Transgenetik Tartışmaları


lazarusv20Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/09/2019
İl: Antalya
Mesaj: 3024
lazarusv20Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Nisan 2020 16:05
Merhaba Flexa,

Ne zamandan beri akvaryumunda genetiği ile oynanmış balık besleyenlerin, harıl harıl kanser ilacı bulmaya çalışan kişilerin sağladığı toplumsal faydanın milyarda birine yaklaştığına emin oldunuz da yine elma ile armuttan toplama sonucu bulmaya çalıştınız? Yanlış anlama tam olarak budur, her şeyi de size böyle detaylandıramam, biraz da siz bulun.

FDA aynı yazıda "these non approved products" yani "[K]onaylanmamış[/K]" bu ürünler de diyor, o kısmı neden alıntılamadınız? Dil bu, size göre bana göre diye anlam veya içerik değişmez, kaldı ki FDA - FDA diye burada referans veren sizsiniz, bari adamların yazdığına itiraz etmeyiniz ve zahmet olmazsa aynı konuda, California, Canada, AB gibi yerlerdeki kararlara da göz atınız. Ben ve burada bir kaç kişi konunun "etik ve vicdani" kısmı hakkında "kendi görüşlerini paylaşırken" makale bulun diye ısrar ediyorsunuz, buluruz, bu sefer onun da içeriğine itiraz edersiniz, takdir edersiniz, bizim de işimiz gücümüz var.

Not-1) Konunun etik ve vicdani kısmı ile ilgili görüşlere itirazınız yoksa 100 yıl önceki şeftaliye bari laf etmeyiniz ve son yıllarda "organik tarım"ın neden bu kadar popüler olduğunu anlamaya çalışınız. Şu an yediğiniz şeylerden çok çok daha lezzetli olduklarına eminim çünkü.

[QUOTE=Flexa]
Merhabalar [/QUOTE][EDIT]Street Parrot,2020-04-26 16:31:08[/EDIT]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

FlexaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 02/06/2018
İl: Yurtdisi
Mesaj: 838
FlexaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Nisan 2020 20:31
[QUOTE=lazarusv20]Merhaba Flexa,

Ne zamandan beri akvaryumunda genetiği ile oynanmış balık besleyenlerin, harıl harıl kanser ilacı bulmaya çalışan kişilerin sağladığı toplumsal faydanın milyarda birine yaklaştığına emin oldunuz da yine elma ile armuttan toplama sonucu bulmaya çalıştınız? Yanlış anlama tam olarak budur, her şeyi de size böyle detaylandıramam, biraz da siz bulun.

FDA aynı yazıda "these non approved products" yani "onaylanmamış" bu ürünler de diyor, o kısmı neden alıntılamadınız? Dil bu, size göre bana göre diye anlam veya içerik değişmez, kaldı ki FDA - FDA diye burada referans veren sizsiniz, bari adamların yazdığına itiraz etmeyiniz ve zahmet olmazsa aynı konuda, California, Canada, AB gibi yerlerdeki kararlara da göz atınız. Ben ve burada bir kaç kişi konunun "etik ve vicdani" kısmı hakkında "kendi görüşlerini paylaşırken" makale bulun diye ısrar ediyorsunuz, buluruz, bu sefer onun da içeriğine itiraz edersiniz, takdir edersiniz, bizim de işimiz gücümüz var.

Not-1) Konunun etik ve vicdani kısmı ile ilgili görüşlere itirazınız yoksa 100 yıl önceki şeftaliye bari laf etmeyiniz ve son yıllarda "organik tarım"ın neden bu kadar popüler olduğunu anlamaya çalışınız. Şu an yediğiniz şeylerden çok çok daha lezzetli olduklarına eminim çünkü.
[/QUOTE]

Merhabalar,

Eğer kıymetli vaktinizin harcandığını düşünüyorsanız, cevap vermek zorunda hissetmeyin lütfen. Kimsenin vaktini almak istemem. Keza benim de burada vakit harcadığımı da göz ardı etmez, bir tek sizin vaktinizin kıymeli olmadığını da hesaba katarsanız minnettar olurum. Tartışmayı kişiselleştirmemek gerektiğini forum kuralları gereğince de hatırlatmam gerektiğini düşünüyorum. Atıflarınıza cevap verilip çekileceğim o nedenle.

[B][K]"makale bulun diye ısrar ediyorsunuz, buluruz, bu sefer onun da içeriğine itiraz edersiniz"[/K][/B]

Madem bu kadar aykırı bir insan olduğumu düşünüyorsunuz neden kısır bir tartışmaya giriyorsunuz? Dilerim bir gün beni daha yakından tanır ve bu fikrinizden vazgeçmiş olursunuz. Böyle anlaşılmak gerçekten üzücü.

Son mesajımda açıkça belirttiğimi ifade ettiğimi sanıyorum. Ben etik kısmını tartışmayacağımı söyledim. Kimseye etik yanıyla ilgili makale de atın demedim, varsa alıntılayın lütfen. Etik kısmını tartışmayacağımı da özellikle belirttim. Buyrun size başka bir safsata daha "strawman". Beni söylemediğim şeylerle itham ederek oradan saldırıyorsunuz. Sizi bu kadar kızdıran nedir gerçekten anlayabilmiş değilim.

Benim makale istediğim şey açıktır, kendimden referans vererek tekrar söylüyorum, bakalım ne demişim:

[B][K]"Kaldı ki ben olayı GloFish nezdinde değerlendirmedim. Bana buraya "genetik modifikasyonlar zararlıdır" sonucunu veren bilimsel bir çalışma paylaşabilirseniz, tartışmayı onun üzerinden sürdürebiliriz. "[/K][/B]

Gördüğünüz üzere etikle alakalı hiçbir şey yok. Sadece bilimsel yanına odaklandım. Ayrca tartışma sürdürmenin neresi sakıncalı anlayabilmiş değilim. Eğer bilimsel bir şeyleri tartışmayıp, olayı kavga boyutuna çekeceksek lütfen sonlansın. Ben bahaneyle araştırma yapıp bilgilerimizi paylaşıyoruz diye cevap veriyordum.

Keza FDA'in low-risk dediği şeyi kötü bir şeymiş gibi gösterip, ibuprofen gibi kalp krizi riski barındırdığı için FDA'in uyardığı ama düne kadar reçetesiz satılan ilaçlara bu denli şiddetle karşı çıkılmaması da ayrı bir çelişki bana kalırsa.

Yine keza organik tarımın da ne olduğunu iyi anlamak gerekiyor. Adım gibi eminim ki birçok kişi organik tarımda çamaşır suyunun hammadesi olan Sodium hypochlorite gibi kimyasalların kullanımına izin verildiğini dahi bilmiyor. Bu kimyasallara bakır sülfat, alkol grubu, hidrojen peroksit gibileri de dahil. Ben nedense bangır bangır organik tarım reklamlarının hiçbirinin bunlar hakkında bilgilendirme yaptığını görmedim. Bilinse sizce bu kadar satar mı?

Üstelik günümüzde topraksız tarıma geçiş söz konusu. Hidroponik sistemlerde bu pestisitlerin hiçbirini kullanmanıza gerek kalmıyor. Çok daha temiz. Üstelik besleyicilik değerlerini isterseniz özel olarak organik tarımla kıyaslayabiliriz. Fakat orada da suya gerekli kimyasalları koymanız gerek ki bunun bitkiye hiçbir zararı söz konusu değil.

Şimdi sorgulayalım. Neden hidroponik bu kadar satmazken, organik bu kadar popüler oldu? Çünkü halkta "sentetik kötüdür" algısı oturdu. Bunu fırsata çevirdiler. Hidroponik kelimesini kim bilir de satacak? Gezen tavuk olayı da keza aynı şekilde. Hayvan hakları patlama yapınca, ortaya gezen tavuk yumurtaları çıktı. Elbette benim de vicdanı olarak hoşuma gitmiyor. Ama bu ürünleri "daha sağlıklı" diye satmak, sahtekarlıktan başka bir şey değil.

Ben de organik tarımı destekliyorum. Kurduğum bahçemde elimde tüm kimyasallar olmasına rağmen bir gram eklemedim. Toprağa olan zararlarını biliyorum, bana bir şey olacağından değil. Neyi ne şekilde kullanmam gerektiğini bilen, titiz de biriyim. Ama doğalını yapmak istedim. Ben de isterim çiftliğimde tavuklar dip dibe stresli bir şekilde can sıkıcı bir muamele görmesinler. İmkanım olsa ben de gezen tavuk yaparım. Üstelik o [B]"sözde gezen"[/B] tavuklardan değil.

Gezen tavuk için gerekli alan tavuk başına 2 metrekare gibi komik bir sayıyla değil... Kaldı ki gezen tavuk olayında dönen etik tartışmalar da çok başka boyutta. Siz hayvanın yavrusunu alın yiyin, sonra hayvanı kesin yiyin, ama yaşatırken iyi yaşatıyorum diye kendinizi teselli edin. Sonunda öldürüleceğinizi, üremenize engel olunacağını bilseniz, böyle bir kararı kendiniz için alır mısınız? Bunun gibi çok tartışma var etik dünyasında, ama ben bunları tartışmak istemiyorum. Çünkü burada tartışma her nedense bir gerilime dönüşüyor. Sadece bilimsel kısmına odaklanmak istiyorum. O nedenle karşı çıktığım şey, öyle olmadığı halde "bunlar daha iyi, sağlıklı" diye pazarlamak.

Burada bir ahlaksızlık söz konusuysa bunun kaynağı ben olamam. Benim bundan kazancım bile yok. Bununla ceplerini dolduranları sorgulamak gerek önce.

Lakin bir şeyi eleştireceksek dediğim gibi, doğru donelerle eleştirmek önemli. Ben de sizinle aynı görüşleri paylaşıyorum söylediğim gibi. Lakin hatalı argümanlarla, güvenilirliği düşürmemeniz gerek.

En başında da söylediğim gibi, olayın kişiselleşmesi kurallara aykırı. Eğer bu konuda gerçekten fikir münakaşası yapmak istiyorsanız, lütfen gerekli çerçevelerde özelden sürdürelim. Ben tartışmaktan keyif alırım, lakin suçlama boyutunda devam edecekse lütfen yapmayın. Zaten belirttiğim üzere hem kurallar gereği, hem de konuyu daha fazla saptırmamak için burada sonlandırıyorum. Devam etmek isterseniz, özelim her zaman açık dediğim gibi.

Keyifli hobiler diliyorum.[EDIT]Street Parrot,2020-04-26 16:34:17[/EDIT]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

lazarusv20Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/09/2019
İl: Antalya
Mesaj: 3024
lazarusv20Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Nisan 2020 21:03
[QUOTE=Flexa]eleştireceksek
[/QUOTE]
Değerli Flexa,
Kızgın olduğumu da nereden çıkarttınız? Kesinlikle değilim. Vakit muhasebesi de yapmadım, (tüm yazdıklarınızı okumaya vakit ayırdım) ama ilk argümanınız "2003'de bu işlemi FDA onayladı" olursa ve bu da yanlış bilgi ise, ki öyle, bunu düzeltmeye gitmeden konuyu daha fazla konuşmaya gerek duymadım, özelden ya da genelden olay bundan ibaret. FDA'nın onayladığı herhangi bir şey yok. Düşük risk diyor sadece, bunun nedeni de herhangi bir aklı evvelin Glofish Zebra'dan el kremi ya da pizza sosu yapacağına ihtimal vermemesi. Dikkat ediniz, ilave risk görürsem fikrimi değiştiririm ama şimdilik bu faaliyeti durdurmak için de para harcamam diye de ekliyor, ortada onay falan yok, açıkçası FDA'yı ilk etapta niye argümanınıza dahil ettiğinizi bile an itibari ile anlamış değilim.
Unutmadan editleri:

1) İnsanların bu tür keyfe keder genetik müdahalelere o ya da bu sebeple karşı çıkıp, yine de ilaç kullanmak zorunda olmaları bir “çelişki” değildir, mesela beni ele alalım, akvaryumumda pembe zebra yok ama birazdan bir Apranax alacağım. Yani insanların bir çelişkisini falan ortaya koymuş olmuyorsunuz.

2) ilerisi için söylüyorum, konulara ilk etapta mümkün olduğunca genel yaklaşımlarla ve gerçekten hakkında münazara etmek istediğiniz konularla girin, spesifik örnekler ya da savlarla başlarsanız, ( mesela bu konudaki ilk mesajınızda bulunan Glofish örneği ve ona ait aslında olmayan FDA onayı gibi) sonradan “konuyu Glofish’e indirgemek istemiyorum, ben konunun bilimsel boyutunu tartışmak istiyorum” vb demek zorunda kalırsınız. Konuyu kendi adınız ve diğer taraf dağıtmış olursunuz.

:) Selamlar.

[EDIT]Street Parrot,2020-04-26 16:36:09[/EDIT]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

erkanmaziciÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/03/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1090
erkanmaziciÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Nisan 2020 21:24
[QUOTE=Flexa]

Konunun etiği apayrı bir konu. Ben demiyorum ki balıklara göz zevki için genetik renk değişimleri yapılsın. Sadece bunların balığa veya ekolojiye bir zararı olmadığını söylüyorum. Bizlerin sağlıklı olabilmesi için farelerde ve yine zebra daniolarda yapılan işlemlerden hiçbir farkı olmadığını söylüyorum.

Saygılar, sevgiler.[/QUOTE]

Niçin? Konunun ahlaki boyutu niçin önemsiz olsun?

Bilim, "nasıl yapabiliriz" sorusunu cevaplar. Oysa felsefe ve onun ürünü olan ahlak "ne yapabiliriz" sorusunun cevabını söyler.

Ben bilim insanı değilim. Ben "nasıl" sorusunun muhatabı değilim. Birşey çalışıyorsa çalışıyordur. Bu yapılanı takdir ederiz, insanlık adına destekleriz. Ancak üretilen bu bilim ve teknoloji ile "ne" yapabileceğimize ahlak ve felsefe cevap verebilir.

Basit bir örnek vereyim, son yıllarda drone'lar çok gelişti. Bilim ve teknoloji bu cihazları geliştiriyor ve akıl almaz şekillere sokuyor. Pek güzel. Üretilen bir drone ile insanların pencerelerinden rahatlıkla gündelik hayatlarını kayıt edebiliriz. Bu durumun kötü olduğuna, bunun yapılmaması gerektiğine bilim ve teknoloji karar verebilir mi? Hayır, burada felsefe ve ahlak devreye girer. Drone'u üretmek kadar, kullanımın sınırlarının belirlenmesi de önemlidir.

Velhasılı, ahlak ve felsefe bir fantazi değildir. Bir şeyi icat etmek ve üretmek kadar, kullanımının sınırlandırılması da önemli ve değerlidir.

Bir diğer konu, FDA meselesi.. Bu konunun FDA ile hiçbir ilgisi yok. Adamlar akvaryumda beslenen bir balık için "sağlığa uygunluk" raporu vermişler (ya da vermemişler her neyse) Bu absürd bir durum. Konunun zaten insan sağlığı ile bir ilgisi yok. Transgetik canlılara, "insan sağlığı" gerekçesi ile karşı çıkan birisini ben görmedim. O halde, bu konunun içinde niçin sürekli olarak FDA konusu geçiyor? Buna net bir cevap verebilirseniz sevinirim.

FDA, ABD'ye ait bir kurum. Ben paradan başka hiçbir insani değeri olmayan ABD bürokrasisine ve onun kurumlarına güvenmiyorum. Yarın GDO üreticilerinin FDA'da üç beş adamı satın aldığı, bağımsız kuruluşmuş gibi gösterilen kendilerine ait bazı kurumlardan, çürütüleceği baştan belli tezler ortaya atılıp, daha sonra bu "false flag" operasyonu sayesinde prestij elde ettikleri ortaya çıkabilir mi? Çıkabilir. Dün böyle şeyler olmadı mı, Oldu. Değil mi?

Tansiyon ilaçları konusunda, şeker kullanımı konusunda ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin halkı yanıltıcı kararlar verdiği ortaya çıktı mı, çıkmadı mı? Çıktı, değil mi? 20 sene sonra GDO konusunda "yanıldıkları" da ortaya çıkabilir. Çıkmaz mı, Pekala çıkabilir. 30'lu yıllarda sigaranın tedavi edici bir unsur olarak görüldüğü biliniyor. Eroin ise ABD'li bir ilaç markasının, patentli ilacıdır.

Tekrar ediyorum, GDO genetik biliminin tek ürünü değildir. GDO'ya karşı çıkmak genetik bilimine karşı çıkmak değildir. GDO ticari ve sosyo ekonomik bir konudur. Ortaya koyduğunuz, bence tartışmaya açık sağlık raporları, bu konudaki en ufak detaylardır.[EDIT]Street Parrot,2020-04-26 16:37:26[/EDIT]

Beğenenler: [T]217331,lazarusv20[/T]
+1: [T]217331,lazarusv20[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Street ParrotÇevrim Dışı

Yönetici
[C]3,1,12491[/C] [C]2,2,12491[/C] [B]1414,3[/B]
Kayıt: 05/07/2006
İl: Adana
Mesaj: 4508
Street ParrotÇevrim Dışı
Yönetici
Gönderim Zamanı: 26 Nisan 2020 16:52
Fatih bey'in tanıtım konusu maalesef transgenetik canlılar tartışmasına dönüşmüş. Mesajlar içerisinde çok güzel bilgiler olduğu için tamamen silmek yerine ayrı bir başlıkta kalmasını faydalı görüyorum.
Lütfen gündelik hayatta artık midemizin bulandığı "bilimden anlamayan cahiller - Amerikan hayranı hainler" tartışmasına dönüştürmeden devam edelim. Lütfen tartışmayı kişiselleştirmeden bu tür canlılar neden akvaryumda olmamalı ve ya olmasında sakınca yoktur kısmında kalarak dan devam edelim.

Kendi adıma ben bunu insanın akvaryuma bakışı ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Akvaryumu doğanın çok küçük bir parçasını evine taşımak olarak görmek ya da içinde rengarenk güzel canlıların salına salına yüzdüğü evini güzelleştiren bir dekor olarak görmek. Ben ilk taraftayım ama 5-6 yıl önce diğer taraftaydım. [EDIT]Street Parrot,2020-04-27 23:17:40[/EDIT]

Beğenenler: [T]217390,BayBalik[/T]
Teşekkür Edenler: [T]206719,Flexa[/T]
+1: [T]130330,bilentungul[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

MderhanÇevrim Dışı

Kayıt: 13/02/2016
İl: Istanbul
Mesaj: 208
MderhanÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 26 Nisan 2020 23:30
Bu transgenetik balıkları ben de sevemedim,gerçekten çok yapay duruyorlar(Sanırım fosfor ve çiğ renkler yüzünden).Ama bir konuda arkadaşımıza hak veriyorum.O da biz insanlar sadece sağlık için canlıları değiştirmedik,bir çok sebeple yaptık.Şu anda genlerle oynayarak yapılabilen bu işler ,bilim bu kadar ilerlememiş iken yapay seçilim ile yapıldı,halen de aynı yöntemle yapılmaya devam ediyor.Arkadaşın verdiği muz ve diğer örneklere ben de mesela köpek çeşitlerini,kedi çeşitlerini,at çeşitlerini,tavuk çeşitlerini,diğer çiftlik hayvanlarını ve bizlerin akvaryumlarındaki balık çeşitlerini ekleyebilirim.Doğada yeşil renk olan kanarya bizlerin kafeslerinde sapsarıdır mesela,alıştık yapay gelmiyor,sarı seviyoruz onu.Mesela ben triple red kakaduyu daha çok beğeniyorum doğal renkte olandan.Mesela full red lepistes,fil kulak lepistes vb. diğer birçok varyete doğada bulunmaz ama dere balığı gibi görünen vahşi lepistesten daha görseldirler.Hangimiz bir Afgan tazısını ,Siyam kedisini ya da İngiliz atını beğenmeyiz?Hepsi yapay seçilim ile elde edilmiştir.Aslında nereye baksak böyle türlerle karşılaşırız.Burada ince bir çizgi var benim düşünceme göre.İnsan sağlığına,canlının sağlığına,üremesine,doğaya zararı yoksa ,hayvana acı verici bir işlem yoksa,bu bir zevk meselesi diye düşünüyorum.Biz insanoğlu değil miydik vahşi kurttan zevk için el kadar köpeği üreten?

Beğenenler: [T]197989,ceyh[/T][T]125030,lemur[/T][T]217390,BayBalik[/T]
+1: [T]197989,ceyh[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Kingslayer44Çevrim Dışı

Kayıt: 15/02/2020
İl: Malatya
Mesaj: 296
Kingslayer44Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2020 00:02
Ben öyle işin bilimsel kısmını anlamam ama fikrim şu yönde beslemedim bana hitap etmiyor ama kimseye besleme demem bunlar araştırma içinde olsa her türlü üretilecek ve canlı sonuçta hitap eden kişinin beslemesinde sakınca görmüyorum bunu renkli taşlar veya plastik gibi algılanıp suya salınım yapar der gibi karşı çıkmak mantıksız geliyor [:)))]

Beğenenler: [T]197989,ceyh[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

erkanmaziciÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/03/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1090
erkanmaziciÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2020 00:28
[QUOTE=Mderhan]Biz insanoğlu değil miydik vahşi kurttan zevk için el kadar köpeği üreten?[/QUOTE]

Doğal ve yapay seçilim ve melezleme ile gen mühendisliği birbirinden farklı işler. Zebra Danio'ya ahtapot geni eklemek ile at ve eşeği çiftleştirmek aynı şey değil. At ve eşek insan müdahale etmese de çiftleşebilir. Seçilim yolu ile üretim ise doğada coğrafi koşullar yüzünden doğal olarak ortaya çıkabiliyor. Ama bir ahtapot (omurgasız) ile tırnak kadar bir balığın melezlenmesi doğaya aykırı. Bu işi ticari amaç ile yapmak ise ahlaka aykırıdır.

Kurttan süs köpeği üretmek şöyle oluyor. Her jenerasyonda farklı genetik özelliklere sahip bireyler doğar. Bunlar içinde doğal yaşama uyum sağlayamayanlar ölür ve doğaya uyumlu olan tür varlığını sürdürür. İnsan müdahalesi olmasa, bugünkü süs köpeklerinin ataları doğal yaşama uyum sağlayamadığı için ölecek ve bugüne gelemeyecekti. İnsan bunları ayırdı, kendi içlerinde üretti ve kararlı genetiğe sahip türler üretti. Yani insan var olmayan bir tür yaratmadı. Doğal seçilime tabi olup yok olacak bireylerin yaşamasını sağladı.

Şöyle bir senaryo kurabiliriz; bugünkü süs köpeklerinin atalarından birkaç birey, yaşamlarını sürdürebilecek bir coğrafi bölgeye ulaşmış olsalar ve burada yaşamda kalmaya devam etse, bugün yine var olabilirlerdi. Nitekim birçok hayvan, farklı coğrafi bölgelerde farklı özelliklere sahip olarak varlığını sürdürüyor. Bunların hepsi doğal süreçlerdir. Oysa bir balık ile bir omurgasızın çiftleşmesi ve yeni bir tür ortaya çıkarması, insan müdahalesi olmasa asla gerçekleşmeyecek bir kombinasyondur.

Konuyu hastalık tedavisine bağlamak, açıkçası tartışma ahlakı açısından problemli. Yani ben bir balık ile bir omurgasızın genlerinin birleştirmesine karşı çıkıyorum diye genetik teknolojisinin geliştirdiği tedavi yöntemlerinden mahrum mu kalmalıyım? Ne alakası var? Bu denklemi kim, ne adına kuruyor?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Street ParrotÇevrim Dışı

Yönetici
[C]3,1,12491[/C] [C]2,2,12491[/C] [B]1414,3[/B]
Kayıt: 05/07/2006
İl: Adana
Mesaj: 4508
Street ParrotÇevrim Dışı
Yönetici
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2020 03:15
Şöyle bir soru da ben sorayım. Seçici üretimle elde edilmiş bana göre özürlü torba göz japon balığı, sırt yüzgeçsiz yüzmekte zorlanan rançu japon balığı, yüzgeçlerinin uzunluğundan hareket etmekte zorlanan tül yüzgeçli balıkları beslemek renk dışında vücudunda herhangi bir değişiklik yapılmamış transgenetik balık beslemekten daha mı ahlakidir.

Beğenenler: [T]125030,lemur[/T][T]217390,BayBalik[/T][T]204774,Cem Altay[/T][T]183330,alpburakozbay[/T]
+1: [T]206719,Flexa[/T][T]203728,menesc[/T][T]183330,alpburakozbay[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

lazarusv20Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/09/2019
İl: Antalya
Mesaj: 3024
lazarusv20Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2020 09:19
[QUOTE=Street Parrot]Şöyle bir soru da ben sorayım. Seçici üretimle elde edilmiş bana göre özürlü torba göz japon balığı, sırt yüzgeçsiz yüzmekte zorlanan rançu japon balığı, yüzgeçlerinin uzunluğundan hareket etmekte zorlanan tül yüzgeçli balıkları beslemek renk dışında vücudunda herhangi bir değişiklik yapılmamış transgenetik balık beslemekten daha mı ahlakidir.[/QUOTE] Değildir, ancak diğer konuya da sadece “renk değişimi” olarak bakmak da yanlış olur. Bulundukları yapay veya doğal çevrede o kadar çok yeni değişken ortaya çıkartıyorlar ki. Bu tür değişikliklere maruz kalmamış (yani doğal) diğer canlıların yaşamlarına olan etkileri çok büyük seviyede. Konuyu dallandırıp budaklandırmak istemiyorum. Bir diğer boyutu da şu ki, [K]“”kağıt üzerinde”” [/K] bu markaya (Glofish) ait balıktan yavru alırsanız yem karşılığında olsa bile dağıtımını yapamazsınız. Canı isteyen araştırabilir. Biz akvaristler özgür ruhlu insanlarızdır, sadece bu boyutu bile konunun çirkin yüzünü ortaya koymaya yeter.

Teşekkür Edenler: [T]12491,Street Parrot[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

erkanmaziciÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/03/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1090
erkanmaziciÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2020 09:38
[QUOTE=Street Parrot]Şöyle bir soru da ben sorayım. Seçici üretimle elde edilmiş bana göre özürlü torba göz japon balığı, sırt yüzgeçsiz yüzmekte zorlanan rançu japon balığı, yüzgeçlerinin uzunluğundan hareket etmekte zorlanan tül yüzgeçli balıkları beslemek renk dışında vücudunda herhangi bir değişiklik yapılmamış transgenetik balık beslemekten daha mı ahlakidir.[/QUOTE]


"Özürlü" ifadeniz ilginç. Evet, aslında "özürlü" kabul edebileceğimiz canlıların hayatta kalıp bir tür haline gelmesine imkan tanıyoruz. Ama insan uygarlığının yarattığı etkilerden biri bu. Meseleyi sadece beslediğimiz hayvanlar ile sınırlı görmeyelim. Uygarlığımız, doğal seçilimde ortadan kalkacak insan bireylerin de hayatını sürdürmesine olanak sağlıyor. Yaşlılarımızı, kronik hastalarımızı, çok zayıf bireylerimizi hayatta tutuyoruz. Belki de insan uygarlığını bu kadar renkli ve güçlü yapan şeylerden biri, bu zenginliktir.

Avrupa'da 19. yüzyılın yakın zamanlarına kadar uygulanan öjeni politikaları vardı. Öjeni, insan ırkının ıslahı anlamına geliyor. Özürlü, "çirkin", zayıf bireyleri kısırlaştırdılar, üremelerine engel almaya çalıştılar. Doğal seçilim ilkesini insan eli ile uygulamaya kalktılar. Ama bu işler, daha sonra yapanların dahi unutmaya çalıştığı, utanılacak işler olarak hatırlandı. Tabii bugün hala öjeni özlemi içinde olan insanlar olduğunu göz ardı edemeyiz.

Konuyu toparlayacak olursak, doğada yok olacak olan tül kuyruklu, göz altı torbalı, üst yüzgeci olmayan balıkların hayatta tutulması, aslında doğal seçilimi tersine uygulamaktır. Doğada yok olacak olan bireylere bir şans vererek çeşitlilik yaratmak aslında ahlaksızlık olarak nitelenemez.

Dünyaya gelmiş ve normal koşullarda yok olacak bir canlının yaşamasına imkan vermek ile doğal olmayan ve doğada asla ortaya çıkmayacak bir kombinasyonu, tamamen keyfi sebeplerle "yaratmak" aynı kategoride olamaz.

Sorduğunuz soruya doğanın verdiği bir yanıt, okyanuslardaki resif bölgeleridir. Biliyorsunuz, resiflerde olağanüstü bir renklilik ve çeşitlilik var. Doğal olarak oluşmuş izole bölgelerde, doğal yaşamda varlığını sürdüremeyecek birçok canlı türü gelişmiş durumda. Belki de akvaryumlarımız, insan eli ile oluşmuş birer resif alanıdır.

Canlılardaki "güzellik" aslında önemli bir fonksiyondur. Güzellik, karşı cinsi etkilemek ve kendi genlerini yaymak amacı ile gelişen doğal bir özelliktir. Tabii doğanın içinde, bu özelliğin hayatı sürdürmeye engel olmaması gerekir. Canlı ve parlak renkler güzellik olarak nitelenebilir. Ama çok parlak ve renkli olursanız, karşı cins kadar avcıların da ilgisini çekebilirsiniz. O yüzden daha çok üreyeceğim diye aşırı güzelleşirseniz, üreyemeden yem olabilirsiniz. Resifler bu durumu tersine çeviriyor. Avcı sayısı kısıtlı olduğu için, balıklar olabildiğince renkli olabilmişler. Denizlerin başka hiçbir yerinde görünmeyen renk cümbüşünün sebebi belki de budur.

Akvaryumlarımızı niçin böyle görmeyelim? Avcı riski olmadan, balıklarımızın alabildiğine güzelleşmesine imkan tanıyoruz. Olamaz mı?[EDIT]erkanmazici,2020-04-27 10:14:43[/EDIT]

Teşekkür Edenler: [T]12491,Street Parrot[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

lazarusv20Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/09/2019
İl: Antalya
Mesaj: 3024
lazarusv20Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2020 10:17
[QUOTE=erkanmazici]
Avcı riski olmadan, balıklarımızın alabildiğine güzelleşmesine imkan tanıyoruz. Olamaz mı?[/QUOTE] Söylediğiniz bir çok şeye katılmakla beraber, “güzellik” gibi subjektif kavramları bu tartışmalara dahil etmemek en iyisi gibi duruyor, ipin ucu bu noktada kopuyor çünkü, konular ticarileşiyor, zebralar pembeleşiyor. Doğa tek rehberimiz olmalı.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

erkanmaziciÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/03/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1090
erkanmaziciÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2020 11:04
[QUOTE=lazarusv20] Söylediğiniz bir çok şeye katılmakla beraber, “güzellik” gibi subjektif kavramları bu tartışmalara dahil etmemek en iyisi gibi duruyor, ipin ucu bu noktada kopuyor çünkü, konular ticarileşiyor, zebralar pembeleşiyor. Doğa tek rehberimiz olmalı.[/QUOTE]

Bu konuda görüşümüz ortak ve net aslında. Transgenetik canlılar güzel değil kitsch olarak tanımlanmalıdır. Kitsch, Wiki'de;

[K]"Kitsch, var olan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak, ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir. Bu terim ayrıca, kibirli ve bayağı bir tada sahip şeylere ve ticari kaygılarla üretilmiş olan banal, rüküş ve sıkıcı ürünlere gönderme yaparken de kullanılır."[/K] olarak tanımlıyor. Transgenetik canlılara cuk oturan bir tanım.

Kimi sanatçılar, kitsch'i bir sanat üslubu olarak kullanıyor. Yani özellikle abartılı renkler ve desenler kullanarak bir kontrast yaratıyorlar. Ama bir canlıya bunun uygulanması gerçekten çirkin bir davranış.

Beğenenler: [T]217390,BayBalik[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

lazarusv20Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/09/2019
İl: Antalya
Mesaj: 3024
lazarusv20Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 27 Nisan 2020 11:16
[QUOTE=erkanmazici]

Bu konuda görüşümüz ortak ve net aslında. Transgenetik canlılar güzel değil kitsch olarak tanımlanmalıdır. Kitsch, Wiki'de;

[K]"Kitsch, var olan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak, ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir. Bu terim ayrıca, kibirli ve bayağı bir tada sahip şeylere ve ticari kaygılarla üretilmiş olan banal, rüküş ve sıkıcı ürünlere gönderme yaparken de kullanılır."[/K] olarak tanımlıyor. Transgenetik canlılara cuk oturan bir tanım.

Kimi sanatçılar, kitsch'i bir sanat üslubu olarak kullanıyor. Yani özellikle abartılı renkler ve desenler kullanarak bir kontrast yaratıyorlar. Ama bir canlıya bunun uygulanması gerçekten çirkin bir davranış. [/QUOTE] Kitsch oldukları konusunda da size tamamen katılıyorum ama bu sizin ve benim görüşlerimizin bu kavram için sadece bizi bağladığı gerçeğini değiştirmiyor, tek derdim, konu "zevkler ve renkler" konusuna dönmesin, sadece bu nedenle bu tür subjektif kavramlardan uzak duralım diyorum, birisi de çıkar, bu balıklarla dolu akvaryum için "vay, ne güzel pop art çalışma" der, rahmetli Andy Warhol'u mezarda ters döndürür. Bir şey diyemeyiz. :)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir