Balıklar hakkında genel bilgiler

Eğer akvaryumcularda renksiz bir cam balığı bulursanız çok şanslısınız demektir.Bu güzel balıkları bulmuşken işi ilerletip üretime kadar gidebilirsiniz.

Nasıl başlayacağını bildikten sonra zor ama olabilir bir süreçtir.Öncelikle bir erkeğe iki dişi düşecek şekilde büyük bir tanka konulur.Tank bolca çeşitte bitkilerle donatılır.Suyun sertliği normalinden daha az olmalı ve pHı 7.5 düzeylerinde seyretmelidir.Sıcaklığın 28 derece olarak ayarlanması en uygunudur.Yapraklardaki yumurtalar 8 saat içinde açılır ve yavrular 3 gün sonra serbest yüzmeye başlarlar.PHın sabit kalması yavru kaybını en aza indirir.Ancak yavruların beslenmesi çok zordur.Çok küçük şeylerle beslenmelidir.Plankton vb. 

Bezleye gibi lifli gıdaların yem olarak kullanılması cam balıkların yapı bakımından daha kuvvetli ve dayanıklı olmalarını sağladığı gibi büyümelerine de büyük katkı sağlar.Arada bir canlı yem verilmesi ise erginliğe erişmeleri için en çok gerek duydukarı şeydir.

Kimyasallara karşı pek dayanıklı olmadıklarından ilaç kullanımından kaçınılmadır.

Akvaryumlarında Anubias gibi bitkilerin bulunması su değerlerin orta düzeyde seyretmesine imkan verecektir.Bu da cam balıklarının gelişimine en çok katkı sağlayan şeylerden biridir.

Kılıçlar platilere göre daha büyüktür.Erkeklerin kuyuruğunda kılıç gibi bir uzantı bulunur.Bazı akvaristler kılıçla platiyi ayırmakta zorlanmaktadır.Platiler daha toplu ve kısa,kılıçlar ise daha uzun ve yüksekliği az balıklardır.(Dişilerde geçerli,erkeklerin ayırım yöntemi zaten kuyrukla yapılabilir.)

Platiler 80 yavruya kadar yükselebilirken,kılıçlar 250 yavruya kadar yükselebilir.Kılıçlar yapı itibariyle daha hırçın ve agresiflerdir.Japon gibi kendini savunamayan balıklar açık hedefleri olmaktan kurtulamaz.Platiler ise aksine gayet barışçıldır.Kendilerine saldırmayan bir tür olmadıktan sonra karşılık vermezler.

Ayrıca Xiphophorus cinsi bütün balıkları diğer canlı doğuranlardan ayıran diğer bir özellik ise bazı hastalıklara yakalanmamalarına rağmen o hastalığın var olduğu akvaryumlarda bulunduktan sonra hastalıklara karşı güçlü bir bağışıklık kazanmalarıdır.Yine ısı değişimlerine diğer canlı doğuranlardan daha dayanıklıdırlar.

İyice bitkilendirilmiş bir akvaryumda yavru kaybı neredeyse olmaz.Böcek larvaları bütün canlı doğuranların olduğu gibi platilerin de ana besinlerini oluşturur.Böyle bir imkanınız varsa bu fırsatı asla kaçırmayın ve canlı doğuranların gelişmesi için onları kullanın.Bol bitkili bir akvaryuma su piresi salındığı takdirde aylarca devam edecek olan bir biyolojik döngüyü başlatmış olursunuz.

Bir çok akvarist bu balıkla başlamasına rağmen büyük akvaryumlarda beslenmesi gereken bu güzel balığı fanuslara hapsetmiştir.Bunların bir çoğu da kayıplarla sonuçlanmıştır.

Aslında japonlar bakılması zor balıklardan biridir.Çünkü iyi bakılmadığı takdirde ileride gelişim bozuklukları olabilen balıklardır.

Japonların en büyük sorunlarından biri de yanlış beslenme sonucu vücutlarında yağlanma olmasıdır.Japonların sık sık ama az miktarda yemle beslenmesi gerekir.Çünkü bu balıkların midesi yoktur.Tokluk hissini uyandıracak enzimleri de neredeyse hiç salgılanmaz.Bu da japonların ne kadar yem atarsanız atın yemesiyle ve kabızlıktan ölmesiyle sonuçlanır.Japonların şiddetle bitkisel beslenmesine özen gösterilmesi gerekir.Haftada bir bezelye verilmesi tüm sistemlerini düzenlediği gibi balığa kondüsyon kazandırmaya yardımcı olur.

Japonları rahatsız eden diğer konu ise akvaryumdaki güçlü filtreler ve suyun sıcak olmasıdır.Akvaryuma konacak bitkiler iyi seçilmelidir.Çünkü japonlar yapıları gereği bir çok bitkiyi yiyebilirler.

Bir de japonlar hakkında şöyle yanlış bir inanış vardır.Bir çok insan üretilmesinin zor olduğunu söyler.Aksine japonlar gerekli koşullar sağlandığında itiraz etmeden hemen üremeye koyulurlar.500-600 gibi yumurtalara kadar çıkabilirler.Bu da neden piyasada bu kadar çok japonun kol gezdiğinin bir kanıtıdır.

3 cm den 10 cm e kadar boylara ulaşabilen türleri vardır.Akvaryumda dip seviyelerinde yüzerek dibe düşmeyi başarmış yemleri yerler.Sürü halinde tutulduğu takdirde gayet hareketli balıklardır.Birbirleriyle asla kavga etmezler.

Cinsiyet ayrımı erişkinliğe ulaşıncaya kadar zordur.Ayırım yapmanın en iyi yolu tepeden bakmaktır.Dişilerin karnı ağzından başlamak üzere şiş olur.Erkeklerin ise vücutları daha ince olur.

Üreme vakitleri genellikle yağmur mevsimlerine,yani ilkbahara ve sonbahara denk gelir.Yağmur mevsiminde su kısmen soğur ve yiyecekler bollaşır.Bu nedenler de çöpçüklerin üremeye başlamasını sağlar.

Yavrular artemiaları yerken zorlanabilir.Bu nedenle seranın micron yeminden kullanabilirsiniz.Ayrıca yumurtaların mantarlaşmamaları için metilen mavisi dökülmesi şarttır.Eğer sürgün veren ve sürgününden kök salmış bir bitkiniz varsa onu oradan kesebilir ve çöpçü yavrularının akvaryumuna atabilirsiniz.Bu sayede doğal bir bakteri ve mikro organizma üretim sahası oluşturmuş olursunuz.

Genelde 150-400 arası yumurtlarlar.Yumurtladıktan sonra erkekle dişi ayrılmalıdır.Yoksa cama yapıştırdıkları yumurtaları yemeye başlayacaklardır.

Çöpçü yavrularını büyütürken dikkat edilmesi gereken en önemli şey,su değişikliğidir.Suyun en fazla %20 sini değiştirmek gerekir.Daha fazlası yavrularınızın ölümüne sebep olabilir.

Çöpçüler callitchyide familyasına ait olduklarından akvaryumdaki bir çok hastalığa karşı bağışıklığı vardır.Bu hemen hemen tüm kedi balıklarında böyledir.En iyi örnekleri ise köpek balıklarıdır.Köprek balıkları yüksek radyasyon sonucu bile kansere yakalanmamışlardır.

Çöpçüler kabız olduklarında bunu belli eden şey vücutlarındaki şişme gözlerdeki fırlamadır.Tubifex gibi sindirilmesi zor besinleri çok nadiren kullanın.Onun yerine daha çok lifli ve bitkisel yemleri tercih edin.

Çöpçülerin diğer ihtiyacı olan şey ise akvaryumunda bolca oksijen bulunmasıdır.Bu nedenle çöpçü beslediğiniz akvaryumların dip çekimi sıklığını artırmalısınız.Böylece onların daha hızlı büyümelerini sağlamış olursunuz.

O kadar tür yayınlamama rağmen malesef bunların hiçbiri türkiyeye ulaşmamıştır.Temennim ileriki bir zamanda bu türlerin ülkemize gelerek yaygınlaşması.

Betaların labirent sistemleri vardır.Bu sistem zor koşullarda hayatta kalması için ona bir avantaj sağlar.Ama bu sistemi sık kullanmak zorunda kalırsa balığın gelişimi yavaşlayacak ve durma noktasına gelecektir.

Betaların kumsuz akvaryumda üremesi yumurtaların kaderi açısından iyi bir gelişmedir.Erkek betalar üreme boyutuna ulaştığı zaman su yüzeyine köpük yuva yaparlar.Betalar habitatları gereği fazla akıntısı olmayan durgun sularda yaşarlar.Bu nedenle özellikle köpük yuva kurulduğu zaman akıntı yaratacak şeyleri akvaryuma koymaktan kaçınılır.

Betaların akvaryumuna sık yapraklı bitkiler koymak gelişimlerine büyük ölçüde katkı sağlar.Su değerlerini orta düzeylere çeker ve bu da betaların gelişimi açısından en önemli şeylerden biridir.

Betalar ağırlıklı olarak canlı yemlerle beslenilmelidir.Arada bir bitkisel yemler kullanılarak tüm sistemlerinin düzenlenmesi sağlanabilir.

Şimdiye kadar kaderleri kötü olmuş bu balıkların bu vakitten sonra hak ettiği yerlerde göreceğimi umarak yazımı noktalıyorum.

 

Saygılar,

 

onur bey emeğinize sağlık bilgilendirici Açıklama'larınız için teşekkür ederim.

 

Saygılar

Vatozlar akvaryumlara yayılmaya başladığı günden beri bir cam temizleyicisi sıfatından kurtulmayı başaramamıştır.Yakın bir geçmişe kadar vatozlar doğadan toplanmaktaydı.Lakin artık akvaryumlarda üretilmeye başlandı.Yine de büyük vatozlar doğadan toplanmaya devam etmektedir.

Vatozlar küçük boylarda iken daha aktiftirler.Büyüdükçe tembelleşirler ve artık akvaristlerin tabiriyle iş yapmaz hale gelirler.

Vatozlar ağırlıklı olarak bitkisel beslenmelidir.Yosunlar temel yiyeceğini oluştururken dipte ölmüş balıkları da yemekten geri kalmaz.İyice haşlanmış ıspanak ve salatalık vererek vatozunuzun onun üzerinde epey vakit geçirmesini sağlayabilirsiniz.

Vatozlar geceleri daha aktif balıklardır.Vatozlar konusunda yapılan en büyük yanlışlardan biri nasıl olsa cama yapışıyor diye yavru akvaryumuna koymaktır.Vatozlar geceleyin aktif oldukları için sizin görmediğiniz vakitlerde dibe yaklaşan yavruları bir bir yiyecektir.Bu azalma öylesine yavaş olur ki,bir kaç güne kadar yavru balıklarınızın azaldığının farkına bile varmazsınız.

Vatozlar koku alma konusunda gelişmiş balıklardan biridir.Bu sayede yaralı balıklardan yayılan kokuları algılar ve onlara ani olarak yapışır.Bu yüzden balıklarınızı kaybedebilirsiniz.Ama bu sizin gözünüzü korkutmasın.Çünkü balıklar sağlıklı olduğu takdirde vatoz onlara hiç bir şey yapmayacaktır.

Vatozları üretmeye onları büyük bir akvaryuma koyarak ve akvaryuma bir kaç kırık testi koyarak başlayabilirsiniz.Ürediklerini genellikle yavrular testiden çıkınca veya testiyi kaldırdığınızda görebilirsiniz.

Vatoz üreten akvaristlerin en büyük dertlerinden biri yavru kayıplarıdır.Yavruları kaybetmeden büyütmek istiyorsanız yapacağınız bir kaç şey var.Suyu gün aşırı %5 değiştirmek,güçlü olmayan bir hava taşıyla havalandırmak ve temel besin olarak kabuğu soyulmuş bezelye kullanmak.Çürümeye başlamış eski bitki yapraklarını budayarak vatoz yavrularının bulunduğu akvaryuma koyarsanız yavrulara ayrı bir besin kaynağı sağlamış olursunuz.

Tetralar yapı itibariyle çıtkırıldım balıklardır.Özellikle neonlar bahsettiğim bu konuya dahildir.Eğer sık sık gittiğiniz bir akvaryumcu varsa ve uzun bir yoldan neon getirmişse,balıkların bir kısmının daha akvaryuma koymadan ölmüş olduğunu görürsünüz.

Öyle ki en ufak bir sertlik,PH ve sıcaklık değişimi bağışıklık sitemlerinin çökmesine ve çabucak hastalanıp strese girerek ölmesine neden olur.

Tetra akvaryumları için kabul edilen dizayn bol bitkili bir kurulumdur.Bol ve sık bitkiler ve geniş yüzme alanları,bu balıkları sürüler halinde dolaşırken izlemenizi sağlar.

Tetraların neden sürü halinde tutulduğu hep merak konusu olmuştur.Bazı akvaristler ise bunu gereksiz bulmaktadır.Tetralar sürü oluşturdukları takdirde en büyük sorunları olan yalnızlık ve stresi yenmiş olurlar.Bu da onları hastalıklardan korur.

Bir çok yerde tetraların üretilmesi çok zor olarak görülmüştür.Yalnız akvaristleri burada yanıldığı bir nokta vardır.Hep beraber mantık yürütelim.

Doğada yaşayan her canlı nüfusunu dengelemekle yükümlüdür.Tetralar 2-3 yıl yaşayan balıklardır ve bu kısa ömürlerinde mutlaka yumurtlamaları gerekmektedir.Aslında erişkin tetralar ölmeden önce gerekli koşullar sağlandığı sürece mutlaka en az bir defa yumurta dökerler.Ancak bu olaya şahit olamayan akvaristler genelde akvaryumu yumurtalar yendikten sonraki haliyle görür.

Tetralar genellikle sabaha karşı ya da akşam üzeri vakitlerinde yumurta dökerler.Yavruları yumurtadan çok küçük çıkar.Bu nedenle genellikle ilk bir hafta artemia yiyemezler.Seranın micron denilen çok ince yavru yemi bu açığı kapatmaya yetecektir.Ayrıca yine diğer balıklarda olduğu gibi,yavrularınızı eğer bitkili bir akvaryuma koyarsanız bitkilerin üstünde oluşan mikroorganizmaları yerler.Tetra yavrularını büyütürken eğer dediğim gibi bitkili bir akvaryuma koyarsanız su değişimini haftada bire kadar düşürmüş olursunuz.Ancak su değişimlerinde de çok dikkatli olunmalıdır.Aynı sıcaklıktaki ve dinlenmiş su konulmalıdır.

Tetralar küçükken bitkisel ve canlı yemlerle eşit oranlarda beslenmelidir.Büyüdükçe bitkisel yem azaltılmalı canlı yeme ağırlık verilmelidir.