Sakin Nehir ( Son Fotolar Syf.:22 )
Gönderim Zamanı: 28 Aralık 2013 13:23
Arman bey balıklarınız hayırlı olsun. En çok aradığım türler arasında olmasına rağmen bir türlü bulmayı başaramadım. Bu canavarların kısa süre sonra tankta diatom diye birşey bırakmayacaklarına emin olabilirsiniz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Aralık 2013 14:17
Müthiş bir iş üzerinde çalışıyorsunuz,sürekli baştan sona okuyorum,forum için gerçekten önemli bir kaynak proje olacaktır.
Tebrik ederim,takipteyiz
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 29 Aralık 2013 00:14
Teşekkürler herkese.
reverse 2013-12-29 00:49:09
Gökhan bey bu şekilde bir örnek teşkil edeceğini sanmıyorum ama yine de teşekkür ederim beğendiğiniz için.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 29 Aralık 2013 00:46
Bence aşama aşama örnektir,yaşadığınız zorluklar,yılmadan halen üzerine çalışmanız,çok ciddi şekilde emek ve mesainizi harcıyorsunuz,benim bakış açıma göre özellikle işin en önemli noktaları bunlar
Bakalım zamanla istediğiniz hale gelecekmi kurulumunuz,hep beraber göreceğiz,Nöbetteyiz
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 29 Aralık 2013 11:30
Aldığım otocincluslar arasında birtakım farklılıklar gözlemliyorum.reverse 2013-12-29 11:47:56
Bu sayfanın ilk mesajındaki fotoğraflardan sonuncusundaki balık affinis değil gibi duruyor mesela...
Birkaç tanesi sanırım otocinclus affinis değil. Ya vittatus ya da vestitus denilen türlerden.
Yani sanırım şu anda akvaryumda birkaç affinis ve birkaç adet de vittatus (veya vestitus) türü otocinclus var. Eğer yanılmıyorsam 4 affinis, 2 de diğer türden var.
Bu sayfanın ilk mesajındaki fotoğraflardan sonuncusundaki balık affinis değil gibi duruyor mesela...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Ocak 2014 23:51
Gübrelemede 1 haftayı geride bıraktık.
Bir de bir süredir sormak istediğim bir şey vardı. Merak ediyorum ama sormak kısmet olmamıştı hep konuların arasında atlayıp gittim.
Bitkilerde dikkat çeken bir gelişim gözlemleyemiyorum. Gübrelemeye başlamadan da önce subulataların sadece 1 tanesi -o da kesik tek bir yaprağı olan kök- 1 adet sürgün verdi. Onu da can havliyle verdi sanırım.
Hydrolarda gelişim denebilecek değişiklikler var aslında ama sanırım bitkinin türüyle alakalı bir şey, bu gelişim biraz yavaş gibi.
Alper beyin hediye ettiği pistialar da toparlanıyorlar gibi.
Balıkların son durumu iyi. 4 adet panda ve 6 adet otocinclus sıkıntısız şekilde yaşıyorlar.
Yalnız bugün odama girdiğimde bir süpriz beni karşıladı. Odanın içinde uçuşan onlarca küçücük sinekle karşılaştım.
Sanırım paludaryum arayıp da bulamadıkları üreme ortamını sunmuş kendilerine. Elektrik süpürgesi ile tamamını çektim, temizledim. Ama suda yine 1 adet -belki daha fazla- larva var. Arkası gelecek. Acilen tetra grubunu eklemem gerekiyor artık.
Bu arada şu max mix reaktörle ilgili bir sorum olacak:
Bu reaktörü kullanan arkadaşlar acaba içinde ne kadar co2 gaz birikiyor çalışır durumdayken?
Ben akvaryumun dışında kullandığımdan olsa gerek, belli bir basınçla çalışıyor. Şöyle ki, elimdeki 2,5 wattlık hava motoru bu basıncı yenip içine hava dolduramıyor. Yani dış filtrenin su basış (ve sanırım aynı zamanda su seviyesinin de altında olduğundan oluşan basınç) gücü ile birlikte orada birr miktar kuvvet oluşuyor. Böyle olunca da benim mayalı sistem içeriye çok fazla gaz dolduramıyor. Reaktörün içerisinde her daim gaz var ancak, miktarı fazla değil. Ya gaz iyi çözülüyor (suda ancak zerre kadar baloncuklar var) ya da başka bir iş var bu işte.
Gece checkvalfin olduğu yerden hortumu ayırıp co2 girişini kesiyorum. Basınçtan dolayı checkvalfin olduğu noktaya kadar akvaryum suyu geliyor (yaklaşık 30cm hortum). Sabah da şişeden gelen hortumu c.valfin diğer ucuna taktıktan sonra, yaklaşık 10 dakika kadar o hortumdaki su kımıldamıyor. Belli bir basınç oluşunca da birden bire boşalıp, reaöktöre aniden gaz girişi oluyor. Ama dediğim gibi az miktarlarda.
Soruya gelince, bu reaktörün çalışma mantığı mı bu şekilde, yoksa benim mayalı sistemim gereken basıncı üretemiyor mu (karışımdaki herhangi bir aksaklıktan dolayı)?
Bir de bir süredir sormak istediğim bir şey vardı. Merak ediyorum ama sormak kısmet olmamıştı hep konuların arasında atlayıp gittim.
Ergün bey; gübrelemeyi neden akşam ışıkların kapanmasından sonra yapıyoruz acaba?
Tabi diğer arkadaşlar da cevaplayabilir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Ocak 2014 08:52
Arman bey bitkiler bulundukları her türlü ortama uyum sağlayabildikleri için besinsiz ortamda kendilerini dinlenme moduna almışlardır. Tekrar gelişim moduna geçebilmek için ortamdaki besin değişikliklerine 2-3 hafta sonra net bir şekilde tepki gösterebilirler. Bu nedenle stabil bir şekilde bir gübreleme önerilmektedir.
Su altında nispeten yavaş gelişen bitkileriniz, gübreleme ile birlikte bir anda büyümeye geçmeseler de bu sizi aldatmasın. Su üstündeki pistialar sizin için ücretsiz test kitidir. Gübreleme yeterli mi yoksa yetersiz mi geliyor pistiaların üreme hızına bakarak karar verebilirsiniz. Eğer bir hafta sonunda pistialarda yeni küçük yapraklar ve yan sürgünler gözlemliyorsanız suda yeterince besin bulunuyor demektir. Eğer pistialar önceki haftalara göre daha az gelişim göstermeye başlamışsa besin yeterli gelmiyor gübrelemeyi biraz artırmak gerekiyor diye karar verebilirsiniz.
Bu havada odanızda sineklerin uçuşması sizin için kötü bir sürpriz olmuş. Paludaryumda bir kaç tane de sinek kapan mı beslemeniz mi gerekiyor acaba? Kurbağa fikrini de yabana atmayın.
Mayalı sistemi akşamları açtığınız için içindeki basınç düşüyordur. O yüzden basınç eski haline gelene kadar reaktörün içine co2 basamıyor. Ben mayalı sistemi 24 saat veriyorum. Şu ana kadar herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Çünkü CO2 ve O2 suda ayrı ayrı çözülebiliyor. CO2 miktarı yüksek bile olsa balıkların O2 almasını engellemiyor. Asıl sorun elektrikler kesilip de su havalanmayınca ortamdaki O2 tükendiğinde yaşanıyor.
Reaktör ile ilgili sorularınızı yine Bilal beye bırakıyorum. Size kullanım ile ilgili en doğru bilgiyi Bilal bey verecektir.
Gübrelemeyi gece ışıklar kapandıktan sonra yapmamızın nedeni yosunların bitkilere oranla ortamdaki besin değişikliklerine çok daha hızlı adapte olabilmesidir. Işıklar açık iken yapılan gübrelemeye bitkiler uyum sağlayıp tepki verene kadar yosunlar bu besinleri kullanmaya başlayabilirler. Bu nedenle önlem olarak gece ışıklar kapandıktan sonra gübreleme yapılır. Bitkiler sabaha kadar ortamdaki besin değişikliğine uyum sağlayıp ışıklar açıldığında da bu besinleri kullanmaya başlarlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Ocak 2014 14:10
Arman bey, reaktöre hava motoru takmayı bende geçen aylarda denemiştim ama sonuç bende de aynı olmuştu.
Reaktörünüz'ün mayalı sistemle çalışması konusunda herhangi bir sıkıntı yok, mayalı sistem stabil olmadığı için herşey maya bakterilerinin şeker yakma performasına bağlı oluyor :) ben 2.5 litre kola şişesiyle başladım ancak 1-2 gün içinde verim düşüp co2 çıkışı çok azalmaya başladığından bıkkınlık geldi ve 5 litrelik su şişesine geçtim. ilk gün inanılmaz bir co2 çıkışı olup o da 4-5 gün içinde verimini yitiriyordu, ayrıca kapak kısmından gaz kaçağı da yapmaya başladı. Sonra şöyle bir uygulamaya gittim. 2 tane 2.5 litre kola şişesini "T" hava hortumu birleştiricisi ile birbirine bağladım. İlk uygulamada her iki şişeye de karışım yapıp uygulamaya geçtim. aradan birkaç gün geçip verim azaldığında şişelerden birini boşaltıp tekrar karışım hazırladım(bu yeni karışım hazırlanan şişe "a" şişesi olsun, diğer eski karışımlı şişe de "b" şişesi olsun.), verim tekrar artmış oldu. Yani şuan elimizde a şişesinin %100 lük performansı ve "b" şişesinin tahmini %20 lik performansı var. Aradan bir kaç gün geçince b şişesini alıp tekrar karışım hazırladım ve döngü bu şekilde devam etmiş oldu. Bundaki amaç şu karışımın verimi düşmeye başladığında bir miktar gaz çıkışı olsada akvaryum içine yetecek kadar co2 çıkışı sağlamıyor. Onu döküp ziyan edeceğimize diğer şişedeki gaz çıkışına bir nebzede olsa katkıda bulunmasını sağlamak. Umarım anlatabilmişimdir :)
Karışım hakkında şunları söyleyebilirim, her türlü karışımı denedim (sütlü,limonlu,karbonatlı vs..) ama en çok verimi akvaryumdan alınan su+şeker+ mayada aldım (başka hiç bir madde koymadan).Ayrıca mayalı karışımı hazırlarken mayayı suya katma aşamasında ve sonraki günlerde suyun oda sıcaklığında olmasına dikkat edin. Yani şişedeki karışım hiçbir zaman oda sıcaklığı altın düşmesin. Birde şişenin hiç ışık almaması gerekiyor.Çünkü mayadaki bakteriler ısı ve ışığa son derece duyarlılar. Ben şişenin her tarafını alüminyum folyo ile sarardım hem güzel dururdu hemde ışık almazdı. Ha birde unutmadan diyelim şişedeki karışımın veriminin düştüğüne kanaat getirdiniz ve artık karışımı tazelemeniz gerekiyor, bu işlemi yapmadan önce yarım çay bardağı suya 2-3 çay kaşığı yaş maya atıp iyice eritin, sonra bu mayalı suyu eski karışıma dökün,en az 1 gün daha verimli gaz çıkışı olacaktır. Sıkılmazsanız bu işlemi 3-4 gün boyunca hergün tekrarlayabilirsiniz.Böylece karışımdaki 2-3 bardak şekeri iliklerine kadar kullanmış olursunuz :) Artık yaş maya da işe yaramayınca yeni karışım hazırlarsınız.
Gübreleme konusunda Ergün beye katılıyorum, bende gübrelemeyi ışıklar kapandıktan hemen sonra değilde gece yatarken 00:00-03:00 saatleri arasında yapıyorum. Bilimsel bir kanıtım yok ama bitkilerin gübreyi gece boyu depolayıp gündüz fotosentez esnasında kullanmaya başladığını düşünüyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 03 Ocak 2014 00:35
Cevaplar için çok teşekkür ederim. Siz de olmasanız çoktan darmadağın olmuştu paludaryum.
Ergün bey, pistialar şimdilik toparlanmaya çalışıyor. Yine de biraz biraz yeni yapraklar, 1-2 de yeni sürgün var gibi. Daha suya uzanan kökleri bile yok doğru düzgün. Eklediğimde iyice perişan haldelerdi.
Toparlandıklarında dediğiniz gibi bir gözlem aracı olarak kullanırız birlikte.
Sinekler için de sinekkapan veya kurbağa yerine bir grup tetra çok iyi olacak sanırım. Suyun içindeki larvalar kendilerine bir ziyafet olur. Otocinclusları aldığım akvaryumcuya önümüzdeki hafta kardinal gelecek sanırım. Ama cumadan önce alacak vaktim olmayacak. 1 hafta daha sineklerle boğuşacağım gibi.
Bilal bey, ben bu mayalı sistemi zamanında kurduğumda, 1 litrelik kola şişesinden 1 ay gaz çıkışı aldığımı hatırlıyorum. Şimdi nasıl bir karışım yaptığımı hatırlamıyorum ama bu karışımda, şeker, kuru maya, bir kaşık süt, 5-10 damla limon, 1 çay kaşığı karbonat vs. ekledim. Suyu da direkt çeşmeden alıp, oda sıcaklığında ve su hazırlayıcı ile uygun koşullara getirdikten sonra karıştırdım.
1 haftayı geçtik, şimdilik bir sıkıntı yok. Çıkış aynı şekilde devam ediyor.
Bu arada akvaryumu havalandırmak amacıyla reaktöre hava asmak istiyorsanız, dış filtrenin fişini çekip, hava motoruyla havayı rahatça basabilirsiniz. Ben böyle yapıp hava basabilmiştim. Yalnız ben filtre hortumlarının vanalarını da kapatmıştım ama açık olsaydı da basılabilir miydi bilmiyorum.
Benim mayalı şişesi az da olsa ışık alıyor. Kola şişesinin tamamını çeşmeden akan buz gibi suyla doldurduktan sonra, etrafını siyah bir poşetle çevirip, yanan ocağın üzerine yaklaştırarak poşetin büzüşerek şişeyi sarmasını sağladım. Fena olmadı ama şişenin kapak kısmında 2-3cm, en dibinde de 1cm kadar açıklık kaldı. Ama bir sıkıntı yok gibi görünüyor.
Diğer konulara değinecek olursak;
Otocincluslar hakkaten ortalıkta diatom denen bir şey bırakmadılar. Özellike tabandaki hydrocotyllerin büyük bir yaprağı tamamen diatom kaplıydı ama şimdi tertemiz. Diğer alanlarda da diatom görebilmek çok zor. Şimdilik başka herhangi bir yosun da yok gibi görünüyor.
Karasal alanda sarmaşıklar fena değil gibi ama süs yoncalarında başarıyı yakalayamadım sanırım.
Toprakta oluşan küften kurtulanar şimdilik sağlıklı gibi görünüyorlar ama istediğim gibi bir gelişim de yok gibi. Bir de küf bazı yerleri kelleştirince ortaya pek içaçıcı olmayan bir görüntü çıktı. Yine de beklemedeyim. Karasal alana da 3-4 adet misket gübre ektim.
İşin en kötü tarafı -İzzet abi duymasın- geri kalan tohumların hepsini kaybettim. Bir yem kutusuna koymuştum ama şimdi bulamıyorum.
Bilal bey, şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Başımı belaya soktunuz.
Başka bir konuya yazdığınız bir mesaj sayesinde alternanthara reinickii mini (umarım doğru yazmışımdır) bitkisiyle tanıştım. Kırmızı rengiyle değişik bir atmosfer yaratabilir diye düşünüyorum. 3-4 dal alıp, gelişip gelişmeyeceğine bakmak lazım. Şimdi bu bitkiden temin etmeye çalışıyorum. Hep sizin yüzünüzden.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 03 Ocak 2014 02:35
Arman bey sanırım ben mayalı sistem+reaktörle ilgili sorunuzu anlamadım ve öyle genel bir bilgi vereyim dedim İçinize sinmeyen bir nokta varsa tekrar üzerinde konuşabiliriz.
BlueFall 2014-01-03 02:43:39
[QUOTE=reverse]Bilal bey, şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Başımı belaya soktunuz.
Başka bir konuya yazdığınız bir mesaj sayesinde alternanthara reinickii mini (umarım doğru yazmışımdır) bitkisiyle tanıştım. Kırmızı rengiyle değişik bir atmosfer yaratabilir diye düşünüyorum. 3-4 dal alıp, gelişip gelişmeyeceğine bakmak lazım. Şimdi bu bitkiden temin etmeye çalışıyorum. Hep sizin yüzünüzden.[/QUOTE]
Reinecikki mini biraz zor bitkidir, demir gübresine ihtiyaç duyar ayrıca yüksek ışık (özellikle grolux) ve co2 ister, isterseniz deneme amaçlı az miktarda alın.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 03 Ocak 2014 10:01
Bilal bey saydığınız koşulların hepsi var paludaryumda. Demir gübresi (ve diğer gübreler), co2 zaten veriyoruz. Bir tek yüksek ışık yok denebilir. Bu sorunu da 2. çift lambaları yakarak çözebilirim gibi. İlerde yakmam gerekirse ışık şiddetiyle ilgili sıkıntımın kalmaması lazım aslında.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 03 Ocak 2014 19:41
Arman Bey neden kalan 2 floyu da artık açmıyorsunuz? Yosun oluşumu artık sorun olmaz sanırım yada benim bilmediğim başka bir nedeni mi var?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 03 Ocak 2014 23:25
Emre bey, konuda daha önce Ergün bey şu anda yanan floresanların bu bitkilere yeterli olacağını söylemişti. Ergün bey ve Bilal bey sağolsunlar çok yardımcı oluyorlar. Onların sözünden çıkmayınca işlerin iyi gittiğini görüyorum. O yüzden şimdilik yakmıyorum diğer floresan çiftini.
İlerde yak derlerse yakarım.
Bu arada reinickii mini bitkisini (4 dal) forumdan bir arkadaştan sipariş ettim. Pazartesi elimde olacak büyük ihtimalle. Bu bitkiye daha yüksek ışık gerekecekse yakarız floları. Tabi yine tavsiyeler gerekecek bu konuda da.
Olmazsa ilerleyen dönemlerde birkaç bitki daha ekleyebilirim. Ya da mevcut bitkilerin gelişmesini sabırla bekleyip, bunları üretip bitki popülasyonunu arttırabilirim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir