BALIK BİYOLOJİSİ ve HASTALIKLARI ÜZERİNE
BALIK BİYOLOJİSİ ve HASTALIKLARI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA
BALIK BİYOLOJİSİ
Balıklar memelilerden farklı olan anatomik ve fizyolojik özelliklere sahip olan fakat diğer hayvanlarla aynı organ sistemleri ile yaşayan tek canlı grubudur. Bütün balıklar poikilotermiktirler ve su sıcaklığındaki değişikliklere adapte olmak zorundadırlar. Balıklar 00C den düşük sıcaklılardan sıcak jeotermal sulara kadar değişik su sıcaklıklarında yaşarlar. Fakat her balık türü kendine özgü sıcaklıkta yaşamak zorundadır. Anormal sıcaklık değişimleri letal olabilir. Balıkların organ sistemleri içerisinde yaşadıkları sucul hayat nedeni ile memelilerden bazı farklılıklar gösterirler. Aşağıda bazı önemli farklılıklar verilmiştir.
DERİ
Balıklar keratin tabaka ya da epidermise sahip değillerdir. Bu hayvanlar mukus, mukopolisakkarit, immünoglobilinler ve serbest yağ asitlerinden oluşan bir kütikül ile kaplanmıştır. Epidermis çeşitli kalınlıklardaki (4-20 hücre kalınlığında) tabakalaşmış kademelerden oluşur. En dıştaki epidermal hücreler (malpigi hücre tabakası) bölünme kapasitesine sahiptirler. Epidermiste bulunan diğer hücreler goblet hücreleri ( kütikül salgılamaktan sorumludurlar) , geniş çomak şeklinde eozinofilik hücreler ya da alarm hücreleri (balıkların çoğunda bulunur.) , eozinofilik granüler hücreler (fonksiyonları bilinmiyor) , lökositler ve makrofajlardır. Dermis, üstte stratum spongiosum ve altta stratum compactumun bileşiminden oluşur. Çeşitli melanoforlar, xantoforlar ve iridoforlar (balığa gümüş rengini veren) dermis içerisinde dağılmış olarak bulunurlar. Pullar calsifiye olmuş dermis kökenli olup epidermis ile kaplanmıştır. İki tip pul vardır : Ktenoid ve sikloid pullar. Elasmobrach’larda balığa kumlu bir doku görünümü veren , dış yüzeyinde spiküller (diken) bulunan sikloid pullara sahiptirler. Teleostların bazıları, balığın yaşını öğrenmeye yarayan konsantre halde halkalar içeren ve düzgün bir dış yüzey görüntüsü veren sikloid pullara sahiptir. Pullar aynı zamanda balıklar için kalsiyum kaynağıdırlar; açlık ve yumurtlama öncesi dönemde balıklar kalsiyum ihtiyacını iskelet sisteminden ziyade pullardan karşılarlar.
SOLUNUM
Solungaçlar farinks tarafında yer alan dört holobraştan ibarettir. Her holobranş solungaç yayını oluşturan iki hemibraş içerir. Hemibranşlar ‘’primer lamel’’ adı verilen uzun, ince flament sıralarının bileşiminden oluşmuşlardır. Primer lamellerin yüzey alanı dorsal ve ventral yüzeyde sekonder lamellalar ile genişlemiştir. Gaz değişimi sekonder lamel düzeyinde gerçekleştirilir. Bunlar pillar hücreleri ile sınırlandırılmış bir dizi epitel hücreleridirler. Pillar hücreler arasında ince bir endotelial kanal bulunur, burada gaz değişimi gerçekleştirilir, nitrojenli atıklar uzaklaştırılır ve bazı elektrolit değişimleri sağlanır. Pseudobraşlar dorsal operkulumun altında yer alır. Bu organ tek sıra flamenlerden oluşan solungaç yayıdır. Pseudobraşların fonksiyonu bilinmemektedir fakat yapısının gözün arka tabakasındaki damar ağının ve retinanın oksijenlendirilmesinde ve termoregülasyon ile basınç reseptörü fonksiyonu olduğu sanılmaktadır.
ENDOKRİN SİSTEM
Adrenal Bez
Balıkların çoğunda gerçek bir adrenal bez yoktur.(Sculpinler istisnadır.) Adrenal kortikal doku interrenal hücreler tarafından temsil edilir. Bu hücreler solgun renkli eosinofilik kübik hücreler olup, ön böbrekteki ana kan damarı ile bağlantılıdır. Glukokortikoid ve mineralokortikoidlerin her ikisi de salgılanır. Adrenal medullary hücreler (chromaffin hücreleri) yerleşim yeri bakımından farklılıklar gösterirler. Bu hücreler genellikle ön böbrek ile omurga arasında ya da interrenal doku arasındaki hücre grupları arasında sempatik gangliyonlar ile birlikte bulunur.
Tiroid Bezi
Tiroid folikülleri memelilerdeki tiroid dokusuna oldukça benzer. Tiroid folikülleri faringeal bölgedeki bağlantı dokusu boyunca dağılmıştır ve göz, ventral aorta,hepatik venler ve ön böbrekte de gözlenebilirler. Önemli olan tiroid dokusunun büyük ölçüde yayılım gösterdiğidir. Çoğu zaman patologlar tiroid dokunun bu normal dağılımını yanlışlıkla bir tiroid foliküler hücre tümörü metastazı olarak değerlendirirler.
Endokrin Pankreas
Endokrin pankreas çoğu balıkta Langerhans adacıkları olarak bulunur ve ekzokrin pankreas ile birleşik olarak bulunur. Bazı türlerde adacıklar oldukça büyüktür ve büyük ölçüde görülebilir.(Brockman bodies). Bazı balıklarda yumurtlama mevsiminde adacıkların sayısı ve boyutları artar. Bu adenoma ile karıştırılmamalıdır.
Paratiroid Bezler
Paratiroid bezler balıklarda bulunmaz, onların fonksiyonlarını diğer endokrin organlar üstlenmiştir.(Corpuscules of stannius)
Ultimobranchial Bezler
Bu bezler kalbi abdominal boşluktan ayıran transvers bölümde özefagusa ventral konumda bulunur. Bu organ kalsiyum mekanizmasını regüle etmek için hipokalsin (stannius corpuscles tarafından salgılanan )olarak fonksiyon gören kalsitonin salgılar(serum kalsiyum seviyesini düşürür.)
Corpuscles of Stannius
Bunlar böbreğin ventral yüzeyinde çift organlarda bulunan eosinofilik granüler hücre adacıklarıdır. Bu organ hypokalsin (teleokalsin) denen,kalsitonin ile birlikte kalsiyum metabolizmasını regüle etmek üzere bir protein salgılar.
Urofiz (Urophysis)
Bu spinal kordun distal ucunun ventral tarafında bulunan nörosekrotik organdır. Bu hücreler kılcal damarların duvarında sonlanan myelinsiz aksonların birleşiminden oluşur. Fonksiyonu bilinmemektedir.
Pineal Bez.
Pineal bez, ışığa duyarlı nöroendokrin yapısında beynin anteriorunde yer alan ve büyük ölçüde kan damarları ile çevrelenmiş olan bir organdır. Bu bez , üreme, büyüme ve göç mekanizmasını kontrol ettiği düşünülen melatonin salgılar.
SİNDİRİM SİSTEMİ
Balıkların sindirim sistemi diğer hayvanların sindirim sistemine benzerdir. Karnivor balıklar herbivor balıklar ile karşılaştırıldığında daha kısa sindirim sistemine sahiptirler.
Mide ve barsaklar submukozal eosinofilik granüler hücreler içerirler. Bu hücrelerin fonksiyonu bilinmemektedir. Bazı balık türleri (Salmonlar) sıklıkla parazitler ile karıştırılan pilorik sekaya sahiptirler. Bu seka bazı yiyecekleri sindirmek için sindirim enzimlerini salgılarlar. Pilorik sekası olmayan balıklar sindirim enzimlerini karaciğer ve pankreastan salgılarlar. Barsağı küçük ve büyük barsak olarak bölmek mümkün değildir. Karaciğer memelilerde olduğu gibi tipik loblu yapısında değildir. Çoğu balık türlerinde hepatik portal venin küçük veblerinin yanında eksokrin pankreas (hepatopankreas) bölgeleri bulunur. Pankreas mezenterde öncelikli olarak pilorusda dağılmış halde bulunur.
RETİKULOENDOTELİAL SİSTEM
Balıklarda lenf nodülleri bulunmaz. Agositik hücreler kalbin endotelial katında ve de solungaç lamellerinde bulunurlar. Karaciğerde dalak ve böbrekte fagositik hücreler bulunmaz (Kupffer hücreleri). Melanomakrofaj merkezleri böbrek, dalak ve karaciğerde yer alırlar. Sayıları da stres ve hastalık durumlarında artar. Balık timusu merkezi lemfoid organdır. Bu organ operkulumun dorsal birleşme noktasında yer alır. Balıklar spesifik immünoglobulinleri üretebilirler ( sadece IgM ) ve geç ve erken hipersensitiviteye sahiptirler. Balıklar virüs nötralize edici, aglutine edici (çökeltici) ve presipite edici ajanlar salgılayabilirler. B ve T lemfositleri vardır.
KARDIOVASCULAR SİSTEM
Kalp iki odacıklıdır; bir kulakçık ve bir karıncık. Bazı yazarlar sinüs venozusu üçüncü odacık ve bulbus arteriosusu dördüncü odacık olarak değerlendirirler. Kan kalpten ventral aorta ile afferent bransiyal arterler yolu ile solungaçlara oksijenlenmek üzere gelir ve efferent arterler ile dorsal aorta ile geriye döner. Daha sonra dorsal aorta oksijenlenmiş kanı vücut hücrelerine taşır. Oksijenlenmiş olan kanın bir kısmı dorsal aortada kalır ve pseudobranşlara giderek oksijene doygunluğu artarak yüksek ölçüde oksijene ihtiyacı olan retineya gönderilir.
ÜRİNER SİSTEM
Balıklarda böbrek pronephor ve mesonephordan gelişmiştir ve osmoregülasyonda görev yaparlar. Tatlı su balıklarında böbrekler iyon dengesini korur ve boşaltım görevi yaparlar. Deniz balıklarında ise vücutta biriken iyonların boşaltımı ve suyun muhafazası görevini yaparlar. Azotlu atıklar büyük ölçüde solungaçlardan da atılır. Böbreğin intertitiumunda lokalize olmuş hematopoietik dokuda kan üretmek böbreklerin diğer bir görevidir. Bu fonksiyon daha çok anterior böbrekde gerçekleşir. Fakat diğer böbrekde de görülebilir.
ÖZEL DUYU ORGANLARI
Lateral çizgi sisteminde iki tip lateral çizgi organı vardır. Bunlar yüzeysel neuromast ve iki adet lateral kanaldır. İki tip yüzeysel neuromast vardır. Bunlar esas olarak başın üzerinde, epidermis çukurluklarında lokalize olmuştur. Bunları fonksiyonları tam olarak bilinmemekle beraber hareket ve uyuma yardımcı olurlar. Lateral kanal bütün vücut boyunca başa kadar uzar ve hidrostatik stimülasyon ve sese duyarlıdır.
Balık Hastalıklarında Teşhis Aşamaları
BALIK HASTALIKLARINDA TEŞHİS AŞAMALARI |
| |||||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
BİLGİ |
|
|
SU ÖRNEĞİ |
|
BALIK |
|
|
|
Problemin hikayesi |
|
|
ölçümler |
|
muayene |
|
|
|
Oksijen |
|
|
oksijen |
|
davranış bozuklukları |
|
| |
Sıcaklık |
|
|
ısı |
|
fiziksel anormallikler |
|
| |
ek bilgiler |
|
|
amonyak |
|
balığın durumu |
|
| |
|
|
|
nitrit |
|
kandan sürme preparat ( anemik balıklarda) | |||
|
|
|
pH |
|
deri ve solungaç biopsi'si |
| ||
|
|
|
sertlik |
|
dışkıdan sürme preparat |
| ||
|
|
|
tuzluluk |
|
tayin |
|
|
|
|
|
|
|
|
metazoan ektoparazitler |
| ||
BALIK ÖTENAZİSİ |
|
|
|
|
protozoan ektoparazitler |
| ||
Ekim |
|
|
|
|
deri/solungaç bakterileri |
| ||
böbrek,sistemik bakteriyel enf. diğer organlar |
|
deri/solungaç mantarları |
| |||||
|
|
|
|
|
lymphocystis |
|
| |
NEKROPSİ |
|
|
|
|
epiteliocystis |
|
| |
Tayin |
|
|
|
|
kan hastalıkları |
|
| |
Matazoan endoparazitler |
|
|
|
|
|
|
| |
Protozoan endoparazitler |
|
|
|
|
|
|
| |
Sistemik mantar enfeksiyonları |
|
|
|
|
|
|
| |
İdiopatik epidermal proliferasyon |
|
|
|
|
|
| ||
Neoplazi |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
YUKARDAKİ ÇALIŞMA TEŞHİS İÇİN YETERLİMİ |
| |||||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
EVET |
|
|
|
|
HAYIR |
|
|
|
|
|
|
|
|
kural dışı çalışma |
|
| |
|
|
|
|
|
bütün ihtimali tanılar |
|
| |
|
|
|
|
|
teşhis kitleri yolu ile tanı |
| ||
|
|
|
tanı |
|
|
daha önceki problemler | ||
|
|
|
sistemik viral enf. |
|
hayati tehlikeler |
| ||
|
|
|
beslenme yetersizlikleri |
primer sebepler |
| |||
|
|
|
jenerik anomaliler |
|
önceki tedavi ve uygulamalar | |||
|
|
|
idiopatik hastalıklar |
|
|
|
| |
|
|
|
travmatik lezyonlar |
|
|
|
| |
|
|
|
zararlı algler |
|
|
|
|
|
|
|
|
çeşitli zehirlenmeler |
|
|
|
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
UYGULAMA / TEDAVİ VE DEVAMI | ||||||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
kısa aralıklı tedaviler-ilaç tedavileri |
|
|
|
| ||
|
|
uzun aralıklı tedaviler-management |
|
|
|
BALIK HASTALIKLARI ÜZERİNE STERS’İN ROLÜ
Stres; Fizyolojik stres ve fiziksel zararlar balık hastalıklarında ve ölümlerinde birinci yardımcı faktör olarak önemli bir rol oynarlar. Stres’in tarifi fiziksel ve kimyasal faktörlere vücudun verdiği tepki olarak yapılabilir ve bunun sonucu da hastalık ve ölümdür. Pek çok potansiyel hastalık patojeni su , hava , gelişme ortamı ve balıkta mütemadiyen vardır. Doğa balıkları bu patojenlere karşı daha dirençlidir ve yaşama ortamları bozulduğunda daha iyi yaşama şartlarına sahip alanlara gidebilirler
Balıkların stres faktörleri şunlardır :
1-) Balık yoğunluğu ve düşük su kalitesi ( düşük çözünmüş oksijen , istenmeyen ısı , pH , amonyak , nitrit , CO2 oranında artış , hidrojen sülfit , organik materyaller.)
2-) Elleme , transport , boylama vs. esnasında zarar verme
3-)yetersiz beslenme
4-)Zayıf ve yetersiz sağlık şartları
Bu faktörler sayesinde balıklar hastalık ve parazitlere karşı zayıf kalırlar. Stres ve zararlılar alarm reaksiyonu başlatırlar ( ETKİ - TEPKİ ) . Balıkta seri halde bir takım değişiklikler olur. Böbreküstü bezlerini Karaciğer glikojen metabolizmasını hormon sekresyonu ile uyarması sonucu kan şekeri yükselir ve fazladan enerji açığa çıkar. Bu enerji fazlası balığı hayvanı acil bir duruma karşı hazırlar , bununla beraber hastalık saldırısına karşı oluşan yangısal cevap böbreküstü bezinin hormon salgılamasını bastırır . Balıktaki su dengesi ( osmoregülasyon ) metabolizmadaki minerallerin uygun bir şekilde dağılmasını ve değişmesini sağlar , yüksek enerji ise osmoregülasyon için engeldir. Solunum artar , kan basıncı artar ve yedek kan hücreleri kan dolaşımına katılır. Balık zamanla strese adapte olur ve normal gibi davranır fakat eneji rezervini tüketmesi ve hormonlarda meydana gelen dengesizlik , immun sistemi baskıladığı için enfeksiyöz hastalıklara karşı hassasiyet gelişir.
Enfeksiyonlardan korunma :
1-) Mucus: Balıklarda dışardan gelebilecek enfeksiyon etkenlerine karşı ilk fiziksel bariyer mucustur. Mucus ayrıca bir kimyasal bariyerdir ve içerdiği enzimler ve antibadyler sayesinde hastalık etkenlerini öldürür. Mucus ayrıca balığın su içindeki hareketini kolaylaştırır ve osmoregülasyon için önemlidir.
Elleme , boylama , suyun kimyasal yapısındaki olumsuzluklar zamanla mucus tabakasını zedeler ve ortadan kaldırır ve vücut enfeksiyona açık hale gelir. Ayrıca kimyasal korunma bariyeride incelir. Tatlı su balıklarında vücut fazlasıyla su kaybeder , balığın su içindeki hareketi zorlaşır. Yüzerken daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar ve zamanla enerji rezervini tüketir.
2-) Pullar ve deri : Pullar ve deri balık için fiziksel bariyer oluşturur . Bunlar pek çok sebepten zarar görür ( Sık sık elleme , tank ve dekorlara çarpma , sürtme , kalabalık ortamda yaşamaya çalışma ) Parazit enfestasyonları ; solungaç ve yüzgeç zedelenmesine , deri , pul , kaybına neden olur . Derisi ve pulları zarar görmüş balık enfeksiyonlara açık hale gelir.
Hastalık veya patojen Hastalıklara predispoze eden çevresel stres faktörleri
Frunkulozis Düşük O2 seviyesi ( 4 mg / Lt ), kalabalık, populasyonda
A.salmonicida portörleri varken balığa maniplasyon
Bakteriyal Solungaç Hastalığı Düşük O2 seviyesi ( 4 mg / Lt ), kalabalık, yüksek konsantrasyonda aniyonize amonyak, suda askıda katı maddelerin fazlalığı.
Kolumnar Disease Kalabalık, balıkların maniplasyonu,
Bakteriyal Böbrek hastalığı Su sertliğinin CaCO3 olarak 100 mg/Lt altında olması, Yemde mısır gluteni bulunması, yemdeki nemin % 30’un altında olması
Motil Aeromonas,Pseudomonas Önceden Costia veya Trichodina enfestasyonu bulunması, Havuzlarda yetersiz temizliğe bağlı bakteri yoğunluğunun artması, askıda katı madde fazlalığı, Maniplasyon, kalabalık, düşük O2 seviyesi, ağırmetallerin subletal dozlarına maruz kalma, suda pestisit, poliklorobifeniller bulunması, sazanlarda düşük su sıcaklığında maniplasyon.
Vibriosis Maniplasyon, 6 mg/Lt’nin altında O2 bulunması, ani sıcaklık değişimleri, tatlı sularda salinitenin % 0.1-0.15 civarında olması, ağır metallerin ( bakır sülfat ) subletal dozlarına maruz kalma.
Costia, trichodina, hexaminata Maniplasyon, acı sular, 6 mg/Lt’nin altında O2 bulunması,
SVCV Kışın düşük sıcaklıklarda maniplasyon.
Flexibacter, pseudomonas, Kalabalık, uygun olmayan su sıcaklıkları, dengesiz beslenme, kronik subletal poliklororbifenillere maruz kalma, askıda katı maddenin 200 – 300 mg /Lt olması
Yumurta sarısının koagülasyonu Yumurtanın hoyrat ellenmesi, dezenfeksiyon amacı ile M. yeşili uygulanmışsa % 0.08’den fazla çinko bulunması.
Mavi Kese Hastalığı Kalabalık, su akış hızının yavaş olmasına bağlı olarak azotlu atıkların fazlalaşması.
Sucul ortamda yaşayan canlılarda hastalığın oluşması için konakçı, patojen ve çevre şartlarının uygun olması gereklidir bu üç şarttan birinin eksikliğinde hastalık şekillenmez. Bunu basit olarak şu şekilde gösterebiliriz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir