Odamdaki Havuz
Gönderim Zamanı: 20 Mart 2009 11:58
Neredeyse 1 ay olacak yeni resimler yokmu? Radinant 2009-03-20 18:46:16
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Mart 2009 14:10
Arkadaşı canı gönülden kutlarım. Uzun yıllar adapazarında tek başıma yaşamama rağmen nedense balık sevdam geç oluştu ve şimdi ev ortamında çok büyük tanklara izin vermiyorlar. Tabi aile ortamından çıkıp kendi evime yerleştiğim zaman 600ltlik bir japon tankı kurmayı düşünüyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Mayıs 2009 11:20
Herkese merhabalar. Uzunca bir aradan sonra havuzumla ilgili gelişmeleri ve odamdaki diğer akvaryumlarımı sizinle paylaşmaya devam etmek istiyorum
Öncelikle şunu belirteyim ki havuzu odadan alıp salona taşıdım. E haliyle salonu da odaya...
Daha geniş, daha ferah oldu. Bitkilerim akvaryumlarım ve havuzumla güzel bir mekân oldu.
Taşınma işini ocak ayıın sonlarında gerçekleştirdim. Taşınırken yeterince su depolayamadığım için havuzun dibinde 10 cm'lik su seviyesi kaldı. Bu yüzden yeterince su dinletmeden birazda balıkların sağlığına güvendiğimden yine de 1 günlük dinlenmiş suyu ekledim.Hemen hemen aynı oranda. Anında streslendiler, ve zehirlendiler adeta. 16 balığın 16'sı da yalpalıyordu.Kimi ters dönmüş kimi baş aşağı yüzüyordu. Tabi 1 gün önce sapa sağlam, obur hallerini görüp o anda da bu vaziyetlerini görünce insan yıkılıyor. O anda sudan zehirlendiklerini düşündüm. Ve hemen 3 damacana su sipariş verip acil durum tankı oluşturayım dedim. Su gelene kadar balıkların 4'ü ölmüştü. Bu 4 balık arasında yarışmaya soktuğum balığım da vardı. Su geldi ve hemen kaynar su ilave edip su sıcaklığını 22 lere getirdim. ama kararsız kalmıştım. Bir nevi ölüm hızı azalmış gibiydi. Biraz da suya alışmışlar gibiydi. Acaba eski sularında mı kalsınlar yeni sularında mı kalsınlar derken 6 tanesini havuzda bıraktım, 6 tanesini de akvaryuma aldım.Şöyle böyle derken 4 balık daha öldü. Kalanlar da yalpalıyordu. Ama kalanlar zamanla bir şekilde kendilerini topladılar ve şu anda sapa sağlamlar. Bu arada ölen balıklarımın birinin karnı doluydu. Öldükten sonra belki yumurtalarını kurtarırım diye sağım yapayım dedim. Sağdım ve yaklaşık 1000 tane, veya artık siz karar verin yumurtam oldu.
Tabi bunlar döllenmemiş yumurta olduklarından, ve bunları dölleyecek sağlıklı ve hazır bir erkek olmadığından bu yumurtalar da ziyan oldu.
Kafama takılan soru bu noktada şöyle ; Bu balığı bu hale gelmeden 2 hafta önce de sağmıştım, ve hiçbir yumurta vs..gelmemişti. Artık balık ölü olduğu için sağarken daha sert davrandım. Acaba ölüm katılığı dediğimiz şeyden olduğu için mi bu kadar sert davranmak zorunda kaldım yoksa normalde de bu sertlik ayarında mı sağma işlemi gerçekleşiyor bu noktayı bir türlü anlayamıyorum.
Neyse sonu sonu 8 balık kaldı ve bunların sağlığında hiçbir sıkıntı çıkmadı. Yaklaşık 2 ay kadar 8 balık havuzda kaldılar. Baya bir şevkim kırılmış moralim bozulmuştu. Havuza ilgim azaldı. Aslına bakarsanız şu anda da az. Pek ilgilenmiyorum. 1 ay kadar önce havuza 8 balık daha ekledim. Bir kısmını sipariş verdim. Havuzun genel görüntüsü kötü, ama birkaç resim ekleyeyim.
Biraz terbiyesizler, neredeyse mideleri gözüküyor, bir türlü ağızlarını kapatmayı öğretemedim.
Havuzun görünümünü düzelttikçe fotoğraf ekleyeceğim, ayrıca zaman buldukça diğer akvaryumlarımı ve canlılarımı da bu başlıktan anlatmak istiyorum
Herkese sevgiler, saygılar
Öncelikle şunu belirteyim ki havuzu odadan alıp salona taşıdım. E haliyle salonu da odaya...
Daha geniş, daha ferah oldu. Bitkilerim akvaryumlarım ve havuzumla güzel bir mekân oldu.
Taşınma işini ocak ayıın sonlarında gerçekleştirdim. Taşınırken yeterince su depolayamadığım için havuzun dibinde 10 cm'lik su seviyesi kaldı. Bu yüzden yeterince su dinletmeden birazda balıkların sağlığına güvendiğimden yine de 1 günlük dinlenmiş suyu ekledim.Hemen hemen aynı oranda. Anında streslendiler, ve zehirlendiler adeta. 16 balığın 16'sı da yalpalıyordu.Kimi ters dönmüş kimi baş aşağı yüzüyordu. Tabi 1 gün önce sapa sağlam, obur hallerini görüp o anda da bu vaziyetlerini görünce insan yıkılıyor. O anda sudan zehirlendiklerini düşündüm. Ve hemen 3 damacana su sipariş verip acil durum tankı oluşturayım dedim. Su gelene kadar balıkların 4'ü ölmüştü. Bu 4 balık arasında yarışmaya soktuğum balığım da vardı. Su geldi ve hemen kaynar su ilave edip su sıcaklığını 22 lere getirdim. ama kararsız kalmıştım. Bir nevi ölüm hızı azalmış gibiydi. Biraz da suya alışmışlar gibiydi. Acaba eski sularında mı kalsınlar yeni sularında mı kalsınlar derken 6 tanesini havuzda bıraktım, 6 tanesini de akvaryuma aldım.Şöyle böyle derken 4 balık daha öldü. Kalanlar da yalpalıyordu. Ama kalanlar zamanla bir şekilde kendilerini topladılar ve şu anda sapa sağlamlar. Bu arada ölen balıklarımın birinin karnı doluydu. Öldükten sonra belki yumurtalarını kurtarırım diye sağım yapayım dedim. Sağdım ve yaklaşık 1000 tane, veya artık siz karar verin yumurtam oldu.
Tabi bunlar döllenmemiş yumurta olduklarından, ve bunları dölleyecek sağlıklı ve hazır bir erkek olmadığından bu yumurtalar da ziyan oldu.
Kafama takılan soru bu noktada şöyle ; Bu balığı bu hale gelmeden 2 hafta önce de sağmıştım, ve hiçbir yumurta vs..gelmemişti. Artık balık ölü olduğu için sağarken daha sert davrandım. Acaba ölüm katılığı dediğimiz şeyden olduğu için mi bu kadar sert davranmak zorunda kaldım yoksa normalde de bu sertlik ayarında mı sağma işlemi gerçekleşiyor bu noktayı bir türlü anlayamıyorum.
Neyse sonu sonu 8 balık kaldı ve bunların sağlığında hiçbir sıkıntı çıkmadı. Yaklaşık 2 ay kadar 8 balık havuzda kaldılar. Baya bir şevkim kırılmış moralim bozulmuştu. Havuza ilgim azaldı. Aslına bakarsanız şu anda da az. Pek ilgilenmiyorum. 1 ay kadar önce havuza 8 balık daha ekledim. Bir kısmını sipariş verdim. Havuzun genel görüntüsü kötü, ama birkaç resim ekleyeyim.
Biraz terbiyesizler, neredeyse mideleri gözüküyor, bir türlü ağızlarını kapatmayı öğretemedim.
Havuzun görünümünü düzelttikçe fotoğraf ekleyeceğim, ayrıca zaman buldukça diğer akvaryumlarımı ve canlılarımı da bu başlıktan anlatmak istiyorum
Herkese sevgiler, saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Mayıs 2009 13:52
Sinan Bey kayıplarınız için gerçekten üzüldüm, ama kalan balıklar hakikaten çok güzeller. Tebrik ederim emeğiniz için.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Mayıs 2009 14:11
Çılgın bi fikir, havuz çok harika olmuş balıklarda çok sağlıklı ama havuzun kapladığı alan kadar camdan yapılmış bir tank daha süper olurdu, hem branda vs. uğraşmazdın, uygun yerim olsa kesinlikle böyle birşey yapardım. 45 cm yükseklik, 1,50 m 1,50 m :D odanın içinde ilginç birşey olurdu üstten bir ışıklandırma yandan bir web cam izlemesi çok güzel olurdu..
murad 2009-05-15 20:48:22
Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Mayıs 2009 15:17
Doğan bey aklıma gelmedi değil Cam yerine taban ve 3 tarafı kalebodur vs.. tek bir taraf cam olması daha mantıklı geliyor bana. Ama dediğiniz gibi yer lazım, mal mülk bizim olsa hiç sorun değil
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Mayıs 2009 20:25
Yavaş yavaşta olsa size diğer akvaryumlarından bahsedeceğim. Geçen sene bu aylarda bitkili merakım başlamıştı ama saç yosunu sebebiyle bitkili akvaryumumu bozmuştum. Bu sefer de bir deneme yaptım, low tech kurdum hemde camın önüne ama ilk denemem faciaydı işte ilk denemem.
Su bu kadar yeşil olmasına rağmen balıklar ve bitkiler kendilerinden memnun gelişiyorlardı.
Elimde 100x55hx30 bir tank daha vardı. Onu da diğer pencere yanına koydum. Kumunu suyunu koydum,biraz lemna minor ekledim, camlarını temizledim ve beklemeye koyuldum.
Bitkili akvaryumun sabır işi olduğunu biliyordum. O yüzden beklemeye koyuldum. Biraz içine yem attım ve suyun hazırlanmasını hızlandırdım. Yaklaşık 7-10 gün kadar akvaryum boş kaldı. İçinde sadece küçük bir elodea, biraz da su mercimeği vardı. 10. gün sonunda kumun üzerinde attığım yemlerin etkisinden olacak su piresini andıran, sağa sola sıçrar gibi hareket eden küçük küçük canlılar gördüm. Ve yavaş yavaş diğer yosunlu akvaryumdan bitkileri taşımaya başladım. Taşıma işlemini de ağırdan aldım. O da yaklaşık 2 gün sürdü. Suyun dengesini asla bozmak istemiyordum.
Malesef bu zamandaki resimlerim kayboldu, o yüzden resim ekleyemiyorum.
İçinde 100 W ısıtıcı ve mini iç filtrelerden var.
Akvaryumu taşıdıktan 1 hafta sonra aynı diğer yosunlu akvaryum gibi su yemyeşil oldu. Geçen seneki kimyasal kullanmama inadım bu sene yoktu bende biyoteknik marka biyo algicid ilacından kullandım. Yaklaşık 1 hafta içinde yosundan eser kalmadı. İlk önce yeşil su kahverengiye döndü sonra yavaş yavaş açıldı. Bu arada dış filtre de kullandım. Bir nebze direkt ışığı kessin diye pencere önündeki perdeyi de genelde kapalı tutuyorum. Bitkilerin fotosentezi görülmeye değer. Çok az, 2-3 haftada bir gübreleme yapıyorum. İlk başta eklediğim küçücük elodea çoğaldı ve çoğaldı.
Japon şemsiyelerim uzadıkça uzadı. Max uzunlukta olanı 40 cm kadarken şu an en uzunu 84 cm. Yaklaşık 40-45 gün kadar önce taşıma işlemini tamamladığım tankın yeni fotoğrafları ;
Bu arada japon şemsiyesi çin su yüksekliği ideal değer 15 cm civarı olduğu için kola şişesinden düzenek yaptım. Kötü gözükmesi benim için pek önemli değil, akvaryumun bu hali oldukça hoşuma gidiyor.
Su bu kadar yeşil olmasına rağmen balıklar ve bitkiler kendilerinden memnun gelişiyorlardı.
Elimde 100x55hx30 bir tank daha vardı. Onu da diğer pencere yanına koydum. Kumunu suyunu koydum,biraz lemna minor ekledim, camlarını temizledim ve beklemeye koyuldum.
Bitkili akvaryumun sabır işi olduğunu biliyordum. O yüzden beklemeye koyuldum. Biraz içine yem attım ve suyun hazırlanmasını hızlandırdım. Yaklaşık 7-10 gün kadar akvaryum boş kaldı. İçinde sadece küçük bir elodea, biraz da su mercimeği vardı. 10. gün sonunda kumun üzerinde attığım yemlerin etkisinden olacak su piresini andıran, sağa sola sıçrar gibi hareket eden küçük küçük canlılar gördüm. Ve yavaş yavaş diğer yosunlu akvaryumdan bitkileri taşımaya başladım. Taşıma işlemini de ağırdan aldım. O da yaklaşık 2 gün sürdü. Suyun dengesini asla bozmak istemiyordum.
Malesef bu zamandaki resimlerim kayboldu, o yüzden resim ekleyemiyorum.
İçinde 100 W ısıtıcı ve mini iç filtrelerden var.
Akvaryumu taşıdıktan 1 hafta sonra aynı diğer yosunlu akvaryum gibi su yemyeşil oldu. Geçen seneki kimyasal kullanmama inadım bu sene yoktu bende biyoteknik marka biyo algicid ilacından kullandım. Yaklaşık 1 hafta içinde yosundan eser kalmadı. İlk önce yeşil su kahverengiye döndü sonra yavaş yavaş açıldı. Bu arada dış filtre de kullandım. Bir nebze direkt ışığı kessin diye pencere önündeki perdeyi de genelde kapalı tutuyorum. Bitkilerin fotosentezi görülmeye değer. Çok az, 2-3 haftada bir gübreleme yapıyorum. İlk başta eklediğim küçücük elodea çoğaldı ve çoğaldı.
Japon şemsiyelerim uzadıkça uzadı. Max uzunlukta olanı 40 cm kadarken şu an en uzunu 84 cm. Yaklaşık 40-45 gün kadar önce taşıma işlemini tamamladığım tankın yeni fotoğrafları ;
Bu arada japon şemsiyesi çin su yüksekliği ideal değer 15 cm civarı olduğu için kola şişesinden düzenek yaptım. Kötü gözükmesi benim için pek önemli değil, akvaryumun bu hali oldukça hoşuma gidiyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Mayıs 2009 23:34
Selam,
Sanırım, T.Ali KÜTÜKÇÜOĞLU'nun tankı gibi olacak
Görüntüler bana bunu çağrıştırdı. Umarım olur Sinan.
Japon şemsiyesi, 90 cm den uzun mu?
Saygılar,
Sanırım, T.Ali KÜTÜKÇÜOĞLU'nun tankı gibi olacak
Görüntüler bana bunu çağrıştırdı. Umarım olur Sinan.
Japon şemsiyesi, 90 cm den uzun mu?
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Mayıs 2009 23:39
Sinan abi akvaryum ve havuzun gün geçtikçe güzelleşerek büyüyor gerçekten çok güzel bir ortam elde etmişsin.
Balıkların adına üzüldüm ama ne olursa olsun bu sevdadan vazgeçilmez kalbinin bi yerinde illaki bir kıvılcım kalır ve bir an bu sevda tetrar yanar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Mayıs 2009 01:33
Muzaffer abi teşekkür ederim, tamamen etkilenip taklit etmeye çalışsam da hiç benzemeyeceğini biliyorum abi yine de zevk verici, low tech ayrı bir zevkmiş gerçekten. Geçen seneki bitkili denememden çok daha eğlenceli.
Japon şemsiyesi en son ölçtüğümde 84 cm'di. Her çıkan dal diğerinden daha da uzun oluyor. En son çıkan dal çok geniş yapraklı, 84 cm'liği geçeceğini düşünüyorum
Sevgili Semih; teşekkür ederim, bu yazıdan sonra biraz şeklini düzeltmeye başladım havuzun. Dipte kum eksikliği vardı onu tamamlamaya çalıştım. Üreme dönemleri geldiği için plastik bitki eklemiştim, bitkimsi birşeyler olunca üremeleri tetikleniyormuş japon ve koi'lerin. Bakalım bendekilerde bir hareketlenme olacakmı, merakla bekliyorum.
Bu arada bu kuyruğu yenmiş betam. Arkadaşım almış ve yunus cichlidlerin yanına atmış. Ertesi sabah kuyruğu tamamen yokmuş. Bana kuyruksuz halde getirdi. Bende aldım. Kuyruğu epey topladı, çok daha uzayacak tabi.
Bu da onun dişisi. Aynı akvaryumdalar. Bunu da arkadaşım almış ve bu dişi betayı yeni getirdi. İlk 2 gün erkek dişiyi baya hırpaladı ama bu son 3 gündür alıştılar birbirlerine. O da yakında toplar kendini. Bir müddet sonra beta çiftime küçük bir bitkili akvaryum yapıp onları da üretmeye çalışacağım
sinan m.d 2009-05-19 01:41:45
Japon şemsiyesi en son ölçtüğümde 84 cm'di. Her çıkan dal diğerinden daha da uzun oluyor. En son çıkan dal çok geniş yapraklı, 84 cm'liği geçeceğini düşünüyorum
Sevgili Semih; teşekkür ederim, bu yazıdan sonra biraz şeklini düzeltmeye başladım havuzun. Dipte kum eksikliği vardı onu tamamlamaya çalıştım. Üreme dönemleri geldiği için plastik bitki eklemiştim, bitkimsi birşeyler olunca üremeleri tetikleniyormuş japon ve koi'lerin. Bakalım bendekilerde bir hareketlenme olacakmı, merakla bekliyorum.
Bu arada bu kuyruğu yenmiş betam. Arkadaşım almış ve yunus cichlidlerin yanına atmış. Ertesi sabah kuyruğu tamamen yokmuş. Bana kuyruksuz halde getirdi. Bende aldım. Kuyruğu epey topladı, çok daha uzayacak tabi.
Bu da onun dişisi. Aynı akvaryumdalar. Bunu da arkadaşım almış ve bu dişi betayı yeni getirdi. İlk 2 gün erkek dişiyi baya hırpaladı ama bu son 3 gündür alıştılar birbirlerine. O da yakında toplar kendini. Bir müddet sonra beta çiftime küçük bir bitkili akvaryum yapıp onları da üretmeye çalışacağım
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Mayıs 2009 14:29
Selam,
Sinan, olmaz diye birşey yok olur. İstemek, başarmanın yarısıdır
Bu arada, bana göndermiş olduğun köksüz japon şemsiyesinin kökleri daha uzadı. Ne zaman dikmem gerekiyor bunu? Dikerken, sap kısmını köke yakın koparacak mıyız yoksa o hali ile mi dikeceğiz?
Aydınlatırsan sevinirim
Saygılar,
Sinan, olmaz diye birşey yok olur. İstemek, başarmanın yarısıdır
Bu arada, bana göndermiş olduğun köksüz japon şemsiyesinin kökleri daha uzadı. Ne zaman dikmem gerekiyor bunu? Dikerken, sap kısmını köke yakın koparacak mıyız yoksa o hali ile mi dikeceğiz?
Aydınlatırsan sevinirim
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir