Festae'nin (Red terror) Türkiye Yolculuğu ve Yayılması


unreatsÇevrim Dışı

Kayıt: 16/03/2012
İl: Ankara
Mesaj: 238
unreatsÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 11 Şubat 2013 22:42

 Gürkan bey karakoldan eşinizin ifadesinin bir nüshasını  alıp nüfus müdürlüğüne oradan da trafik tescil e gitmen gerekiyo.

unreats2013-02-11 22:44:46

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

brk_tuncerÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 1968
brk_tuncerÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2013 00:44
Ümit (Salem), Ümit (Draqua) ve Gürkan abiye fikirleri konusunda katılıyorum.Bu balığın gerçekten mukozası zayıf.Tıpkı Ümit'in (Salem) dediği gibi bu balığa hep bebekmiş gibi bakmalıyız.Ek olarak Gürkan abinin de dediği gibi bu hastalık çoğunlukla üreme döneminde ve yarmagülde de olduğu gibi üreme sonrasında gerçekleşti.Demek ki bu dönemde zaten zayıf olan mukoza balığın da zayıf düşmesi ile iyice zayıflıyor ve çok kolay tahrip oluyor.Bu konuda bende birşey eklemek istiyorum.Hastalığa yol açan en büyük etkenlerden birisinin de stres olduğunu düşünüyorum.Tek başına buna sebep olmasa da yukarıda yazdığım faktörler oluştuğunda yanına stres de eklendiğinde hastalığa daha çabuk yakalanıyorlar.Nitekim yarmagülün ölümünden sonra oturup düşündüğümde hayvanın yavrularının büyük kısmını almış olmam, erkeğin sürekli tekrardan çiftleşmek istemesi, kalan yavrularının yenmesi ve güneyli olupta doğuştan strese karşı hassas olması artı (bana göre) nazar faktörleri de birleşince durum kaçınılmaz oldu.
Balıklara alan arkadaşlara tavsiyem bu konuyu sıkı takip etmeleri.Çünki buna bir çare bulunmazsa elinizdeki balıklarda da bu durumun yaşanma olasılığı çok yüksek.
Son anda aklıma gelen bir fikir de, balıklar damızlık olana dek bu hastalığa yakalanmıyorlar.Ne zaman üreme dönemine giriyorlar ozaman ortaya çıkıyor.Buda Gürkan abiyi bu konuda haklı çıkarıyor.Demek ki hayvanın en hassas dönemi üreme dönemi.Eğerki balıklarınızın üreyeceğini düşünüyorsanız bunu gözlemleyebiliyorsanız bu yaşananlardan sonra onlara özel şartlar sunmak gerek.Şuan için bunu konuşup konuyu dağıtmak istemiyorum.İlk hedefimiz hasta olan balıkları iyileştirmek.Uyguladığınız yöntemler dışında benim ekleyeceğim birşey yok.Şu da dikkatimi çekiyor Rastlantısal konuya yorum yapmadı.Onda bu iş için bir kocakarı ilacı olabileceğini düşünüyorum.Yarın bir fikrini alayım.
brk_tuncer2013-02-12 00:47:53

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Gürkan HocaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 23/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 3278
Gürkan HocaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2013 00:47

Kalsın

Benim balık hala yüzüyor)
Rastlantısalı duyunca iyileşmiş bile olabilir....

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Cenk BildirÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 05/11/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 2341
Cenk BildirÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2013 11:44
Güney Amerikan'ları sağlıklı beslemek istiyorsak.
 
1- Karma tank olmaz, balık öyle ya da böyle stres altındadır.
2- Her tank değiştirmenin balığın hastalanmasına ve dolayısıyla ölümüne yol açacağı ihtimali mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
3- Dekor değiştirme fikri bile çok iyi düşünülmeli.
4- Karma tankta ürüyorlarsa erkeğin işi çok zor.
5- Güney Amerikan için tahsis edilmiş tankınız olacak ve tanka müdahale sıfıra yakın mümkünse sıfır olacak.
 
Bahsettiğim durumlara Umbee'ler dayanamıyor ki Festae'ler ne yapsın...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2013 14:59
[QUOTE=Salem] [QUOTE=dr.aqua]( belki mukoza yapımında kullanılan bir besin maddesi eksikliği de yaşıyor olabilirler. Bu da bir ihtimaldir bence düşünülmeli.)
[/QUOTE]

Düşünülecek bir ihtimal değil bu. Balık zaten güney amerikan. Güneyin üstlerinde de olsa yaşadığı sular tahminen asidik suya yakın. Asidik ortamdaki bakteriler ile bizim su değerlerimizdeki bakterilerin alakası yok. Nasıl discus besleyen arkadaşlar bu konuda hafif paranoyaklık seviyesinde hassas ise bizim de bu tür için biraz daha özen göstermemiz lazım. Her ne kadar şebeke suyunun içildiği falan idda etseler de bizim yetkililerimiz, suyumuzun durumunun içler acısı olduğunu düşünüyorum. Arıtma tesislerinden çıkan su değeri düzgün olsa da musluğumuzdan akana kadar geçtiği aktarım sistemleri bile onlarca yıllık ve çoğu antibakteriyel malzemeden değil.

Neyse konunun özünü kaçırmayayım, bu balıkların mukozası doğaları gereği ince, güney amerikanın asidik sularına adapte. Dolayısı ile her ne kadar bağışıklık sistemini güçlendirebilsek de beslemeye alışık olduğumuz orta amerikan türlerine göre çok çok daha hassas olacaklar.
Bizi yanıltan en büyük etmenin ise balığın boyutları olduğunu sanıyorum. Yavruyken gösterdiğimiz hassasiyetin ( en azından şahsım adına konuşmam gerekirse) onda birini göstermiyoruz yetişkin boya geldiğinde. Bu balık için sürekli yavruymuşcasına hareket etmek lazım. Hele ki bizim gibi yetişkin sayısının bir elin parmaklarını geçmeyecek seviyede olduğu bir ülkede.
[/QUOTE]

Dostum ben senin dediğini zaten Söyledim. ''Su değerleri, hatta su bozuk değilse ph ve ısı değerlerinden sadece biri bile uygun olmadığında tek başına sorun açmaya yetiyor.''  Bakterilerden ziyade balığın mukozası bozulursa bakteri türü aynı olsa bile yine hastalık yapacaktır. Discus da besledim, hassas tanganyika türlerinden de besledim. Yani asidik ve bazik sularda yaşayan türleri ayrı ayrı gözlemleme fırsatım oldu. Musluk suyunun ph'sı 7-7,5 değerlerinin üzerine çıkmadıkça bakteri çoğalmasına ihtimal vermem. Çünkü suda klor var ve klorun en tesirli olduğu değer nötr civarıdır. 

Ben kendimce çeşitli ihtimaller söyledim. Yukarıdaki alıntı yaptığın ihtimali de söylerken balığın biyolojik bir canlı olduğunu unutmuyorum, sen de unutma. Mesela kalsiyum eksikliğinde kalsiyum içeren bölgeler (diş,kemik gibi) nasıl zayıflayıp tahribata uğruyorsa, demir eksikliğinde de mukoza tahribata uğruyor olamaz mı?

Yorumlara dikkat edilirse çiftleşmeden hemen sonra balıkların rahatsızlandığı vurgulanıyor. Bunu ben de diğer bazı balıklarda görmüştüm yani sadece festae'de değil.. Spermde kaç çeşit madde var? biliyorsundur. Mesela Anadolu'da erkek ahır hayvanlarını besiye alıp şişmanlatmak istediklerinde dişilerden ayırırlar. Önemli spor turnuvalarında antrenörler sporcularına sex yasağı koyalar. Peki neden? İşe bunun sebebi hep bazı maddelerin tükenip vücudu güçsüz düşürdüğünden. Daha destekleyici bir sürü şey söyleyebilirim. Ve ayrıca Güney Amerika'daki bütün sular asidik mi oluyor? Amazon'un bile bir ucu 4 ph- diğer ucu  8,5 ph hatta tuzlu bölgeleri de var. 
dr.aqua2013-02-12 17:03:06

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

OzgurCoskunÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/11/2008
İl: Izmir
Mesaj: 485
OzgurCoskunÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2013 17:10
Çok geçmiş olsun, ciddi anlamda çok büyük emekler sarfedilen bu canlı türünün başına gelen bu olay herkesi üzmüştür. madfreeshark2013-02-12 17:14:02

Yeni bir güney amerikan karma akvaryumu kuran birisi olarak daha dikkatli adımlarla ilerlemem gerektiğini görüyorum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2013 17:16
[QUOTE=mekrög]Arkadaşlar öncelikle tedaviyi uygulayıp, cevap almak birincil önceliğim, sebep ve nedenlerine eğilmek şu an için arka planda benim için. balığı kurtarabilirsem bir daha tekrar etmemesi için sebep ve nedenleri detayları ile muhakkak ki buradan tartışacağız.

Fikir ve tecrübelerini paylaşan bütün değerli akvaristlere teşekkürler. Bu akşam eve gelirken tetradox aldım. bu akşam bir kür, suya ilave ederek uygulayacağım. yarın akşam tekrar, %50 su değişimi ile birlikte tekrardan bir kür daha yapacağım. 
[/QUOTE]

Görkem abi sen yine istediğin yolu izle ama ben olsam yara üzerine contra'nın ilacını damlatırdım. 
 

Sonra 100 lt ye 1 tablet remoxil, oksijen desteği ile birlikte maden suyu, bu süreçte bitkisel yem ağırlıklı beslerdim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Umut KatipoğluÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 16/08/2008
İl: Izmir
Mesaj: 3335
Umut KatipoğluÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2013 17:18
[QUOTE=faruk06]Bugün yaptığım araştırmalarda;   

"sera med Professional Flagellol

Diskus ve diğer büyük çiklitleri olan akvaryum meraklıları bu sorunu bilirler. Beyazımsı, yapışkan balık dışkısı, kafa bölgesinde kararma ve açıklık, delik kafa hastalığı olarak bilinir. Bu açık belirtilerin nedenleri: Bağırsaklarda yaşayan Spironucleus ve Hexamita Flagellatelar.

Bundan sonra, akvaryum meraklılarının bu tehlikeli patojenlere karşı yüksek etkili bir ilacı var: sera med Professional Flagellol, kabul edilir ve yalnızca balıkların bağırsaklarındaki parazitleri güvenilir bir şekilde yok etmekle kalmaz, aynı zamanda sıkışmış bölgelerdekini de yok eder (kistler).

Kökeni: tiyazol ve vitamin K3 olarak bilinen menadiyonun kullanımıyla yeni bir aktif madde karışımı. Heinsburg/Almanya'da bulunan uzmanlar tek bir madde yerine – her iki maddenin de karıştığında sinerjik olarak çalıştığını ve bu karışımın kullanımının daha iyi sonuçlar verdiğini bulmuşlardır. Flagellateler yalnızca 24 saat içinde ölecektir. Yeni aktif madde kombinasyonu patenti alınmıştır.

sera med Professional Flagellol sıvıdır ve bu nedenle kullanımı ve doz ayarlaması kolaydır."[/QUOTE]

Faruk abinin yazmış olduğu bu ilacı bende 2011 yılındaki güney amerikan karmasında yaşadığım HITH (Hean in the Hole) hastalığına çare olarak İstanbulda bir pet shoptan zor bela bulmuştum. Ülkemizde bulunması en zor ilaçlar arasında olduğunu söylemeliyim. Bu ilaç sayesinde 1 adet Altifrons hariç diğer tüm türlerinde kafalarındaki delikleri yok etmeyi başardım. İlaç hem pahalı hemde bulunması zor olduğu için uyguladığım tankın suyunu 200lt'ye düşürdüm, sadece 3 kafa motoru çalıştırdım. 10 ml ilacın 4 ml lik kısmı tedavi için öneriliyordu. Evet ilaç sıvı ama çok yoğun, bu yüzden ilk olarak 2 lt akvaryum suyunun içinde eritmem gerekti. 2 gün içinde %50 su değişimi 2 ml daha ilaç, 2 gün sonra tekrar %50 su değişimi 2 ml daha ilaç ve sonunda sürekli taze su takviyesi ile tankı doldurmaya başladım. Her gün 50 lt ilave ederek 1 hafta sonra dış filtreyi aktif duruma soktum. 10 gün sonunda 1 balık hariç hepsi düzeldi. İlaç o kadar güçlü ki 2 lt karışım hazırlarken elinizi kahverengiye boyuyor ve ufak tefek yaraları fena yakıyor, ayrıca iğrenç kokusu var.

 
Hatırladığım fiyatı 10 ml 50 TL

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mekrögÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 05/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 2513
mekrögÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2013 19:23
Ümitcim, yara diye bişey yok aslında bildiğin sivilce gibi kafanın sağ tarafındakini istemeden de olsa sıkıp irini çıkarttık. Sol taraftaki ise gözü şişirdi. Göze direk damlatma yapılmayacağı için geniş spektrumlu antibiyotik deniyorum. Bir kaç gün kadar cevap alamazsam başka bir yola baş vuracağım. O zaman bu ilacıda denerim. Umarım geç kalmam.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

SalemÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 13/12/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 1217
SalemÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2013 21:22
[QUOTE=dr.aqua]
Dostum ben senin dediğini zaten Söyledim. ''Su değerleri, hatta su bozuk değilse ph ve ısı değerlerinden sadece biri bile uygun olmadığında tek başına sorun açmaya yetiyor.''  Bakterilerden ziyade balığın mukozası bozulursa bakteri türü aynı olsa bile yine hastalık yapacaktır. Discus da besledim, hassas tanganyika türlerinden de besledim. Yani asidik ve bazik sularda yaşayan türleri ayrı ayrı gözlemleme fırsatım oldu. Musluk suyunun ph'sı 7-7,5 değerlerinin üzerine çıkmadıkça bakteri çoğalmasına ihtimal vermem. Çünkü suda klor var ve klorun en tesirli olduğu değer nötr civarıdır. 

Ben kendimce çeşitli ihtimaller söyledim. Yukarıdaki alıntı yaptığın ihtimali de söylerken balığın biyolojik bir canlı olduğunu unutmuyorum, sen de unutma. Mesela kalsiyum eksikliğinde kalsiyum içeren bölgeler (diş,kemik gibi) nasıl zayıflayıp tahribata uğruyorsa, demir eksikliğinde de mukoza tahribata uğruyor olamaz mı?

Yorumlara dikkat edilirse çiftleşmeden hemen sonra balıkların rahatsızlandığı vurgulanıyor. Bunu ben de diğer bazı balıklarda görmüştüm yani sadece festae'de değil.. Spermde kaç çeşit madde var? biliyorsundur. Mesela Anadolu'da erkek ahır hayvanlarını besiye alıp şişmanlatmak istediklerinde dişilerden ayırırlar. Önemli spor turnuvalarında antrenörler sporcularına sex yasağı koyalar. Peki neden? İşe bunun sebebi hep bazı maddelerin tükenip vücudu güçsüz düşürdüğünden. Daha destekleyici bir sürü şey söyleyebilirim. Ve ayrıca Güney Amerika'daki bütün sular asidik mi oluyor? Amazon'un bile bir ucu 4 ph- diğer ucu  8,5 ph hatta tuzlu bölgeleri de var. 
[/QUOTE]

Adım adım cevaplayayım sevgili adaşım:
Bakteri türlerinin farklılığını vurgulama sebebim balığın bağışıklık sistemi güçlü bile olsa bağışık olmadığı saldırıya karşı normaldeki saldırıya karşı olandan çok daha hassas olması. Örneklemek gerekirse amerika keşfinde kırılan yerlileri örnekleyebiliriz. Bizi sarsmayan rahatsızlıklar orada toplu ölümlere sebebiyet verebilmiş. Eğer bağışıklık sistemi zayıfsa zaten bunun bahsini yapmaya gerek bile yok. O mikropmuş bu virüsmüş.

Gelelim balığın şu demir eksikliği ve mukoza örneğine. Varsayalım beslenmede eksiklik var, bu eksiklik Görkem abiden Cenk abiye kadar herkeste mi var ? Farklı tanklarda farklı şekillerde beslenen bu balıkların hepsinde aynı rahatsızlığın doğması biraz fazla tesadüfi gelmiyor mu sana da ?

Gelelim besi olayına. Cinsel yasak şüphesi kuvvet ile ilgili bir şüphe. Yani cinselliği yaşayanın bağışıklık sistemi zayıftır diye birşey söz konusu değil. Bahsettiğin yasağı uygulayan insanlar ise rakibinden 1 milim de olsa önde olmak için bunu uygulayan insanlar. Yani düzenli cinsel hayatı olan insanların bağışıklık sistemleri yerlerde olmuyor. Ek olarak şişmanlatmanın da bağışıklık ile alakası yok.

Amazonun ph'ına geldiğimizde ise zaten mesajımda yazdım "her ne kadar güney amerikanın yukarı bölgelerinde olsa da " diye. Burada vurguladığım ph'ın çok da düşük olmamasıydı.

Ph ve bakteri olayına gelince ise şebeke suyuna katılan klor tüm bakterileri öldürecek seviyede değil. Bununla birlikte klor uçup gidecek ve bakteri üremesi devam edecek. PH 7.5 olmadan da aynısı olacak.

Daha destekleyici birçok şey söyleyebilirim demişsin, o bölümü de ÖM ile atarsan konuyu karşılıklı dialog ile boğmamış oluruz.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

rastlantısalÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 4979
rastlantısalÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Şubat 2013 09:34
Merhabalar.
Bu hastalığa aslında hepiniz aşinasınız. 
Aynı hastalık astronotun alt dudağında da olabiliyor.
Genelde strese girdiğinde peydahlanıyor. Bunu ille korkan balık olarak algılamamak lazım. Normalde orta amerikanların umrunda bile olmayacak su değerlerindeki değişiklikler, güney amerikanları içten içe strese sokup böyle enfeksiyon temelli hastalıklara neden olabiliyor. 
Stres ve su değerlerindeki değişikliği uzun uzadıya anlatmaya lüzum yok sanırım. Hepimiz neler olduğunu biliyoruz. İlaveten suda erimiş fazla protein de buna neden oluyor. 
Tedavisi ise balığı rahat bırakmak, ne suretle olursa olsun ele alıp ilaç vs vermeye çalışmamak. Tanka kepçe sokmamak, yemlemeyi azaltıp su değişimini günde %5-%10 arası tutarak stresi ve su değerlerini sağlıklı durağanlığa geri çekmek. 
Dediğim gibi stres bazlı bir hastalık olduğundan, balığın iyiliği için yapacağımız her müdahale ters tepecektir. Ayrıca zaten ince olan mukozasına da zarar verip daha da enfeksiyona açık hale getirmekten gayrı faydası olmuyor.

Unutmamak gerek. İri de olsa güney amerikan. Ki bir oscarla eşdeğer değilde melekle eş değer tutmak gerek hassasiyet hususunda.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

MYAKISÇevrim Dışı

Kayıt: 21/08/2011
İl: Izmir
Mesaj: 202
MYAKISÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Şubat 2013 11:06
Merhaba,
Önemli olduğunu düşündüğüm bir konu galiba gözden kaçıyor. Vitamin. Balık yeme karşı istekli olduğu sürece tedavi şansı çok yüksektir ki yukardaki yorumlarda yem yememe problemi yok. Bu durumda genel kural şudur. Bir ilaç tercih edilir, en az 4-5 gün o ilaç denenir ama bu esnada yemleme nispeten azaltılarak su değişimine ağırlık verilir ve mutlaka vitamin desteği ile balığın direnci arttırılır. Ben bu tür durumlarda Supradyn ( efervesan ) ı yarım litre suda eritip tank boyutlarına göre 1-2 kapak ilave ediyorum. Yem yediklerine göre tablet olanıda toz haline getirilip yeme karıştırılabilir. Bence ihmal edilmemeli.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mekrögÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 05/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 2513
mekrögÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Şubat 2013 11:43

Sağ gözdede şişme başladı, eski iltahabın olduğu yerlerden yeniden iltahap çıkmaya başladı. Malesef cevap alamadık antibiyotik tedavisine. 2 gündür yemden kesildi. attığım yemleri dün akşam ki su değişiminde geri topladım. Çok üzgünüm...


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

rastlantısalÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 4979
rastlantısalÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Şubat 2013 11:44
[QUOTE=mekrög]

Sağ gözdede şişme başladı, eski iltahabın olduğu yerlerden yeniden iltahap çıkmaya başladı. Malesef cevap alamadık antibiyotik tedavisine. 2 gündür yemden kesildi. attığım yemleri dün akşam ki su değişiminde geri topladım. Çok üzgünüm...

[/QUOTE]
Görkem, gözünü seveyim ilişme şu hayvana.
İlaçla tedavisi yok o hastalığın. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir