3 aylık su ve discus [Resimler Eklendi]
Kusura bakmayın ama yaptığınız şeyin doğru olduğunu sanmıyorum.Herkesce bilinen ve kabul edilen Discus korkak ve çabuk strese giren bir balıktır.Siz onu birçok nimetten (hava,filitre ve ışık vb.)mahrum edip birde akvaryumun boyunda bir kediyi karşısına koyarak nekadar sağ kalıcak testi yapıyorsunuz gibi geldi bana.Birde hiç sıkılmadan bunlarla espiri yapmaya çalışıyorsunuz.Bence bu yaptığınız eziyetten başka birşey değil.Umarım MODERATÖR arkadaşlar sizin bu yaptığınızı birde iştahla ve keyifle anlatmanıza artık bir son verirler.Tek kelime ile YAZIK ve GÜNAH!
BİRAZ MERHAMET LÜTFEN!
SAYGILARIMLA...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
lepisteslerimi havataşı olmadan,ısıtıcısız,filitresiz,ışıksız bir akvaryumda bırakmak zorunda kaldıgımı ve 3 ay yemsiz olarak 50 lt lik o akvaryumda yaşadıklarıı yazmıştım
bu nasıl bir zorunluluktur...????
bizler balıkların tahammüllerini test etmek hakkına sahipmiyiz?herhalde yem yiyecek aksi taktirde hiçbir canlı varlığını sürdüremez.dediğim gibi mevcut durum sizin yeteneğiniz değil sadece ufak bir balığın hayata tutunma çabası..
,sevgilerle..
[/QUOTE]4 saat içinde tatile çıkmak zorunda kalır iseniz birgün anlarsınız.bulanmış bir su bol bitkili bir akvaryumda 200 den fazla yavru lepistesi bir gün yakalamayı denerseniz sevinirim dibinede diatomit kum koyun ne kadarını yakalayabiliceginizi çok merak ediyorum..
saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ne kimya nede biyoloji üzerine detaylı bilgim yoktur, Diatom'ları bu yazıdan gördüm ve araştırdım. Fakat bir arkadaşım kedi kumu imal ediyor, imalat çok basit: diatomit kum çıkarılıyor, topaklar ezilip kum belli bir inceliğe getiriliyor sonrasında da fırınlanıyor. fırınlanmasının amacı daha yüksek nem çekebilme kapasitesinin olması için. eğer diatom'lar birer canlı ise (ki öyle) bu fırınlama işleminden sonra onlardan geriye birşey kalmamış olacaktır. Eğer diatomit kumu gittim Nevşehirden vs. aldım kullandım deseydiniz konu üzerine detaylı bir araştırma yapıp, sizin gibi olmasada farklı bir tarzda kullanma testi yapacaktım. Fakat siz fırınlanmış bir malzemeden bahsediyorsunuz. açıkçası bana mantıklı gelmedi. Fakat yinede fırsat bulduğumda diatomit üzerine daha detaylı bir araştırma yapacağım.
Sağlıkla kalın.
[/QUOTE]Sorgulamadan önce araştırma yaptıgınız için teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Kusura bakmayın ama yaptığınız şeyin doğru olduğunu sanmıyorum.Herkesce bilinen ve kabul edilen Discus korkak ve çabuk strese giren bir balıktır.Siz onu birçok nimetten (hava,filitre ve ışık vb.)mahrum edip birde akvaryumun boyunda bir kediyi karşısına koyarak nekadar sağ kalıcak testi yapıyorsunuz gibi geldi bana.Birde hiç sıkılmadan bunlarla espiri yapmaya çalışıyorsunuz.Bence bu yaptığınız eziyetten başka birşey değil.Umarım MODERATÖR arkadaşlar sizin bu yaptığınızı birde iştahla ve keyifle anlatmanıza artık bir son verirler.Tek kelime ile YAZIK ve GÜNAH!
BİRAZ MERHAMET LÜTFEN!
SAYGILARIMLA...
[/QUOTE]Olcay bey merhaba.İstanbulda oturuyorsunuz.Madem bir eziyet lütfen gelip görmenizi rica ediyorum.Evde ben olmasam bile ailem size eşlik edicektir.Öm'den bana ulaşabilirsiniz.Saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
3 ay sürecek bir tatile 4 saat içinde çıkmak zorunda olmak...(yorum yok)
3 ay da akvaryumun bütün suyu buharlaşır
arkadaşım senin lepisteslerin solungaçları akciğere dönüştü herhalde...yada siz lepistes diye amfibilerden bir türü beslediniz.
bu arada sizin discusunuz herhalde kediye kur yapmaya başlamıştır.
sonunda hayvan hayatta kalmanın yolunu buldu galiba..
sevgilerle
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
hayırlı akşamlar dilerim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[quote]Glostigmalardan discus maması oldugunu ögrendim.Beslendigi yer Glostigma kaplıydı ama şu anda 1 kök var sadece.[/quote]
Dehşete düştüm. Işıksız, arada minimum 2 cam olan (evin ve akvaryumn camı) günde sadece 1-2 saat güneş gören akvaryumda, üstelik su mango yüzündesn sarıyken glossostigma... Bitkiden anlamadığınız açık, size anlayacağınız şekilde anlatayım; bu Erzurum'da evinizin önündeki kulübede Panda, kulübenin üzerindeki kafeste ise Tukan beslemeye benzer.
Beni umursamayın ama Dünya'nın en saygın bitki üreticisini okuyun. Işık ihtiyacına yüksek, çok yüksek demiş.
http://www.tropica.com/frameset_productcard.asp?id=045A
Ben de diyorum glossolarım niye hızlı büyümüyor, 3 philips aquarelle 3 tld 90, daha önceden de 2 metal halide alacağıma perdeyi açmak hiç aklıma gelmemişti.
http://www.akvaryum.com/forum/forum_posts.asp?TID=43417& PN=1&TPN=1
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ayrıca herkese cevap yetiştirmeye çalışmak da yeni moda oldu.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Biz şeker yediğimizde şeker atomunu ezerek enerjisini almıyoruz, onu yapabilsek zaten bi kaç küp şekerle ömür boyu yaşardık. Biz şekeri oksijenle yakıyoruz. C6H12O6+9O2=6CO2+6H2O şeklinde denklem vardır. Şeker C6H12O6 budur. bunu O2 yani oksijenle yakar karbonioksit ve su çıkarırız. Bu arada enerjiyi ise dağıttığımız şeker moleküllerinin arasındaki bağdan alırız. Bitki ise 6CO2 (karbondioksit) ve 6 H2O su molekülünü alır ve güneşten aldığı enerjiyi kullanarak bağ yapar bunun sonucunda şeker oluşur. Sadece şeker değil sudan nitratı alır, nitrattaki azotu kullnarak amino asit onlardan da protein yapar. Biz de protein yapabiliriz ama biz 20 amino asitten sanırım sadece 12sini ypıyorduk, gerisini dışardan almlıyız bitkiler ise hepsini kendi yapar.
Sözün özü şu ki biz tüketiriz, tüketiciyiz, bitkiler üretir, üretici. Akvaryumda dengeye baktığımızda gelen enerji bitkiye, yosuna geçecek oradan lepistese böceğe geçecek oradan discus bunları yiyecek ve ona geçecek. Enerji vardan yok yoktan var olmaz. O ışık ve bitkilerle de discusu yaşatıp büyütecek enerjiyi vermek imkansızdır. Diyelim ki müthiş ışıklı bi sistem kuruldu, akvaryumdaki azotun tamamı bir süre sonra discusun bünyesine geçecek (discus büyüyor çünkü), bitki büyümeyi kesip çüreyecek ve ölecektir, sonra da discus ölecektir.
Bilimden ilimden uzak küçücük bir ortamda bunu yapmaya çalışıyorsunuz. Bakın insanlar bunu nasıl bilimle ilgilenerek yapmayaçalışıyor. Harun Yahya gibi komik insanları değil üniversiteleri, bilim adamlarını referans gösterin.
http://en.wikipedia.org/wiki/Biosphere_2
Bir okuyun bakalım ne olmuş.
Despite expenditure of over $150 million, this attempt at a new biosphere did not sustain eight humans for a prolonged time.
150 milyon dolar üzerinde para harcanmasına rağmen bu biyosfer 8 insanın uzun süre beslenmesini sağlayamadı.
O hacme göre o kadar büyük bir hayvan olmaz, belki bir lepistes yavrusuyla denenbilir ancak canlı/kapalı alan oranı çok büyük.
Bahsettiğiniz kapalı sistem çalışırsa Nobel bile alırsınız ilk kutlayacakta emin olun ben olurum, yalnız kürsüde abi valla çalışıyordu eve gelin bakın discusum çok mutlu yem bile yiyor adres veriyorum derseniz gelmezler.
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[quote]Glostigmalardan discus maması oldugunu ögrendim.Beslendigi yer Glostigma kaplıydı ama şu anda 1 kök var sadece.[/quote]
Dehşete düştüm. Işıksız, arada minimum 2 cam olan (evin ve akvaryumn camı) günde sadece 1-2 saat güneş gören akvaryumda, üstelik su mango yüzündesn sarıyken glossostigma... Bitkiden anlamadığınız açık, size anlayacağınız şekilde anlatayım; bu Erzurum'da evinizin önündeki kulübede Panda, kulübenin üzerindeki kafeste ise Tukan beslemeye benzer.
Beni umursamayın ama Dünya'nın en saygın bitki üreticisini okuyun. Işık ihtiyacına yüksek, çok yüksek demiş.
http://www.tropica.com/frameset_productcard.asp?id=045A
Ben de diyorum glossolarım niye hızlı büyümüyor, 3 philips aquarelle 3 tld 90, daha önceden de 2 metal halide alacağıma perdeyi açmak hiç aklıma gelmemişti.
http://www.akvaryum.com/forum/forum_posts.asp?TID=43417& PN=1&TPN=1
Saygılar,
[/QUOTE]Evet sonbahara dogru sadece 2 saat güneş aldıgı dogru ama zaten artık glostigmada kalmadı(discusum yedi:) Refet bey eger orda takılı kaldıysanız artık mevcut degilller.Saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Biz şeker yediğimizde şeker atomunu ezerek enerjisini almıyoruz, onu yapabilsek zaten bi kaç küp şekerle ömür boyu yaşardık. Biz şekeri oksijenle yakıyoruz. C6H12O6+9O2=6CO2+6H2O şeklinde denklem vardır. Şeker C6H12O6 budur. bunu O2 yani oksijenle yakar karbonioksit ve su çıkarırız. Bu arada enerjiyi ise dağıttığımız şeker moleküllerinin arasındaki bağdan alırız. Bitki ise 6CO2 (karbondioksit) ve 6 H2O su molekülünü alır ve güneşten aldığı enerjiyi kullanarak bağ yapar bunun sonucunda şeker oluşur. Sadece şeker değil sudan nitratı alır, nitrattaki azotu kullnarak amino asit onlardan da protein yapar. Biz de protein yapabiliriz ama biz 20 amino asitten sanırım sadece 12sini ypıyorduk, gerisini dışardan almlıyız bitkiler ise hepsini kendi yapar.
Sözün özü şu ki biz tüketiriz, tüketiciyiz, bitkiler üretir, üretici. Akvaryumda dengeye baktığımızda gelen enerji bitkiye, yosuna geçecek oradan lepistese böceğe geçecek oradan discus bunları yiyecek ve ona geçecek. Enerji vardan yok yoktan var olmaz. O ışık ve bitkilerle de discusu yaşatıp büyütecek enerjiyi vermek imkansızdır. Diyelim ki müthiş ışıklı bi sistem kuruldu, akvaryumdaki azotun tamamı bir süre sonra discusun bünyesine geçecek (discus büyüyor çünkü), bitki büyümeyi kesip çüreyecek ve ölecektir, sonra da discus ölecektir.
Bilimden ilimden uzak küçücük bir ortamda bunu yapmaya çalışıyorsunuz. Bakın insanlar bunu nasıl bilimle ilgilenerek yapmayaçalışıyor. Harun Yahya gibi komik insanları değil üniversiteleri, bilim adamlarını referans gösterin.
http://en.wikipedia.org/wiki/Biosphere_2
Bir okuyun bakalım ne olmuş.
Despite expenditure of over $150 million, this attempt at a new biosphere did not sustain eight humans for a prolonged time.
150 milyon dolar üzerinde para harcanmasına rağmen bu biyosfer 8 insanın uzun süre beslenmesini sağlayamadı.
O hacme göre o kadar büyük bir hayvan olmaz, belki bir lepistes yavrusuyla denenbilir ancak canlı/kapalı alan oranı çok büyük.
Bahsettiğiniz kapalı sistem çalışırsa Nobel bile alırsınız ilk kutlayacakta emin olun ben olurum, yalnız kürsüde abi valla çalışıyordu eve gelin bakın discusum çok mutlu yem bile yiyor adres veriyorum derseniz gelmezler.
Saygılar,
[/QUOTE]Harun YAHYA nın zaten ne adı nede sanı duyulmuştur..Harun YAHYA hiç bir konuda iyi başarı saglayamadıgından ötürü kimse tanımamaktadır.Ben yemleme yapıyorum Refet bey sanırım iyi okumadınız..tabikide yem üreticek bir döngü oluşturamadım bunun için alan gerçekten yetersiz ayrıca toprak altında büyüyebilicek böcek ve omurgasız türlerinide boşuna aramıyorum! Nobel ödülüm konusuna gelince neden olmasın belki sizin elinizden alırımRefet bey farkındamısınız bilmiyorum sadece olamaması üzerine tezler kuruyorsunuz.Eger aklınıza gelir ise kuramadıgım sistemi gelip görme zahmetinde bulunmayın zaten ankaradan nasıl geliceksiniz ki ?bu durumda Bahsettiginiz Nobel ödülümüde alamıyacagım.Ali ERYILMAZ beye bir ÖM atmıştım konuyla ilgili gönderecegi şeyler benim özgür düşünce ve teorilerim olucaktır, merak ediyorsanız kendisinden rica ederseniz size göndericektir.Zaten bende hiç bir zaman daha fazlasını vaad edemem çünkü buna maddi imkanım el vermiyor ama kısmet olurda destek bulursam test sonuçlarını ve daha bir çok şeyi sizinle ve forumdaki herkez ile paylaşmayı çok isterim.Sizin şu anda kullandıgınız ışıklandırmanın esas amacıda dogadaki güneş ışıgının yapayını akvaryuma saglamak degilmidir zaten?? Saygılarımla. Saglıcakla kalın..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
glostigmada kalmadı(discusum yedi:) .
Refet bey olay çözüldü,discusa geçen klorofil sayesinde hayvan fotosenteze başladı.böylece hetetrof gibi gözüken ototrof bir canlımız oldu.
sevgilerle
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ciddi derecede bilimden uzak olduğunuz açık, bu kadar yazıyı yazmamın sebebi okuyan birinin "aaaa uv filtre alacağımıza akvaryumu cama yaklaştıralım" vb gibi yanlış şeyler düşünmemeleridir.
[quote]havaların soguması ve bulutlu günler beni düşündürüyor günde 1-2 saat direk gelen güneş ışıgından olucambuda fotosentez,uv ışınlarıın suyu steril etmesi ve daha bir çok şeyi engelliyicek.[/quote]
Arada 2 cam olan bir sistemde uv sterilizasyondan ve fotosentezden bahsediyorsunuz.
Güneşte cildimizin renginin değişmesini sağlayan güneş ışığının içindeki ultraviyole (UV) ışınlarıdır ki bunlar camdan geçemez. UV ışınları görünmeyen, yüksek enerjili, kısa dalga boylu ve görebildiğimiz renk dağılımında mor rengin ötesinde yer alan ışınlardır. Bunun için çok güneşli bir havada, güneş tam karşıdan gelirken araba kullandığımızda yüzümüz değil de açık olan pencereye yaslı kolumuz kızarır...
Kaynak: http://www.genelkultur.biz/genel/cam-arkasinda-bronzlasma.ht ml
UV cihazlarında özel camlar kullanılır.
O ışıkta bitkiler balıklarınızı yaşatacak oksijeni veremez. Arada evin camı, sarı bir su ve kirli, organizmalarla dolu bir akvaryum camı var.
Isıtıcınız olmadığından oksijen miktarı fazla olabilir. Soğuk suda gazlar daha iyi çözünür.
Daha fazla bu konuda zaman kaybetmek istemiyorum. Kişisel olarak hobicilere tavsiyem bilimden uzak olan bu konuyu unutmalarıdır. Böyle bir konu yok varsaysınlar.
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir