Balıkların Bağışıklık Sistemi Zamanla Aza


baris.aydinÇevrim Dışı

Kayıt: 02/11/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1563
baris.aydinÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 14:29
Arkadaşlar merhaba;
Her canlı da olduğu gibi balıklarında bir bağışıklık sistemi olduğunu hepimiz biliyoruz. Bağışıklık sistemi en basit açıklaması ile hastalıklara,şartlara göre vücudun kendini koruması ve savunması olarak bilinir. Yani herhangi bir ilaç tedavisi görmeden bir hastalığı hafif atlatıyorsak veya hastalığı hiç yaşamıyorsak bağışıklık sistemimiz güçlü diyebiliyoruz. Ayrıca bazı aşılar vurularak, ileride gelebilecek hastalık tehditlerine karşı vücudumuzu daha dirençli hale getirerek bağışıklık sistemimizi güçlendiriyoruz.
 
Peki, balıklardaki bağışıklık sistemi nasıldır? Örneğin aynı şartlarda olan iki tankta bulunan aynı cins fakat farklı batım balıkların bağışıklık sistemide aynı mıdır? Bir tanktaki balığın beyaz beneğe karşı toleresi yüksekken diğerinde bu durum farklı olablir mi? Örneğin aynı şartlarda beslenmiş farklı şehirlerden aldığınız iki balığınız var. Biri 5.batım yavru, diğeri 10.batım yavru. Balıklar ve şartlar aynı olmasına karşı batım değişikliği balıklarda ki bağışıklık sisteminde bir zayıflamaya neden olabilir mi?
 
Bu soru aklıma şuradan geldi. Tabi karşılaştırma ne kadar doğru tartışılır. Ailede ki çocuklardan bazıları soğuğa karşı dirençli olup, grip,nesle vs gibi hastalıklara kolay kolay yakalanmazken aynı anne ve babadan olma diğer kardeşler bu kadar direçli olamayabiliyor. Çocuğa ne yaparsanız yapın, kardeşleriyle aynı yemekten yese de, aynı sudan içse bile  bu bağışıklık sistemini çok güçlendiremiyorsunuz.
 
Aynı durumun balıklarda nasıl olduğunu merak ettim ve şunu düşündüm ki bu da tartışılabilir Tebessüm
1e 1d balığınız var sıcaklık 26 derece.Balıklar eş tuttu ve yavruladılar. Yavruları ayırdınız ve sıcaklığı 25,5 derecede sabitlediniz.Yavrular 25,5 derecede büyüdü ve yavruladılar. Çıkan yavruları 25 derecelik akvaryumda büyüttünüz.Yavrular büyüdü eş tuttu.Çıkan yavruları 24,5 derecede büyüttünüz. Ve bu olay böyle devam etti.Ve öyle bir noktaya geldiniz ki,örneğin sıcaklık 21 derece ve yavru alamıyorsunuz. Fakat ısıyı 22 ye getirince yavru alıyorsunuz. Bu balıkların ısıya karşı yaşama tolerelerinin arttığını, ve bağışıklık sistemlerinin güçlendiğini gösterir mi? (İlk balıklardan 22 derecede yavru alamadığımızı varsaydım, her batımda ısıyı 0,5 derece düşürdüm)
Özellikle yükse elektrik faturalarıyla karşılaştığımız kış aylarında aklıma takılan bir soru bu?
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

SuLeYMaNÇevrim Dışı

Kayıt: 03/08/2005
İl: Tekirdag
Mesaj: 876
SuLeYMaNÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 15:25

Her canlıda olduğu gibi balıklarında bir bağışıklık sistemi mutlaka vardır.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

sugibisafÇevrim Dışı

Kayıt: 27/11/2008
İl: Nigde
Mesaj: 31
sugibisafÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 15:56
Barış bey uygulamanız iyi güzel ama her balık cinsinin de genetik olarak dayanabileceği bir alt ve üst sıcaklık sınırı var bunu kademeli olarak değiştirmek de genetik yasalarına göre mümkün değil. Adaptasyon da bir biyoloji yasası ancak akvaryum gibi mikro bir ortamda ve insan ömrü gibi kısa bir sürede büyük bir adaptasyon olması pek mümkün görülmüyor. Ama kademeli yaklaşımla balıkların soğuğa karşı belli bir dayanıklılığa ulaşması da mümkün ama sınırlı olmak kaydıyle... 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

baris.aydinÇevrim Dışı

Kayıt: 02/11/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1563
baris.aydinÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 16:50
Belirli bir sıcaklıkta elde edilen sonucunda devamlılığı olmayabilir değil mi? Yani elde edilen yavruların dayanıklılığı ve bu dayanıklılığın devamlılığı gibi gözlemlerin yapılmsı için, haklısınız ömür yetmeyebilir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

maliÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 11/10/2006
İl: Izmir
Mesaj: 76
maliÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 17:47
Bağışıklık sistemi omurgalı canlılarda iki temel sınıfa ayrılır; 1) doğal bağışıklık 2) kazanılmış ya da adaptif bağışıklık.Balıklar da omurgalı canlılar olduğu için hem doğal hem de adaptif yani kazanılmış bağışıklık sistemlerine sahiptirler. Doğal bağışıklık organizmanın hiç bir mikroorganizma ya da virusla karşılaşmasa bile her zaman canlıyı korumaya hazır ve nazır bulunan sistemidir. Bu sistem omurgasız canlılar gibi evrim sürecinin daha alt basamaklarındaki canlılarda da bulunmaktadır. Bu sistem organizmaları ortamda bulunan yabancı canlı ve moleküllerin çoğundan büyük bir başarı ile korur. Doğal bağışıklık sisteminin komponentlerini inceleyecek olursak bunlardan ilki balıklarda pullar, balığın derisini kaplayan mukus tabakası, sindirim kanalını kaplayan epitel ve epitelin üzerindeki koruyucu maddeleri de kapsayan mukoza tabakası gibi doğal bariyerlerdir. Normalde bu bariyerler balığın ortamda bulunan milyonlarca mikroptan korunmasını sağlar. Eğer bir mikrop (mantar, bakteri, parazit vs)bu bariyerleri çeşitli nedenlerle geçmeyi başarabilirse, örneğin balığın bir kavga sonucunda derisinde oluşan bir açık yaradan mikrop girmeyi başarabilirse o durumda doğal bağışık yanıtın ikinci komponenti olan enflamasyon hücreleri yani iltihap hücreleri devreye girer. Yara bögesinde oluşan kanlanma, şişlik bu toplanan enflamasyon hücrelerinden kaynaklanır. Deriyi veya mukozayı geçmeyi başaran mikropların önemli bölümü bu iltihap hücreleri tarafından yok edilir. Bunu lökosit denen hücrelerin bir bölümü gerçekleştirir.Eğer iltihap hücreleri de mikropları yok etmeyi başaramazsa (örneğin yara çok büyük veya ortam çok kirli olduğu için yaradan giren mikrop çok fazla ise)devreye bağışıklık sisteminin ikinci ana kolu olan adaptif yani kazanılmış bağışıklık sistemi devreye girer. Bu sistem oldukça karmaşık tepkimeler içerir ve giren her yabancı mikroorganizmaya karşı fakrlılaşmış ve özelleşmiş uzman hücreler üretilir. Bu özelleşmiş hücreler çok sayıda üretilir ve içeri giren o andaki mikroba özgül bir yanıt verir ta ki o mikroorganizmayı tamamen yok edinceye dek bu hücrelerin çoğalması ve aktivitesi devam eder. O mikroorganizma tamamen ortadan kaldırıldığında ise bu hücreler apoptozis adı verilen mekanizma ile kendilerini öldürerek ortadan kaldırırlar. Yalnızca bu özgül hücrelerden çok çok az bir kısım canlılığını sürdürerek hafıza hücreleri denen bir grup hücre olarak devamlılık gösterir. İşte bu hücreler aynı mikrop o organizmaya yeniden girecek olursa çok hızlı bir şekilde o mikrobu tanır ve hızla çoğalarak onu ortadan kaldırır. İşte bizim de bazı hastalıkları bir kez geçirdikten sonra bir daha geçirmememizi bu sisteme borçluyuz.
Bağışıklık sisteminin tüm elemanları fonksiyonel olarak genetik özelliklerle yakından ilişkilidir. Yani populasyonu oluşturan her bireyin genetik çeşitliliği kadar vediği bağışık yanıtta çeşitlilik gösterir. Dolayısı ile her bireyin bağışık yanıtı iki temel özelliğe bağlıdır. 1) genetik olarak kazanılan bağışıklık sistemi elemanlarının işlevsel gücü 2) daha önce karşılaşılan mikroplar ve bunlara karşı geliştirilen hafıza hücrelerinin gücü.

Bağışıklık sistemi aslında çok karmaşık mekanizmalardan oluşur ve bunların her biri bir bilim adamı ordusunun hayatını adadığı araştırma konularıdır. Ben konuyu mümkün olduğunca basitleştirerek anlaşılır hale getirmeye çalıştım umarım başarabilmişimdir.
Herkese sevgi ve saygılar

Teşekkür Edenler: [T]113193,pelerinlikedi[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Oguzhan_otoÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]3747,3[/B]
Kayıt: 07/10/2008
İl: Ankara
Mesaj: 613
Oguzhan_otoÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 19:19
C vitamin tüplerinden yeme katarsanız bağışıklığı kuvvetlendirmiş olursunuz. Oguzhan_oto2008-12-22 19:19:47

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ReallyÇevrim Dışı

[C]4,1,10135[/C] [B]3329,2[/B] [B]2829,3[/B]
Kayıt: 10/04/2006
İl: Ankara
Mesaj: 3890
ReallyÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 20:12
Balıklardaki bağışıklık sistemi hakkında çok bilgim yok ama, metabolizma hızlandıkça bağışıklık sisteminin güçlendiğini biliyorum. Yani hastalık durumlarında sıcaklığı arttırmak bağışıklığı güçlendirir. Senin dediğin ardışık elemeyle kimi özelliklerin değişmesi mümkün ama bunun bir sınırı var. Ötesi kalıtsal mutasyon.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Emre NarÇevrim Dışı

Kayıt: 13/10/2007
İl: Rize
Mesaj: 3138
Emre NarÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 20:34
Balıkları soğuk üzerinde mutasyona uğratmak çok basit. Sizinde dediğiniz gibi kademeli olarak ısıyı düşürmek balıkların zaman içerisinde soğuğa karşı direnç kazanmasını sağlayabiliriz.
 
Hatta bunun bir örneğini, bir arkadaşımda gördüm. Baktığı türler sarı prenses ve yunustu. İlk aldığında sıcaklık değişimlerine karşı çok hassas olan o canlılar zamanla arkadaşımın soğuğa karşı direnç kazandırma çabası başarıyla sonuç verdi. İlk başlarda 27-28 dereceyler bu işe girdi ve sonrasında kademe kademe 20 dereceye kadar sıcaklığı düşürdü. Bu süre zarfında bazen üremeler durdu, bazen balık kaybetti ama 20 dereceye kadar tolerans ettiği balıkların hepsi sağlıklı bir şekilde 20 derecede yaşamayı başardılar.
 
Bu sayede 2-3 yıl ısıtıcı kullanmadı ve doğan olarak elektrikten tasarruf etti. Mutasyona uğrattığı canlıların yavrularıda o sıcaklıkta hayatlarını devam ettirertek, büyüyebildiler...
 
Saygılar,

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 20:47
[QUOTE=Fişherman]Balıkları soğuk üzerinde mutasyona uğratmak çok basit. Sizinde dediğiniz gibi kademeli olarak ısıyı düşürmek balıkların zaman içerisinde soğuğa karşı direnç kazanmasını sağlayabiliriz.
 
Hatta bunun bir örneğini, bir arkadaşımda gördüm. Baktığı türler sarı prenses ve yunustu. İlk aldığında sıcaklık değişimlerine karşı çok hassas olan o canlılar zamanla arkadaşımın soğuğa karşı direnç kazandırma çabası başarıyla sonuç verdi. İlk başlarda 27-28 dereceyler bu işe girdi ve sonrasında kademe kademe 20 dereceye kadar sıcaklığı düşürdü. Bu süre zarfında bazen üremeler durdu, bazen balık kaybetti ama 20 dereceye kadar tolerans ettiği balıkların hepsi sağlıklı bir şekilde 20 derecede yaşamayı başardılar.
 
Bu sayede 2-3 yıl ısıtıcı kullanmadı ve doğan olarak elektrikten tasarruf etti. Mutasyona uğrattığı canlıların yavrularıda o sıcaklıkta hayatlarını devam ettirertek, büyüyebildiler...
 
Saygılar,
[/QUOTE]
 
Bunlar mutasyon değildir.Sadece canlının gen havuzunda var olan genler sayesinde o sıcaklığa dayanabilmişlerdir.Ayrıca gayet ve tabi Afrika'daki göllerde de sıcaklık düşebilir.Yıl boyunca sürekli 26 kalacak diye bir şart yok.Bu ortalama bir değerdir.
 
Konunun aslında sorulan soruyu ise anlamış değilim.Nispeten daha soğuk sular hastalık demek mi ki soğuğa karşı bağışıklık kazanılsın?
 
Ayrıca insanlardaki bu tip hastalıklarla balıklardaki soğuk suda yaşama olayını birbirine karıştırmamak lazım.İkisi çok farklı şeyler.
 
Saygılar...
unotim1232008-12-22 20:53:38

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Emre NarÇevrim Dışı

Kayıt: 13/10/2007
İl: Rize
Mesaj: 3138
Emre NarÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 21:13
[QUOTE=unotim123][QUOTE=Fişherman]Balıkları soğuk üzerinde mutasyona uğratmak çok basit. Sizinde dediğiniz gibi kademeli olarak ısıyı düşürmek balıkların zaman içerisinde soğuğa karşı direnç kazanmasını sağlayabiliriz.
 
Hatta bunun bir örneğini, bir arkadaşımda gördüm. Baktığı türler sarı prenses ve yunustu. İlk aldığında sıcaklık değişimlerine karşı çok hassas olan o canlılar zamanla arkadaşımın soğuğa karşı direnç kazandırma çabası başarıyla sonuç verdi. İlk başlarda 27-28 dereceyler bu işe girdi ve sonrasında kademe kademe 20 dereceye kadar sıcaklığı düşürdü. Bu süre zarfında bazen üremeler durdu, bazen balık kaybetti ama 20 dereceye kadar tolerans ettiği balıkların hepsi sağlıklı bir şekilde 20 derecede yaşamayı başardılar.
 
Bu sayede 2-3 yıl ısıtıcı kullanmadı ve doğan olarak elektrikten tasarruf etti. Mutasyona uğrattığı canlıların yavrularıda o sıcaklıkta hayatlarını devam ettirertek, büyüyebildiler...
 
Saygılar,
[/QUOTE]
 
Bunlar mutasyon değildir.Sadece canlının gen havuzunda var olan genler sayesinde o sıcaklığa dayanabilmişlerdir.Ayrıca gayet ve tabi Afrika'daki göllerde de sıcaklık düşebilir.Yıl boyunca sürekli 26 kalacak diye bir şart yok.Bu ortalama bir değerdir.
 
Konunun aslında sorulan soruyu ise anlamış değilim.Nispeten daha soğuk sular hastalık demek mi ki soğuğa karşı bağışıklık kazanılsın?
 
Ayrıca insanlardaki bu tip hastalıklarla balıklardaki soğuk suda yaşama olayını birbirine karıştırmamak lazım.İkisi çok farklı şeyler.
 
Saygılar...
[/QUOTE]
 
Onur abi, mutasyon değil demişsin ancak bu balıkların yavruların da da otomatik olarak soğuk suya adapte oluşları mevcut. Normal bir malawi cichlidini 20 derecelik bir suya koysak hemen ölecektir. Yumurtadan yeni çıkmalarına rağmen 20 derecelik sıcaklığa karşı direnç kazanmış olarak doğmaktalar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 21:26
Evet mutasyon değil dedim,çünkü mutasyon değil.Emre,gidip akvaryumcudan 26 dereceden bir malawi alıp getirirsen elbette ki sorun yaşarsın.Bu durum çoğunlukla bundan kaylaklanmaktadır.Farz edelim ki sizin bahsettiğiniz durum doğru,o halde ben de kademeli olarak her şeyi değiştirebilirim.pH,GH,KH,sıcaklık vs gibi değerlerin hepsini kademeli olarak değiştirebilirim.Sizin izlediğiniz yolla ben malawi cichlidlerini 1 derece,3 pH,0 GH,0 KH suda bile bakarım.Peki bu değişimlerin size getirdiği şey sadece dayanma değişimi(ki böyle bir şey yok ama farz ediyorum) mi?Peki bu değişimler neticesinde,canlıdaki işleyen mekanizmalar nasıl çalışacak?Yani bu değişimlerin hepsi zaten canlının genetiğinde var olan şeyler.Herkesin "Aa,amazon mu?Ordaki sular çok sıcaktır."dediği birçok nehrinde yıl içinde 20 derecenin altına düştüğü oluyor.Muhtemelen malawide de bu tip değişimler var.Sonuçta bunun kışı var,yazı var.Hava sıcaklığı sürekli sabit mi ki,su sıcaklığı sabit olsun.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

onuruygunÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 30/07/2006
İl: Kocaeli
Mesaj: 7768
onuruygunÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 22 Aralık 2008 22:08
[QUOTE=Fişherman] 
Onur abi, mutasyon değil demişsin ancak bu balıkların yavruların da da otomatik olarak soğuk suya adapte oluşları mevcut. Normal bir malawi cichlidini 20 derecelik bir suya koysak hemen ölecektir. Yumurtadan yeni çıkmalarına rağmen 20 derecelik sıcaklığa karşı direnç kazanmış olarak doğmaktalar.
[/QUOTE]

Benzer bir şeyi kendimde deneyimledim. Birkaç yıldır kış başladığında camlar gündüz gece açık kalıyor. Evin sıcaklığı zamanla düştükçe ben de bu duruma alışıyorum. Öyle ki ben atlet giymeden sadece uzun kollu ile dolaşırken eve gelen arkadaşlarım mont ile zor duruyor. Şimdi ben mutasyona mı uğramış oluyorum? Big%20smile 

Bir de not ekleyeyim, Sibirya'da falan doğmadım.

Şaka bir yana ciddi ciddi söyleyeceklerim de var.(işin eğitimini almış ustaların affına sığınarak) Enzimlerin çalışmasında optimum bir nokta vardır. Bu optimum sıcaklıktan ne kadar uzaklaşırsanız enzimlerin çalışması ve vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi o denli değişir.

Biz insanlarda sıcaklık düşüşüne karşı metabolizma hızlanır ve karbonhidratları yakıp vücudun ısınmasını sağlar. Eğer vücut kendisini yeterince ısıtamazsa o zaman işin ucu hipotermiye gider. Mesela denize üstünüze bir şey giyip girin, çıktığınızda ise üzerinizdekini çıkartmayın ve kurulamayın. Yeterince rüzgar varsa hipotermi geçirebilirsiniz.(bizzat başıma gelmiştir)

Soğukkanlı canlılarda ise iş biraz daha değişik işliyor. Balıklar vücut sıcaklıklarını ortama göre sabit tutamazlar. Mesela tropikal bir balığın 10 derecede yumurtasından yavru çıkartmayı başardınız diyelim. Bu yavruların vücudu 10 derecede yaşamaya müsait değilse ne kadar alıştırırsanız alıştırın hayatta kalmaları mümkün değildir.

Yani bir insan soğuğa bir nebze alışabilir çünkü vücut sıcaklığını sabit tutabilir. Enerji üretebildiği ölçüde soğuğa dayanır. Balıklar ise ortam sıcaklığına kolay kolay adapte olamazlar. Mesela vücudundaki tüm enzimler soğukta yaşamasına müsaade etse bile solunumla ilgili bir enzim iş görmediği anda o canlı bitmiştir.
onuruygun2008-12-22 22:15:56

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

baris.aydinÇevrim Dışı

Kayıt: 02/11/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1563
baris.aydinÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Aralık 2008 10:59
[QUOTE=unotim123]Evet mutasyon değil dedim,çünkü mutasyon değil.Emre,gidip akvaryumcudan 26 dereceden bir malawi alıp getirirsen elbette ki sorun yaşarsın.Bu durum çoğunlukla bundan kaylaklanmaktadır.Farz edelim ki sizin bahsettiğiniz durum doğru,o halde ben de kademeli olarak her şeyi değiştirebilirim.pH,GH,KH,sıcaklık vs gibi değerlerin hepsini kademeli olarak değiştirebilirim.Sizin izlediğiniz yolla ben malawi cichlidlerini 1 derece,3 pH,0 GH,0 KH suda bile bakarım.Peki bu değişimlerin size getirdiği şey sadece dayanma değişimi(ki böyle bir şey yok ama farz ediyorum) mi?Peki bu değişimler neticesinde,canlıdaki işleyen mekanizmalar nasıl çalışacak?Yani bu değişimlerin hepsi zaten canlının genetiğinde var olan şeyler.Herkesin "Aa,amazon mu?Ordaki sular çok sıcaktır."dediği birçok nehrinde yıl içinde 20 derecenin altına düştüğü oluyor.Muhtemelen malawide de bu tip değişimler var.Sonuçta bunun kışı var,yazı var.Hava sıcaklığı sürekli sabit mi ki,su sıcaklığı sabit olsun.
[/QUOTE]
Haklısınız, 26 derecede yetişmiş veya uzun süre yaşamış bir balığı tutup 22 derece suya atarsanız balık mutlaka ölecektir.Ölmese bile hastalığa davetiye çıkartacak hale gelecektir. Her balığın tolere edebileceği bir değer var ise, ve biz bu değeri bulabilirsek hem bizlerin maddi olarak kayıpları azalır, hemde balıkların direnci artar diye düşünerek bu konuyu açtım. Özellikle kış aylarında brden çok akvaryumu olan akvaristler için ısıtıcı problemi sitede birçok kere dile getirlidi.Benim tolereden ve bağışıklıktan kastım sıcaklıktır. Tabi ki sadece ısıya karşı dirençle koca bir canlının metabolizmasından, bağışıklık sisteminden bahsedilemez. Ama sıcaklık hemen hemen hepimizin değiştirebileceği bir etmen olduğu için en temel değişken olarak bunu gördüm.
PH,GH,KH gibi değerleri değiştirmek, bu değişikliği sabit tutmak hepimiz için mümkün değil. Ama sıcaklık kolay değiştirilebilen bir etmen.
Ben bugün akşamdan itibaren akvaryumumun ısıtıcısız doğal sıcaklığı olan 22-23 dereceyi kademeli olarak görmeyi planlıyorum. Şu an akvaryumum 25,3 derece.Eğer ısıtıcıyı çalıştırmadan elimdeki canlıları sağlıklı bir şekilde yaşatabilirsem bu hem benim için hemde balıklarımın doğal hayatlarını yaşamaları açısından faydalı olacaktır. Söylendiği gibi sıcaklık, balıkların doğal ortamında hep sabit değil.İlla ki belirli zamanlarda nehirlerin, göllerin sıcaklığı değişiyordur. Bizim sıcaklığı devamlı sabit tutmamız balığın belki de doğal hayatta ki davranışlarını gözlemlememize neden oluyordur?
Düşüncelerimin, saçma,gereksiz,boş düşünceler olduğunu düşünenler olabilir. Ama ben ısıtıcısız olarak yazın 28 derece, kışın 21-22-23 derece olan akvaryumumda bu denemeleri yapmak istiyorum. Isı düşümlerinden en az etkilenme için vitamin(antibiyotik desteklemesi gerekiyorsa, bunu da sarımsak ve bemiks ampülle yapabilirim.Ama bunlarıda devamlı olarak değil, balıkların eski sıcaklıktaki hareketliliğine kavuşana kadar yapabilirim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 23 Aralık 2008 14:56

Barış Bey,benim de anlatmak istediğim şeylerden biridir sizin bahsettiğiniz.Yani balıkların doğal ortamında var olan sıcaklıkların sürekli değiştiği,azaldığı ya da çoğaldığıdır.Ama bir balığın soğuk suya direnç kazanması diye bir durum olamaz.Çünkü faklı sıcaklık aralıklarında farklı fonksiyonlar öne çıkar.Örneğin sıcak su balıklarının hayatta kalabilmek için daha çok beslenmesi gerekmektedir.Çünkü biz insanların aksine balıklar soğukkanlıdır ve sıcak suda daha fazla enerji harcarlar.Oysa biz insanlar soğukta vücut ısımızı sabit tutabilme zorunluluğumuz olduğu için daha fazla enerji harcarız.Ayrıca insanların soğukta burnunun tıkanması çok ayrı bir olaydır.Zira (sadece burun tıkanıklığı için söylüyorum) burun tıkanıklığı,sıcakta burun etlerimizin küçülüp,soğukta ise büyümesi ilkesine dayanmaktadır.Soğukta vücudumuza giren virüsler ve mikroplar ise tamamen farklı bir kategoride incelenmelidir.Soğuk suda yaşayan insan ile soğuk havada yaşayan insan arasında vücut işleyişleri açısından oldukça fark vardır.Zaten bu nedenle balıklardaki bağışıklık ile soğuğu ilişkilendirmemizin çok doğru olmayacağını savunuyorum.

Balığın doğasında gördüğü minumum sıcaklıklarda da bir süre bakmak,balığın her yönden vücudunda madde depolayabilmesi için bir fırsattır.Kendi alanımdan örnek vermek gerekirse;çöpçüleri,birkaç ay doğasında gördüğü minumum sıcaklık değerlerinde besleyerek yumurtlama sezonunda yumurtlama verimini oldukça artırabilirsiniz.Bunun nedeni de balığın soğukta daha az enerji harcaması ve verilen besinlerin vücutta daha çok depolanabilmesidir.

Gelelim ısı düşmelerinden etkilenmeye.Yukarıda bahsettiğim gibi balıkları bir süre nispeten soğuk sularda beslemek doğrudur.Ancak bu sürekli olmamalıdır.Mesela birçok canlı ilkbaharda ürer.Bu tabi sadece bir örnek.Artan sıcaklıklar nedeniyle farklı düzeyde üretilen hormonlar ve farklı düzeylerde çalışan enzimler buna sebebiyet verir.Bunun yanında daha birçok faktör var tabi,ama konu sıcaklık olduğu için onun üzerinden gitmek istiyorum.Yine aynı şekilde,sürekli bu düşük sıcaklıklarda tutulması demek yeteri kadar bazı gelişimlerin olamayacağı anlamına gelir.Ancak şu var ki;hiçbir canlının dayanma sınırını değiştiremezsiniz.O balık doğasında en düşük 20 dereceye dayanıyorsa sizin akvaryumunuzda da 20 dereceye dayanır.Kademeli olarak sıcaklığı düşürerek mümkün olmayan sıcaklıklarda dayandırma mantığı son derece anlamsızdır.Zira yanlış sıcaklık değerlerinde gerekli vücut fonksiyonları işlemeyecektir ve hayvan ölecektir.
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir