Beyaz, İpliğimsi Balık Dışkısı

Beyaz, İpliğimsi Balık Dışkısı: Normal mi, Tehlikeli mi?
25 Ocak 2020 / Dr. Jessie Sanders, DVM, DABVP (Balık Uygulamaları) / Balık Sağlığı ve Hastalıkları

Balıkların Sindirim Sistemine Hoş Geldiniz

Çoğu sindirim sistemi, insanlar, balıklar ve diğer hayvanlar dahil olmak üzere benzer şekilde çalışır. Sindirim sistemi, besinleri emmek ve atıkları veya sindirilemeyen maddeleri dışarı atmakla sorumludur. Bağırsaklarımız, bu süreçte hareketi kolaylaştırmak için mukus üreten hücrelerle kaplıdır. Bu mukus olmadan, dışkı atılamaz ve vücutta birikerek ciddi sorunlara yol açabilir. Balıkların bağırsakları da aynı şekilde çalışır! Tatlı su balıkları kabız olamaz (bu durum osmoz nedeniyle imkânsızdır), ancak bağırsak hareketlerini kolaylaştırmak için mukusa ihtiyaç duyarlar.

Çoğu zaman, bu mukus tabakasını fark etmezsiniz çünkü balıklarınızın yediği yem bu tabakayı ince bir şekilde kaplar. Ancak balığınız yemek yemediğinde, yalnızca mukusu görürsünüz. Bu, balıklarınızın ünlü "beyaz, ipliksi dışkısıdır." Peki, bu bir hastalık belirtisi mi? Hayır, yalnızca balığınızın yem yemediğini gösterir. Bu durum birkaç saatten birkaç güne kadar sürebilir. Tropikal balıklar gibi birçok balık türü gün boyunca sürekli beslenmeye alışkındır. Eğer yalnızca birkaç öğün besleniyorlarsa, bazı dışkılar yem içerirken bazıları içermeyebilir. Bu durum tamamen normaldir.

Balıklarınızı Aç Bırakmanın Korkunç Sonuçları

Hastalık durumunda, internet kullanıcıları balıkları aç bırakmayı önerir. Ancak bu iyi bir fikir değildir. Hasta balıkların yüzmek ve bağışıklık sistemlerini çalıştırmak için besinlere ihtiyacı vardır. Bazı hastalıklarda yem miktarını sınırlamak gerekebilir, ancak bu karar bir veteriner tarafından verilmelidir. Biz bir su veterineri olarak nadiren yem kesintisi öneririz ve hiçbir zaman tamamen yem kesilmesini tavsiye etmeyiz.

Parazit Nasıl Anlaşılır?

Evet, "beyaz balık dışkısı" iç parazite benzer görünebilir. Ancak balığınız yabani yakalanmış balıklar, omurgasızlar veya dezenfekte edilmemiş süs eşyalarıyla temas etmediyse, parazit riski oldukça düşüktür. 10 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz ve 1.000’den fazla müşteriye hizmet verdik. Bu süre zarfında yalnızca üç kez iç parazit teşhisi koyduk ve bu vakaların tamamı yabani balıklarla ilişkilidir. Parazit ile boş dışkı arasındaki en büyük fark, birinin canlı olmasıdır.

Eğer balığınızın dışkısı kendi kendine hareket ediyorsa, bu bir parazit olabilir. Bunu doğrulamak için dışkıyı bir alet ile çıkarıp bir bardak durgun suya koyabilirsiniz. Eğer dışkı suyun içinde kendi başına hareket ediyorsa, bu bir parazit işareti olabilir.

Normal Balık Dışkısı Nasıl Olmalıdır?

Normal balık dışkısı, genellikle balığınızın normal diyetine benzer renkte olmalıdır. Sindirim sistemi mide asitleriyle parçalanmadığından, renk baştan sona değişmez.

Balığınız yosun yiyorsa, dışkıları canlı yeşil renkte olabilir. Çoğu balık yosun yemeyi sever, ancak çok azını sindirebilir. Bu nedenle yosun dışkı yoluyla, yalnızca mukus kaplamasıyla birlikte çıkar.

Beyaz, İpliğimsi Dışkı Türlerine Göre Durumlar

Betta Balıkları

Betta balıkları genellikle bu "beyaz, ipliksi dışkı" mitine maruz kalır. Tropikal oldukları için metabolizmaları sürekli aktiftir. Ancak günde bir veya iki kez beslenirlerse, bağırsak hareketleri genellikle boş olur. Bettalar, günde birden fazla küçük öğünlerle beslenmelidir.

Japon Balıkları

Japon balıkları da bu durumun sık görüldüğü türlerden biridir. Oda sıcaklığında (22-24°C) beslenen Japon balıkları, sürekli aç hissedebilir ve beyaz dışkılar üretebilir. Ayrıca, Japon balıkları yediklerinin çoğunu sindirmeden dışkı yoluyla atar, bu da sık dışkı üretimine yol açar.

Koi Balıkları

Dış mekânda yaşadıkları için koi balıklarının dışkılarını gözlemlemek zordur. Ancak sıcaklık dalgalanmalarına bağlı olarak metabolizmaları değişir ve bu durum dışkı miktarını etkileyebilir.

Tropikal Balıklar

Genellikle grup hâlinde tutulan tropikal balıkların dışkılarını gözlemlemek zordur. Ayrıca, tanktaki diğer balıklar dışkıları yiyebilir.

Sonuç

"Beyaz, ipliksi dışkı" bir hastalık belirtisi değildir, yalnızca balığınızın yem yemediğini gösterir. Yem kesme gibi tedavi yöntemlerine başvurmayın ve yalnızca bir su veterinerinin önerdiği tedavi yöntemlerini uygulayın.
Metnin orjinali için https://cafishvet.com/fish-health-disease/stringy-white-fish-poop/ bakılabilir.

Konuyu yararlı olduğunu düşünerek paylaştım. Sizlerinde yararlı bilgileri ile konu daha iyi bir düzeye taşınabilir. Keyifli hobiler.

Üstadım, bu faydalı ve güzel çeviri için teşekkür ederim. Doğru bildiğimiz yanlışların azalmasına katkısı olacaktır. Demekki neymiş ishal olanı susuz bırakmamak, ateşi yükseleni titriyor diye battaniyeye sarmamak gerektiği gibi balıkları hastalık şüphesinde aç bırakmamak lazımmış. Konu burada iken haftada bir gün aç bırakma önerileri hakkındaki görüşünüzü almak isterim. Bağırsaklar boş çalışsın sağlık için iyidir deniyor, nasıl olacaksa?
Balıklar kabız olmaz tespiti çok ilgimi çekti. Doğru ise ki doğrudur bütün kabızlık teşhisleri boşa çıkmış oluyor, dolayısı ile bezelye tadaviside[:)].
Konu balık sağlığı üzerine olduğundan bir soru daha yöneltmek isterim. Balıklarda böbrek dolayısı ile idrar sistemi olup olmadığı üzerine. Forumda balıkların böbrekleri yoktur o sebepten idrar yapmazlar amonyağı direk solungaçlardan atarlar şeklinde net ifadeler okumama rağmen bazı anatomik çizimlerde, kesitlerde böbrek gösterildiğini gördüm. Bu konuda bilginiz varsa paylaşmanızı rica edeceğim. Keyifli dertsiz hobiler dilerim efendim.

[QUOTE=Ehtiyar]Üstadım, bu faydalı ve güzel çeviri için teşekkür ederim. Doğru bildiğimiz yanlışların azalmasına katkısı olacaktır. Demekki neymiş ishal olanı susuz bırakmamak, ateşi yükseleni titriyor diye battaniyeye sarmamak gerektiği gibi balıkları hastalık şüphesinde aç bırakmamak lazımmış. Konu burada iken haftada bir gün aç bırakma önerileri hakkındaki görüşünüzü almak isterim. Bağırsaklar boş çalışsın sağlık için iyidir deniyor, nasıl olacaksa?
Balıklar kabız olmaz tespiti çok ilgimi çekti. Doğru ise ki doğrudur bütün kabızlık teşhisleri boşa çıkmış oluyor, dolayısı ile bezelye tadaviside[:)].
Konu balık sağlığı üzerine olduğundan bir soru daha yöneltmek isterim. Balıklarda böbrek dolayısı ile idrar sistemi olup olmadığı üzerine. Forumda balıkların böbrekleri yoktur o sebepten idrar yapmazlar amonyağı direk solungaçlardan atarlar şeklinde net ifadeler okumama rağmen bazı anatomik çizimlerde, kesitlerde böbrek gösterildiğini gördüm. Bu konuda bilginiz varsa paylaşmanızı rica edeceğim. Keyifli dertsiz hobiler dilerim efendim. [/QUOTE]
Ben hiç aç bırakmadım. Makalede söz edildiğine göre özellikle tropikal balıkların metobolizmaları hızlı çalışıyormuş. Buradan yola çıkarsak aç bırakmamak gerekir. Ne az ne çok kararında sık sık beslenmelidir diyor. Balıklardaki boşaltım sistemi solungaçları vasıtası ile oluyor fakat detaylı olarak bilmiyorum araştırıp konuya eklerim.

[QUOTE=ahmetfiratozkaya]
Ben hiç aç bırakmadım. Makalede söz edildiğine göre özellikle tropikal balıkların metobolizmaları hızlı çalışıyormuş. Buradan yola çıkarsak aç bırakmamak gerekir. Ne az ne çok kararında sık sık beslenmelidir diyor. Balıklardaki boşaltım sistemi solungaçları vasıtası ile oluyor fakat detaylı olarak bilmiyorum araştırıp konuya eklerim. [/QUOTE]
Bende bırakmıyorum fakat forumda geçmişten beri zaman zaman bu öneri yapılıyor; zorunluluktan örneğin pazar isyerinde olunmadığından yem verememek başka, yem vermeyin bir gün demek başka. Karşı çıkabilecek donelere sahip olmadığımdan bir şey diyemiyordum, bu makale iyi oldu. Balık veterine de karşı çıkan olur mu, olur elbette.
İpliksi dışkı hep iç parazit göstergesi kabul ediliyor, hatta birinci belirti sayılıyor. Boş mukustan kaynaklandığı ve parazit belirtisi sayılmaması gerektiği bilgiside hepimizin bildiğini, yaptığını değiştirecek. Tekrar teşekkürler. [EDIT]Ehtiyar,2025-01-11 21:06:17[/EDIT]

Makalede en ilginci "iç parazit"'in neredeyse hiç görülmemiş olması. Eğer çalışma doğruysa sürekli her hastalıkta düşündüğümüz "acaba iç parazit mi" ihtimalinin neredeyse sıfır olduğu. Bu durumda iç parazit için yapılan tedavilerde anlamsız, gereksiz hatta zararlı olabilir.

[QUOTE=KaanE]Makalede en ilginci "iç parazit"'in neredeyse hiç görülmemiş olması. Eğer çalışma doğruysa sürekli her hastalıkta düşündüğümüz "acaba iç parazit mi" ihtimalinin neredeyse sıfır olduğu. Bu durumda iç parazit için yapılan tedavilerde anlamsız, gereksiz hatta zararlı olabilir.[/QUOTE]
Makalede anlatılanlara göre oran 1000 de 3 vaka saptanmış onlarda doğadan alınmış F0 . Şeffaf dışkı bağırsaktaki mukusmuş balık açsa sadece mukus geliyormuş. Eğer o mukus hareketliyse şüphelenmemiz gerekirmiş kurt yani.

[QUOTE=ahmetfiratozkaya]
Makalede anlatılanlara göre oran 1000 de 3 vaka saptanmış onlarda doğadan alınmış F0 . Şeffaf dışkı bağırsaktaki mukusmuş balık açsa sadece mukus geliyormuş. Eğer o mukus hareketliyse şüphelenmemiz gerekirmiş kurt yani. [/QUOTE]
Desenize ne veballere girildi, haydii antibiyotik, yok şu olsun, yok yok bu olsun; halbuki ver yemi herkes mutlu olsun.

Kabızlık teşhislerimiz için, kabızlık değil sadece fazla yemleme yapılmış tespiti bilmem doğru olur mu?

Tatlı Su Balıklarında Amonyak Atılımı:

Tatlı su balıkları, protein metabolizmasının bir yan ürünü olan amonyağı vücutlarından uzaklaştırmak için özelleşmiş mekanizmalara sahiptir. Amonyak, toksik bir madde olduğundan, balıkların bunu etkili bir şekilde atması hayati önem taşır. Tatlı su balıkları, amonyak atılımını büyük ölçüde solungaçları ve bir miktar da böbrekleri aracılığıyla gerçekleştirir.

Amonyak Atılımının Mekanizması

1. Amonyağın Üretimi:
Amonyak, balıkların metabolize ettiği proteinlerin yıkımı sırasında oluşur. Bu süreçte amino asitler deamine edilir ve ortaya çıkan amonyak, balığın dolaşım sistemine geçer.


2. Solungaçlar Yoluyla Atılım:
Tatlı su balıklarında amonyağın büyük kısmı solungaç epiteli aracılığıyla çevreye atılır. Bu süreç, aşağıdaki mekanizmaları içerir:

Pasif Difüzyon:
Amonyak (NH₃) gaz halinde hücre zarlarından pasif olarak difüze olur. Bu, amonyak moleküllerinin balığın vücut sıvılarından dış ortama geçişini sağlar.

İyon Değişim Mekanizması:
Solungaç hücreleri, amonyağın amonyum (NH₄⁺) formunda atılmasını destekleyen aktif iyon değişim sistemlerine sahiptir. Bu süreçte, çevreden alınan sodyum (Na⁺) iyonları, NH₄⁺ iyonlarının dışarı atılmasını sağlar.



3. Böbrekler Yoluyla Atılım:
Tatlı su balıkları, az miktarda amonyağı böbrekleri aracılığıyla idrarla atar. Ancak bu yöntem, solungaçlara kıyasla daha az etkilidir ve atılan amonyak miktarı oldukça düşüktür.


4. Çevreyle Etkileşim:
Tatlı su balıkları, düşük tuz konsantrasyonuna sahip bir ortamda yaşadıkları için amonyağı suya hızla difüze edebilir. Çevredeki suyun sürekli yenilenmesi, atılan amonyağın balık çevresinde birikmesini önler.



Tatlı Su Balıklarının Amonyak Atılımına Uyumları

Tatlı su balıkları, amonyak atılımını kolaylaştırmak için çeşitli adaptasyonlar geliştirmiştir:

İnce Solungaç Epiteli: Solungaçların ince yapısı, gazların ve iyonların difüzyonunu kolaylaştırır.

Yüksek Kan Akışı: Solungaçlardaki zengin damar yapısı, amonyağın hızla taşınmasını ve atılmasını sağlar.

pH Dengeleme Mekanizmaları: Amonyağın NH₃ formunda atılabilmesi için solungaçlarda uygun bir pH dengesi korunur.


Amonyak Atılımının Ekolojik Önemi

Tatlı su balıklarının amonyak atılımı, çevresel döngüler üzerinde de etkili bir rol oynar. Atılan amonyak, sudaki diğer organizmalar tarafından kullanılabilir veya mikrobiyal süreçler aracılığıyla nitrifikasyon yoluyla nitratlara dönüştürülebilir. Bu, ekosistemdeki azot döngüsüne katkı sağlar.

Sonuç

Tatlı su balıkları, amonyak gibi toksik maddeleri etkili bir şekilde atmak için gelişmiş fizyolojik mekanizmalara sahiptir. Solungaçlar bu süreçte anahtar bir rol oynar ve böbrekler bu mekanizmayı destekler. Amonyak atılımının düzenlenmesi, balıkların hayatta kalması için kritik bir süreçtir ve aynı zamanda ekosistemin işleyişinde de önemli bir yere sahiptir.

Tatlı Su Balıklarında İdrar Oluşumu ve Atılımı:

Tatlı su balıkları, hipotonik bir ortamda yaşayan organizmalardır. Bu durum, tatlı suyun tuz konsantrasyonunun balığın iç sıvılarına göre çok daha düşük olması anlamına gelir. Bu fizyolojik farklılık, osmoregülasyon adı verilen bir süreçle balıkların iç dengesini korumasını zorunlu kılar. Tatlı su balıklarının idrar sistemleri, bu dengenin sağlanmasında kritik bir rol oynar.

Tatlı Su Balıklarında Osmoregülasyon ve İdrar Oluşumu

Tatlı su balıkları, çevresindeki suyun sürekli olarak osmoz yoluyla vücutlarına girmesi gibi bir durumla karşı karşıyadır. Bunun nedeni, balığın vücut sıvılarının daha yüksek bir ozmotik basınca sahip olmasıdır. Fazla suyun atılması ve iyonların dengede tutulması için balıklar aşağıdaki mekanizmaları kullanır:

1. Böbreklerin Rolü:
Balıkların böbrekleri, fazla suyu süzmek ve iyon dengesini korumak için özelleşmiştir. Tatlı su balıklarının böbrekleri büyük miktarlarda seyreltilmiş idrar üretir. Böbreklerde bulunan glomerüller, kan plazmasını süzerek su ve çözünmüş maddelerin ayrılmasını sağlar.


2. Proksimal Tübül İşlevi:
Glomerüllerden süzülen sıvı, böbreğin tübül sisteminden geçerken iyonların (örneğin sodyum ve klor) geri emilimi gerçekleşir. Bu süreç, suyun fazla miktarda atılmasını sağlarken önemli iyonların vücutta tutulmasını mümkün kılar.


3. İdrarın Atılımı:
İdrar, balıkların üriner sisteminden mesaneye taşınır ve ardından üretral açıklıktan dışarı atılır. Bu idrar, büyük oranda su içerir ve iyon konsantrasyonu oldukça düşüktür.



İyon Dengesinin Korunması

Tatlı su balıkları sadece fazla suyu dışarı atmakla kalmaz, aynı zamanda iyon kaybını da telafi etmelidir. Bu süreç, solungaç hücreleri (klorid hücreleri) aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu hücreler aktif transport mekanizmalarıyla çevreden sodyum, klor ve potasyum gibi iyonları geri alır.

Adaptasyon Mekanizmaları

Tatlı su balıklarının idrar sistemleri, yaşadıkları çevreye uyum sağlamak için evrimsel adaptasyonlar göstermiştir. Bu adaptasyonlar şunlardır:

Büyük Glomerüller: Glomerüllerin büyüklüğü, daha fazla suyun süzülmesini ve dışarı atılmasını sağlar.

Hızlı İdrar Üretimi: Sürekli su alımını dengelemek için hızlı ve sürekli bir idrar üretim mekanizması bulunur.

Solungaç Hücreleri: İyon dengesini korumak için solungaçlardaki özel hücreler, aktif iyon transferini mümkün kılar.


Sonuç

Tatlı su balıkları, yaşamlarını sürdürebilmek için sürekli olarak osmoregülasyon yapmak zorundadır. İdrar sistemleri, bu sürecin önemli bir parçasıdır ve suyun fazlasını dışarı atarak iyon dengesini korur. Bu sistem, tatlı su balıklarının düşük tuzlu bir ortamda yaşamlarını sürdürebilmeleri için vazgeçilmezdir.

Tatlı su balıklarının idrar üretim mekanizması, biyolojik uyumun ve evrimin çarpıcı bir örneğidir. Bu sistemin daha detaylı anlaşılması, balıkların ekosistemdeki rollerini ve çevresel değişikliklere tepkilerini anlamamıza da katkı sağlar.




[EDIT]ahmetfiratozkaya,2025-01-11 20:29:58[/EDIT]

[QUOTE=ahmetfiratozkaya]
Ben hiç aç bırakmadım. Makalede söz edildiğine göre özellikle tropikal balıkların metobolizmaları hızlı çalışıyormuş. Buradan yola çıkarsak aç bırakmamak gerekir. Ne az ne çok kararında sık sık beslenmelidir diyor. Balıklardaki boşaltım sistemi solungaçları vasıtası ile oluyor fakat detaylı olarak bilmiyorum araştırıp konuya eklerim. [/QUOTE][QUOTE=Ehtiyar]Üstadım, bu faydalı ve güzel çeviri için teşekkür ederim. Doğru bildiğimiz yanlışların azalmasına katkısı olacaktır. Demekki neymiş ishal olanı susuz bırakmamak, ateşi yükseleni titriyor diye battaniyeye sarmamak gerektiği gibi balıkları hastalık şüphesinde aç bırakmamak lazımmış. Konu burada iken haftada bir gün aç bırakma önerileri hakkındaki görüşünüzü almak isterim. Bağırsaklar boş çalışsın sağlık için iyidir deniyor, nasıl olacaksa?
Balıklar kabız olmaz tespiti çok ilgimi çekti. Doğru ise ki doğrudur bütün kabızlık teşhisleri boşa çıkmış oluyor, dolayısı ile bezelye tadaviside[:)].
Konu balık sağlığı üzerine olduğundan bir soru daha yöneltmek isterim. Balıklarda böbrek dolayısı ile idrar sistemi olup olmadığı üzerine. Forumda balıkların böbrekleri yoktur o sebepten idrar yapmazlar amonyağı direk solungaçlardan atarlar şeklinde net ifadeler okumama rağmen bazı anatomik çizimlerde, kesitlerde böbrek gösterildiğini gördüm. Bu konuda bilginiz varsa paylaşmanızı rica edeceğim. Keyifli dertsiz hobiler dilerim efendim. [/QUOTE]
Tatlısu balıklarındaki boşaltım sistemini araştırdım konuya ekledim keyifli hobiler.

Hocam, tekrar teşekkürler. Ayrıntı veya gereksiz gibi gelebilir belki fakat sorumluluğunu aldığımız canlılar hakkında ne öğrensek yetersiz kalıyor. Akademik değeri olan makaleler son zamanlarda azalmıştı, başkasını bilmem bana ilaç gibi geldi; elinize, beyninize kuvvet, tekrar teşekkürler.

[QUOTE=Ehtiyar]Hocam, tekrar teşekkürler. Ayrıntı veya gereksiz gibi gelebilir belki fakat sorumluluğunu aldığımız canlılar hakkında ne öğrensek yetersiz kalıyor. Akademik değeri olan makaleler son zamanlarda azalmıştı, başkasını bilmem bana ilaç gibi geldi; elinize, beyninize kuvvet, tekrar teşekkürler. [/QUOTE]
Ben teşekkür ederim. Mesela bende idrarın solungaçtan çıktığını sanıyordum içeriğininde fazlaca amonyak barındırdığını. Fakat solungaçtan atılanla böbrekten atılan çok farklı imiş.

İyon Değişim Mekanizması:
Solungaç hücreleri, amonyağın amonyum (NH₄⁺) formunda atılmasını destekleyen aktif iyon değişim sistemlerine sahiptir. Bu süreçte, çevreden alınan sodyum (Na⁺) iyonları, NH₄⁺ iyonlarının dışarı atılmasını sağlar.
Buna göre de suda bir miktar sodyum bulunması lazım değil mi? Sodyum (yani yaygın formu tuz) sayesinde amonyak amonyum olarak suya atılıyor .

.

Çeşme sularında bir miktar sodyum bulunuyor, bu ayrıntıyı ters osmos kullananlar daha dikkate almalı [:)]. Eski konularda bazen ayda bir maden suyu dökülmesinden bahsedilirdi. Malum sodyum, magnezyum, karbonat iyonları fazla bu sularda acaba ne düşünürsünüz ayda bir bir şişe kızılay maden suyu?
Son mesajınızdaki paragraf ile bana daha önce gönderdiğiniz makaleyi birleştirince bitkilendirmenin önemi daha bir arttı gözümde, organik atık yönünden yükü sırtlanıyorlar bitkiler.
Sizinde geçen gün yazdığınız, filtrenizin sadece seramikle dolu olması yönteminizi gözden geçirmeniz gerekiyor galiba; biyolojik ihtiyaç az ise bari mekanik filtrasyon yaptırın, boşa elektrik parası ödemektense [:D].

[QUOTE=Ehtiyar]Çeşme sularında bir miktar sodyum bulunuyor, bu ayrıntıyı ters osmos kullananlar daha dikkate almalı [:)]. Eski konularda bazen ayda bir maden suyu dökülmesinden bahsedilirdi. Malum sodyum, magnezyum, karbonat iyonları fazla bu sularda acaba ne düşünürsünüz ayda bir bir şişe kızılay maden suyu?
Son mesajınızdaki paragraf ile bana daha önce gönderdiğiniz makaleyi birleştirince bitkilendirmenin önemi daha bir arttı gözümde, organik atık yönünden yükü sırtlanıyorlar bitkiler.
Sizinde geçen gün yazdığınız, filtrenizin sadece seramikle dolu olması yönteminizi gözden geçirmeniz gerekiyor galiba; biyolojik ihtiyaç az ise bari mekanik filtrasyon yaptırın, boşa elektrik parası ödemektense [:D].[/QUOTE]
Ben çoğu kez yurtdışında olunca filitrenin tıkanmaması gerekiyor o yüzden mekanik filitrasyon yapamıyorum.