Tek Gözlü Yavrular
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Şahsım adıma üzüldüm balıkların yem olmasına şimdi size 2 fotoğraf gösteriyim. Fotoğraftaki balıklar yaklaşık 1.5 aylık sarı prenses yavruları. Gördüğünüz gibi fotoğraftaki işaretli olan balığın sağ gözü doğuştan yok ve sadece bir balığım öyle yaklaşık 80 tane yavrunun içinden. Ama ben özellikle o yavruyu çok seviyorum. Daha 1 cm olmasına rağmen bulunduğu bölgeyi koruyor ve yem yerken yanına kimseyi yaklaştırmıyor. Kendi halinde şirin bir şekilde büyüyüp gidiyor. Belkide o balıktan milyonlarca sakat balık alabilirim ama yinede hiç birini ne yem yaparım ne gözden çıkarırım onlar benim canımdan birer candır.
Uslubumda kabalık yaptıysam gerçekten çok özürdilerim. Amacım tartışmak, başkalarını üzücü, aşalayıcı şeyler söylemek yada haksız çıkarmak değildir. Sadece samimi bir şekilde konu hakkında duygularımı paylaşmak istedim.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
İnsanlarda ki bozulma zaten kimyevî maddeler(aldığımız her türlü ilaç..), hormonlu ürünler, akraba evlilikleri, yanlış tedavi vs... gibi etkenlerden kaynaklanıyor zaten.
Düşünsenize insanlar artık ne kadar çabuk hastalanıyor. Tabii ki özürlü insanları da eleyelim gibi bir düşünce vahşi, canî ve dehşet verici bir düşüncedir ama asla insanlarla hayvanları bir kefeye koyarak düşünmemeliyiz. Bence doğanın birleşik yaşamında her canlı başka bir canlıya bir yerde hizmet eder ve bir diğerinden hizmet alır. Doğada ki zincir bu şekilde işler. Hayvanlara insan muamelesi yapmak yanlış olur. Zira o zaman et, tavuk ve balık yememeliyiz, sadece annemizin sütünü içmeliyiz, bir hayvanın neslini korumak için ürettiği yumurtasına gıda muamelesi yapmamalıyız gibi düşüncelere kadar gider.
Şimdi esas konu şu zaten doğaya müdahale ettik. Kardeş eşleşmesi ve ilaç kullanarak bir çok hayvan türünü bozduk. Madem akvaristliğin temel amaçlarından birisi sahip olduğumuz hayvanlara mümkün mertebe gerçek yaşamlarına en yakın , birebir aynısı değil en yakın hayatı sağlamaya çalışıyoruz. Olabildiğince taklit etmek amacımız. En azından bizden kaynaklanan hataları, birkaç balığı feda etmek uğruna geri almaya çalışmalıyız. Doğa insanların abartılı duygusallıkları yüzünden bozuluyor zaten. Bence özürlü balıkları üretmek hatalı bir davranış olur.
Tekrar tekrar belirtiyorum(insanlar tamamen ayrı bir yerdedir). Bu konunun tartışması bile olamaz...
Saygılar , sevgiler...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Balık,köpek,kedi yada kuş beslediğimiz hiç bir canlıyı sakat doğdu diye öldüremeyiz yada ölüme terkedemeyiz.Madem onları doğayı taklit etmeye çalışarak bilerek yada bilmeyerek ihtiyaçları olan ortamdan yakalayıp getirerek doğal dengeyi ve genetik yapılarını bozuyoruz o zaman onlara hakettikleri yaşamı vermeliyiz.Sakat doğdu diye öldürmek bize yakışmaz,bu vicdanende doğru değil.Eğer bugün bu canlılar sakat doğuyorsa aynı akvaryumdaki kardeşleri çiftleştirerek bunu zaten biz yaptık.Bizim yapabileceğimiz tek şey bir dahaki çiftleşme zamanına kadar gen havuzunu genişletmek yani başka şehirlerden balık getirerek bir sonraki hamleyi doğru yapmak.Gaziantepte Türkiyenin en büyük hayvanat bahçesi var,burada 3 ayaklı doğmuş bir sibirya kurdu yavrusunu gördüm ve hemen almak istedim,hayvanat bahçesi (sokak köpeklerinin toplandığı kısımda) görevlileri benden başka 28 başvuru daha olduğunu söyleyerek özür dilediler.Ben 29. bekleyen oldum.Demekki güzel ülkemin bazı kesimlerinde zavallı sokak köpekleri öldürülürken başka bir kısmında sakat olduğu için bu zavallı hayvanı beslemek isteyen bir sürü insan var.Bu örneği hiç unutamadığım için verdim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
İnsanlarda ki bozulma zaten kimyevî maddeler(aldığımız her türlü ilaç..), hormonlu ürünler, akraba evlilikleri, yanlış tedavi vs... gibi etkenlerden kaynaklanıyor zaten.
Düşünsenize insanlar artık ne kadar çabuk hastalanıyor. Tabii ki özürlü insanları da eleyelim gibi bir düşünce vahşi, canî ve dehşet verici bir düşüncedir ama asla insanlarla hayvanları bir kefeye koyarak düşünmemeliyiz. Bence doğanın birleşik yaşamında her canlı başka bir canlıya bir yerde hizmet eder ve bir diğerinden hizmet alır. Doğada ki zincir bu şekilde işler. Hayvanlara insan muamelesi yapmak yanlış olur. Zira o zaman et, tavuk ve balık yememeliyiz, sadece annemizin sütünü içmeliyiz, bir hayvanın neslini korumak için ürettiği yumurtasına gıda muamelesi yapmamalıyız gibi düşüncelere kadar gider.
Şimdi esas konu şu zaten doğaya müdahale ettik. Kardeş eşleşmesi ve ilaç kullanarak bir çok hayvan türünü bozduk. Madem akvaristliğin temel amaçlarından birisi sahip olduğumuz hayvanlara mümkün mertebe gerçek yaşamlarına en yakın , birebir aynısı değil en yakın hayatı sağlamaya çalışıyoruz. Olabildiğince taklit etmek amacımız. En azından bizden kaynaklanan hataları, birkaç balığı feda etmek uğruna geri almaya çalışmalıyız. Doğa insanların abartılı duygusallıkları yüzünden bozuluyor zaten. Bence özürlü balıkları üretmek hatalı bir davranış olur.
Tekrar tekrar belirtiyorum(insanlar tamamen ayrı bir yerdedir). Bu konunun tartışması bile olamaz...
Saygılar , sevgiler...[/QUOTE]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Eğer o balıkların üremesine izin vermeden. Sadece dişi ya da sadece erkekten oluşan tanklarda besleyebileceğinize inanırsanız tabii ki bu hayvanları doğal ömürlerinin sonuna kadar beslemek elinizde.
Olay 300 Spartalı filminde ki gibi KUSURLUYU YOKET! meselesi değil kesinlikle. Konu türün daha fazla bozulmasına göz yummamak. Şayet akvarist "-Ben bu balıkları karşı cinsten izole ederek beslerim genlerini aktarmasına izin vermem." diyebiliyorsa bu hayvanların da yaşama hakkı olur.
Ancak kesin olarak düşüncem bozuk genlerin yayılmasına izin vermemek için ne gerekiyorsa yapılması zorunluluğu. eğer kişinin şahsî çözümü yavruların hayatına son vermekse de saygı duyulmalı izole bir hayat sunabilecekse de saygı duyulmalı. Doğayı bozmayacak makul her çözüm kabul edilebilir.
Doğayı koruyalım arkadaşlar. Kendi imkânlarımız dahilinde ne gerekiyorsa yapalım. Bu sitedeki herkes doğayı seven doğal yaşama gönül vermiş özverili insanlar. Bunu istisnasız TÜM ÜYELER için söylüyorum. Hayvan sevmek insan sevgisinin bir sonraki aşamasıdır. Bir adım öteye geçmektir. Yalnız bazen sevgi fedakarlık ve vazgeçebilme gerktirdiği gibi bazen de (-ki esas olanı budur)imkansız gibi görünen problemler için akılcı çözüm bulabilmektir. Felsefe değil çözüm üretelim. Bakınız konunun başından beri benim yavruları öldür demem eleştirildi ama yine izole ederk yaşatın fikrini ben öneriyorum. Şahsi düşüncem oyavruların yaşamaması ancak genleri yaymadan yaşatabilirm diyene de saygı göstermek boynuma borçtur.
Kimseye eleştirisinden ötürü kırgınlık değil aksine +1 saygı duyuyorum. Hadi çözüm bulalım. Madem kıyamıyoruz o zaman onları doğaya zarar vermeden nasıl yaşatabiliriz?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Not: Lütfen kimse yorumlarımı şahsına muhalif yahut sözleri aleyhine olarak yaptığımı düşünmesin. Eğer böyle bir izlenim verdim ise şimdiden özür dilerim.
Saygılarımla....
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir