Sakin Nehir ( Son Fotolar Syf.:22 )
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2014 23:36
Bilel bey karar veremedim malesef.
Uygulamadaki kolaylık beni kuru bir karasal alan kurmaya itiyor. Siz ne dersiniz?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2014 23:39
Görsel olarak nemli bir karasal alandaki görüntüyü yakalayamayabiliriz belki ama dediğiniz gibi uygulama kolaylığı açısından kuru bencede kolay gibi. Ona göre bitki arayışına başlayalım ozaman.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2014 23:43
Tebrik ederim.
Paylaşımın anlamı bu topikte.
Paylaşımın anlamı bu topikte.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2014 21:16
Arman bey kuru sistemle ilgili aklıma birşey takılmaya başladı, şimdi nemli ortam isteyen bitkilerin yaşadığı şartlar yıl boyunca stabil, yani dünyada nemli alanların ekvator ve çevresi olduğunu düşünürsek burdaki bitkiler neredeyse yılın 12 ayın boyunca aynı sıcaklık ve nem değerleri ile karşı karşıyalar. kış mevsimini neredeyse hiç yaşamıyorlar. Tam tersi olarak kuru ortam isteyen bitkiler nemsiz ortamlarda yetiştikleri için sıcaklığı tutacak bir etken kalmıyor yani gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı ve nem büyük dalgalanma yaşıyor ve bir kış mevsimi mutlaka yaşıyorlar. Sizin tankta ışıklar yılın 12 ayı açık duracak bu durumda karasal alan hiç soğumayacak ve sonuç olarak bitkiler sürekli sıcağa ve ışığa maruz kalacaklar. Yani sonuç olarak ya çöl bitkilerine yönelmemiz lazım yada karasal alanı nemlendirecek bir çare bulmamız lazım.
Anlatabildimmi bilmiyorum ve bu sadece bir düşünce, doğruluğu hakkında bir kanıtım yok.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2014 23:58
Valla Bilal bey gayet net anladım. Hiç bu açıdan düşünmemiştim.
Aslında ne zaman bir bitkiye kafamı taksam, bakım şartlarına gelince hep bir şeyler eksik ya da fazla oluyordu benim paludaryum şartlarında. Bana kalırsa sebebi de işte bu bahsettiğiniz olay. Değişken şartlar.
Nemlendirme konusu.
Sabah-akşam fısfısla su sıkmak ve toprağı sürekli nemli tutmak bir çözümmüş gibi gelmiyor bana.
Geriye bir tek DIY bir spreyleme sistemi kalıyor. Olayın buharlaşan suyu tamamlama boyutunu boşverirsek, spreyleme çok da zor bir şey olmasa gerek.
Yalnız şu elekronik timerların kaç dakikalık periyodlar yapabildiğini öğrenmem lazım. Diyelim ki 1 dakika veya daha kısa srelerle kontrol edilebiliyorsa çok iyi. O zaman bir kafa motoruna bağlı 2 spreyleme ucu sorunumuzu çözer. Günde 3-4 defa 1'er dakikalık (veya daha kısa) spreyleme bitkilere yeter diye düşünüyorum.
Şu spreyleme uçlarına nereden ulaşabilirim bir bakalım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2014 00:27
Bendeki klasik timer en az 15 dk. lık periyotlar yapabiliyor, tam bilgim olmamakla birlikte dijital timer daha hassas olabilir gibime geliyor. Birde psikolojik olarak şöyle bir rahatlama sağlayabiliriz belki, eğer nem sorununu çözebilirsek yakalayacağımız görsellik kuru sistemden kat kat iyi olacak
Benim aklıma şöyle birşey geldi nemlendirme ile ilgili (bu konuda ilk kez kafa yorduğumdan çok acemice olabilir )
1-Akvaryumun yanına bir su kovası yerleştirebilirseniz ve bu kovanın içine devir gücü en düşük bir kafa motoru koysanız kafa motorundan da karasal alana bir hortum çekseniz,hortumu saksılar arasında dolaştırsanız, hortuma iğneyle küçük delikler açsanız nasıl olur. Kafa motorunuda zamanlayıcı prize bağlayıp belli periyotlarla çalışmasını sağlayabilirsiniz. Su miktarı fazla gelirse mesala saksılardan taşıp akvaryuma damlamaya başlarsa zamanlayıcı sayesinde kafa motorunun çalışma aralığını arttırısınız.
2- Bu yöntem biraz fantastik gelebilir aynı kovaya 2 adet kafa motoru koysanız ve hortumlarını birbirlerine bağlasanız, yani 2 kafa motoru suyu birbirine doğru itse, hortuma da çok küçük ve sık aralıklarla delikler açsanız 2 kafa motorunun suyu birbirine itmesiyle bir basınç oluşacağından deliklerden su sprey gibi püskürerek çıkmazmı? yine zamanlayıcı priz ile istenilen yoğunluk sağlanabilir. Çok mu film izliyorum acaba
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2014 10:11
Mekanik timer'lardan ben de kullanıyorum şu anda 3 tanesi vızıl vızıl çalışıyor. 1 tanesi dediğiniz gibi 15 dakika, diğer ikisi ise daha küçük boyutlu olup 30 dakikalık periyodlarla açma-kapama yapabilen timerlar.
Benim merak ettiğim şu elektronik olanlar. Eğer düşündüğüm gibi 1 dakikalık gibi kısa dilimlerde çalışabiliyorsa işime çok yarayacak.
Hatta sistemin taslağı da şu şekilde. Şu anda paludaryumun altında akvaryum dolabında boş bekleyen 40 litre bir akvaryum var. Buna suyu doldurup içerisine kafa motorunu yerleştirip, uygun bir hortumla suyu yukarı kadar çıkartacağım. Sonra .................. (işte bundan sonrası için fikir üretmemiz gerekiyor).
Bazı büyük marketlerde sebze meyve reyonlarını nemlendirmek için su püskürtüyorlar spreyleme ile. İşte ona benzer bir sistem düşünüyorum. Yalnız gücü çok düşük kafa motorları suyu bu yüksekliğe basamıyorlar. Elimdeki -su değişimleri için kullandığım- atman 104 kafa motoru ise çok kuvvetli. Bu ikisinin arasını bulmak lazım. Suyu yukarı basacak ama tazyikli verecek kadar güçlü olmayacak.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2014 16:12
Hiç araştırmadım ama internette direk fısfıs gibi su sıkan aparatlar yok mu? Bana kafa motoru ile filan pek olmaz gibi geldi.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2014 17:56
Spreyleme için nozul diye internetten araştırırsanız birşeyler çıkabilir fakat bildiğim kadarıylayüksek basınç isteyen bir işlem.
Bunu kafa motoruyla sağlamak zor olacaktır.
Hocam en basiti şu odalara belirli aralıklarla oda parfümü sıkan cihazlardan kullanın bence.
Bunu kafa motoruyla sağlamak zor olacaktır.
Hocam en basiti şu odalara belirli aralıklarla oda parfümü sıkan cihazlardan kullanın bence.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2014 23:45
Doğru haklısınız. Kafa motoru ile spreyleme nozulu çalıştırmak zor olacak gibi.
Peki şu oda parfümlerini su ile nasıl çalıştırırım bir bilginiz var mı? Esasında bu da pek pratik gelmiyor gibi bana. Bir kerede püskürttüğü parfüm miktarına bakınca, benim karasal alanı nemlendirmek için en az 2-3 adet makinenin günde 4-5 kez defalarca arka arkaya püskürtme yapması gerekiyor diye düşünüyorum.
Aklıma en ilkel yöntem geliyor ama onu da uygularsam görsel olarak çok dağınık ve kötü gözükecek diye korkuyorum.
En kolayı, karasal ve sucul alanların istenilen bölgelerini kapsayacak şekilde yukarıdan hava hortumu gibi bir hortum dolaştırıp, bu hortumda delikler açarak kafa motorunun bastığı suyun yağmur gibi damla damla akması. 6mm şeffaf hava hortumu sanki işimi görecek diye düşünüyorum.
Yalnız bu damlayan suların sıçramasıyla ön cam ne hale gelecek bilmiyorum. Özellikle karasal alana çarpan su damlaları nerelere sıçrayacak onu da kestiremiyorum.
Gereken nemlendirmeyi sağlayabilirsem, karasal alanın topraksız ve iyi ışık alan yerlerine de yosun türleri koyabilirim sanırım.
Şu konuya hep birlikte bir açıklık getirirsek uygulamaya geçeceğim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2014 17:46
[QUOTE=reverse]Teşekkür ederim Bilal bey çok yardımcı oluyorsunuz.
Bir de genel durum fotoğrafı ekleyelim:
[/QUOTE]
Bilinçsizce, aynı dediğiniz gibi diktim bitkileri. Ferhat beyden geldiğinde zaten neredeyse yaprak yaprak ayrılmıştı. Bir miktar 2'li 3'lü grup vardı onların da bazılarını ben ayırıp diktim bazılarını da o şekilde diktim diye hatırlıyorum.
Derinlik konusunu da doğru yapmışım demek ki. Artık beklemeye geldi sıra. Bakalım bir kıpırtı olacak mı...
Karasal alana dokunmadım. O kısımda biraz yüksek sıcaklık ve kuraklık var. Açıkçası o kısımda radikal değişiklikler yapmadan yeni bitki düzenlemesi yapmak istemiyorum. Kaktüs de koymak istemiyorum.
Orayı bir şekilde nemlendirmem gerekiyor diye düşünüyorum. Ama nasıl onu bilmiyorum. Buhar makinası? Sis makinası? Bir şekilde yağmurlama sistemi? Bunları düşünebilir miyim bilmiyorum. Bunların aydınlatma sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini çözebilir miyim?!...
Hatta spreyleme sistemleri var. Acaba yine bir DIY çalışma ile birkaç hortum, kafa motoru ve uygun spreyleme ucuyla bu işi halledebilir miyim? Eğer olursa o zaman aklımdaki sıvı seviye kontrol rölesi fikrini de hayata geçirebilirim. Buharlaşan su akvaryuma otomatik olarak takviye edilirken, birkaç spreyleme ucu da karasal alanı nemlendirecek.. Güzel fikir gibi geliyor.
Bir de genel durum fotoğrafı ekleyelim:
harika bir paludaryum olmuş daha da güzelleşeceğe benziyor.
ellerinize sağlık
karasal bölgeye kara yosunları deneyebilirsiniz aslında gün de 1- 2 spreyleme yetebilir gibime geliyor çünkü ortamda belli bir nem var zaten...aslında üstü kapatılabilse daha kolay olabilir sanki ....karaasal bitki olarak sukulentleri düşünebilirsiniz sıcaktaan rahatsız olmazlar bol ışık severler ve kaktüslerden daha fazla nemi severler...bence kaktüslere karasal bile olsa ortamın nemi fazla gelir ama sukulentler mutlu mesut yaşar gibime geliyor
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Mart 2014 23:16
[QUOTE=coccinella]
[/QUOTE]
harika bir paludaryum olmuş daha da güzelleşeceğe benziyor.
ellerinize sağlık
karasal bölgeye kara yosunları deneyebilirsiniz aslında gün de 1- 2 spreyleme yetebilir gibime geliyor çünkü ortamda belli bir nem var zaten...aslında üstü kapatılabilse daha kolay olabilir sanki ....karaasal bitki olarak sukulentleri düşünebilirsiniz sıcaktaan rahatsız olmazlar bol ışık severler ve kaktüslerden daha fazla nemi severler...bence kaktüslere karasal bile olsa ortamın nemi fazla gelir ama sukulentler mutlu mesut yaşar gibime geliyor
Sabahtan beri sukulentleri "sukunet" olarak okuyorum, diyorum karasal alanın sukunet(sessizlik) ile ne ilgisi var ,meğerse kaktüs türüymüş Konuya nihayet bir bayan eli değdi Ayça hanım sayesinde. Eminim karasal alan ile ilgili çok işe yarar bilgiler verecektir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 03 Nisan 2014 09:30
Kısa bir aradan sonra tekrar merhaba.
Karasal alan aynen beklemede. Ama bu kısım için artık kafamda beliren bir şeyler var. Büyük ihtimalle sukulent türleri dikeceğim. Aslında benim de aklımdaydı sukulent türleri yalnız bu kadar çok çeşitlerinin olduğunu bilmiyordum.
Şimdi tür seçimi ve temin edilecek yerler konusunda karar vermek gerekiyor. İşin bu kısmı nişanlımın yetkisinde.
Belki haftaya yazlığa giderken Yalova'daki seralardan birkaçına uğrayıp sukulent araştırabiliriz.
Sanırım bu bitkilerin toprakları yarı yarıya kum ve normal topraktan oluşuyor. Acaba bu kumun bir özelliği var mı? Nasıl bir kum olmalı acaba?
Onun haricinde sucul alan fena gitmiyor. Yalnız ön camda yeşil nokta yosunu var. Acaba bunun için yapılacak şey nedir? Ergün bey gübrelemeyi tam doza çıkartmaktan bahsediyordu...
Bu arada potasyum gübresini hazırlayarak dün ilk defa kullanmaya başladım. Henüz nitrat ve fosfat bitmediği için onlar beklemede.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir