Sakin Nehir ( Son Fotolar Syf.:22 )

Subulataları çıkarttım.

Ferhat bey micraların çok kötü durumda olduğunu, bu şekilde göndermek istemediğini söylese de ben denemek için yine de göndermesini rica ettim. Umarım sağ kalıp çoğalırlar.

Hirsutaları da doğru şekilde ektim mi bilmiyorum.

Birkaç fotoğraf ekleyeyim. Yine görüntü kalitesi için kusura bakmayın.

Bilinçsizce, aynı dediğiniz gibi diktim bitkileri. Ferhat beyden geldiğinde zaten neredeyse yaprak yaprak ayrılmıştı. Bir miktar 2'li 3'lü grup vardı onların da bazılarını ben ayırıp diktim bazılarını da o şekilde diktim diye hatırlıyorum.

Derinlik konusunu da doğru yapmışım demek ki. Artık beklemeye geldi sıra. Bakalım bir kıpırtı olacak mı...

Karasal alana dokunmadım. O kısımda biraz yüksek sıcaklık ve kuraklık var. Açıkçası o kısımda radikal değişiklikler yapmadan yeni bitki düzenlemesi yapmak istemiyorum. Kaktüs de koymak istemiyorum.

Orayı bir şekilde nemlendirmem gerekiyor diye düşünüyorum. Ama nasıl onu bilmiyorum. Buhar makinası? Sis makinası? Bir şekilde yağmurlama sistemi? Bunları düşünebilir miyim bilmiyorum. Bunların aydınlatma sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini çözebilir miyim?!...

Hatta spreyleme sistemleri var. Acaba yine bir DIY çalışma ile birkaç hortum, kafa motoru ve uygun spreyleme ucuyla bu işi halledebilir miyim? Eğer olursa o zaman aklımdaki sıvı seviye kontrol rölesi fikrini de hayata geçirebilirim. Buharlaşan su akvaryuma otomatik olarak takviye edilirken, birkaç spreyleme ucu da karasal alanı nemlendirecek.. Güzel fikir gibi geliyor.

Karasal alanı nemlendirmek için şu duvara asılan ve düzenli aralıklarla parfüm sıkan zamazingolar var onların parfümü bitince yerine su doldurulsa olmazmı dieyecektim ki tam suyun o parfüm kutusuna belirli bir basınçla doldurulması gerektiği aklıma geldi  basınç olmazsa püskürme de olmaz sanırım. Sizi ateşlemesi amacıyla bir video paylaşmak istiyorum

Yalnız o kurbağalar nasıl kaçmıyorlar oradan anlamadım.

Aslında basınç gerekmese dediğiniz sistem çok güzel olurdu. Yazınızı okurken bir an için heyecanlandım ama devamını okuyunca umutlarım söndü.

Yalnız o şişelerin basınçlı olduğuna emin değilim. Çünkü, o şişelerden birisi alıp, elinizle spreyleme yapmaya kalkarsanız, ilk bastığınız anda püskürme oluyor. Parmağınızı basılı tuttuğunuzda ise püskürme olmuyor. Acaba sadece makinanın ya da parmağımızla bizim uyguladığımız basıncın sonucu olarak mı püskürtme yapıyor?...

Ben biraz şu spreyleme uçlarını araştırayım. Hani bazı marketlerde sebze meyve reyonlarını nemlendirmede kullanılanlardan.

Bilal bey videodaki paludayum olağanüstü dizayn edilmiş. Fakat çok güzel gözüken o rengarenk kurbağalara dikkat etmek gerekiyor doğada bir cobra yılanından 50 kat zehirli bir türdür. 

Ek: Bu arada fotosentezin artık gözle görülebiliyor olması çok güzel bir gelişme. Işık ve besin miktarının artmasına paralel olarak fotosentez miktarı da artmış olabilir.

Peki bu karasal alanı nemlendirmek yerine fazla nem sevmeyen bitkiler kullansak olmuyormu?

Ergün bey hayvanlardaki renk çeşitliğinin ve o renklerin canlı ve parlak olmasının tehlike sinyali olduğu aklımda kalmış nedense  o vivarium sahibine depreme yakalanmaması için dua edelim hep birlikte 

Paludaryumu kurarken floresanların yayacağı bu sıcaklığı hesap edememiştim. Daha doğrusu bu kadar kuvvetli olacağını düşünmemiştim. Solarium gibi namussuz.

En son aldığım bir bitki (çalı gibi olan) vardı hatırlarsanız. Bir süredir yaşamsal bir belirti göstermediğini, bir süre daha bekleyip çıkartacağımı söylemiştim.

Bugün çıkartmak için işleme başladım. Söküp aldım ki, toprakta o geçenlerde gördüğüm çıyana benzeyen böceğin yavrusundan gördüm. İşin önünü almak için hemen müdahale edip, o kısımdaki tüm dal, çalı çırpı, tüm bitkiler ve toprağın tamamını çıkarttım. O kısımda iyi bir temizlik yaptım. Hatta kalan toprak kalıntılarını da elektrik süpürgesi ile çektim. Sonra da öldürücü darbe olarak karasal alan saksısının tüm iç yüzeyine sirke püskürttüm. Orada herhangi bir böceğin canlı kalmış olabileceğine ihtimal vermiyorum. Yine de 3-5 gün oraya toprak doldurmayıp, istenmeyen canlıların yaşamasına elverişli ortamı oluşturmayacağım. Zaten üstten de cayır cayır 4 adet lamba yanıyor. Pisliğin kökü kuruyacak umarım ki.

Sarmaşık hariç bütün bitkileri attım. Sarmaşığın ise kökünü musluğun altında yıkayarak topraktan arındırdım. Daha sonra kök kısmını suya koyarak 1-2 saat beklettim. Sonra da yeni toprak dolu bir saksıya geçici olarak aldım. Çıkartırken gördüm ki muazzam bir kök salmış. İyiden iyiye de gelişmeye başlamıştı halbuki...

Karasal alanı yeniden yapılandırmaya çalışacağım. Gelişmeleri paylaşırım.

Önce, karasal alan için ısıyı bir şekilde düşürüp nemli ortam bitkileri mi ekmeye karar verelim yoksa yüksek ısıyı seven bitki arayışına mı girelim bu konuda karar verelim isterseniz. Ona göre bir yol haritası çizeriz kendimize..

Nemli ve sıcak ortamda yaşayabilmesi açısından güney amerika, hindistan ve çin menşeyli biktiler paludaryumunuz için uygun olabilir.