli.
Saygılarımla...
[/QUOTE]
Nükleer santralin gerekliliği zaten belli ancak tartışılacak olan gerekliliği değil ne kadar düzgün yapılacağı.Türkiye ile başka ülkeleri kıyaslamayalım lütfen, israil diyorsunuz, israillilerin milli sporcuların yanında bodyguard gönderdiğini halkının ne kadar kıymetli olduğunu biliyormusunuz ? Türkiyede insanların ne kadar kıymetli olduğu zaten ortada.Bakın siz kendi ağzınızla söylemişsiniz, "bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile" eee niye güveneyim böyle bir yönetime ? Bizim karşı çıktığımz nükleer santral değil, yönetim.Iyi, güvenli ve denetimli yapılacağını bilsek biz de karşı çıkmayız tabi.Önce astığım astık kestiğim kestik mantığını kaldırıp insanların güvenini kazanmayı öğrensinler.2 senedir 2 sınavı dürüst ve kopyasız yapamadılar bir de nükleer yapacaklar peh ...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Nisan 2011 21:07
[QUOTE=GhastLy]
[QUOTE=efendy06]
Ziya bey etrafımız nükleer enerji kullanan ülkelerle çevrili. Zaten Japonyada olan sızıntının sonucu tüm dünyayı etkileyecek. Şimdi Ermenistanda bir nükleer santralde, İsrailde bir nükleer santralde, yani bu coğrafyadaki herhangi bir nükleer santralde oluşacak sızıntı bizi zaten etkileyecektir. Ayrıca, zaten santrali Türkiye kurmayacak. İki santralin biri Mersine, diğeri Sinopa kurrulacak ve birini Rus şirketi diğerini de Japon şirketi kuracak. Ülkemizdeki yönetime güvenmemek ayrı. Bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile. Ancak hidroelektrik santrali kurmazsak, nükleer reaktöre de karşı çıkarsak, ozaman elektriğimizi kömür yakarak üretmek zorunda kalırız ki bu da çevreye kısa vadede ve uzun vadede telafisi mümkün olmayan zararlar veriyor. Sizde sadece "vurun abalıya" metodunu kullanıyorsunuz. Herhangi bir çözüm öneriniz varsa onu da söyleyin, bizde öğrenelim. Yok eğer sadece muhalefet olsun diyorsanız, maalesef muhalefet etmekle ülke yönetilmiyor. Bu hükümet kurmazsa, sonraki hükümet kuracak bu enerji üretim tesislerini. Neticede birisini tercih etmemiz gerekiyor. Yada şunu yapın, bir hafta evinizin elektrik şalterlerini indirin, cep telefonu kullanmayın, tv izlemeyin, öyle yaşayabiliyorsanız söyleyin, bizde öyle yaşayalım. Yok eğer taş devrindemiyiz arkadaş derseniz, bu işin iki çözümü var; nükleer enerji / hidroelektrik santralleri. Ve unutmayın, insan sağlığı kadar önemli değil ama maaliyet çok önemli.
Saygılarımla...
[/QUOTE]
Nükleer santralin gerekliliği zaten belli ancak tartışılacak olan gerekliliği değil ne kadar düzgün yapılacağı.Türkiye ile başka ülkeleri kıyaslamayalım lütfen, israil diyorsunuz, israillilerin milli sporcuların yanında bodyguard gönderdiğini halkının ne kadar kıymetli olduğunu biliyormusunuz ? Türkiyede insanların ne kadar kıymetli olduğu zaten ortada.Bakın siz kendi ağzınızla söylemişsiniz, "bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile" eee niye güveneyim böyle bir yönetime ? Bizim karşı çıktığımz nükleer santral değil, yönetim.Iyi, güvenli ve denetimli yapılacağını bilsek biz de karşı çıkmayız tabi.Önce astığım astık kestiğim kestik mantığını kaldırıp insanların güvenini kazanmayı öğrensinler.2 senedir 2 sınavı dürüst ve kopyasız yapamadılar bir de nükleer yapacaklar peh ...
[/QUOTE]
İşte bu konuda katılıyorum size. Bugünün şartlarında sınav yapmayı beceremeyen yada isteyerek becermeyen bir devlet, nükleer santralde sızıntı olsa söylemez demiştim. Buna inanıyorum. Ben bu yıl kpssye girdim değişiklik olsun diye, cebimdeki çakmağı, arabamın anahtarını, yüzüğümü, sigaramı ve daha aklınıza ne geliyorsa hepsini bırakta gel dediler. Birilerinin üstü ise aranmadı bile. Ben bu devlete nasıl güveneyim. Ancak bunu nükleer santralle özdeşleştirmeyelim.
[QUOTE=yckyazilim]Affedersiniz, yanlış anlaşıldıysam özür dilerim.Benim en dikkat ettiğim şey saygıdır.[/QUOTE]
Yiğit bey,
Toplumun hassas olduğu değerler hakkında konuşurken sarf ettiğiniz sözler amacını aşınca bu durum oluşur. Memleketin her köyünden, her kasabasından, her ilçesinden ve her ilinden toplamda yüzbinlerce insanımızın canları pahasına koruduğu sınırlar hayali değildir. Atalarımızın kanıyla çizilen sınırların hayali olduğunu söylediğinizde, buna çok sert tepkiler alırsınız. O yüzden, amacını aşan sözcükler kullanmamaya özen gösterin. Lütfen bunu bir abi tavsiyesi olarak kabul edin.
Saygılarımla...
Ziya bey etrafımız nükleer enerji kullanan ülkelerle çevrili. Zaten Japonyada olan sızıntının sonucu tüm dünyayı etkileyecek. Şimdi Ermenistanda bir nükleer santralde, İsrailde bir nükleer santralde, yani bu coğrafyadaki herhangi bir nükleer santralde oluşacak sızıntı bizi zaten etkileyecektir. Ayrıca, zaten santrali Türkiye kurmayacak. İki santralin biri Mersine, diğeri Sinopa kurrulacak ve birini Rus şirketi diğerini de Japon şirketi kuracak. Ülkemizdeki yönetime güvenmemek ayrı. Bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile. Ancak hidroelektrik santrali kurmazsak, nükleer reaktöre de karşı çıkarsak, ozaman elektriğimizi kömür yakarak üretmek zorunda kalırız ki bu da çevreye kısa vadede ve uzun vadede telafisi mümkün olmayan zararlar veriyor. Sizde sadece "vurun abalıya" metodunu kullanıyorsunuz. Herhangi bir çözüm öneriniz varsa onu da söyleyin, bizde öğrenelim. Yok eğer sadece muhalefet olsun diyorsanız, maalesef muhalefet etmekle ülke yönetilmiyor. Bu hükümet kurmazsa, sonraki hükümet kuracak bu enerji üretim tesislerini. Neticede birisini tercih etmemiz gerekiyor. Yada şunu yapın, bir hafta evinizin elektrik şalterlerini indirin, cep telefonu kullanmayın, tv izlemeyin, öyle yaşayabiliyorsanız söyleyin, bizde öyle yaşayalım. Yok eğer taş devrindemiyiz arkadaş derseniz, bu işin iki çözümü var; nükleer enerji / hidroelektrik santralleri. Ve unutmayın, insan sağlığı kadar önemli değil ama maaliyet çok önemli.
Saygılarımla...
[/QUOTE]
Nükleer santralin gerekliliği zaten belli ancak tartışılacak olan gerekliliği değil ne kadar düzgün yapılacağı.Türkiye ile başka ülkeleri kıyaslamayalım lütfen, israil diyorsunuz, israillilerin milli sporcuların yanında bodyguard gönderdiğini halkının ne kadar kıymetli olduğunu biliyormusunuz ? Türkiyede insanların ne kadar kıymetli olduğu zaten ortada.Bakın siz kendi ağzınızla söylemişsiniz, "bence bizim ülkemizdeki bir reaktörde sızıntı olsa, devlet bunu söylemez bile" eee niye güveneyim böyle bir yönetime ? Bizim karşı çıktığımz nükleer santral değil, yönetim.Iyi, güvenli ve denetimli yapılacağını bilsek biz de karşı çıkmayız tabi.Önce astığım astık kestiğim kestik mantığını kaldırıp insanların güvenini kazanmayı öğrensinler.2 senedir 2 sınavı dürüst ve kopyasız yapamadılar bir de nükleer yapacaklar peh ...
[/QUOTE]
İşte bu konuda katılıyorum size. Bugünün şartlarında sınav yapmayı beceremeyen yada isteyerek becermeyen bir devlet, nükleer santralde sızıntı olsa söylemez demiştim. Buna inanıyorum. Ben bu yıl kpssye girdim değişiklik olsun diye, cebimdeki çakmağı, arabamın anahtarını, yüzüğümü, sigaramı ve daha aklınıza ne geliyorsa hepsini bırakta gel dediler. Birilerinin üstü ise aranmadı bile. Ben bu devlete nasıl güveneyim. Ancak bunu nükleer santralle özdeşleştirmeyelim.
[QUOTE=yckyazilim]Affedersiniz, yanlış anlaşıldıysam özür dilerim.Benim en dikkat ettiğim şey saygıdır.[/QUOTE]
Yiğit bey,
Toplumun hassas olduğu değerler hakkında konuşurken sarf ettiğiniz sözler amacını aşınca bu durum oluşur. Memleketin her köyünden, her kasabasından, her ilçesinden ve her ilinden toplamda yüzbinlerce insanımızın canları pahasına koruduğu sınırlar hayali değildir. Atalarımızın kanıyla çizilen sınırların hayali olduğunu söylediğinizde, buna çok sert tepkiler alırsınız. O yüzden, amacını aşan sözcükler kullanmamaya özen gösterin. Lütfen bunu bir abi tavsiyesi olarak kabul edin.
Saygılarımla...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Nisan 2011 00:21
Konuda devlet ve yönetim elbet olacaktır, olmak zorunda çünkü konuyu onlar elde tutuyor.Ümit hocamın dediği gibi siyasi konuları, kişileri karıştırmasak iyi olacak.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Nisan 2011 01:43
Maalesef herşeyi olumlu yönlerini ele alarak öne çıkarmaya çalışıyoruz . Hiç kimsenin haberi varmı acaba Çanakkale boğazının altında yatan yapılacak iki adet nükleer santral den çok ucuza çıkacak ; iki santralin enerjisinden fazla elektrik üretecek doğal , temiz , bedava , hiçkimseye bağımlılık yaratmayacak depremden etkilenmeyecek en önemliside sonu olmayan müthiş bir güç var . Ve bu enerji dünyada bu şekilde düzenli ve devamlı olarak hiçbiryerde yok . Akıntılar ölçülen yıllar boyunca hiç değişmemiş ve çoook kuvvetli Daha önemlisi düzinelerce tribünü çevirecek bir güçten bahsediyoruz . Maalesef devletler nükleer klübe girmeyi bir üst rütbe saydıkları için bence saçma ama bilerek bu işi kabul ediyolar . Bizi yönetenler butip projelerden haberdarlar fakat uğraşmak işlerine gelmiyo kolaya kaçıyolar ve işin içine çeşitli rantlarda giriyo tabii ...
Mesela bir örnek vermek gerekirse iki adet rüzgar gülü Çanakkalenin gece sokak ışıklandırması için yeterli oluyor tertemiz ve zararsız değilmi arkadaşlar . Şu an Çanakkale de yeni yapılanlarla beraber Çanakkale gibi 3 ilin ihtiyacını karşılayacak rüzgar santrali oldu ve bunun 2 misli sayıda da başvuru olmuş ve izin alınmış . Ama ne acıdırki yeni izinlerin içinde hiç türk şirketi duymadım .
Arkadaşlar bu ülke bizim çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras dikkatli ve titiz kullanmamız gerekir . Yarın çocuklarımız yazıklar olsun demesin allah razı olsun desin .
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Nisan 2011 22:18
[QUOTE=MGRBZ17]
Siz suyun altında elektrik üretecek tesisin ucuz olduğuna, bizim de bunu yapabilecek bir ülke olduğumuza inanıyormusunuz gerçekten?
Bence bizim ülkemizin kuracağı sankral akıntıyı kullanıp elektrik üretmek yerine elektrik kullanıp akıntı üretir. Ekosistemi bozarız biz
Ayrıca nükleer klübe girmek gerçekten bir üst rütbe sayılabilir. Ancak bir farkla, bu rütbeyi almak için, kendi nükleer santralimizi kurabilmemiz gerek. Elin Rusu, Japonu yaparsa rütbe falan alamayız. Atomu parçalamak, nükleer tesis kurmak büyük başarıdır ama biz yapabilirsek. Eh bizde yapamadığımıza göre, bütün Türkiyeye nükleer tesis kursak, kendimiz o teknolojiye sahip olmadıkmı ne farkeder...
efendy06 2011-04-25 22:19:06
Maalesef herşeyi olumlu yönlerini ele alarak öne çıkarmaya çalışıyoruz . Hiç kimsenin haberi varmı acaba Çanakkale boğazının altında yatan yapılacak iki adet nükleer santral den çok ucuza çıkacak ; iki santralin enerjisinden fazla elektrik üretecek doğal , temiz , bedava , hiçkimseye bağımlılık yaratmayacak depremden etkilenmeyecek en önemliside sonu olmayan müthiş bir güç var . Ve bu enerji dünyada bu şekilde düzenli ve devamlı olarak hiçbiryerde yok . Akıntılar ölçülen yıllar boyunca hiç değişmemiş ve çoook kuvvetli Daha önemlisi düzinelerce tribünü çevirecek bir güçten bahsediyoruz . Maalesef devletler nükleer klübe girmeyi bir üst rütbe saydıkları için bence saçma ama bilerek bu işi kabul ediyolar . Bizi yönetenler butip projelerden haberdarlar fakat uğraşmak işlerine gelmiyo kolaya kaçıyolar ve işin içine çeşitli rantlarda giriyo tabii ...
Mesela bir örnek vermek gerekirse iki adet rüzgar gülü Çanakkalenin gece sokak ışıklandırması için yeterli oluyor tertemiz ve zararsız değilmi arkadaşlar . Şu an Çanakkale de yeni yapılanlarla beraber Çanakkale gibi 3 ilin ihtiyacını karşılayacak rüzgar santrali oldu ve bunun 2 misli sayıda da başvuru olmuş ve izin alınmış . Ama ne acıdırki yeni izinlerin içinde hiç türk şirketi duymadım .
Arkadaşlar bu ülke bizim çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras dikkatli ve titiz kullanmamız gerekir . Yarın çocuklarımız yazıklar olsun demesin allah razı olsun desin .
[/QUOTE]Siz suyun altında elektrik üretecek tesisin ucuz olduğuna, bizim de bunu yapabilecek bir ülke olduğumuza inanıyormusunuz gerçekten?
Bence bizim ülkemizin kuracağı sankral akıntıyı kullanıp elektrik üretmek yerine elektrik kullanıp akıntı üretir. Ekosistemi bozarız biz
Ayrıca nükleer klübe girmek gerçekten bir üst rütbe sayılabilir. Ancak bir farkla, bu rütbeyi almak için, kendi nükleer santralimizi kurabilmemiz gerek. Elin Rusu, Japonu yaparsa rütbe falan alamayız. Atomu parçalamak, nükleer tesis kurmak büyük başarıdır ama biz yapabilirsek. Eh bizde yapamadığımıza göre, bütün Türkiyeye nükleer tesis kursak, kendimiz o teknolojiye sahip olmadıkmı ne farkeder...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2011 19:28
[QUOTE=efendy06]
Siz suyun altında elektrik üretecek tesisin ucuz olduğuna, bizim de bunu yapabilecek bir ülke olduğumuza inanıyormusunuz gerçekten?
Bence bizim ülkemizin kuracağı sankral akıntıyı kullanıp elektrik üretmek yerine elektrik kullanıp akıntı üretir. Ekosistemi bozarız biz
Ayrıca nükleer klübe girmek gerçekten bir üst rütbe sayılabilir. Ancak bir farkla, bu rütbeyi almak için, kendi nükleer santralimizi kurabilmemiz gerek. Elin Rusu, Japonu yaparsa rütbe falan alamayız. Atomu parçalamak, nükleer tesis kurmak büyük başarıdır ama biz yapabilirsek. Eh bizde yapamadığımıza göre, bütün Türkiyeye nükleer tesis kursak, kendimiz o teknolojiye sahip olmadıkmı ne farkeder...
[/QUOTE]
Ben de bunu diyordum zaten konunun başından beri.Amerikanlar japonlar israilliler hükümetlerine sonuna kadar güveniyorlar, kendi teknolojileri kendi mühendisleri yapıyor.Hiçkimse ağzını açıp ta tek karşıt kelime etmiyor.Herkes biliyor bu ülkeye nükleerin lazım olduğunu, enerjiyi geçtim herhangi bir savaş durumunda vereceği + lar yeter ama biz yaparsak.Konunun ilk yazısında hürriyet gazetesinde nükleeri rusların yapacağı yazıyor, yani türkiyenin değil.Para verip araba alacaz, araba bizim olacak ama yine haberimiz olmadan başkaları binecek başka bir deyimle.Ruslar yapacak, ruslar işletecek, gerektiğinde ruslar kullanacak, bizim memleket anca korumasını ve bahçivanlığını üstlenecek sonra biz de kendimizi nükleer yaptık sayacaz
Siz suyun altında elektrik üretecek tesisin ucuz olduğuna, bizim de bunu yapabilecek bir ülke olduğumuza inanıyormusunuz gerçekten?
Bence bizim ülkemizin kuracağı sankral akıntıyı kullanıp elektrik üretmek yerine elektrik kullanıp akıntı üretir. Ekosistemi bozarız biz
Ayrıca nükleer klübe girmek gerçekten bir üst rütbe sayılabilir. Ancak bir farkla, bu rütbeyi almak için, kendi nükleer santralimizi kurabilmemiz gerek. Elin Rusu, Japonu yaparsa rütbe falan alamayız. Atomu parçalamak, nükleer tesis kurmak büyük başarıdır ama biz yapabilirsek. Eh bizde yapamadığımıza göre, bütün Türkiyeye nükleer tesis kursak, kendimiz o teknolojiye sahip olmadıkmı ne farkeder...
[/QUOTE]
Ben de bunu diyordum zaten konunun başından beri.Amerikanlar japonlar israilliler hükümetlerine sonuna kadar güveniyorlar, kendi teknolojileri kendi mühendisleri yapıyor.Hiçkimse ağzını açıp ta tek karşıt kelime etmiyor.Herkes biliyor bu ülkeye nükleerin lazım olduğunu, enerjiyi geçtim herhangi bir savaş durumunda vereceği + lar yeter ama biz yaparsak.Konunun ilk yazısında hürriyet gazetesinde nükleeri rusların yapacağı yazıyor, yani türkiyenin değil.Para verip araba alacaz, araba bizim olacak ama yine haberimiz olmadan başkaları binecek başka bir deyimle.Ruslar yapacak, ruslar işletecek, gerektiğinde ruslar kullanacak, bizim memleket anca korumasını ve bahçivanlığını üstlenecek sonra biz de kendimizi nükleer yaptık sayacaz
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Mayıs 2011 01:09
Siz suyun altında elektrik üretecek tesisin ucuz olduğuna, bizim de bunu yapabilecek bir ülke olduğumuza inanıyormusunuz gerçekten?
Bence bizim ülkemizin kuracağı sankral akıntıyı kullanıp elektrik üretmek yerine elektrik kullanıp akıntı üretir. Ekosistemi bozarız biz
Ayrıca nükleer klübe girmek gerçekten bir üst rütbe sayılabilir. Ancak bir farkla, bu rütbeyi almak için, kendi nükleer santralimizi kurabilmemiz gerek. Elin Rusu, Japonu yaparsa rütbe falan alamayız. Atomu parçalamak, nükleer tesis kurmak büyük başarıdır ama biz yapabilirsek. Eh bizde yapamadığımıza göre, bütün Türkiyeye nükleer tesis kursak, kendimiz o teknolojiye sahip olmadıkmı ne farkeder...
Düzenleyen efendy06 - 25 Nisan 2011 Saat 22:19 Bak dostum bilmeden genele yayılan yorumlarla üzerinde yıllardır düşünülen bir projeyi maalesef böyle çamurlayamazsın . Ben tamamıyla bedava hiç bir bağımlılığı olmayan bir enerjiden bahsediyorum sen para ödeyip yakıt alınarak süren bir enerjiyi savunuyorsun . Bu proje için yabancı şirketler sırada ama maalesef boğazların jeopolitiği nedeniyle devlet cesaret edemiyo sanki başkasının boğazı gibi . İkincisi su tribünleri çok karmaşık makineler değildir yapımı da nükleerin yanında bedava gibidir örnek rüzgar gülünün biraz daha karmaşık su altı modeli gibi . Üçüncüsüde denizin altına tünel yapabilen bir ülkenin böyle basit bir düzeneği yapamıyorum demesi çok komik olur . Dördüncüsü içimizdeki kendimize güven duygusu kaybolduysa artık yapacak birşey kalmamıştır ; bize biçilen türlü sömürü gömleklerini giymekten başka .
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Mayıs 2011 16:06
Mehmet bey, hitap şeklinize ve üslubunuza bakınca, cevap hakkı doğuyor ancak, ben bu konuda size açıklama yapma gereği duymuyorum.
Ayrıca, dikkat ettiyseniz, ben her yazımda "siz" diye hitap ettim. Sizden de aynısını beklemek sanırım normal olur.
Saygılarımla...
Ayrıca, dikkat ettiyseniz, ben her yazımda "siz" diye hitap ettim. Sizden de aynısını beklemek sanırım normal olur.
Saygılarımla...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir