Poecilia Velifiera (Velifera)(Resim eklendi)
POECİLİA VELİFİERA (VELİFERA)
ANA VATANI:
Orta Amerika nehirlerinin denize döküldüğü yerler.
BESLENME: Bu
balıkların genelde otçul ağırlıklı beslenmesi önerilir fakat bu yanlıştır.
Veliferalar doğalarında küçük su böcekleri ve küçük balıkları avlarlar. Günlük
besinlerinin % 70 ini protein olarak alırlar. Diğer besinlerini ise yosun ve
yumuşak su bitkileri oluşturur. Balığımı protein ağırlıklı beslediğim için
kabız yada diğer sindirim hastalıkları kaptı diyenlerse doğal ortamlarını
düşünüp güçlü olanların yaşadığını unutmasınlar. Zaten doğada o hastalıklara
yakalanacak kadar besin bulamıyorlardır. Ayrıca bu beslenme biçimiyle balıklar
cinsel yönden daha aktif oluyorlar. Veliferalar diğer canlı doğuranların aksine
dişlidirler. Canlı yemleri reddetmemelerine rağmen çok yağlı olmayan et(tavuk,
dana, ciğer, balık),yumurta sarısı, böcek (sivrisinek, karasinek, örümcek,
hatta hamam böcekleri , solucan gibi) ve kaynamış ıspanağa hayır demezler.
Bağırsak hastalıklarını engellemek için gereken tek şey çok değil sık ve
çeşitli beslemektir.
CİNSİYET: Bu
balıklarda da diğer canlı doğuranlar gibi erkeklerdeki gonopod(anüs yüzgecinin
yerini almış sivri ve sperm nakli için evrimleşen organ) sayesinde ayırmak mümkün.
Ayrıca erkeklerin sırt yüzgeçleri dişilerinkine oranla dev denebilecek şekilde
büyüktür. Bu yüzgeç rakipleri korkutup dişileri etkilemek için kullanılır.
GÖRÜNÜM:
Bilinenin aksine veliferalarda diğer canlı doğuranlardaki gibi anaerkil yapıya
rastlanmaz. Veliferalarda erkekler hiyerarşide dişilerden daha yukardadır.
Nedeni boyuttur. Her ne kadar akvaryumlardaki kısıtlı alan yüzünden yeteri
kadar göremesek te erkekler dişilerden çok daha büyük olurlar. Veliferalar
doğada 5 yaşını zor doldurmasına rağmen akvaryumda iyi şartlarda 7 yıl kadar
yaşayabilir. Yaşını doldurmuş bir erkek 19 cm i, dişi ise 15 cmi zorlayabilir. Ayrıca erkekler dişilere
oranla dişilerden daha büyük yüzgeçlere (yelkenden yanı sıra), daha büyük bir
kafa ve ağız yapısına ve daha kalın bir vücuda sahiptir. Şu an çeşit çeşit
renklere sahip olmalarına rağmen(aykuyruk veliferalar moli kırması, balon
veliferalar oynanmış balıklardır) Doğal renkleri erkeklerde parlak gri veya
gümüş desenli vücut ve yüzgeç ve kırmızı-sarı tonları arasında kafa renkleri,
dişilerde gri-kahverengi-sarı karışımı solgun mat bir renktir. Yavrular gri
tonlarında doğar. Doğada bulunamamasına rağmen(avcıların yanıp sönen yemeği
oldukları için) albinolar akvaryumda gördüklerimizin aksine solgun beyaz bir
renge sahiptir(erkeğide dişiside). Hobiciler yelken moliyle veliferayı
birbirlerine karıştırabilir fakat veliferalarda daha kalın bir vücut vardır ve
daha büyüktürler. Erkeklerinde veliferalarda yelkenlerinde 18 kılçık bulunur ve
daha yüksektirler, molilerde 14 kılçık bulunur. Dişilerde de aynı sayma işlemi
uygulanabilir fakat erkeklerde bu doğal olarak daha kolaydır.
DAVRANIŞ:
Erkekler kendilerine bir bölge edinir (yaklaşık 1 m çapında) ve oraya uğrayan
tüm dişilerle çiftleşmeye çalışır. Akvaryum gibi kısıtlı bir alanda genelde bu
tüm akvaryum olur. Harika kur dansları vardır. Erkekler doğal ortamlarında
yalnız yaşarlar. Dişiler ise 5-6 lı gruplar halinde dolaşırlar. Ancak bazı
durumlarda dişiler diğer dişilere erkeklerin diğer erkeklere olduğundan daha
bölgeci ve agresif davranabiliyorlar. Bunu hiyerarşi sırasının bozulması veya
besin kavgası olarak açıklayabilirim sanırım. Fakat erkeklerde de dişilerde de
bu kavgalar bazen 10 dakikayı bulabilmesine rağmen önemli boy farkları olmadığı sürece
ölümcül değildir.
ORTAM:
Sıcaklık konusunda balıklardaki rahatlık, cinsel aktiflik, yavrulardaki büyüme
ve doğum gibi ve daha başka bir çok nedenden olsun en iyi sonucu 26 derece
veriyor. Nedeni ise yaşadığı suların nehirle denizlerin birleştiği yerler
olmasından dolayı suların serin olması olarak açıklanabilir. Yine deniz ve
nehir nedeninden dolayı yaşadıkları sular yarı tuzludur. Bu yüzden yaşadıkları
akvaryumlara 50 lt ye en az 1 çay kaşığı tuzu gerekli görüyorum. Tatlı yani
tuzsuz sularda huzursuz olduklarını gözlemledim. Bu balıklar deniz
akvaryumlarında bile beslenip üretilebiliyor. Bu yüzden tuzun önemini onlar
için tekrar vurguluyorum. Ayrıca tuz parazit ve hastalıkları en aza
indirgeyecektir .Eğer akvaryumda sadece velifera varsa ya da kılıçkuyruk ya da
başka acı su balığıyla/balıklarıyla birlikte bakılıyorsa 50 lt ye abartısız 2
yemek kaşığı tuz, kaya tuzundan bahsediyorum fakat iyotsuz deniz tuzu çok daha
iyi gelecektir. Sert suyu severler. Suyu yumuşatan malzemeler veya içme suyu
kullanmak çok iyi sonuç vermiyor hatta çok ciddi hastalıklardan balık
ölümlerine kadar varabilen sonuçlar doğurabiliyor. Öte yandan dinlendirilmiş
musluk suyu ve suyu sertleştiren malzemeler (aşırı olmamak şartıyla çünkü
örneğin cikletler kadar sert suya dayanamazlar, tabiri caizse orta-yüksek arası
ideal diyebilirim.) daha iyi sonuçlar veriyor. Hastalıklara direnç konusunda
canlı doğuranlardan çok daha iyi fakat çiklet gibi dayanıklı balıklardan sadece
birinde (mantar, nedense mantara karşı çok dayanıklılar kendi kendilerine
iyileşebiliyorlar) iyi ve dayanıklıdırlar. Sadece bağırsak hastalıklarında
biraz dikkat edilmesinde yarar vardır. Erkeklerin yelelerinin normal boylara
gelmesi için en az 40 cm yüksekliğinde akvaryumlar ve normal olarak büyümeleri
için 200 lt lik hacim gereklidir. Ayrıca veliferaların düzgün ve oranlı
gelişebilmesi için (özellikle erkek veliferaların çünkü dişilerden daha değişik
fiziksel yapılarının güçlü ve düzgün gelişebilmesi için) bol akıntılı
akvaryumlara ihtiyaçları vardır. Ayrıca bol bitkili bir akvaryumun yanında
üzerinde oynayabilecekleri büyük düz kayaları çok severler.
ÜRETİM ve GELİŞİM: Üretimleri
diğer canlı doğuranlardan daha zordur dense de aksine bir lepistesten daha
doğurgandırlar ve daha fazla sayıda yavrularlar. Sadece hamilelikleri 1,5 aya kadar sarkabilir. Bir
velifera en iyi döneminde (3 yaşlarında,11 cm civarında ortalama) yavru sayısı
120 ye çıkabilir. Bu sayı ilk kez doğuran 6 aylık bir veliferada (5-6 cm) 25 e
kadar düşebilir fakat 2. Yavrulamasında( aradaki 1-1,5 ayda 7 cm civarı olurlar)
yavru sayısı 70 e çıkabiliyor. Isının yavruların cinsiyetlerinde fark yaptığını
görmedim ve hep 30 balıktan 9-10 tanesi erkek oluyor ve kötü şartlarda ölen
yavruların çoğu erkek oluyor.(sanırım küçük doğan yavrular erkek oluyor ve
doğadaki dengenin korunması için böyle oluyor) Fakat asıl konu yavruları
büyütmektir. Sağlıklı yavrular 1 cm (yeni
doğmuş balıklarda bile birbirleri arasında 3 mm lik fark olabiliyor lakin çoğu
büyük kardeşlerine yetişiyor hatta geçenler oluyor) doğsa da yavruların normal
seyrinde büyümesi için ilk 2 aylarında (2-2,5 cm) en az 80 lt lik bir akvaryum
gerekiyor. Diğer balıkların yavruları gibi yavrulukta geçinemiyorlar. En başta
yüzebilecek akıntılı bir akvaryum, düzenli yemleme( yavruları da % 70 e 30
protein ağırlıklı besleyebilirsiniz ve canlı yem ile yumurta sarısını çok
severler). Sonraki aylarda normal gelişimlerini sürdürebilmeleri için en az 200
lt lik bir akvaryum gerekiyor(ilk aylarında gereğinden fazla büyük bir
akvaryuma koymak ters yönde etki yapıyor yemlemede tüm yavrular yem yiyemiyor
ve boy farkı inanılmaz olabiliyor).Balık 3,3,5 aylık olana kadar hepsi aynı
gözüküyor fakat bundan sonra dişiler ile erkekler büyük gelişim farklılıkları
gösteriyor. Normalde dişi yavrulardan biraz küçük olan erkek yavrular 4. Aydan itibaren
cinsi özelliklerini göstermeye başlanıyor ve yeleleri büyümeye ve vücut şekilleri
değişmeye başlıyor. Fakat 6-6,5 ayın sonunda( dişi yavrular ilk kez
yavruladıklarında) dişiler yavaşlıyor ve erkeklerde hızlanıyor. Erkeklerin
6,5-7. Ayın sonunda yeleleri büyümüş oluyor. Bundan sonra ise vücutları
inanılmaz bir gelişim gösteriyor. Genelde bu aşamada toptancılar balıkları
satıyor fakat erkeklerde asıl büyüme bu ay başlıyor ve birden gövdeleri daha da
kalınlaşıyor ve 1 ayda 2 cm boy atıyorlar. Balıklar 1 yaşındayken dişiler 9-10 cm (genetik faktörler ve iyi bakımla 11
cm olabiliyor) erkekler 11-13 cm
olabiliyor. Fakat aynı boyda dişi ve erkeklerde bile erkeklerdeki vücut
kalınlığı ve yapısı yüzünden muazzam cüsse farkı olabiliyor. Ayrıca doğal
ortamlarında ve büyük, doğal yapılı akvaryumlarda dişiler cinsel olgunluğa
erişir erişmez çiftleşirken erkekler genelde hiyerarşiden dolayı 1 yaşına kadar
dişilere dokunamıyor.
Akvaryumlarda doğal seleksiyon ve kontrollü çiftleştirme sayesinde balıklar aykuyruk, balon şekillerinde ve bünyesinde beyaz, gri, siyah, sarı-turuncu, parlak fantom, mavi-yeşil renk tonlarını barındırabiliyorlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Doyurucu bilgiler var.
Fakat su kadar günde su boya gelirler, ciftlesme su zamandan önce olmaz gibi verileri bir kenara birakalim.
Bunlar tamamen yavrunun nasil büyütüldügüne bagli.
Örnegin asagidaki baliklar 55 günlük yerli üretim veliferalar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ayrıca bu makalemde yanlışım olduğunu özür dileyerek söylemek zorundayım.Örneğin bazen artık ergen olmuş erkek veliferalar büyümeye devam etsede bu dişiler kadar hızlı olmuyor geneli büyümeye çok çok az devam etsede duruyor denebilir ve gereğinden küçük kalıyorlar.Yani kısacası 4 ayda cinsel olgunluğa erişmiş bir erkek velifera asla 19 cm olamıyor hatta 10 cm i bile zor geçiyor.Doğada yaşayan erkek veliferaların cinsel olgunluğa erişmesi 10-12 ay alıyor buda bu ergen olmadıkları gençlik döneminde hala yavru odluklarından genel olarak 14-15 cm gibi bi boya tekabül ediyor.Bu ergen olmadan önceki döneme gençlik dönemi deniyor bu dönem ne kadar uzunsa balık o kadar büyüyor.Bu yüzden mümkün olduğunca geç erkek olan balıkları gen havuzunda tutmanızı tavsiye ediyorum.Deneyimlerimden acı suda büyüyen yavrular daha geç ergen oluyor diyebilirim.Uzun süre velifera beslesemde saf veliferalar elime 10 ay önce geçtiğinden ve saf velifera seçici üretimiyle uğraşan bir abimle 10 ay önce tanıştım ve bu bilgileri ondan yazın başında öğrendim.Örneğin dişi veliferalar 6 yıl yaşarken erkekler 9 yıl yaşayabiliyormuş.Saf veliferalar bir çok renkte olabiliyor.Hatta veliferalarda da aynı aykılıç ribbon lepistes ay moli gibi bir lir geni bulunuyor ancak bu erkeklerde sadece ince bel yapısı olarak ortaya çıkıyor,dişielerde daha çok belli oluyor ve sadece alt yüzgeçlerin beyaz ve çok azda osla daha geniş olmasını,belin ince olmasını ve kol yüzgeçlerinin daha geniş olması sağlıyor.Lir veliferalarda kuyruk ve yüzgeçlerde şekil değişikliği uzunluk gibi şeyler görülmüyor ancak her lir geni gibi baskın bir gen.Doğada ince bel yapıları yüzünden hızlı yüzemediklerinden sanırım doğada elenmişler ancak her lir geni gibi akvaryum ortamında ortaya çıkıyor.10 ltye bir yemek kaşığı tuza daha iyi sonuç veriyorlar.Bu şekilde yeni eklemeler yapmak istedim.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yukaridaki baliklar, ithal veliferalarin yavrulari olup Adana da yetirsitirilmisitir.
Baliklar yaklasik 30 metre karelik bir havuzda envai cesit kurt, sivrisinek larvasi, iri bas ve dip yemi ile beslenmis baliklardir.En büyükleri 7 cm dir.
Renklerin tamami günes isigi ile renklenmis olup, adaptasyon sıkıntısı cekmiyorlar.
Ithal veliferalardan tek farki, yerli erkeklerin sirt yüzgecinin fazla acik olmamasi.
Sadece belirtmek istedim.
Lütfen bir artniyet aramayin.
Dogru bilgi seviyeli tartisildikca ortaya cikar.
Saygilar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
2005 ten beri bu sitenin insanini tanirim.
Zihniyet hic bir zaman degismemis.
BIlgiye kapali, bagnazlik hep ayni devam ediyor.
Nesi imkansiz yahu?
Kac senelik tecrüben var ki kalkmis imkansiz diyorsun?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gülüyorum.
Baska da bir sey demiyorum.
Kac tane velifera büyttünüz bilmiyorum.
Ama bu havuzda her sene 100.000 tane balik büyütülüyor.
Tecrübenizi arttiriniz sonra konusuruz.
Kestirip atmak sindirememekten gelir.
Muhammet bey
Yukarida yazmistim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir