Su Piresi Hakkında Bilinen Ve Unutulan Bilgiler

Merhabalar öncelikle kendimi tanıtmak isterim ismim Ceyhun yaklaşık 13 yaşımdan beri akvaryum ile ilgileniyorum sizlere su piresi ile ilgili tecrübelerimi ve herkesin bilip fakat zamanla unutulan bilgileri aktarmak istiyorum.
Bilindiği üzere su piresi yeşil su ile besleniyor tabii yeşil Su olmadan su piresi yetiştirilemez diye bir bilgi kirliliği var bu tamamen yanlış şimdi sizlere kendi tecrübelerimle nasıl yıllardır kültürlerimi devam ettirdiğimi anlatacağım.
Su piresi için yeşil su oluşumu sağlayamadığım dönemlerde alternatif besin bulmaya çalıştım yaş maya kuru maya vs. vs. Bunlardan kullandım suda kötü koku ve en acısı birçok defa kültürümün çöktüğünü gözlemledim. Yabancı forumlarda araştırdım alternatif olarak spirulina veriliyor e bunuda bulamıyorum en sonunda su piresini bırakmaya karar verdim ve balkonda resmen ölüme terk ettim ve su kurumuştu pireler ölmüştü (mü?) kapları annemin de söylenmesi ile kaldırdım ve kenara koydum bir süre sonra betta yavrularım için artemia biraz maliyetli olduğu için su piresine geri döndüm yazın yeşil su yaptık ama kış geldi yine hüsran ama pes etmek yok 4 tane kültürüm var ve 3 çeşit yem belirledim kendime tetra pro Tetra discus ve sera vipan bunların hepsini ayrı ayrı kaplarda çözünmesi kolay olsun diye ılık suyun içine koydum ve vızvız la (kahve öğütücüsü) içinde birkaç kere çektim suyun içinde katı yem kalmayacak şekilde kontrol ettim ve yasa hak diyerek göz kararı 3 4 litrelik kapların içine 10 15 CC olarak verdim ve su bulanıklaştı biri kırmızı oldu biri sarı diğeri kahve rengi ya ölecekler yada yaşayacaklar 2 gün sonra kültürlerine baktım kırmızı (tetra discus) olanlar bitmiş su berrak sarı olan kahve rengi olan (sera vipan) hafifden duruyor ama içinde pire sayısı bariz azalmış sarı olan (tetra pro) da berraklaşmak üzere ama onda da çöküşler mevcut belki de bu çöküşlerin sebebi bulundukları yerdeki sıcaklık farkları olabilir ama istediğimi aldım bir daha bu deneyi yapmama gerek kalmamıştı ve tetra discus la ilerlemeye başladım yem dozajlarını ayarlarken su pirelerinin yemi yedikten sonra kırmızı olduklarını gördüm bu da beni çok mutlu etti açıkcası.
Kış boyu böyle devam ettik yazın yeşil su yapmaya başladık Kültürleri çoğaltmak için eski kapların içine yeşil su doldurdum ve porsiyonlaştırmak için biraz geç kaldım daha sonra yeşil su eklediğim eski kültürlerin olduğu kaplarda yeşil suyun yok olduğunu gördüm tekrar su eklemesi yapacakken içinde kımıl kımıl birşeyler var sinek larvası dır diye düşündüm hemen kepçeyi kapıp balıklara ziyafet çektirmek için daldırdım ama bunlar sinek larvası değiller bildiğin su piresi evdekilere sordum bu kaplardan diğer kaplara su aktardınız mı diye bizim ne işimiz olur bitle pireyle diye umursamaz ve alaycı bir tavırla tabi tekrar yabancı kaynaklara baktım su piresi Su olmadan da hayatta kalabilir mi diye hiç bir şey yazmıyor bununla alakalı ama galiba ben yanlışlıkla birşeyleri keşfetmeye devam ediyorum kaldı ki bu kaplar Güneş gördü dibi kurudu aylarca bekledi ve tekrar ortaya çıktı sonuçta kimse müdahalede bulunmadı ve kendiliğinden oluştu bir kaç denemenin ardından kültür çökse bile pirelerin ölmediğine kanaat getirdim kültür çöküyor hamile pirelerin kesesinden yavrular tekrar çıkıyor besin bulurlarsa çoğalma eğilimi gösteriyorlar bulamazlarsa zamanla kesilerek yok oluyorlar. Biraz uzun bir yazı oldu ama şunu anlatmak istedim yeşil su şart değil yem ile de besleyebilirsiniz dozajını iyi ayarlamanız gerek 3 ayrı kültür ayarlayın dozajlamayı deneyin birtanesi mutlaka başarılı olacaktır. Kültürüm çöktü diye çöpe atmayın içine besin eklemesi yapın tekrar çıkacaklar. He birde şu var balıklarınıza parazit ilaçları mı vereceksiniz ayırın birtane kap bir porsiyon su piresi içine vereceğiniz ilacı dökün ve yemelerini bekleyin yedikleri zaman ilaç yemiş olan su pirelerini balıklara verin daha iyi etki gösterir. Dilimin döndüğünce tecrübelerim yettiğince anlatmaya çalıştım yanlış ve eksik bilgi verdiysem lütfen düzeltin bizler de bilgileri tazelemiş ve doğrusunu öğrenmiş oluruz.


Herkese sağlıklı hobiler dilerim...